Tello adını daha geçen yıla kadar Türkiye’de bilen yoktu, duyan da... Hatta Beşiktaş’a geldiğinde, “Tello gider, yan gider Tello...” türküsü ile bağdaştırılmış adı. Şilili oyuncunun Kartal’a gelişi de enteresanmış. Aynı takımın stoperlerini izlemeye giden PAF takım hocası Fikret Demiray, Tello’nun alınması yönünde rapor vermiş. Yönetim kapsamlı araştırma sonucu bonservisi de elinde olan Tello’ya bir anda imza attırmış. Bilinmeyen ‘kutu’ olarak karşımıza çıkan tecrübeli futbolcu, oynadığı futbol ile herkese parmak ısırttırmış. Sol ayağını ‘raket’ gibi kullanan Tello, kaçan şampiyonluktan, olay çıkardığı ve tarihi ceza aldığı milli takıma... Ve bir ricada bulunmuş, adımın telaffuzu Teyyo, Tello değil! İşte her sorumuza içtenlikle cevap veren Tello huzurlarınızda!
Tellocan hiç merak etme adına türküler bile yakılmış..:p
Erzurum/Aşkale-Musa atıcı-Tek-Sen Sarısözen
Tello Gider Yan Gider Tello
Açma Yaram Kan Gider Tello
Bu Golü Atam Dedim Tello
Kaleye Ulaşam Dedim Tello
Bir Kırmızı Kart Yüzünden Tello
Gelene Hakem Dedim Tello
Tello Gider Yan Gider Tello
Açma Yaram Kan Gider Tello
Forması Siyah Beyazdan Tello
Şimdi Gelir Hakem Tello
Atacaksan At Beni Tello
Çimlere Düşmeden Tello
Tello Gider Yan Gider Tello
Açma Yaram Kan Gider Tello
Bu Ligi Aşam Dedim Tello
Kupaya Ulaşam Dedim Tello
Bir Hayırsız Yüzünden Tello
Gelene Paşam Dedim Tello
182 gündür Türkiyenin gündeminden düşmeyen Münevver Karabulut olayı ilk akla gelen...Ancak bugün bir tv kanalında,baba Süreyya Karabulut'un,Amerikaya yerleşmek için Hayyam Garipoğlundan 3 Milyon Euro talep etmesi gündeme yine bomba etkisi yaptı...Büyük bir şaşkınlıkla izlediğim programda babanın ruhsal dengesinin bozulduğunu,tek düşüncesinin mahkemeden alacağı tazminat ve Garipoğullarından alacağı yüklü miktarda para olduğu dikkatimden kaçmadı...
Boşuna denmemiş 'Dünyanın çivisi çıktı' diye...Adam vahşice katledilen kızının kan parasını talep ediyor...O para Münevveri geri getirecek mi..? Yuh be yuuuhhh...:(
ABD’de en fazla ölüme neden olan alkollü sürücüler ya da katiller değil. Öldüren, fast food. Yüksek kolseterol, diyabet, kalp ve damar hastalıkları, obezite... Bütün bunlar günde üç kere ucuza satılan hamburger ve patates kızartmaları karşısında insanların kendilerine hakim olamamalarından kaynaklanıyor.
Fast food en az siyanür kadar zararlı ama zararları sadece daha yavaş görülüyor.Sağlığa zararlı tüm yemeklerden oluşan bir menünüz olsa da fast food alışkanlığı kadar zaralı olamaz sizin için.
Bu yüzden ağzınıza ne aldığınıza her zaman dikkat edin.
Aşk,edebiyat alanında iki yüzyıldır saltanat sürmekte..Bu,kadim şairlerin yaşadığı gibi,bedenin güzelliğinde parıldamaya başlayan tamamen tensel sevgi ya da orta çağda olduğu gibi soyut,sıradan bir ideale duyulan tatsız bir inanç da değil.
Bu hem tensel hem de psişik olan,tam bir özgürlükle bireyin kendi fantezilerinde açığa çıkarak kendine bağımsızca ifade eden bir aşktır.
İki cins sık sık birbirileri ile savaşırlar,hatta aşkı,yaşarken bile... :)
Kadının,erkeğin egoizmine ve vahşiliğine karşı isyanları..erkeğin ise,kadının ikiyüzlülüğünü hor görmesi…
Kendini bedenin zevk çığlıklarında,kurbanların öfkesinde ifade eden kibir,oysa ki onları sefahat köleleri haline getirmekte.Tüm bunların ortasında,derin tutkular,sosyal kurumlar ve dünyevi gelenekler tarafından bastırıldıkça daha da güçlü hale gelmekte…
Böylelikle bu aşklar fırtınalarla,ahlaki çöküşlerle ve trajik felaketlerle dolup taşmakta,modern roman ve dramalar da neredeyse sadece bunun etrafında dönmektedir…Bakın görsel yayınlara (dizilere) ne demek istediğimi anlarsınız…
Kadın sevgili,eş,anne,ilham sahibi gibi rollerde hiç de daha az yüce değildir,hatta erkekten daha da kutsaldır çünkü sevmek,kendini unutmak demektir.Kendini unutan kadın,sevgisinin içinde kaybolan kadın her zaman yücedir.
Bu unutma sırasında kadın yeniden doğuşunu,hayatın tacını,varlığının ölümsüz ışınımını keşfeder...Kadın olmak gibisi var mı ya.. :)
Çocukluğum doğu illerimizden birinde geçti... Ramazan da davulcu sıkıntısı çekilince,ilçenin önde gelenlerinden birinin önerisi ile okulun bando takımı ramazan ay'ı boyunca bu önemli görevi üstlenmiş ve hayli ilgi görmüştü... :))
Ancak genelde klarnet ve davul eşliğinde yöreye ait oyun havalarının çalınması ve halkın yataklarından fırlayıp picamalarla mahallenin ortasında halay çekmesi çok ilginç ve bir o kadar da komikti.. :))
Sevgili Alev Alatlı, 'Kadere Karşı Koy A.Ş., kitabında bilgi ile yaratıcılığın muhteşem dansı. Zihnimizin ücra köşelerine saklayarak, yalnızca kendimize italikleyebildiğimiz şüphelerimizin kayıtsız şartsız dürüstlükten alınan güçle, cesaretle bir dışavurumu.
Büyük bir ciddiyetle oynadığımız yaşama dair rollerimizin aslında karikatürden ibaret olduğunun belgesi.
Alışılageldiği üzere yaşamdan bir kesit sunmuyor bu kitap. Yaşamın ta kendisi. Tek bir insanın kurabileceğinden daha büyük yapılara ulaşıyorsunuz Kadere Karşı Koy A.Ş.'de. Çünkü yüzyılların bilgisini damıtarak yönlendirir kalemini Alev Alatlı.
Gerçekle yüzleşmeye cesaretiniz varsa, Kadere Karşı Koy A.Ş.'nin kahramanlarından biri de sizsiniz.'
Okumanızı şiddetle tavsiye edebileceğim bir roman...
Şairlerin uykuya,ölümün kardeşi demesi aslında çok derin bir hissiyatın sonucudur..bir unutkanlık perdesi uykuyu uyanıklıktan tıpkı doğumu ölümden ayırdığı gibi ayırmaktadır...dünya hayatımız nasıl iki farklı bölüme ayrılmaktaysa nokta...aman neyse ne...nasıl olsa uykuyu insankızları biliyor...derinlere dalmanın alemi nedir ey Tek-Sen..!
ABD’de en fazla ölüme neden olan alkollü sürücüler ya da katiller değil. Öldüren, fast food. Yüksek kolseterol, diyabet, kalp ve damar hastalıkları, obezite...
Bütün bunlar günde üç kere ucuza satılan hamburger ve patates kızartmaları karşısında insanların kendilerine hakim olamamalarından kaynaklanıyor. Fast food en az siyanür kadar zararlı ama zararları sadece daha yavaş görülüyor.
Yukarıda listelediğim tüm yemeklerden oluşan bir menünüz olsa da fast food alışkanlığı kadar zaralı olamaz sizin için.
Bu yüzden ağzınıza ne aldığınıza her zaman dikkat edin. Bir de...çiğnemeden yutmayın.
'Çekirdeğini kırıp yemek de başka bir keyif ' demiş aşağıda ki bir kullanıcı...
Siz siz olun fazla tüketmeyin...
Çoğumuz sağlıklı, doğal şeyleri yememiz gerektiğini duyarız. Ama genellikle bu yiyecekleri, içlerinde bulunan ve insanlara zararlı olan zehirlerden ve toksinlerden arındırarak hazırlamayı bilmeyiz. Vişne, erik, şeftali, kayısı, hatta elmaların çekirdeklerinde, sindirilmelerinin ardından zararlı toksinler üretecek maddeler bulunur.
Ülkemizde kayısı oldukça yaygın bir şekilde üretiliyor. Bu çekirdeklere çoğumuz doyamıyoruz. Ancak kayısı çekirdeklerini fazla tüketerek ölen birkaç kişi var. Eğer kayısı çekirdeklerini çok seviyor ve bolca tüketmek istiyorsanız onları fırında pişirin. Böylece içindeki zararlı maddeler etkisini kaybedecektir.
Neden bir kubağanın tamamını yiyebilecekken Fransa’ya gidip sadece bacaklarını yiyesiniz..?
Namibya’da dev kurbağa özel bir lezzet. Ama onları yemeyi planlıyorsanız zamanlamanız çok önemli.
Genellikle kurbağaların vıraklamaya ve çiftleşmeye başladıkları zamanlarda, “üçüncü yağmur”un ardından tüketilmesi tavsiye edilirmiş. Eğer yanlış zamanda tüketirseniz böbrek yetmezliğine neden olabilirmiş...
Dar kapıdan geçip de görünmeyen evrenin enginliğine ulaşabilmek için arınmış olan ruhun hayatını doğrudan içimizde uyandırmak ve varlığımızı zekanın meşalesiyle,ilkeler bilimiyle ve kutsal sayılar bilimiyle donatmaktan geçtiğini söyleyen düşünürler bana göre bu konuda yalnızca fantastik ve bazen de abartılı özetler halinde bilgiler verebilmişlerdir...
Kaldı ki,bunun bilimsel bir görünüm de olduğuna,sonsuz ferspektifler sağlayabildiğine ve ruha,ilahi teselliler kazandırabildiğine günümüzde çok az kişi inanmaktadır...buna bende dahilim.. :)
Bu, ulaştığım son haznesinden çıkardıklarım aşkın... Elde son kalan, hani sana son gidecek olan, hani seni son görecek olan, hani son lokma ekmeğim gibi yani.... Bu en son dökülen yaprağı dallarımın.... M ...
mavi bir ölüm
02.09.2009 - 01:42Ey ilahi ışık..! diye haykırırdım ölürken…. inlerdim lirimin yedi teli kırılırken.Ve geriye düşüp yüzyılların nehrinde sonsuza dek sürüklenirdim…
Tello
02.09.2009 - 01:30Tello adını daha geçen yıla kadar Türkiye’de bilen yoktu, duyan da... Hatta Beşiktaş’a geldiğinde, “Tello gider, yan gider Tello...” türküsü ile bağdaştırılmış adı. Şilili oyuncunun Kartal’a gelişi de enteresanmış. Aynı takımın stoperlerini izlemeye giden PAF takım hocası Fikret Demiray, Tello’nun alınması yönünde rapor vermiş. Yönetim kapsamlı araştırma sonucu bonservisi de elinde olan Tello’ya bir anda imza attırmış. Bilinmeyen ‘kutu’ olarak karşımıza çıkan tecrübeli futbolcu, oynadığı futbol ile herkese parmak ısırttırmış. Sol ayağını ‘raket’ gibi kullanan Tello, kaçan şampiyonluktan, olay çıkardığı ve tarihi ceza aldığı milli takıma... Ve bir ricada bulunmuş, adımın telaffuzu Teyyo, Tello değil! İşte her sorumuza içtenlikle cevap veren Tello huzurlarınızda!
Tellocan hiç merak etme adına türküler bile yakılmış..:p
Erzurum/Aşkale-Musa atıcı-Tek-Sen Sarısözen
Tello Gider Yan Gider Tello
Açma Yaram Kan Gider Tello
Bu Golü Atam Dedim Tello
Kaleye Ulaşam Dedim Tello
Bir Kırmızı Kart Yüzünden Tello
Gelene Hakem Dedim Tello
Tello Gider Yan Gider Tello
Açma Yaram Kan Gider Tello
Forması Siyah Beyazdan Tello
Şimdi Gelir Hakem Tello
Atacaksan At Beni Tello
Çimlere Düşmeden Tello
Tello Gider Yan Gider Tello
Açma Yaram Kan Gider Tello
Bu Ligi Aşam Dedim Tello
Kupaya Ulaşam Dedim Tello
Bir Hayırsız Yüzünden Tello
Gelene Paşam Dedim Tello
KAFA KESMEK
02.09.2009 - 00:51182 gündür Türkiyenin gündeminden düşmeyen Münevver Karabulut olayı ilk akla gelen...Ancak bugün bir tv kanalında,baba Süreyya Karabulut'un,Amerikaya yerleşmek için Hayyam Garipoğlundan 3 Milyon Euro talep etmesi gündeme yine bomba etkisi yaptı...Büyük bir şaşkınlıkla izlediğim programda babanın ruhsal dengesinin bozulduğunu,tek düşüncesinin mahkemeden alacağı tazminat ve Garipoğullarından alacağı yüklü miktarda para olduğu dikkatimden kaçmadı...
Boşuna denmemiş 'Dünyanın çivisi çıktı' diye...Adam vahşice katledilen kızının kan parasını talep ediyor...O para Münevveri geri getirecek mi..? Yuh be yuuuhhh...:(
McDonald’s
02.09.2009 - 00:30ABD’de en fazla ölüme neden olan alkollü sürücüler ya da katiller değil. Öldüren, fast food. Yüksek kolseterol, diyabet, kalp ve damar hastalıkları, obezite... Bütün bunlar günde üç kere ucuza satılan hamburger ve patates kızartmaları karşısında insanların kendilerine hakim olamamalarından kaynaklanıyor.
Fast food en az siyanür kadar zararlı ama zararları sadece daha yavaş görülüyor.Sağlığa zararlı tüm yemeklerden oluşan bir menünüz olsa da fast food alışkanlığı kadar zaralı olamaz sizin için.
Bu yüzden ağzınıza ne aldığınıza her zaman dikkat edin.
Bir de...çiğnemeden yutmayın.
acı çekmek ruhun fiyakasıdır
01.09.2009 - 03:05Acı yemek de..
%1 ihtimali
01.09.2009 - 03:01Sıfır ihtimalden iyidir.. :)
Aşkın diyalektiği
01.09.2009 - 02:39Aşk,edebiyat alanında iki yüzyıldır saltanat sürmekte..Bu,kadim şairlerin yaşadığı gibi,bedenin güzelliğinde parıldamaya başlayan tamamen tensel sevgi ya da orta çağda olduğu gibi soyut,sıradan bir ideale duyulan tatsız bir inanç da değil.
Bu hem tensel hem de psişik olan,tam bir özgürlükle bireyin kendi fantezilerinde açığa çıkarak kendine bağımsızca ifade eden bir aşktır.
İki cins sık sık birbirileri ile savaşırlar,hatta aşkı,yaşarken bile... :)
Kadının,erkeğin egoizmine ve vahşiliğine karşı isyanları..erkeğin ise,kadının ikiyüzlülüğünü hor görmesi…
Kendini bedenin zevk çığlıklarında,kurbanların öfkesinde ifade eden kibir,oysa ki onları sefahat köleleri haline getirmekte.Tüm bunların ortasında,derin tutkular,sosyal kurumlar ve dünyevi gelenekler tarafından bastırıldıkça daha da güçlü hale gelmekte…
Böylelikle bu aşklar fırtınalarla,ahlaki çöküşlerle ve trajik felaketlerle dolup taşmakta,modern roman ve dramalar da neredeyse sadece bunun etrafında dönmektedir…Bakın görsel yayınlara (dizilere) ne demek istediğimi anlarsınız…
kadın
01.09.2009 - 02:05Kadın sevgili,eş,anne,ilham sahibi gibi rollerde hiç de daha az yüce değildir,hatta erkekten daha da kutsaldır çünkü sevmek,kendini unutmak demektir.Kendini unutan kadın,sevgisinin içinde kaybolan kadın her zaman yücedir.
Bu unutma sırasında kadın yeniden doğuşunu,hayatın tacını,varlığının ölümsüz ışınımını keşfeder...Kadın olmak gibisi var mı ya.. :)
bir damla gözyaşı
01.09.2009 - 01:25Yine o malum gecelerden birinde, gözlerimden bir damla yaş aktı...tıpkı bir yıldızı andırmaktaydı bu yaş
İnsanlar habersiz,ben ise insanlık için ağlıyordum..
aslan
31.08.2009 - 03:46Kendileri benim mustakbel burcum olurlar.. :)
ramazan davulu
31.08.2009 - 03:39Çocukluğum doğu illerimizden birinde geçti... Ramazan da davulcu sıkıntısı çekilince,ilçenin önde gelenlerinden birinin önerisi ile okulun bando takımı ramazan ay'ı boyunca bu önemli görevi üstlenmiş ve hayli ilgi görmüştü... :))
Ancak genelde klarnet ve davul eşliğinde yöreye ait oyun havalarının çalınması ve halkın yataklarından fırlayıp picamalarla mahallenin ortasında halay çekmesi çok ilginç ve bir o kadar da komikti.. :))
...ölüm....
31.08.2009 - 03:29Ölüm nedirki gülüm
Ben senin için yaşamayı göze almışım...:p
kadere karşı koy a.ş.
31.08.2009 - 03:13Sevgili Alev Alatlı, 'Kadere Karşı Koy A.Ş., kitabında bilgi ile yaratıcılığın muhteşem dansı. Zihnimizin ücra köşelerine saklayarak, yalnızca kendimize italikleyebildiğimiz şüphelerimizin kayıtsız şartsız dürüstlükten alınan güçle, cesaretle bir dışavurumu.
Büyük bir ciddiyetle oynadığımız yaşama dair rollerimizin aslında karikatürden ibaret olduğunun belgesi.
Alışılageldiği üzere yaşamdan bir kesit sunmuyor bu kitap. Yaşamın ta kendisi. Tek bir insanın kurabileceğinden daha büyük yapılara ulaşıyorsunuz Kadere Karşı Koy A.Ş.'de. Çünkü yüzyılların bilgisini damıtarak yönlendirir kalemini Alev Alatlı.
Gerçekle yüzleşmeye cesaretiniz varsa, Kadere Karşı Koy A.Ş.'nin kahramanlarından biri de sizsiniz.'
Okumanızı şiddetle tavsiye edebileceğim bir roman...
uyku
31.08.2009 - 02:53Şairlerin uykuya,ölümün kardeşi demesi aslında çok derin bir hissiyatın sonucudur..bir unutkanlık perdesi uykuyu uyanıklıktan tıpkı doğumu ölümden ayırdığı gibi ayırmaktadır...dünya hayatımız nasıl iki farklı bölüme ayrılmaktaysa nokta...aman neyse ne...nasıl olsa uykuyu insankızları biliyor...derinlere dalmanın alemi nedir ey Tek-Sen..!
galatasaray
31.08.2009 - 02:45Zirvenin son noktası...
Tabi ki cimbom... :)
şu an ne dinliyorum
31.08.2009 - 02:41Ruhumu...
usta
31.08.2009 - 02:35En usta kimse, bir zamanlar en çok yanlış yapan kimsedir...
E. Lancet
Fast food
31.08.2009 - 02:07ABD’de en fazla ölüme neden olan alkollü sürücüler ya da katiller değil. Öldüren, fast food. Yüksek kolseterol, diyabet, kalp ve damar hastalıkları, obezite...
Bütün bunlar günde üç kere ucuza satılan hamburger ve patates kızartmaları karşısında insanların kendilerine hakim olamamalarından kaynaklanıyor. Fast food en az siyanür kadar zararlı ama zararları sadece daha yavaş görülüyor.
Yukarıda listelediğim tüm yemeklerden oluşan bir menünüz olsa da fast food alışkanlığı kadar zaralı olamaz sizin için.
Bu yüzden ağzınıza ne aldığınıza her zaman dikkat edin. Bir de...çiğnemeden yutmayın.
kayısı
31.08.2009 - 02:03'Çekirdeğini kırıp yemek de başka bir keyif ' demiş aşağıda ki bir kullanıcı...
Siz siz olun fazla tüketmeyin...
Çoğumuz sağlıklı, doğal şeyleri yememiz gerektiğini duyarız. Ama genellikle bu yiyecekleri, içlerinde bulunan ve insanlara zararlı olan zehirlerden ve toksinlerden arındırarak hazırlamayı bilmeyiz. Vişne, erik, şeftali, kayısı, hatta elmaların çekirdeklerinde, sindirilmelerinin ardından zararlı toksinler üretecek maddeler bulunur.
Ülkemizde kayısı oldukça yaygın bir şekilde üretiliyor. Bu çekirdeklere çoğumuz doyamıyoruz. Ancak kayısı çekirdeklerini fazla tüketerek ölen birkaç kişi var. Eğer kayısı çekirdeklerini çok seviyor ve bolca tüketmek istiyorsanız onları fırında pişirin. Böylece içindeki zararlı maddeler etkisini kaybedecektir.
kurbağa
31.08.2009 - 01:59Neden bir kubağanın tamamını yiyebilecekken Fransa’ya gidip sadece bacaklarını yiyesiniz..?
Namibya’da dev kurbağa özel bir lezzet. Ama onları yemeyi planlıyorsanız zamanlamanız çok önemli.
Genellikle kurbağaların vıraklamaya ve çiftleşmeye başladıkları zamanlarda, “üçüncü yağmur”un ardından tüketilmesi tavsiye edilirmiş. Eğer yanlış zamanda tüketirseniz böbrek yetmezliğine neden olabilirmiş...
Şimdi bir kurbaa bacaaı olsa da yesek...:p
nizam-ı alem
30.08.2009 - 03:51Alem-i nizam,intizam...
kendini bilmek
30.08.2009 - 03:44Dar kapıdan geçip de görünmeyen evrenin enginliğine ulaşabilmek için arınmış olan ruhun hayatını doğrudan içimizde uyandırmak ve varlığımızı zekanın meşalesiyle,ilkeler bilimiyle ve kutsal sayılar bilimiyle donatmaktan geçtiğini söyleyen düşünürler bana göre bu konuda yalnızca fantastik ve bazen de abartılı özetler halinde bilgiler verebilmişlerdir...
Kaldı ki,bunun bilimsel bir görünüm de olduğuna,sonsuz ferspektifler sağlayabildiğine ve ruha,ilahi teselliler kazandırabildiğine günümüzde çok az kişi inanmaktadır...buna bende dahilim.. :)
kendini bilmek
30.08.2009 - 03:35Kendini bil,o zaman Tanrının evrenini de bileceksin..
Peki bu nasıl olacak..?
Sır burda yatmakta..!
alo fetva hattı
30.08.2009 - 02:52Ya da,dişlerimi fırçalamam,sakız çiğnemem,kaşımı aldırmam orucu bozar mı..?
ya da, jakuzide boy abdesti caiz midir gibisinden soruların sorulabildiği diyanet işlerinin organize ettiği telefonla danışma hattı...
Toplam 208 mesaj bulundu