Kandilli’den Çubuklu’ya çıktık gezintiye
Yalnız kürek sadâsı gelen bir kayıktayız.
Bizler mi vakti hoşça geçirmekteyiz bugün?
Şüphem budur: Vakit mi geçirmektedir bizi?
Zihnim neden kapıldı bu sonsuz düşünceye?
Bir yanda boşluğunda hudûd olmayan semâ;
Bir yanda dâimâ uzayıp bitmeyen zaman.
İnsan bu tezad içinde fikirler mırıldanır.
Bazen çöküntüler, kırışıklardan ürkeriz,
Bazen de neş’esizce: ‘Vakit geçmiyor’ deriz.
Silkin ve sakin ol! dedim âvâre gönlüme,
Artık kederli hisleri bir bir içinden at!
Eylül ferahlığında giderken Çubuklu’ya,
Geçmiş, geçen veya gelecek vakti duymadan,
Âheste çek kürekleri mehtâb uyanmasın!
gelecek günlerdir beni yoran
dinginliğin bir yalan olduğu yerde
herkes alışıyor çünkü sükûnun
usul usul emilmesine
altındaki konsolu güngörmüş kılan
fotoğraflarda çocuklar durur
içten bir kederi gizleyen gülümsemeyle
yaşanıp geçmiş günlerin
ha külüne katılır ha ateşine
'bugün' de bir mumun tepesinde
sallanıp çıkar aradan
değil
gördüğü mutlu bir hayâl gibi değil insanın
yaklaştığı yere henüz varmadan
tattığı bir tecrübe gibi değil
uzak vakitler sökün eder ezer mahveder şimdileri
gelecek günlerdir beni yoran
Bu akşam içimde
Tuhaf bir sıkıntı var
Dünyada sanki bir ben kalmışım.
Sanki herkes nerde keder varsa bırakmış
Ben nerde bulduysam toplamış almışım.
Önümde söğüt ağacı
Her zamanki haliyle, çaresiz
Havuzda su rahat
İnsanlar susmuş
Sessiz bir yağmur gibi başladı bende
Konuşmak ihtiyacı.
bırakıp gittin beni bütün kapılarda
bütün çöllerde tek başıma kodun
şafakta arayıp öğle vakti yitirdiğim
vardığım hiç bir yerde değildin
sensiz bir odanın sahrasını nasıl anlatsam
hiçbir şeyin seni andırmadığı bir pazar kalabalığını
denizde dalgakırandan da boşluğunu bir günün
seslenip de senden cevap alamadığım sessizliği
bırakıp gittin beni kalarak olduğun yerde hareketsiz
her yerde bırakıp gittin beni gözlerinle
düşlerin yüreğiyle bırakıp gittin beni
yarım kalmış bir cümle gibi bırakıp gittin
düşen hep ben oldum en küçük kımıldanışında senden
başını çevirdiğin için ağladığımı görmedin hiç
bana bakıp görmediğin için
ben yokken içini çektiğin için
Sen ey o çiçekler ey o değişmeler ayı
Bulutsuz geçen mayıs bıçaklanmış haziran
Bir daha artık ne o gülleri ne o leylakları
Bir daha o ilk yazı unutamam hiçbir zaman
___Aragon
bahar kardaydı
kar karaydı
bertaraf ilkler güzellemesi
senin adın...
bir başka yörüngeye sakladım
beni benden.
korkularıma gülüp geçiyor şimdi aynalar.
mavi diyorum ellerimde nasılsa
birazdan yeşilde gelip konacak avuçlarıma
herşey daha güzel olacak,
bu nasıl bir masalsa.
çocuklar;
haydi! şimdi koşun yemyeşil kırlara,
masmavi gökyüzünün altına.
şarkılar söyleyin tam yürekten
ama çocukça.
bakarsınız bende kaçar gelirim yanınıza.
saklandığım yörüngelerin yıldızları gözlerimde
ellerinizde bir uçurtma olur,
uçar giderim sayenizde.
Yaşım ilerledikçe daha çok anlıyorum
Ne büyük nimet olduğunu ah ey güzel gün
Boş yere üzülmekte mana yok anlıyorum
Kadrini bilmek lazım artık her açan gülün
Şükretmek türküsüne daldaki her bülbülün
Yanmak da olsa artık aşk ile yaşıyorum.
deli sizsiniz böyle bir çağda
akıllı kaldığınız için.
ben sizin
akla hayale sığmayan yanınızım
siz ki dünyayı üstünüze giyseniz
yine de açıkta kalırsınız çünkü gözleriniz
dipsiz bir ambar sanki.
ah siz,
mezarlıklar müdür olsanız bundan daha iyi
bir koyup hiç almasanız bir tohum gibi
kendinizi toprağa.
son istek
24.10.2008 - 18:51Ellerine sarın kalbimin içi
o ayla boyanmış nar ellerine...
__ M. Akif İnan
zaman zaman
24.10.2008 - 18:23Kandilli’den Çubuklu’ya çıktık gezintiye
Yalnız kürek sadâsı gelen bir kayıktayız.
Bizler mi vakti hoşça geçirmekteyiz bugün?
Şüphem budur: Vakit mi geçirmektedir bizi?
Zihnim neden kapıldı bu sonsuz düşünceye?
Bir yanda boşluğunda hudûd olmayan semâ;
Bir yanda dâimâ uzayıp bitmeyen zaman.
İnsan bu tezad içinde fikirler mırıldanır.
Bazen çöküntüler, kırışıklardan ürkeriz,
Bazen de neş’esizce: ‘Vakit geçmiyor’ deriz.
Silkin ve sakin ol! dedim âvâre gönlüme,
Artık kederli hisleri bir bir içinden at!
Eylül ferahlığında giderken Çubuklu’ya,
Geçmiş, geçen veya gelecek vakti duymadan,
Âheste çek kürekleri mehtâb uyanmasın!
__ Y.K. Beyatlı
aşka dair
21.10.2008 - 18:20Seni sevenlerin ola mı aklı
Bir dem uslıyısa her dem delidir
_ Yunus Emre
Kays
21.10.2008 - 18:16Bende olan aşikar sensin
Ben hod yokum ol ki var sensin
___ Fuzûli
hüznün resmi
20.10.2008 - 18:02hüznün anlayışını isterim
ey hüzün anlayışını isterim
badısabanın sabahla dostluğunu
badısabanın sabahla savaşını isterim
ey badısaba ekmeğini aşını isterim
__E. Eroğlu
Bir koyu karanlık bu yollar,
20.10.2008 - 17:54gelecek günlerdir beni yoran
dinginliğin bir yalan olduğu yerde
herkes alışıyor çünkü sükûnun
usul usul emilmesine
altındaki konsolu güngörmüş kılan
fotoğraflarda çocuklar durur
içten bir kederi gizleyen gülümsemeyle
yaşanıp geçmiş günlerin
ha külüne katılır ha ateşine
'bugün' de bir mumun tepesinde
sallanıp çıkar aradan
değil
gördüğü mutlu bir hayâl gibi değil insanın
yaklaştığı yere henüz varmadan
tattığı bir tecrübe gibi değil
uzak vakitler sökün eder ezer mahveder şimdileri
gelecek günlerdir beni yoran
________________ Ebubekir Eroğlu
binbir insan masalları
20.10.2008 - 17:42Bu akşam içimde
Tuhaf bir sıkıntı var
Dünyada sanki bir ben kalmışım.
Sanki herkes nerde keder varsa bırakmış
Ben nerde bulduysam toplamış almışım.
Önümde söğüt ağacı
Her zamanki haliyle, çaresiz
Havuzda su rahat
İnsanlar susmuş
Sessiz bir yağmur gibi başladı bende
Konuşmak ihtiyacı.
_A.Kadir
burası bir hayal burdan çıkış yok
20.10.2008 - 17:38Ölüyorum tanrım
Bu da oldu işte.
Her ölüm erken ölümdür
Biliyorum tanrım.
Ama, ayrıca, aldığın şu hayat
Fena değildir...
Üstü kalsın.
__C. Süreya
ömür
18.10.2008 - 16:52Ağır misafir gibiydik gençken
Dünyaya bakınca dalgalandı içimiz.
Şimdi böyle değil; suratsız günler...
Ne olacak halimiz?
Yazı çıkardım ömrümün üzerinden
Kış, odur, dinmek bilmeyen...
__ İ. Tenekeci
yakışır....
14.10.2008 - 17:47Bırakın beni
Dışarda yağan yağmurlar alsın
Yanısıra yağan yağmurların
Kaldırımların dibinden dibinden
Mutludur denize doğru giden...
__ N. Cumalı
soru işareti
14.10.2008 - 17:20bırakıp gittin beni bütün kapılarda
bütün çöllerde tek başıma kodun
şafakta arayıp öğle vakti yitirdiğim
vardığım hiç bir yerde değildin
sensiz bir odanın sahrasını nasıl anlatsam
hiçbir şeyin seni andırmadığı bir pazar kalabalığını
denizde dalgakırandan da boşluğunu bir günün
seslenip de senden cevap alamadığım sessizliği
bırakıp gittin beni kalarak olduğun yerde hareketsiz
her yerde bırakıp gittin beni gözlerinle
düşlerin yüreğiyle bırakıp gittin beni
yarım kalmış bir cümle gibi bırakıp gittin
düşen hep ben oldum en küçük kımıldanışında senden
başını çevirdiğin için ağladığımı görmedin hiç
bana bakıp görmediğin için
ben yokken içini çektiğin için
ayağına düşen gölgene acıdın mı hiç sen?
__ Aragon
ilk kar
14.10.2008 - 17:00Sen ey o çiçekler ey o değişmeler ayı
Bulutsuz geçen mayıs bıçaklanmış haziran
Bir daha artık ne o gülleri ne o leylakları
Bir daha o ilk yazı unutamam hiçbir zaman
___Aragon
bahar kardaydı
kar karaydı
bertaraf ilkler güzellemesi
senin adın...
İstanbul'da bugün
14.10.2008 - 16:53Toprak olmak ne garip şey...
çok güzel hareketler bunlar
09.10.2008 - 19:21:)
Sen bana bakma,
Ben senin baktığın yerde olurum...
___Özdemir Asaf
fantastik senfoni
09.10.2008 - 19:14Sevdan bir ateş oldu bende
Gönlüm bir deli coştu sende
...
_M. Çelik
adın bahardı
09.10.2008 - 19:10bir başka yörüngeye sakladım
beni benden.
korkularıma gülüp geçiyor şimdi aynalar.
mavi diyorum ellerimde nasılsa
birazdan yeşilde gelip konacak avuçlarıma
herşey daha güzel olacak,
bu nasıl bir masalsa.
çocuklar;
haydi! şimdi koşun yemyeşil kırlara,
masmavi gökyüzünün altına.
şarkılar söyleyin tam yürekten
ama çocukça.
bakarsınız bende kaçar gelirim yanınıza.
saklandığım yörüngelerin yıldızları gözlerimde
ellerinizde bir uçurtma olur,
uçar giderim sayenizde.
____ Cevat Çeştepe
şükür
06.10.2008 - 21:34Yaşım ilerledikçe daha çok anlıyorum
Ne büyük nimet olduğunu ah ey güzel gün
Boş yere üzülmekte mana yok anlıyorum
Kadrini bilmek lazım artık her açan gülün
Şükretmek türküsüne daldaki her bülbülün
Yanmak da olsa artık aşk ile yaşıyorum.
__ C. S. Tarancı
sitem
06.10.2008 - 21:18ayışığına muhtacız dedim dinlemediniz
duaya muhtacız selâma muhtacız
muhtacız bahara bahar sabahına...
__ E. Eroğlu
istanbul şiirleri
06.10.2008 - 21:13Değildim ben sana mail, sen ettin aklımı zail
Bana ta’n eyleyen gafil, seni görgeç utanmaz mı?
__ Fuzuli
bir bilsen
05.10.2008 - 14:02Sen dersin ki gök size
Masmavi bir umuttur
Uzar gider sonsuza
Ben gök nedir anlamam
Bildiğim
Gök olmasa uçamazdı uçurtma...
__ A. T.
bana bir masal anlat
05.10.2008 - 13:43hep susmak
susmak...
yetmiyor bazen
işte bu yüzden
bütün ışıkları yanmalı yeryüzünün
ozanlar herşeyi anlatmalı...
_ Y. O.
Paramparça mektuplar ve şiirler
05.10.2008 - 13:36Bana, alev gibi bir şeyler yazdı
Sanki baştanbaşa şiirdi, nazdı...
Kırk yıl bile düşünseydim olmazdı
Gelmezdi bu sevda akla-hayale.
__ Y. B. Bakiler
ilk sevgiliye son söz
05.10.2008 - 13:28uyu -
düşünme beni...
__ O. Aruoba
Nasip meselesi
05.10.2008 - 13:25deli sizsiniz böyle bir çağda
akıllı kaldığınız için.
ben sizin
akla hayale sığmayan yanınızım
siz ki dünyayı üstünüze giyseniz
yine de açıkta kalırsınız çünkü gözleriniz
dipsiz bir ambar sanki.
ah siz,
mezarlıklar müdür olsanız bundan daha iyi
bir koyup hiç almasanız bir tohum gibi
kendinizi toprağa.
___ İ. Tenekeci
Toplam 223 mesaj bulundu