çamaşır deterjanı bitince
sırf markete gidip
deterjan almaya üşenldiği için
çamaşır makinesine deterjan yerine
şampuan koyup
ve şampuan koyma işini biraz abartıp
makinenin her tarafından köpüklerin çıkmasına sebep olan
kişiyi çağrıştırıyor..
kulakları çınlasın şenol abimin..
Aşk insana ömründe kaç defa uğrar ki?
ve kalkıp unutmaktan
yani onu kovmaktan bahsediyorsunuz.
otutturun aşkı gönlünüzün en yüksek tahtına
diz çökün önünde
'acizane'
diyerek başlayın cümleye
ve sorun
kimsin nesin necisin nereden geldin yolculuk nereye?
ve ey aşk!
nedir senin benimle derdin?
Allah insanlara gerçekten fıtratlarına göre fırsatlar veriyor;
görebilene duyup dokunup ucundan tutunabilene
ne mutlu!
Aşk olsun
Her şey aşk olsun
Herşey aşka dönüşsün!
der
ve
gider sufaya
az sevmek çok sevmek
az hoşlanmak çok hoşlanmak
az ısınmak çok ısınmak,
az sempati çok sempati...
azlık çokluk
sevgi ve türevi olan yandaşlarında sürüp gidyorken
'az aşk çok aşk'
diye bir tabir dumadım hiç...
aşk ya heptir ya da hiç!
arap etimolojiside
'ürkek olmak' anlamına gelesi bir hayli şaşırttı beni.
hangi menfi duyguya takılsam
kelimenin çağrışım ipleriyle
kuyusuna insem
karşıma korku çıkıyor.
korkmak insanca bir şey.
zaten en cesur insanlar
en derin korkularıyla yüzleşebilen insanlardır
derler. ama nefret..
sevmekten korkar olmuşuz ve ürkmüşüz
bir nesneyi boşluğa bırakınca yerin onu kendine çekmesi gibi
kendi haline bıraktığımız herşey aşağıya doğru düşüyor.kaldırmak için özel çaba gerekiyor.
şimdi çıkıp
birileri
'seven zorlamı seviyor kardeşim' diyebilir
ben de onlara
bazı sevgiler kendiliğinden yükseltilmiştir
istesenizde aşağıya doğru çekemezsiniz derim;
ve uzaydaki genişlikle paralel
yerçekimsiz bir anne sevgisini örnek veririm...
baktım ki taksi şöförü olgun halden anlayan biri ya da bana öyle gelmiş olacak
dedim ki
- ya abi bu trafikteki vatandaş taksi şöförlerini hiç sevmiyor.
hepsi illallah demiş, ne kural tanıyosunuz ne bir şey. yollar sizin sanki.
e haklılar ama değil mi?
demez olaydım. adam
-onların alayının...... koyayım ben..
ve öylece kıpırdamadan eve kadar gittik.yolu tarif ederken elimi fazla kaldırmamaya ve sesimi yükseltmemeye azami dikkat ederek..
şamar oğlanı..
her gelen kendi istediği gibi
kâh kesiyor
kâh yapıştırıyor bazıları dövüp hâzin bir silüet verirken
bazıları üstündeki morlukların üstüne morumsu makyajlar yapıp
süslü gösteriyor..
demokrasinin en büyük özelliği
piştideki joker gibi
ihtiyaç olduğunda
yerdeki bütün kâğıtları alabiliyor olması..
içimizdeki Çocuk
07.10.2006 - 22:34bilmiyorum,
onun kaç yaşıma kadar daha
arasıra ortaya çıkmasına izin vereceğim..
dışımdaki adam giderek yaşlanıyor...
Taşları Yemek Yasak
07.10.2006 - 22:28sanırım ismet özelin böyle bir yazısı vardı..
Hans Zimmer
07.10.2006 - 22:26zambia yöresel yemeği
lütfen yerlere tükürmeyiniz
07.10.2006 - 22:24aslında tükürüğe karşı duyarlı
asfalt üreteceksin
yere tükürünce
yerde tükürene tükürecek...
lütfen yerlere tükürmeyiniz
07.10.2006 - 22:23başınızı yukarı kaldırarak
havaya tükürünüz..
düello
07.10.2006 - 22:17ikili çatışma.
bedel
07.10.2006 - 22:14eylemsel ücret
kız kurusu
07.10.2006 - 22:1045 kg nin altında kilosu olan kızlara
kozmopolojide
kız kurusu denir.
öğrenci evinde yaşamak
07.10.2006 - 16:01çamaşır deterjanı bitince
sırf markete gidip
deterjan almaya üşenldiği için
çamaşır makinesine deterjan yerine
şampuan koyup
ve şampuan koyma işini biraz abartıp
makinenin her tarafından köpüklerin çıkmasına sebep olan
kişiyi çağrıştırıyor..
kulakları çınlasın şenol abimin..
nereye
07.10.2006 - 14:11bilmiyorum
dışarı çıkacağım önce
sonra rüzgara bakacağım
ne tarafa esiyorsa
o tarafa rüzgarla beraber esip gideceğim..
diktatör
07.10.2006 - 13:28Roma cumhuriyetinde olağanüstü yetkili yönetici
'dikte' = (görüşünü zorla kabul ettirmek)
ayrıca doğru 'diktatör' olacak. bilmiyorsan imla kılavuzuna bak sayın ekleyen!
unutmak
07.10.2006 - 01:57Aşk insana ömründe kaç defa uğrar ki?
ve kalkıp unutmaktan
yani onu kovmaktan bahsediyorsunuz.
otutturun aşkı gönlünüzün en yüksek tahtına
diz çökün önünde
'acizane'
diyerek başlayın cümleye
ve sorun
kimsin nesin necisin nereden geldin yolculuk nereye?
ve ey aşk!
nedir senin benimle derdin?
Allah insanlara gerçekten fıtratlarına göre fırsatlar veriyor;
görebilene duyup dokunup ucundan tutunabilene
ne mutlu!
Aşk olsun
Her şey aşk olsun
Herşey aşka dönüşsün!
der
ve
gider sufaya
aşk
07.10.2006 - 01:29tutku olup çıkmış şu zamanda;
tutunca biten bir tutku.
Allah tutmayı nasip etmesin
desem
dua mı olur beddua mı
bilmiyorum..
aşk
07.10.2006 - 01:27az sevmek çok sevmek
az hoşlanmak çok hoşlanmak
az ısınmak çok ısınmak,
az sempati çok sempati...
azlık çokluk
sevgi ve türevi olan yandaşlarında sürüp gidyorken
'az aşk çok aşk'
diye bir tabir dumadım hiç...
aşk ya heptir ya da hiç!
ou nana
07.10.2006 - 01:16oyyyy ana!
ilkay akkaya
07.10.2006 - 01:15ses rengi
insanı yeşile boyuyor;
düet kazım koyuncuyla..
nefret
07.10.2006 - 01:08arap etimolojiside
'ürkek olmak' anlamına gelesi bir hayli şaşırttı beni.
hangi menfi duyguya takılsam
kelimenin çağrışım ipleriyle
kuyusuna insem
karşıma korku çıkıyor.
korkmak insanca bir şey.
zaten en cesur insanlar
en derin korkularıyla yüzleşebilen insanlardır
derler. ama nefret..
sevmekten korkar olmuşuz ve ürkmüşüz
bir nesneyi boşluğa bırakınca yerin onu kendine çekmesi gibi
kendi haline bıraktığımız herşey aşağıya doğru düşüyor.kaldırmak için özel çaba gerekiyor.
şimdi çıkıp
birileri
'seven zorlamı seviyor kardeşim' diyebilir
ben de onlara
bazı sevgiler kendiliğinden yükseltilmiştir
istesenizde aşağıya doğru çekemezsiniz derim;
ve uzaydaki genişlikle paralel
yerçekimsiz bir anne sevgisini örnek veririm...
irtica
06.10.2006 - 23:43kalkın gidiyoruz..
patavatsız
06.10.2006 - 22:25baktım ki taksi şöförü olgun halden anlayan biri ya da bana öyle gelmiş olacak
dedim ki
- ya abi bu trafikteki vatandaş taksi şöförlerini hiç sevmiyor.
hepsi illallah demiş, ne kural tanıyosunuz ne bir şey. yollar sizin sanki.
e haklılar ama değil mi?
demez olaydım. adam
-onların alayının...... koyayım ben..
ve öylece kıpırdamadan eve kadar gittik.yolu tarif ederken elimi fazla kaldırmamaya ve sesimi yükseltmemeye azami dikkat ederek..
demokrasi
06.10.2006 - 21:09şamar oğlanı..
her gelen kendi istediği gibi
kâh kesiyor
kâh yapıştırıyor bazıları dövüp hâzin bir silüet verirken
bazıları üstündeki morlukların üstüne morumsu makyajlar yapıp
süslü gösteriyor..
demokrasinin en büyük özelliği
piştideki joker gibi
ihtiyaç olduğunda
yerdeki bütün kâğıtları alabiliyor olması..
hatice
06.10.2006 - 20:54Her namazdan sonra
tiziano ferro nun
müslüman olması için
ona dua edecek kadar onu seven birini çağrıştırdı bana..
anlamak
06.10.2006 - 20:50Herkes anlayabildiği kadar yaşar,
ve anlayamadığı şeyleri umursamadan göçüp gider..
by 'va mişkun'
Bade
06.10.2006 - 20:411- olmuş, olgun,
2. şarap
nefret
06.10.2006 - 20:34irkilti, tiksinti
ürkek olma, insandan kaçma
Toplam 3332 mesaj bulundu