Uçsuz bucaksız gün döndü tarlaları... :))
Klarnetin kemanın ve darbukanın hiç bir yerde çalınmadığı kadar güzel çalındığı düğünler... :))
Salçası az çok lezzetli yemekler... :))
Yangından ilk kurtarılacak CAN gibi görünse deee.... Tebessümünü kaybetmiş can bi işe yaramıyacağındaaaann.... :)) Sadece yangından değil her yerden ve her şeyden ilk kurtarılacak olan tebessümdür.... :)))
Baba
- Bikaç gün İzmir'e gitsek diyorum..
Anne
-E valla pek iyi olur daa
Baba
- daaa sı ne? ?
Anne
-Hani diyorum Ankara'dan çıkınca Tekirdağ'a gitsek de hani oradan İzmir yolu geçiyo yaaa..
Baba
- EEEEEEEEE
anne
- yani yol öyle daha kısa olmaz mı diycektim... :))
Derdi Tekirdağ'da kardeşlerini görmek olduğundan sadece lafı değil yolu da uzatmayı başarabilen tek kadın... :))))
New york new york şarkısını hatırlatıyor.. Genelde Frank Sinatra'dan dinlenir ve bendeki kayıtta ondan ama ben Liza Minelli'den tercih ederim deee.. bulamadım mp3'nü
Alt kısımlarındaki taş bölümleri rum taş ustalarının yaptığı, üst ahşap bölümlerin türk ahşap ustalarına ait olduğu cumbalı, hatta bazıları salonlarının ortasında havuzu olan, Her biri diğerinin görüntüsünü kapatmıyacak biçimde tasarlanarak yapılmış;
incelik, ustalık, kardeşlik, ahbaplık kokan güzel evler mozaiği.... :))
Ve bir doğa harikası olan amasraya giderken konaklanıp, o güzelim konakların birinde serin bir sabah kahvaltısı.... :)))
Yetinmek ayrı birşey.. Elde olanın değerini bilmek ondan mutluluk payı çıkarmak ayrı birşey....
Elde olanla kanaat etmekten daha çok, elde olanın keyfini çıkarırken daha fazlası için çaba, emek, istek ve hevesin gerekliliğni anlatıyor bence bu terim... Çünkü çoğu bulmak gibi açık bir kapıya yönelik.... :))))
Ateşi ve ihaneti gördük.
Ve kanlı bankerler pazarında
memleketi Alaman'a satanlar,
yan gelip ölülerin üzerinde yatanlar
düştüler can kaygusuna
ve kurtarmak için başlarını halkın gazabından
karanlığa karışarak basıp gittiler.
Yaralıydı, yorgundu, fakirdi millet,
en azılı düvellerle dövüşüyordu fakat,
dövüşüyordu, köle olmamak için iki kat,
iki kat soyulmamak için.
Ateşi ve ihaneti gördük.
Murat nehri, Canik dağları ve Fırat,
Yeşilırmak, Kızılırmak,
Gültepe, Tilbeşar Ovası,
gördü uzun dişli İngiliz'i.
Ve Aksu'yla Köpsu,
Karagöl'le Söğüt Gölü
ve gümüş basamaklı türbesinde yatan
büyük, âşık ölü,
şapkası horoz tüylü İtalyan'ı gördü.
Ve Çukurova,
kıyasıya düzlük,
uçurumlar, yamaçlar, dağlar kıyasıya
ve Seyhan ve Ceyhan
ve kara gözlü Yürük kızı,
gördü mavi üniformalı Fransız'ı.
Ve devam ettik ateşi ve ihaneti görmekte.
Eşraf ve âyân ve mütehayyizânın çoğu
ve ağalar:
Bağdasar Ağa'dan
Kellesi Büyük Mehmet Ağa'ya kadar,
düşmanla birlik oldular.
Ve inekleri, koyunları, keçileri sürüp, götürüp,
gelinlerin ırzına geçip,
çocukları öldürüp
ve istiklâli yakıp yıktıkça düşman,
dağa çıktı mavzerini, nacağını, çiftesini kapan
ve çığ gibi çoğaldı çeteler
ve köylülerden paşalar görüldü,
kara donlu köylülerden.
Ve bizim tarafa geçenler oldu
Tunuslu ve Hindli kölelerden.
Ve Türkistanlı Hacı Ahmet,
kısık gözleri,
seyrek sakalı,
hafif makinalı tüfeğiyle
dağlarda bir başına dolaştı.
Ve sabahleyin ve öğle sıcağında ve akşamüstü
ve ayışığında ve yıldız alacasında geceleyin,
ne zaman sıkışsa bizimkiler,
peyda oluverdi, yerden biter gibi o
ve ateş etti
ve düşmanı dağıttı
ve kayboldu dağlarda yine.
...............................
Ateşi ve ihaneti gördük.
Dayandık
dayanmaktayız.
................................
Ve 29 Aralık Kütahya:
4 top
ve 1800 atlı bir ihanet
yani Çerkez Ethem,
bir gece vakti
kilim ve halı yüklü katırları,
koyun ve sığır sürülerini önüne katıp
düşmana geçti.
Yürekleri karanlık,
kemerleri ve kamçıları gümüşlüydü,
atları ve kendileri semizdiler...
Bir yaz tatilinde balığa götürmüştü babam.. Ki o zaman marmara uskumru ve istavrit kaynardı...
Çapariler denizden çıktıkça üzerinde salkım sakım balıklardan ııyykk diye bir ses mi çıktı.. Çocuktum bana mı öyle geldi... bilinmez...
Bildiğim balıktan dönene kadar giymeye bile kıyamadığım rafya şapkamla balık kovasına su taşıdığım.. Aklım sıra balıklar ölmesin diye.. :))
Ama akşam olup çıtır çıtır istavritleri yerken aklımın ucuna bile düşmedi kalburla su taşıdığım... :)))
Temel, bir binanın önünde durmuş, arkadaşları da çatıya çıkmış. Temel aşağıdan arkadaşlarına,
- Ula sen iki kolunu yana aç aşağı öyle atla demiş. Birincisi atlamış gümmm.
- İkinciye sen sadece sağ kolunu yana aç, öyle atla demiş. İkincide atlamış gümmm.
- Üçüncüye, sen iki kolunu yanına yapıştır öyle atla demiş, oda atlamış, oda gümmm. Yoldan geçen bi adamın dikkatini çekmiş sormuş,
- Kardeşim siz ne yapıyorsunuz Allah aşkına demiş. Temel cevap vermiş, Tetris Oyniyruz!
trakya
29.07.2006 - 17:50Uçsuz bucaksız gün döndü tarlaları... :))
Klarnetin kemanın ve darbukanın hiç bir yerde çalınmadığı kadar güzel çalındığı düğünler... :))
Salçası az çok lezzetli yemekler... :))
yeni terim eklemek
29.07.2006 - 16:28bir de eklediklerim çıksa...:((
küsmek
28.07.2006 - 17:41küs olduğum tek bir kişi bile yok şu koca dünyada... :)))
Tebessüm
28.07.2006 - 14:55Yangından ilk kurtarılacak CAN gibi görünse deee.... Tebessümünü kaybetmiş can bi işe yaramıyacağındaaaann.... :)) Sadece yangından değil her yerden ve her şeyden ilk kurtarılacak olan tebessümdür.... :)))
lafı uzatmak
28.07.2006 - 14:38Baba
- Bikaç gün İzmir'e gitsek diyorum..
Anne
-E valla pek iyi olur daa
Baba
- daaa sı ne? ?
Anne
-Hani diyorum Ankara'dan çıkınca Tekirdağ'a gitsek de hani oradan İzmir yolu geçiyo yaaa..
Baba
- EEEEEEEEE
anne
- yani yol öyle daha kısa olmaz mı diycektim... :))
Derdi Tekirdağ'da kardeşlerini görmek olduğundan sadece lafı değil yolu da uzatmayı başarabilen tek kadın... :))))
new york
28.07.2006 - 14:31New york new york şarkısını hatırlatıyor.. Genelde Frank Sinatra'dan dinlenir ve bendeki kayıtta ondan ama ben Liza Minelli'den tercih ederim deee.. bulamadım mp3'nü
yangında ilk kurtarılacaklar
28.07.2006 - 14:26tebessüm.... :))
trakya
28.07.2006 - 14:08Suyun öteki yanı... :))
Köklerimin bir yanı....
esrik
27.07.2006 - 12:08Yaprak kıpırdamayan bunaltıcı sıcaklar gibi durağan olanlanlara göre daha eğlenceli.. Serin en azından... :)))
her yüze güleni dost sanmak
27.07.2006 - 12:05her gülümsemenin altında bir komplo teorisi aramaktan iyidir aslında... :)))
safranbolu
27.07.2006 - 11:59Alt kısımlarındaki taş bölümleri rum taş ustalarının yaptığı, üst ahşap bölümlerin türk ahşap ustalarına ait olduğu cumbalı, hatta bazıları salonlarının ortasında havuzu olan, Her biri diğerinin görüntüsünü kapatmıyacak biçimde tasarlanarak yapılmış;
incelik, ustalık, kardeşlik, ahbaplık kokan güzel evler mozaiği.... :))
Ve bir doğa harikası olan amasraya giderken konaklanıp, o güzelim konakların birinde serin bir sabah kahvaltısı.... :)))
aza kanaat etmeyen çoğu bulamaz
27.07.2006 - 11:51Yetinmek ayrı birşey.. Elde olanın değerini bilmek ondan mutluluk payı çıkarmak ayrı birşey....
Elde olanla kanaat etmekten daha çok, elde olanın keyfini çıkarırken daha fazlası için çaba, emek, istek ve hevesin gerekliliğni anlatıyor bence bu terim... Çünkü çoğu bulmak gibi açık bir kapıya yönelik.... :))))
vakur
27.07.2006 - 11:35cool takılmak.... :))
atalet
27.07.2006 - 11:31oblomov... :))
çerkez ethem
26.07.2006 - 13:57Ateşi ve ihaneti gördük.
Ve kanlı bankerler pazarında
memleketi Alaman'a satanlar,
yan gelip ölülerin üzerinde yatanlar
düştüler can kaygusuna
ve kurtarmak için başlarını halkın gazabından
karanlığa karışarak basıp gittiler.
Yaralıydı, yorgundu, fakirdi millet,
en azılı düvellerle dövüşüyordu fakat,
dövüşüyordu, köle olmamak için iki kat,
iki kat soyulmamak için.
Ateşi ve ihaneti gördük.
Murat nehri, Canik dağları ve Fırat,
Yeşilırmak, Kızılırmak,
Gültepe, Tilbeşar Ovası,
gördü uzun dişli İngiliz'i.
Ve Aksu'yla Köpsu,
Karagöl'le Söğüt Gölü
ve gümüş basamaklı türbesinde yatan
büyük, âşık ölü,
şapkası horoz tüylü İtalyan'ı gördü.
Ve Çukurova,
kıyasıya düzlük,
uçurumlar, yamaçlar, dağlar kıyasıya
ve Seyhan ve Ceyhan
ve kara gözlü Yürük kızı,
gördü mavi üniformalı Fransız'ı.
Ve devam ettik ateşi ve ihaneti görmekte.
Eşraf ve âyân ve mütehayyizânın çoğu
ve ağalar:
Bağdasar Ağa'dan
Kellesi Büyük Mehmet Ağa'ya kadar,
düşmanla birlik oldular.
Ve inekleri, koyunları, keçileri sürüp, götürüp,
gelinlerin ırzına geçip,
çocukları öldürüp
ve istiklâli yakıp yıktıkça düşman,
dağa çıktı mavzerini, nacağını, çiftesini kapan
ve çığ gibi çoğaldı çeteler
ve köylülerden paşalar görüldü,
kara donlu köylülerden.
Ve bizim tarafa geçenler oldu
Tunuslu ve Hindli kölelerden.
Ve Türkistanlı Hacı Ahmet,
kısık gözleri,
seyrek sakalı,
hafif makinalı tüfeğiyle
dağlarda bir başına dolaştı.
Ve sabahleyin ve öğle sıcağında ve akşamüstü
ve ayışığında ve yıldız alacasında geceleyin,
ne zaman sıkışsa bizimkiler,
peyda oluverdi, yerden biter gibi o
ve ateş etti
ve düşmanı dağıttı
ve kayboldu dağlarda yine.
N.H.Ran
çerkez ethem
26.07.2006 - 13:44...............................
Ateşi ve ihaneti gördük.
Dayandık
dayanmaktayız.
................................
Ve 29 Aralık Kütahya:
4 top
ve 1800 atlı bir ihanet
yani Çerkez Ethem,
bir gece vakti
kilim ve halı yüklü katırları,
koyun ve sığır sürülerini önüne katıp
düşmana geçti.
Yürekleri karanlık,
kemerleri ve kamçıları gümüşlüydü,
atları ve kendileri semizdiler...
N.H. Ran
ŞAFAK
25.07.2006 - 17:44şafak kadar keskin olmayan seher sözcüğünü daha çok severim... :))
ha bir de tulû var aynı anlama gelen
Münir Nurettin söyler;
Tulûa bak beni yaded gurûba bak beni an diye...)))
yeşilçam şarkıları
25.07.2006 - 17:31Kalbim yanıyor ismini her kimden işitsem
diyor Zeki Müren yine o güzel sesi ve şahane yorumuyla.. :))
Sanki film müziğiydi gibi geldi ama...? ? ? ... :)))
sabır
25.07.2006 - 17:27Sanıldığından daha sağlam // Sanıldığı kadar sağlam olmayan taş... :)))
elvis presley
25.07.2006 - 16:53its now or never.... :))) buldum dinliyom... :)))
kalburla su taşımak
25.07.2006 - 16:52Bir yaz tatilinde balığa götürmüştü babam.. Ki o zaman marmara uskumru ve istavrit kaynardı...
Çapariler denizden çıktıkça üzerinde salkım sakım balıklardan ııyykk diye bir ses mi çıktı.. Çocuktum bana mı öyle geldi... bilinmez...
Bildiğim balıktan dönene kadar giymeye bile kıyamadığım rafya şapkamla balık kovasına su taşıdığım.. Aklım sıra balıklar ölmesin diye.. :))
Ama akşam olup çıtır çıtır istavritleri yerken aklımın ucuna bile düşmedi kalburla su taşıdığım... :)))
angina pektoris
25.07.2006 - 16:42Ve
Bakıyorum geceye demirlerden
ve iman tahtamın üstündeki korkunç baskıya rağmen
kalbim en uzak yıldızla birlikte çarpıyor.
demiş devamında.. :))
N.H.Ran
nedir e alkollu girmek
25.07.2006 - 16:32Temel çok içiyormuş. Bu kadar çok içme de seni ustabaşı yapalım, demişler.
-Valla pen içince mühendiz olayirum, demiş..... :)))
tetris
25.07.2006 - 14:13Temel, bir binanın önünde durmuş, arkadaşları da çatıya çıkmış. Temel aşağıdan arkadaşlarına,
- Ula sen iki kolunu yana aç aşağı öyle atla demiş. Birincisi atlamış gümmm.
- İkinciye sen sadece sağ kolunu yana aç, öyle atla demiş. İkincide atlamış gümmm.
- Üçüncüye, sen iki kolunu yanına yapıştır öyle atla demiş, oda atlamış, oda gümmm. Yoldan geçen bi adamın dikkatini çekmiş sormuş,
- Kardeşim siz ne yapıyorsunuz Allah aşkına demiş. Temel cevap vermiş, Tetris Oyniyruz!
Toplam 1393 mesaj bulundu