Fatih Yılmaz Adlı Üyenin Nedir Yazıları - Ant ...

  • sadakatsiz/unfaithful

    10.02.2008 - 20:26

    'Ryan's Daughter' (1970)

    David Lean

  • teknikler ve mistikler

    10.02.2008 - 20:22

    '...ilk arya oldukça ilginç bir yapıdadır: Barok müziğin vazgeçilmez temelini oluşturan sürekli bas bu parçada yer almaz... Genellikle bir org veya klavsenle birlikte çellonun seslendirdiği ve tüm eserin altyapısı sayılan sürekli bas partisinn yokluğu oldukça ender rastlanan bir durumdur... Sopranoya eşlik eden obuanın süslemeleri ve yaylı sazların yumuşak tınısı sözleri destekler niteliktedir: Parçada günahkar düşünceler karşısında insanın korkusu ve titreyişi vurgulanır... Böylece bir anlamda insanın dayanaktan yoksun kalması anlatılmak istenmiştir... Sürekli basın olmadığı bir müzik, ayaklarını yere sağlam basamayan bir insan gibidir...'

  • Napoleon Bonaparte

    10.02.2008 - 20:20

    'Düşman tesiri altındaki bir komutanın vereceği emir yoktur, kim ona uyarsa suçludur.'

  • düşgözlü

    10.02.2008 - 20:19

    -I don't want realism... I want magic! Yes, yes, magic... I try to give that to people... I do misrepresent things... I don't tell truths... I tell what ought to be truth...

  • parasıyla değil mi?

    10.02.2008 - 20:06

    '...tedirginliğim arttı, eski bir düşünceye göre, gerçekten tehlikeli olan kadınlar az para almazlar diye geldi aklıma...'

  • şıpsevdi

    08.02.2008 - 22:30

    Eller ne derse desin
    İnan ilk sevgilimsin
    Bekliyorum yıllardır
    Ne zaman geleceksin

    Ruhumsun aşkımsın sen
    Her yerde senin sesin
    Bekliyorum yıllardır
    Ne zaman geleceksin

    Unutamam buseni
    Sevgilim sen nerdesin
    Bekliyorum yıllardır
    Ne zaman geleceksin...

  • Seni çok özledim

    08.02.2008 - 22:29

    Deymen benim gamlı yaslı gönlüme
    Ben bir selvi boylu yardan ayrıldım

    Evvel bağban idim dostun bağında
    Talan vurdu ayva nardan ayrıldım

    Kuşlar gibi gökyüzünde dönende
    Baykuş gibi viran yurda konanda

    Çok ağladım Mecnun gibi çöllerde
    Ferhat gibi Şirin yardan ayrıldım...

  • armageddon

    08.02.2008 - 22:28

    '...kimbilir, belki de aygıtların yol açacakları işitilmedik çapta bir afet bizi yeniden sağlığımıza kavuşturacaktır... Boğucu gazlar yetersiz kalınca, tıpkı öteki insanlara benzeyen bir insan, odasında gizlice başkalarıyla kıyaslanamaz bir patlayıcı icat edecektir, öyle bir patlayıcı ki, bugün bildiğimiz tüm patlayıcılar yanında zararsız birer çocuk oyuncağı gibi kalacaklardır... Ve yine tıpkı öteki insanlara benzeyen, ama onlardan birazcık daha hasta bir insan o patlayıcıyı çalıp götürecek, yeryüzünün merkezine, etkisinin en fazla olacağı noktaya yerleştirecektir... Hiç kimsenin duyamayacağı dev bir patlama olacak, yeniden bulutsuya dönüşen yeryüzü, asalaklardan da, hastalıklardan da kurtulmuş olarak uzayda, öyle, başıboş dolaşacaktır...'

  • rejim

    08.02.2008 - 22:27

    '...akademik kariyerlerin üniversite içine yerleşmiş çeteler tarafından verildiği, bilimsel nitelikte makale bile üretemeyen, üretse de en fazla yurtdışında faaliyet gösteren para karşılığında akademisyen mafyaların çoğunlukla başkalarının tezlerinden araklayarak yazdıkları metinlerini yayınlayan sahte bilimsel dergilerde yayınlatabilen bir sürü sahtekar... Zaten çoğu, iş kovalamaktan derslere bile girmiyorlar... Odaları meclisteki milletvekili odalarına dönmüş... Dersleri, çoğu zaman, çanta taşımaktan fırsat bulurlarsa zavallı asistanlar veriyor... Bazı üniversitelerde profesör görmemiş öğrenciler var... Okullarda ayıya dayı diyerek diplomayı bir şekilde kurtarmaya çalışan bir sürü öğrencinin hali perişan... Çürüme her yeri sarmış durumda...'

  • buluşmak

    08.02.2008 - 22:25

    Ne çıkar bahtımızda ayrılık varsa yarın
    Sanma ki hikayesi şu titreyen dalların
    Düşen yaprakla biter
    Böyle bir kara sevda kara toprakla biter

    Ağlama olma mahzun gülerek bak yarına
    Sanma ki güzelliğin o ipek saçlarına
    Dökülen akla biter
    Böyle bir kara sevda kara toprakla biter...

  • before sunset / gün batmadan

    08.02.2008 - 22:24

    Bir ilkbahar sabahı güneşle uyandın mı hiç
    Çılgın gibi koşarak uçuyorum sandın mı hiç

    Geçen günlere yazık yazık etmişsin gönül sen
    Öyleyse hiç sevmemiş sevilmemişsin gönül sen

    Albümdeki o resme bakıp da ağladın mı hiç
    Mazideki günlere kalbini bağladın mı hiç
    Unutmayıp adını senelerce andın mı hiç

    Geçen günlere yazık yazık etmişsin gönül sen
    Öyleyse hiç sevmemiş sevilmemişsin gönül sen...

  • övmek ve övülmek

    08.02.2008 - 22:23

    ...

    O kadar haddini bilmez haldeyiz ki, dünya üzerindeki herşeyin tarafımızdan bilinmesi gerektiğini düşünüyoruz... İşte böyle bir benlik davası yüzünden, etrafımızdaki yarım düzine insanın hakkımızda olumlu bir kanaat taşıyor olması bize zevk ve tatmin veriyor...

    ...

    Bizim gibi aciz olan, o yüzden bize medet etmeleri mümkün olmayan dostlarımızın refakatine dayanıp güvenmek tam bir saçmalıktır... Dostlarımızın bize bir yardımı olmayacak; yalnız başına öleceğiiz...

    O halde sanki yalnızmışız gibi davranmalıyız... Gerçekten böyle davranacak olsaydık, ihtişamlı evler, vesaireler yapar mıydık? Hakikatı tereddütsüz biçimde aramamız gerekiyor... Bu arayışı reddetmemiz ise, şunu gösterir: İnsanların bize itibar göstermesine, hakikatın izini sürmekten daha fazla değer veriyoruz...

    ...

    Genellikle, kendimizin bulmuş olduğu sebepler, bizi başkalarının karşısına çıkmış olan sebeplerden daha kolay bir biçimde ikna ederler...

    ...

  • pazar günleri

    08.02.2008 - 22:22

    ...

    Hayatımın bir haftalık bir kısmından vazgeçmem gerekiyorsa, yüz yıllık bir kısmından da vazgeçmem gerekir...

    ...

  • laf ebesi

    08.02.2008 - 22:21

    ...

    Bazı insanlar çok iyi konuşurlar, ama çok iyi yazamazlar... Bu,belli bir yer ve belli bir dinleyici kitlesi onları uyardığından; ama o kişi, bu gibi uyaranların olmadığı bir ortamda düşüncelerini yönetip yönlendirme kabiliyetinden mahrum olduğundan dolayı böyledir...

    ...

    Kelimelerin kullanımını zorlayarak antitezler oluşturanlar, simetrinin hatırına yanlış pencereler koyanlar gibidirler...

    Onların kuralı doğru konuşma değil, konuşmanın doğru mecazlarıdır...

    ...

  • övmek ve övülmek

    08.02.2008 - 22:19

    ...

    Benlik davası insanın kalbine öylesine sıkı bir biçimde demir atmıştır ki, bir asker, bir kabadayı, bir aşçı veya bir hamal böbürlenir ve insanların kendine hayranlık duyması beklentisi içinde olur... Filozoflar bile böyle şeyler arzular... Onlar aleyhine yazanlar, onlar aleyhine en iyi yazıyı kendilerinin yazmış olmasının prestijiyle zevklenmek isterler... Onları okuyanlar, onları okumuş olmanın prestijini isterler... Kimbilir, tüm bunları yazan ben de aynı şeyi istiyorum belki... Belki benim okuyucularım da aynı şeyi istiyor...

    ...

    Gurur, içine düştüğümüz bütün sefil hallerin, bütün kusurlarımızın, vesairenin ortasında bizi alabildiğine fıtri bir biçimde kuşatır ve kendine ram eder... Ölürken bile, ölümümüz hakkında konuşacak insanlar bulmuş olmaktan hoşnut bir şekilde ölürüz...

    Kumar, avcılık, eş-dost ziyaretleri, tiyatroya gitme... Tüm bunlar bir insanın ismini yaşatma arzusunu yanlış ve batıl bir surette karşıladığı fiillerdir...

    ...

  • Bleeding me

    08.02.2008 - 22:17

    '...genç kızın odasında,komodinin üzerinde,içinde kurumuş çiçekler bulunan cam bir vazo vardı,su buharlaşıp uçmuştu,kör eller oraya yöneldi,parmaklar çiçeklerin kurumuş taçyapraklarına dokundu,terk edildiğinde yaşam ne kadar kırılgan...'

  • Fil Hafızası

    08.02.2008 - 22:16

    '...o yıllarda Vivaldi,Avrupa'da gerçekten çok tanınmıştı ve besteleri için istediği ücreti kolaylıkla sağlıyabiliyordu... Ayrıca çok da hızlı çalışıyordu: Fransız devlet memuru Charles de Brosses'in söylediğine göre,konçertoyu bir kopistin yazabildiğinden daha çabuk besteleyebiliyordu... Bundan başka,yazdığı konçertolar da sıcağı sıcağına Pieta'daki üstün yetenekli kız solistler tarafından seslendiriliyordu...'

  • film replikleri

    08.02.2008 - 22:09

    - Would he give it up if you asked?

    - I don't know...

    - You do...

    - I wouldn't ask...

    - Then why is he asking you? Does he know what he is asking?

  • taha akyol

    05.02.2008 - 23:08

    'İdeolojilerin Sonu', 'Medeniyetler Diyaloğu', 'Uygarlıklar Buluşması', 'Küresel/Evrensel Değerler' kavramları, sadece ortalığı istila etmekle kalmayıp, zihin dağınıklığı, bulanıklığı ve zihin işgali içerisinde bir türlü 'duruş'unu netleştiremeyen/belirleyemeyen, bakışını berraklaştıramayan, yürüyüşünü istikametlendiremeyen, suyun hangi yakasında olduğu müphem ve meçhul bazı liberal krema tutkunu aydın artıklarının şuuraltlarındaki ifrazatları da ortaya çıkardı...

    'Bitaraf' olmaya çalışırken, kendisini çizgi dışına çıkarıp bertaraf eden bu liberal aydın artıklarına son prototip olarak Taha Akyol'u göstermek son derece yerindedir...

    ...

  • bitmeyen bekleyişler

    05.02.2008 - 23:08

    Kederli günlerimde arkadaş oldun bana
    Ne güzel anlaşırken şimdi ne oldu sana

    Ayrılmaksa maksadın istersen ayrılalım
    Barışmaksa maksadın hadi gel barışalım

    Ettiğin o yeminler söyle şimdi nerede
    Anladım sevmiyorsun beni bu son günlerde

    Ayrılmaksa maksadın istersen ayrılalım
    Barışmaksa maksadın hadi gel barışalım...

  • rejim

    05.02.2008 - 23:06

    ...

    -Buradan şuna geleceğim: Sayın Genelkurmay Başkanı bu sözü söylediyse bizim ilk hedefimizin İncirlik olması gerekmez mi? Marmaris NATO üsleri falan... Yani ilk önce Anadolu'yu işgalden kurtarmak gerekmez mi?

    -Bir şey söyleyeyim mi size? Bu Türk basını kadar cahil bir basın yeryüzünde yok... Neden? Hep İncirlik,İncirlik,İncirlik diyorsun,bugün Amerikalıların elinde öyle yerler vardır ki bin İncirlik'e bedeldir...

    -Bir sembol babından...

    -Hayır efendim sembol değil gerçek...

    -Kabul ediyorum ama İncirlik burada sembol olduğu için...

    -İncirlik bir şey değil ki... Bugün bütün limanlar,havalanları onların emrinde... Bırakın şu İncirlik'i...

    -Hayır oradan topyekun Türkiye'yi...

    -Bugün İncirlik'in yerine on dakikada başka bir yeri bulabilir... Beyrut'u yapar,Kıbrıs'ı yapar... Kıbrıs,Kıbrıs dersiniz... Bir gün şu İngiliz üslerinden kimse bahsetmemiştir kardeşim... Bizim başımızın en büyük belası ve bütün Ortadoğu'nun en büyük belası İngilizlerin Kıbrıs'taki üsleridir... Kıbrıs'taki üsler İngiltere toprağıdır dikkat edin...

    -İncirlik'in Amerika toprağı olduğu gibi...

    -Kıbrıs'ta birtakım hak iddia ediyorsun ama ne Türklerin ne Rumların bu üslerden bugüne kadar tek kelime bahsettiği yok...

    -O zaman topyekun işgal...

    -Topyekun dünyayı işgal etmiş yani şu anda...

    ...

    -Biz yıllar yılı bağırdık,bağırdık,bağırdık... Siz Saddam'ın bir teklifini kabul etseydiniz bugün K.Irak'taki siyasi,iktisadi,askeri durum tamamiyle değişmiş olurdu... Halkımızın gözü önünde,Saddam dönemi Irak hükümetinin,hükümetlere yapılmış bu tekliflerini açıklayın... Amerika'nın uğruna siz neler kaybettiniz...

  • bitmeyen bekleyişler

    05.02.2008 - 23:00

    Arıstakta örümcek
    Aklım aldın görüncek
    Bir dahi yar sevmem de
    Aslına ermeyincek...

  • şıpsevdi

    03.02.2008 - 21:42

    Ettiğin cevri bile kendime nimet bilirim
    Küsemem bahtıma ben sevmeyi kısmet bilirim
    Eremem vaslına lakin erebilsem de yine
    Doyamam vuslatına kendimi hasret bilirim...

  • before sunset / gün batmadan

    03.02.2008 - 21:41

    Ey sevdiğim sana şikayetim var
    Ne sevdiğin belli ne sevmediğin
    Ben de bir insanım bir de canım var
    Ne sevdiğin belli ne sevmediğin

    Eski günler hayalimden gitmiyor
    Dün dediğin bugünkünü tutmuyor
    Gidi dünya sana gücüm yetmiyor
    Ne sevdiğin belli ne sevmediğin...

Toplam 3989 mesaj bulundu