ki azizim,
kıtlıktan çıkmışçasına,
kalbinin kemiklerini sıyırıyorum gıyabında,
sırdaşlığın manasına söyle,
açsın yüzünün peçesini ki,
onu,
özlüyorum,
sekerât halindeyken,
hayatı yeniden sevdiren,
ölümsüzlüğe öykündüren dost…,
sefil bir divâne gibi,
kıymetsizliğime katık edip
sözlerini;
bir bakır tastaki meyin son damlasına varıncaya kadar,
içer gibi yudumluyorum…,
kömür gözlü,
yoksul gecelere söyle,
ölümün karanlığından artık
korkmuyorum…,
hekimim;
raylarıyla halvette yalnız bir tren gibi,
boşalmış bir garın saatlerini
temizliyorum gözlerimden,
ki zamana söyle
bilirsin,
nurlu bir sabah için ballı bir uykuya
da/lı/yo/rum;
ah hiçliğim,
bir mülevves yol arkadaşın olarak,
kıpçak süvarileri gibi,
at sürüyorum keşifsizce,
darda olmak nedir bilen ve
gün görmüşlük pîri yüreğimle…;
hızır/ilyas tepesi şahittir bilirsin,
bozuk bir gramafonun kırık iğnesi gibi,
çiziyor zamanın plağını
celâlli sözlerin,
kestiğin raconlar ve verdiğin ayarla…,
ve ayrılığa söyle,
birlikte dinlediğimiz insanlığa ağıtlarla,
gökyüzünde hâlâ yıldızlar
ya/nı/yor;
kadim zamanlar kervanı buhurum;
ömründe bir türlü dikiş tutturamamış
zayıf bir iplik gibi sabırsızım,
orta mescid öğlesinde
bir pazar gününde daha,
sade kahvelerimizi yudumlamaya…,
ve söylesin şimdi toroslar,
avare sakarya ovasına,
sohbetini daha nasıl,
a/ra/ya/bi/li/rim;
ki vefaya inançsızlığımı yıkan,
son çare tabîbim,
ah;
XI
istemekle başlasa da her şey,
muhabbetten yana baht açıklığı ekseriya istem dışıdır,
istemekle hasıl olmaz…,
yetim büyümüş bir çocuğun;
kaf dağının sarp yollarından başkası olmayan,
gençlik çağından arta kalan
incitilmiş, yaralı; ve
kursağında düğüm düğüm umutları,
ömrünün sırlarıdır…
nihayet;
ızdıraplı,
tedaviye cevap vermeyeceği bilinen bir bitkinlikte,
şifa aranan ve,
çilelerle hem hal geçen,
olgunluk ıssızlığındaki,
buruk ve gücenik gülümsemeler deminin,
yüzü maskelediği son dönemecin,
ve kendinde ancak,
nefeslerini sürdürebilmeye
derman bulan halinin,
yalnızca;
insanların gözlerinin derinliğine bakabilecek kadar
temiz yüreklilerce farkına varılabilecek,
gurebalıkta;
kendine kapanık ama yedi kat semaya açık gönüllü,
ve hayatın kırık kanatları sırtında,
sendeleyip duran,
yıkılmamak için,
umut bağlayıp tutunduğu avuntuların,
bir bir çözülüp dağıldığı,
kör karanlıkta kalmış haline dahi
yanmaktan menkul, pusulası kayıp,
bir can/a…;
dağ adımlı, bal lisanlı;
merhamette cömert nazarlı,
başına buyruk, hicaplı ve bir bîmarhane kaçkını kadar
özgürlüğüne düşkün ve…,
heybetli platoların doruğundan gelen,
kar sularının dokunulmazlığında,
çapa ruhlu ve,
orman kuytularında şırıldayıp duran;
delişmen ve güleç yüzlü ve efkârlı ve,
yufka bağır yangınlı…,
mütemadî musibetlere maruzluğun
közlerine inat, hitabı kızılcık şırası,
ötelere sevdalı;
süreyya gözlerinin ışıltısında
bütün bilinenleri unutturan,
hem aşkı kendinde kayboluş bilen
zamanın ilişemediği bir taze nefes,
hem nadasa bırakılmış çorak bir gönle,
çisil çisil ve ansızın yağan
bu rahmet,
bu can;
bir ahir ömür tesellisidir…,
o/nun ikram ve ihsanı olan
ah ah;
gûreba…,
yaralı insanlar
hemen tanır birbirini,
kabuklara aşina kabukları zira…,
uçurtmayım bugün gecede,
püskül püskül saçaklarıyla,
bulutlar arasında salınan,
ve dengesini yolan…,
kanıyorum heceleyerek adını,
süklüm püklüm saklanıyor yalandan tebessüm
yüzümün gergefine,
rengi turuncuya çalan gül nakışlı
ilk muhabbet ikramını,
kitliyorum birbirine kirpiklerimde sımsıkı...,
ve kaçamak bir gülüşüm belki,
ağlıyor yastığımda bir külçe,
kesik kesik ve yutkunarak
hıç/kırık/sız,
yalnız bir sokak lambasıyım belki,
acizim aydınlatmaktan karanlığımı…,
ah;
başı olmayan bir duvarım ve,
illegal asılmış afişleri söküyorum üzerimden,
dedim ya…,
alnını duvara dayamış,
yalnız bir sokak lambasıyım...,
bir körpenin peçeli yüzü kadar saklı bir hüzünle,
dikine dikine gidiyorum yüreğimin,
tahammülsüzüm; ve eylemci,
ve isyana ve ayaklanmaya sabırsız hazırlıklara,
dermansızım belki...,
işte düşüyor bir gül yaprağı akisler çizerek,
ılık bir mevsime...,
mecbur muyum hatırlamaya seni ya hû,
dalgınım uzaklara belki;
de ki,
gözyaşı tuzu koleksiyoncusu adıma…,
ve bilirsin,
kimse kolay kolay ağlayamıyor
kadim zamanlardan ar/tık
dünyada,
ah uzat şifacı ellerinin,
helal kazançlı tuzunu yanağıma,
ve akıt sıcaklığını,
göz pınarları kurumuş gözlerinin
öfkesini;
büyülü bir efsûn peşinde,
kıldan ince mazlum boynum sana eğilir,
tılsımlı bir sohbetin
tırnak izi ve azarı yüzümde…,
ki bir gün gideceğini biliyordum ki ben,
velev ki,
bir an olsun hatırlamasam bunu…,
yaralılar çabuk kanar masallara evet,
destur alırken bile…,
bilirsin sen de bunu,
turkuaz halılar seriyorum yollarına,
kabuk bağlamış yol ayrımlarında,
ah;
ki aşk;
merhametinden sevgiye büründü,
ardında bin bir renk cümbüşü ve
solar döngü izi bırakarak yadigâr…,
çileyi ve hasreti
sevgiye emanet edip,
cellat olmak yerine hayata,
hayat verdi, bir fakir cömertliğiyle,
dirilere ve ölülere…,
sonra barıştı aşk kendiyle,
taşkınlıkların yerini aldı delişmen duyuşlar,
kıyametleri koparan uğultusuyla hayatın,
bütün inlerine kadar çağlarken,
bir duru dağ çeşmesi olup,
hayata karışmak istedi,
bilirsin,
zakîrle şakîrin halini,
ah;
X
can çekişir gibi,
sekerât halindeymiş gibi,
alıp veriyorum soluğumu,
salgın mücahidi maskeli halinin
silüeti ile avunarak bitiriyorum saatleri,
duyuyor musun,
sevdalı…,
ve seni saklamayı öğrenme yolunda,
büyük mesafeler aldım,
bilirsin yüzsüzce seviyorum seni,
o resimdeki maskeli gözlere bakıp bakıp…,
gözlerinde;
evet ben varım demiştin,
gözlerimin içine bakarak,
(senbensin/bensenim) derken…,
oysa ki değil bu zamana,
değil yarınlara,
hatta ve hatta,
geçmişe bile bakamıyordum ki o esnada ben,
belki;
mazînin nerede kaldığını arıyordum…,
ah;
rüyalarımı hatırlayamadım hiç bunca yaş,
o güzün, kışa meyyal öğle vaktinin
orta mescidli vuslatında,
göreli beri secdeni,
uykum dışında hep rüyadayım…,
ve artık benim de uzun uzun anlatacak,
fezanın incisi bir süreyya rüyam var;
ama sakla beni dedin,
tanınmaktan hazzetmez
tevazû ehli üstadım…,
neoliberal ekonomi kuramına göre; imkanlar sınırlı ve fakat ihtiyaçlar sonsuzdur tesbiti doğru fakat noksandır, zira sonsuz olan ihtiyaçlar değil, "arzu"lardır... bu anlamda evet, "arzular da (başarılırsa?) mutluluk kaynağıdır." tebrikler...
soluk tebessümlü meczup sardunyalar
kollarını sarkıtmış,
pencerenden…,
mahcûp ve yeniden doğuş umutlu nazarım,
arka bahçede sabah tazesi güllere su veren,
muştulu ve desturlu haline ilişirken,
balkonuna asıyorum utangaç gülümsemeler,
ve evet sana bakıyorum;
görmüyor gibisin,
bana bakıyorsun görmüyorum güya,
gözleri âmâ,
demirden bir tül aramızda ki,
yetmiyor gücümüz,
yeltenemiyoruz bile,
bile bertarafa…,
şehirler bir film şeridi gibi geçiyor,
kilometrelerce,
alnımızın ortasındaki yol çizgilerini saklıyoruz,
çizgiler/çizikler...,
sakınılmış ezik muhabbet mesafeleri,
tırnaklarını kesiyor yollara,
uzuyor saçları zamanın, boşluğa;
ve uyku,
telaşla fırlıyor yatağından,
geç kalınmış ömürler gibi…,
takâtsiz tebessümler yüzümüzde;
çektiğimiz bu
yok bir yoktur/luk san/atı o/nun,
hek/
hekim/
hekimim/
yine de...;
yoksunluklarımıza inat,
hüzün/bazım,
ki adın yankılanır tekrar tekrar içimde,
çağırırım seni,
sensiz yetimliğime,
bilirim ve bilirsin,
olmayacaksın ne bugün ne de yarın,
utangaç yüzüne bakmak,
kaçırdığın bakışlarının peşinde koşmak istiyorum,
ah;
IX
o/nun ismini anarken
yâdıma gelen ismini sevdim,
neyin varsa sevdim senin,
neyin yoksa hepsini,
ne o/na şirk koştum,
ne de ruhunu yoldaşsız bıraktım…,
eşsiz ruhunu sevdim,
benliğimi sana verdim,
ve daha ötesini bulursam aşkın,
yine sana sunacağım,
antik bir sunakta…,
bir itirafta bulunacağım sana,
ki bilirsin,
hülasa; kitapları dahi,
bende bir tortu bırakmaları için değil,
sana yazarken,
daha güzel heceler bulabilmek,
o zarif, hikem buhurlu sözlerine,
daha denk cümleler kurabilmek için okuyor
ve her satır arasında,
seni arıyorum harf harf…,
ah;
yürürken rastladığım insanları süzüyorum,
senden beyzadesinin olmadığını görmek için
yeryüzünde…,
yok hocam;
bunca ömürlük kaybın üstüne,
bahtımın yıldızının bu kadar
parlayabileceğine inanmak,
daha zaman alacak vesselam…,
çile kitabımın yakamozu saçlarıma,
artık tek bir tel ak daha düşmesin,
sensiz…,
diyârında kalayım hep,
saklanayım üç kat perdeli halinin esrarına…,
gözlerin;
gözlerimin önünde olsun sürekli
ötelerin ilhamlarıyla
ve dizlerinde öleyim…,
ah;
sonra;
silsilenle büyülendikçe,
kurudu gözyaşlarım
ve siy/ah gözlerinle ısındım,
lisanının mahreçleriyle soludum,
duygu durumuma iyi geldin,
hoş geldin...,
aşk sürükledi beni sana
ve sende, kayboldum sevgili;
ki lütfen bana,
bir daha kendimi buldurma ömrümce,
yitmiş ve sana gitmiş bir iyi insan olarak,
yaşat beni,
ruhum ruhuna emanet olsun…,
ki ilk ayrılığımızın şarkısıydı,
büyük adam, küçük aşk…,
ona da ayrılık denebilirse,
sokakları yürüyen ben değildim,
ki sokaklar,
bende yürüyordu o terazi ikindisinde
ve hiç,
hiçlikle bile;
kavuşmak kaygımız olmamıştı zaten,
hasretindeyken…,
ve lüzumsuz itibara rağbet edilmeyen,
iki kelâm susuzluğuna müsekkin,
mesai aralarında…,
ah;
aşkınla ne üzgünüm ne de derbeder,
sıyrıldım yaşamın yüklerinden hep birer birer,
turuncu gülüm,
gerisi boş,
sen sağlığından ver haber;
ömrüm geçiyor seninle,
nerde tasa ve keder,
açmış kucağını bizi bekliyor sonsuzluk…
all/ah/uekber, ah;
ve masalın minimal beklentisi…;
madem yoksun ve yoksunum artık,
ki hani yine mayısın bu son haftası takvim yaprağında,
kapatıyorum gözlerimi…,
bir düş daha;
camdan bir doğum günü tabutu içinde,
sensiz kokular burnumda tüterken,
gardenya bahçesinde
yedi cüceler,
on dört gözbebeği ile,
türlü renkte yaşlar içinde,
ormanın derinliklerinden gelen,
kaval sesini
ve beni beklerken;
yedi tepeli istanbul dahi utanıyor,
yönsüzlüğümün şahitliğine
ah;
ki içimden yedi kez tekrarlayamadan
seni sevdiğimi,
ellerimden kayıp,
gidiverdi şahitsiz hatıralarımız;
at kendini raylarıma,
sahipsiz şiirler taşırım sana,
dizelere devrilen keder yüklü vagonlarla…,
ve seç göğün intihar meyilli
bulutlarından birini,
bileklerinden kırmızı yağmurlar yağsın;
bizden uzak constantineye,
mezar olsun bu kadim ah/
ki seni gördükten sonra aylarca ağladım,
nerelerdeydin diye gençliğim katledilirken,
cibilliyetsiz ve şerefini yitirmiş
bir yılan soyunun maktulü,
gençliğimin baharı evet,
ay ışığına yakılmış bir sonat gibi,
sarıl bana ey aşk,
sarıl ve yarama dokun…,
ki soğuk bir su içsem uzakta yâr üşür...,
ve
bir mektupsun o/ndan,
duadan ötesin...,
ah;
evet bir ahsın sen,
yekûnu simmsiy/ah bir ah,
masumsun,
ve dervişinim...,
gözlerin bana derg/âh,
fermanım elindeki padişah,
kızıl lekesiyle bir garibe verilen kazağın,
garipliği değildir;
aşktan gayrısından soyunmak...,
garipliği;
kendi başına yaşayacak olmasındadır aşkını
garibanın,
buruk, münzevî ve tek...,
aşkı yordular dizelerde, yordular
eziyet verdiler ona imge imge,
aşk berraktır oysa bulanmaz,
ve aşk uslanır bu dizeler uslanmaz,
ki bilirim, aşk;
dizelerle bulunmaz...,
rüzgara boyun eğmeyen,
yeşil başaklar gibi; darmadağınık ve
dağ başlarındaki ağaçlar gibi
tek başıma kalıyorum gittiğinde,
kervan geçmez bir han oluyorum...,
ah; tabîbim…,
VIII
adını hecele süreyyanın,
kaç asırdır suskunusun sen mo/na/li/sa…,
ki sen anadolu gırtlaklı bir kayyumsun,
kimse senin gibi söyleyemezken,
öyle doğal gelir ki sana çağırmak adımı,
ve gırtlağından süzülen sesine
ömrümü feda etmek istemem de keza bana…,
sen;
elmacık kemiklerinden akan
eflatun ırmakların çakıl taşları ile,
üç taş oynayan…,
ihramı iç/inde mütemadî bir umrede,
yalınayak seyy/ah/sın,
ve
çocuk yürekli bir çukurova bozlağına
her veda edişimle çoğalan,
aşkın salyalarından tiksinmeyen
ben,
kalbinin ılık suyunda,
gurbet garipliğimi saklarken,
pişkin bir vefasızlıkla…,
buyurgan nefsimin,
yüreğine attığı tırnak izlerinin,
tahammülle bağışlayanısın…,
ah;
çektirdiğim arsız çilelerin çilekeşi,
ki sen gece yarısı uykundan uyanıp,
yumulu gözlerinle,
mısralarına heceler seçen sevdalısın…,
esirgeme benden de,
merhametle bakan gözlerini desem,
kederli nazarlarını önüne düşürürsün,
bahtı gibi kömür gözlüm,
ah;
ve sen tekil bir itikaf çal kendine…,
felek rüzgarında ağaran şakaklarının ak ışıltısı
ve gece gözlerinden süzülen hüznünle
bakarken uzaklara,
aşkın soldurduğu dudakların kapalı,
omzunda reyhanlıdan ayrılığın ağır yükü,
kederlisin…,
duru sular kadar yorgun,
ve yoksun...,
güzde terkedilmiş bir sahil kasabası kadar ıssızım...
olduğun yerde, okyanus maviler içinde kal,
siyahın hakikatine bürüneyim bense,
ve bütün bir ömür,
vuslata gönül düşürmemiş hasretinle ve
kendi azığımla kavrulayım,
ah;
çingene bir sarmaşık güldür hatıralar,
insanın nefesini çemberini daraltan,
sırnaşık ve yapma dedikçe yapan
hayata tuzak, hayata kapan,
yol ortası kurbanını şaşkın bırakan…,
oysa;
çatallıydı dili vedanın,
gelincik şurubum,
kabarmış yüreğinle
köpük köpük...,
bir kızılcık şırası izisin
çatlak dudaklarımda,
sürüngen kalbimin gömlek değiştirmek için,
saklandığı oyukta,
pul pul,
yalnızlığın en korkak demindeyim…,
ah;
kaç kez dedim tabibim,
bir kan merkezi tufanında unuttum bildiklerimi,
köklerinden kopuk ve ömrüme sığmayan,
bir istanbul yolculuğuna savurdu
zahirin günübirlik oyunları…,
neyi aşk sandığını unutmuş,
bir hafızasız yürek belle beni
hicretinin vefalısı olarak,
ah;
sen endamı zarif dağlar gibi,
gönlü dipsiz ummanlar gibi,
güzeller güzeli bir toroslar yağızı,
olgun ve mütekâmilsin,
hiç nefessiz kalmadım sende…;
hiçbir ikliminde soluğum kesilmedi,
gözlerinin derinliklerindeyken…,
varlığımı bağlayıp tutunduğum cansın,
dilersen yaşatır, istersen koparırsın…
müjdemsin sen benim, sevincim;
simsiy/ah hakikatim ve hakikatlim,
kaderim…,
işaretlerinle yüceliyorum basamak basamak,
uzaklıkta yakınımsın sen benim,
serinliğim,
ışığımsın sen benim,
sır kâtibim…,
ah;
bana pür/nûrdur senin nârın,
ağyarını alev alev yakar,
kandilimsin gönlüm ve lisanımda,
yıkandım yüreğindeki esrarlı ırmakta
ve çağladım;
aşkınla yoğrulup ötelere ağladım…,
seni üzgün bulsam ben solarım,
iyi görmeliyim sürekli seni,
ki belki bencillik,
belki haksızlık bu bilemem,
yakıştıran yaradan sana sevdanın karasını,
bir de ben yakıştırdım kendimi yamacına,
senden habersiz,
ah;
hasreti içime dolan, bendesi olduğum yârim,
beni özleyen beni anan yârim,
vadesizim, mecalsizim, çaresizim,
şu kandil gününde,
münzevi bir derviş kadar sensizim,
sahipsizim,
ah;
garibim, bir fukara isimsizim,
yüreğine kara kirpiklerle diktin beni,
sana bulutları göstererek,
- bu tabloyu kim yapmış
diye sormuştum,
sense,
- gökyüzümsün
dedin bana madem,
o halde söyle hekimim;
hangi yeryüzü gökyüzüne bakmaz…,
ve sanılıyor mu ki,
gökyüzü de yeryüzüne meftun değildir…,
şapkadan çıkan tavşanlar,
zamansız koştular havuç şekerlemesine,
illüzyon çabuk bitti ve
çocuk yürek,
doyamadan gösteriye,
kapandı kalın bordo perdeler…,
tıkanıp kaldı,
beklenmedik gidişin boğazımda,
ki yutmaya kıyamıyorum...,
ah;
dünyanın işini mahşere bırakmadan,
ve ölüm gelmeden yaşamak gerek hayatı,
güzellikler, iyilikler, sevgiler ve,
ve aşk ile…,
kavuşuruz belki de,
fanilere pîr olunan yaşlarda,
belli mi olur,
umutlar solmasın,
ki ölüm için henüz pek erken…,
sen;
en çok kendine kıyabilensin,
uçurumlara atlayabilecek kumaştayken,
yaya kalmayı da seçebilirsin sen,
ah;
ki nefeslerin vahdet kokar senin…,
yeni bir hayat bahşeden
beyzaden olmak kadar; güzelsin…,
kaf dağının ardına kaçılır seninle aşk,
upuzun yıllar aşılır seninle aşk,
açılmaz kapılar açılır seninle aşk,
hatırlar gönüller yapılır seninle aşk,
yaradana yâr gibi tapılır seninle aşk,
ah;
bir kitap okudum hayatım değişti
13.07.2023 - 02:28https://www.dr.com.tr/kitap/taksim/edebiyat/siir/turk-siiri/urunno=0002052614001
Kıtlık
13.07.2023 - 02:26ki azizim,
kıtlıktan çıkmışçasına,
kalbinin kemiklerini sıyırıyorum gıyabında,
sırdaşlığın manasına söyle,
açsın yüzünün peçesini ki,
onu,
özlüyorum,
sekerât halindeyken,
hayatı yeniden sevdiren,
ölümsüzlüğe öykündüren dost…,
sefil bir divâne gibi,
kıymetsizliğime katık edip
sözlerini;
bir bakır tastaki meyin son damlasına varıncaya kadar,
içer gibi yudumluyorum…,
kömür gözlü,
yoksul gecelere söyle,
ölümün karanlığından artık
korkmuyorum…,
hekimim;
raylarıyla halvette yalnız bir tren gibi,
boşalmış bir garın saatlerini
temizliyorum gözlerimden,
ki zamana söyle
bilirsin,
nurlu bir sabah için ballı bir uykuya
da/lı/yo/rum;
ah hiçliğim,
bir mülevves yol arkadaşın olarak,
kıpçak süvarileri gibi,
at sürüyorum keşifsizce,
darda olmak nedir bilen ve
gün görmüşlük pîri yüreğimle…;
yağmura söyle,
yokluğunda,
duaların akmakta hastane
cam/la/rın/dan…,
hızır/ilyas tepesi şahittir bilirsin,
bozuk bir gramafonun kırık iğnesi gibi,
çiziyor zamanın plağını
celâlli sözlerin,
kestiğin raconlar ve verdiğin ayarla…,
ve ayrılığa söyle,
birlikte dinlediğimiz insanlığa ağıtlarla,
gökyüzünde hâlâ yıldızlar
ya/nı/yor;
kadim zamanlar kervanı buhurum;
ömründe bir türlü dikiş tutturamamış
zayıf bir iplik gibi sabırsızım,
orta mescid öğlesinde
bir pazar gününde daha,
sade kahvelerimizi yudumlamaya…,
ve söylesin şimdi toroslar,
avare sakarya ovasına,
sohbetini daha nasıl,
a/ra/ya/bi/li/rim;
ki vefaya inançsızlığımı yıkan,
son çare tabîbim,
ah;
ikram
13.07.2023 - 02:24XI
istemekle başlasa da her şey,
muhabbetten yana baht açıklığı ekseriya istem dışıdır,
istemekle hasıl olmaz…,
yetim büyümüş bir çocuğun;
kaf dağının sarp yollarından başkası olmayan,
gençlik çağından arta kalan
incitilmiş, yaralı; ve
kursağında düğüm düğüm umutları,
ömrünün sırlarıdır…
nihayet;
ızdıraplı,
tedaviye cevap vermeyeceği bilinen bir bitkinlikte,
şifa aranan ve,
çilelerle hem hal geçen,
olgunluk ıssızlığındaki,
buruk ve gücenik gülümsemeler deminin,
yüzü maskelediği son dönemecin,
ve kendinde ancak,
nefeslerini sürdürebilmeye
derman bulan halinin,
yalnızca;
insanların gözlerinin derinliğine bakabilecek kadar
temiz yüreklilerce farkına varılabilecek,
gurebalıkta;
kendine kapanık ama yedi kat semaya açık gönüllü,
ve hayatın kırık kanatları sırtında,
sendeleyip duran,
yıkılmamak için,
umut bağlayıp tutunduğu avuntuların,
bir bir çözülüp dağıldığı,
kör karanlıkta kalmış haline dahi
yanmaktan menkul, pusulası kayıp,
bir can/a…;
dağ adımlı, bal lisanlı;
merhamette cömert nazarlı,
başına buyruk, hicaplı ve bir bîmarhane kaçkını kadar
özgürlüğüne düşkün ve…,
heybetli platoların doruğundan gelen,
kar sularının dokunulmazlığında,
çapa ruhlu ve,
orman kuytularında şırıldayıp duran;
delişmen ve güleç yüzlü ve efkârlı ve,
yufka bağır yangınlı…,
mütemadî musibetlere maruzluğun
közlerine inat, hitabı kızılcık şırası,
ötelere sevdalı;
süreyya gözlerinin ışıltısında
bütün bilinenleri unutturan,
hem aşkı kendinde kayboluş bilen
zamanın ilişemediği bir taze nefes,
hem nadasa bırakılmış çorak bir gönle,
çisil çisil ve ansızın yağan
bu rahmet,
bu can;
bir ahir ömür tesellisidir…,
o/nun ikram ve ihsanı olan
ah ah;
sevda
13.07.2023 - 02:18salavat
13.07.2023 - 02:08arif nihat asya
13.07.2023 - 02:06kabuk
13.07.2023 - 02:02gûreba…,
yaralı insanlar
hemen tanır birbirini,
kabuklara aşina kabukları zira…,
uçurtmayım bugün gecede,
püskül püskül saçaklarıyla,
bulutlar arasında salınan,
ve dengesini yolan…,
kanıyorum heceleyerek adını,
süklüm püklüm saklanıyor yalandan tebessüm
yüzümün gergefine,
rengi turuncuya çalan gül nakışlı
ilk muhabbet ikramını,
kitliyorum birbirine kirpiklerimde sımsıkı...,
ve kaçamak bir gülüşüm belki,
ağlıyor yastığımda bir külçe,
kesik kesik ve yutkunarak
hıç/kırık/sız,
yalnız bir sokak lambasıyım belki,
acizim aydınlatmaktan karanlığımı…,
ah;
başı olmayan bir duvarım ve,
illegal asılmış afişleri söküyorum üzerimden,
dedim ya…,
alnını duvara dayamış,
yalnız bir sokak lambasıyım...,
bir körpenin peçeli yüzü kadar saklı bir hüzünle,
dikine dikine gidiyorum yüreğimin,
tahammülsüzüm; ve eylemci,
ve isyana ve ayaklanmaya sabırsız hazırlıklara,
dermansızım belki...,
işte düşüyor bir gül yaprağı akisler çizerek,
ılık bir mevsime...,
mecbur muyum hatırlamaya seni ya hû,
dalgınım uzaklara belki;
de ki,
gözyaşı tuzu koleksiyoncusu adıma…,
ve bilirsin,
kimse kolay kolay ağlayamıyor
kadim zamanlardan ar/tık
dünyada,
ah uzat şifacı ellerinin,
helal kazançlı tuzunu yanağıma,
ve akıt sıcaklığını,
göz pınarları kurumuş gözlerinin
öfkesini;
büyülü bir efsûn peşinde,
kıldan ince mazlum boynum sana eğilir,
tılsımlı bir sohbetin
tırnak izi ve azarı yüzümde…,
ki bir gün gideceğini biliyordum ki ben,
velev ki,
bir an olsun hatırlamasam bunu…,
yaralılar çabuk kanar masallara evet,
destur alırken bile…,
bilirsin sen de bunu,
turkuaz halılar seriyorum yollarına,
kabuk bağlamış yol ayrımlarında,
ah;
duru
13.07.2023 - 02:00ki aşk;
merhametinden sevgiye büründü,
ardında bin bir renk cümbüşü ve
solar döngü izi bırakarak yadigâr…,
çileyi ve hasreti
sevgiye emanet edip,
cellat olmak yerine hayata,
hayat verdi, bir fakir cömertliğiyle,
dirilere ve ölülere…,
sonra barıştı aşk kendiyle,
taşkınlıkların yerini aldı delişmen duyuşlar,
kıyametleri koparan uğultusuyla hayatın,
bütün inlerine kadar çağlarken,
bir duru dağ çeşmesi olup,
hayata karışmak istedi,
bilirsin,
zakîrle şakîrin halini,
ah;
tevazu
13.07.2023 - 01:58X
can çekişir gibi,
sekerât halindeymiş gibi,
alıp veriyorum soluğumu,
salgın mücahidi maskeli halinin
silüeti ile avunarak bitiriyorum saatleri,
duyuyor musun,
sevdalı…,
ve seni saklamayı öğrenme yolunda,
büyük mesafeler aldım,
bilirsin yüzsüzce seviyorum seni,
o resimdeki maskeli gözlere bakıp bakıp…,
gözlerinde;
evet ben varım demiştin,
gözlerimin içine bakarak,
(senbensin/bensenim) derken…,
oysa ki değil bu zamana,
değil yarınlara,
hatta ve hatta,
geçmişe bile bakamıyordum ki o esnada ben,
belki;
mazînin nerede kaldığını arıyordum…,
ah;
rüyalarımı hatırlayamadım hiç bunca yaş,
o güzün, kışa meyyal öğle vaktinin
orta mescidli vuslatında,
göreli beri secdeni,
uykum dışında hep rüyadayım…,
ve artık benim de uzun uzun anlatacak,
fezanın incisi bir süreyya rüyam var;
ama sakla beni dedin,
tanınmaktan hazzetmez
tevazû ehli üstadım…,
anne
13.07.2023 - 01:54Kendinizi bir dörtlükle ifade edebilir misiniz?
13.07.2023 - 01:51neoliberal ekonomi kuramına göre; imkanlar sınırlı ve fakat ihtiyaçlar sonsuzdur tesbiti doğru fakat noksandır, zira sonsuz olan ihtiyaçlar değil, "arzu"lardır... bu anlamda evet, "arzular da (başarılırsa?) mutluluk kaynağıdır." tebrikler...
Hicap
13.07.2023 - 01:47soluk tebessümlü meczup sardunyalar
kollarını sarkıtmış,
pencerenden…,
mahcûp ve yeniden doğuş umutlu nazarım,
arka bahçede sabah tazesi güllere su veren,
muştulu ve desturlu haline ilişirken,
balkonuna asıyorum utangaç gülümsemeler,
ve evet sana bakıyorum;
görmüyor gibisin,
bana bakıyorsun görmüyorum güya,
gözleri âmâ,
demirden bir tül aramızda ki,
yetmiyor gücümüz,
yeltenemiyoruz bile,
bile bertarafa…,
şehirler bir film şeridi gibi geçiyor,
kilometrelerce,
alnımızın ortasındaki yol çizgilerini saklıyoruz,
çizgiler/çizikler...,
sakınılmış ezik muhabbet mesafeleri,
tırnaklarını kesiyor yollara,
uzuyor saçları zamanın, boşluğa;
ve uyku,
telaşla fırlıyor yatağından,
geç kalınmış ömürler gibi…,
takâtsiz tebessümler yüzümüzde;
çektiğimiz bu
yok bir yoktur/luk san/atı o/nun,
hek/
hekim/
hekimim/
yine de...;
yoksunluklarımıza inat,
hüzün/bazım,
ki adın yankılanır tekrar tekrar içimde,
çağırırım seni,
sensiz yetimliğime,
bilirim ve bilirsin,
olmayacaksın ne bugün ne de yarın,
utangaç yüzüne bakmak,
kaçırdığın bakışlarının peşinde koşmak istiyorum,
ah;
perde
13.07.2023 - 01:44IX
o/nun ismini anarken
yâdıma gelen ismini sevdim,
neyin varsa sevdim senin,
neyin yoksa hepsini,
ne o/na şirk koştum,
ne de ruhunu yoldaşsız bıraktım…,
eşsiz ruhunu sevdim,
benliğimi sana verdim,
ve daha ötesini bulursam aşkın,
yine sana sunacağım,
antik bir sunakta…,
bir itirafta bulunacağım sana,
ki bilirsin,
hülasa; kitapları dahi,
bende bir tortu bırakmaları için değil,
sana yazarken,
daha güzel heceler bulabilmek,
o zarif, hikem buhurlu sözlerine,
daha denk cümleler kurabilmek için okuyor
ve her satır arasında,
seni arıyorum harf harf…,
ah;
yürürken rastladığım insanları süzüyorum,
senden beyzadesinin olmadığını görmek için
yeryüzünde…,
yok hocam;
bunca ömürlük kaybın üstüne,
bahtımın yıldızının bu kadar
parlayabileceğine inanmak,
daha zaman alacak vesselam…,
çile kitabımın yakamozu saçlarıma,
artık tek bir tel ak daha düşmesin,
sensiz…,
diyârında kalayım hep,
saklanayım üç kat perdeli halinin esrarına…,
gözlerin;
gözlerimin önünde olsun sürekli
ötelerin ilhamlarıyla
ve dizlerinde öleyim…,
ah;
57.Alay
13.07.2023 - 01:41https://tr.m.wikisource.org/wiki/Alay_Mar%C5%9F%C4%B1
cennet
13.07.2023 - 01:39“iyi insanlar cennete gider demek doğru fakat noksandır, iyi insanlar nereye giderse orası cennet olur…” lâ edrî
başucu kitapları
12.07.2023 - 17:18https://www.dr.com.tr/kitap/taksim/edebiyat/siir/turk-siiri/urunno=0002052614001
mesai
12.07.2023 - 17:16sonra;
silsilenle büyülendikçe,
kurudu gözyaşlarım
ve siy/ah gözlerinle ısındım,
lisanının mahreçleriyle soludum,
duygu durumuma iyi geldin,
hoş geldin...,
aşk sürükledi beni sana
ve sende, kayboldum sevgili;
ki lütfen bana,
bir daha kendimi buldurma ömrümce,
yitmiş ve sana gitmiş bir iyi insan olarak,
yaşat beni,
ruhum ruhuna emanet olsun…,
ki ilk ayrılığımızın şarkısıydı,
büyük adam, küçük aşk…,
ona da ayrılık denebilirse,
sokakları yürüyen ben değildim,
ki sokaklar,
bende yürüyordu o terazi ikindisinde
ve hiç,
hiçlikle bile;
kavuşmak kaygımız olmamıştı zaten,
hasretindeyken…,
ve lüzumsuz itibara rağbet edilmeyen,
iki kelâm susuzluğuna müsekkin,
mesai aralarında…,
ah;
katil
12.07.2023 - 17:14aşkınla ne üzgünüm ne de derbeder,
sıyrıldım yaşamın yüklerinden hep birer birer,
turuncu gülüm,
gerisi boş,
sen sağlığından ver haber;
ömrüm geçiyor seninle,
nerde tasa ve keder,
açmış kucağını bizi bekliyor sonsuzluk…
all/ah/uekber, ah;
ve masalın minimal beklentisi…;
madem yoksun ve yoksunum artık,
ki hani yine mayısın bu son haftası takvim yaprağında,
kapatıyorum gözlerimi…,
bir düş daha;
camdan bir doğum günü tabutu içinde,
sensiz kokular burnumda tüterken,
gardenya bahçesinde
yedi cüceler,
on dört gözbebeği ile,
türlü renkte yaşlar içinde,
ormanın derinliklerinden gelen,
kaval sesini
ve beni beklerken;
yedi tepeli istanbul dahi utanıyor,
yönsüzlüğümün şahitliğine
ah;
ki içimden yedi kez tekrarlayamadan
seni sevdiğimi,
ellerimden kayıp,
gidiverdi şahitsiz hatıralarımız;
at kendini raylarıma,
sahipsiz şiirler taşırım sana,
dizelere devrilen keder yüklü vagonlarla…,
ve seç göğün intihar meyilli
bulutlarından birini,
bileklerinden kırmızı yağmurlar yağsın;
bizden uzak constantineye,
mezar olsun bu kadim ah/
ki seni gördükten sonra aylarca ağladım,
nerelerdeydin diye gençliğim katledilirken,
cibilliyetsiz ve şerefini yitirmiş
bir yılan soyunun maktulü,
gençliğimin baharı evet,
hancı
12.07.2023 - 17:11ay ışığına yakılmış bir sonat gibi,
sarıl bana ey aşk,
sarıl ve yarama dokun…,
ki soğuk bir su içsem uzakta yâr üşür...,
ve
bir mektupsun o/ndan,
duadan ötesin...,
ah;
evet bir ahsın sen,
yekûnu simmsiy/ah bir ah,
masumsun,
ve dervişinim...,
gözlerin bana derg/âh,
fermanım elindeki padişah,
kızıl lekesiyle bir garibe verilen kazağın,
garipliği değildir;
aşktan gayrısından soyunmak...,
garipliği;
kendi başına yaşayacak olmasındadır aşkını
garibanın,
buruk, münzevî ve tek...,
aşkı yordular dizelerde, yordular
eziyet verdiler ona imge imge,
aşk berraktır oysa bulanmaz,
ve aşk uslanır bu dizeler uslanmaz,
ki bilirim, aşk;
dizelerle bulunmaz...,
rüzgara boyun eğmeyen,
yeşil başaklar gibi; darmadağınık ve
dağ başlarındaki ağaçlar gibi
tek başıma kalıyorum gittiğinde,
kervan geçmez bir han oluyorum...,
ah; tabîbim…,
gırtlak
12.07.2023 - 17:04VIII
adını hecele süreyyanın,
kaç asırdır suskunusun sen mo/na/li/sa…,
ki sen anadolu gırtlaklı bir kayyumsun,
kimse senin gibi söyleyemezken,
öyle doğal gelir ki sana çağırmak adımı,
ve gırtlağından süzülen sesine
ömrümü feda etmek istemem de keza bana…,
sen;
elmacık kemiklerinden akan
eflatun ırmakların çakıl taşları ile,
üç taş oynayan…,
ihramı iç/inde mütemadî bir umrede,
yalınayak seyy/ah/sın,
ve
çocuk yürekli bir çukurova bozlağına
her veda edişimle çoğalan,
aşkın salyalarından tiksinmeyen
ben,
kalbinin ılık suyunda,
gurbet garipliğimi saklarken,
pişkin bir vefasızlıkla…,
buyurgan nefsimin,
yüreğine attığı tırnak izlerinin,
tahammülle bağışlayanısın…,
ah;
çektirdiğim arsız çilelerin çilekeşi,
ki sen gece yarısı uykundan uyanıp,
yumulu gözlerinle,
mısralarına heceler seçen sevdalısın…,
esirgeme benden de,
merhametle bakan gözlerini desem,
kederli nazarlarını önüne düşürürsün,
bahtı gibi kömür gözlüm,
ah;
merdiven
11.07.2023 - 23:58vaslına erdiğin sır ırmakları menzilin olsun…,
ayağına diken batmadan;
zindan çilenin izleri alnında,
gücenmiş dudaklarından süzülen tebessüm,
yüreğine ve yufka bağrına aksın,
ve sen tekil bir itikaf çal kendine…,
felek rüzgarında ağaran şakaklarının ak ışıltısı
ve gece gözlerinden süzülen hüznünle
bakarken uzaklara,
aşkın soldurduğu dudakların kapalı,
omzunda reyhanlıdan ayrılığın ağır yükü,
kederlisin…,
duru sular kadar yorgun,
ve yoksun...,
güzde terkedilmiş bir sahil kasabası kadar ıssızım...
olduğun yerde, okyanus maviler içinde kal,
siyahın hakikatine bürüneyim bense,
ve bütün bir ömür,
vuslata gönül düşürmemiş hasretinle ve
kendi azığımla kavrulayım,
ah;
çingene bir sarmaşık güldür hatıralar,
insanın nefesini çemberini daraltan,
sırnaşık ve yapma dedikçe yapan
hayata tuzak, hayata kapan,
yol ortası kurbanını şaşkın bırakan…,
oysa;
çatallıydı dili vedanın,
gelincik şurubum,
kabarmış yüreğinle
köpük köpük...,
bir kızılcık şırası izisin
çatlak dudaklarımda,
sürüngen kalbimin gömlek değiştirmek için,
saklandığı oyukta,
pul pul,
yalnızlığın en korkak demindeyim…,
ah;
merdivenler dayadım ellerinin köprüsüne,
yeşil damarlı nehirler öptüm,
büktüm bakışlarının haritasını,
peşine düştüğüm hazine,
sensiz, kayıbım…,
kaç kez dedim tabibim,
bir kan merkezi tufanında unuttum bildiklerimi,
köklerinden kopuk ve ömrüme sığmayan,
bir istanbul yolculuğuna savurdu
zahirin günübirlik oyunları…,
neyi aşk sandığını unutmuş,
bir hafızasız yürek belle beni
hicretinin vefalısı olarak,
ah;
kâtip
11.07.2023 - 23:55sen endamı zarif dağlar gibi,
gönlü dipsiz ummanlar gibi,
güzeller güzeli bir toroslar yağızı,
olgun ve mütekâmilsin,
hiç nefessiz kalmadım sende…;
hiçbir ikliminde soluğum kesilmedi,
gözlerinin derinliklerindeyken…,
varlığımı bağlayıp tutunduğum cansın,
dilersen yaşatır, istersen koparırsın…
müjdemsin sen benim, sevincim;
simsiy/ah hakikatim ve hakikatlim,
kaderim…,
işaretlerinle yüceliyorum basamak basamak,
uzaklıkta yakınımsın sen benim,
serinliğim,
ışığımsın sen benim,
sır kâtibim…,
ah;
bana pür/nûrdur senin nârın,
ağyarını alev alev yakar,
kandilimsin gönlüm ve lisanımda,
yıkandım yüreğindeki esrarlı ırmakta
ve çağladım;
aşkınla yoğrulup ötelere ağladım…,
seni üzgün bulsam ben solarım,
iyi görmeliyim sürekli seni,
ki belki bencillik,
belki haksızlık bu bilemem,
yakıştıran yaradan sana sevdanın karasını,
bir de ben yakıştırdım kendimi yamacına,
senden habersiz,
ah;
hasreti içime dolan, bendesi olduğum yârim,
beni özleyen beni anan yârim,
vadesizim, mecalsizim, çaresizim,
şu kandil gününde,
münzevi bir derviş kadar sensizim,
sahipsizim,
ah;
garibim, bir fukara isimsizim,
yüreğine kara kirpiklerle diktin beni,
sana bulutları göstererek,
- bu tabloyu kim yapmış
diye sormuştum,
sense,
- gökyüzümsün
dedin bana madem,
o halde söyle hekimim;
hangi yeryüzü gökyüzüne bakmaz…,
ve sanılıyor mu ki,
gökyüzü de yeryüzüne meftun değildir…,
sihirbazlık (illüzyon)
11.07.2023 - 23:53VII
ki hokus pokus aşk,
öyle mi;
şapkadan çıkan tavşanlar,
zamansız koştular havuç şekerlemesine,
illüzyon çabuk bitti ve
çocuk yürek,
doyamadan gösteriye,
kapandı kalın bordo perdeler…,
tıkanıp kaldı,
beklenmedik gidişin boğazımda,
ki yutmaya kıyamıyorum...,
ah;
dünyanın işini mahşere bırakmadan,
ve ölüm gelmeden yaşamak gerek hayatı,
güzellikler, iyilikler, sevgiler ve,
ve aşk ile…,
kavuşuruz belki de,
fanilere pîr olunan yaşlarda,
belli mi olur,
umutlar solmasın,
ki ölüm için henüz pek erken…,
sen;
en çok kendine kıyabilensin,
uçurumlara atlayabilecek kumaştayken,
yaya kalmayı da seçebilirsin sen,
ah;
ki nefeslerin vahdet kokar senin…,
yeni bir hayat bahşeden
beyzaden olmak kadar; güzelsin…,
kaf dağının ardına kaçılır seninle aşk,
upuzun yıllar aşılır seninle aşk,
açılmaz kapılar açılır seninle aşk,
hatırlar gönüller yapılır seninle aşk,
yaradana yâr gibi tapılır seninle aşk,
ah;
ırmak
11.07.2023 - 19:10ah aşk,
küçümsediler acımı,
ölümler var, savaşlar, açlık ve...,
nasıl üşüdüm bir bilsen, nasıl;
yokluğunda...,
baktığın kalp içlerimde,
dağ gölleri buz tutuyor,
mevsim bir günde değişti ve,
hangi göç,
kanatsız bir göğe yükselir…,
nasıl şaşkınım, nasıl;
yaşlandım bir günde nazarlarında,
azarlarında,
alnı kırışık sevdamızın…;
ah balım, ve ah zehir,
yüreğimin petekleri siyanür dolu,
gözyaşlarımın ak pınarlarına
kirli sular karışıyor,
ve aşk inatla küllerini savuruyor
kutsanmış topraklara,
ve şimdi;
hiçlik mezhebindeyim,
yurtsuz ve
kimse/sizim…,
sevgili tabîbim,
terk/et/me/beni
ah,
ve sen ki aşk;
felçli bir yatalaksın artık,
yatağına kırgın ve ölü bir ırmağın deltasında...,
ah;
Toplam 728 mesaj bulundu