Olay Olay Adlı Üyenin Nedir Yazıları - Antolo ...

  • insan

    08.07.2010 - 11:02

    insan

    İnsan Vardır Fark Edilmez Süsünden, Kimi Farksızdır Koyun Sürüsünden, Ama Her Gördüğün Şekle Kapılma, İnsan Anlaşılmaz Görüntüsünden..!

  • barış manço

    07.07.2010 - 18:49

    Unutmadım seni

    Dün yine yapayalnız
    Dolaştım yollarda
    Yağmurlarda ıslanan
    Bomboş sokaklarda

    gözlerimde yaş kalbimde sızı
    Unutmadım seni
    Unutamadım unutamadım
    Ne olur anla beni

    Unutmak kolay demiştin
    Alışırsın demiştin
    Öyleyse sen unut beni
    Yeterki benden isteme

    Yıllar ikimizdende
    Çok şeyler götürmüş
    Sen yeni yuva kurarken
    Beni paramparça bölmüş

    Barış Manço

  • Dursun Ali Erzincanlı

    07.07.2010 - 16:43

    ÜMMÜ ZER

    Şiir gibi bir ev
    Yeryüzünün en saadetli evi
    Efendimiz ve Aişe annemiz
    11 kadının hikayesini anlatıyor annemiz
    Yemenli 11 kadının hikayesi
    Bu kadınlar bir araya gelmiş kocalarının hallerini anlatıyorlar
    Ama önce kesin söz veriyorlar
    Hiç birşey gizlemiyecekleri hususunda

    Ve birinci kadın başlıyor
    Benim kocam yalçın bir dağın başındaki zayıf bir deve gibidir
    Kolay değil ki çıkılsın semiz değil ki götürülsün
    Sert mizaçlı huysuz gururlunun birisidir

    İkinci kadın anlatır
    Ben kocamın kötü huylarını anlatmak istemem korkarım
    Eğer anlatmaya başlarsam
    Büyük küçük herşeyini söyleyip geriye hiç bir şey bırakmamam gerekir
    Bu da kolay değil vakit yetmez

    Sıra üçüncü kadındadır
    O da kocasını kötüler
    Benim kocamın boyu uzundur ama aklı kısa
    Konuşursam boşanırım
    Konuşmassam muallakta kalırım

    Dördüncü kadın kocasını över
    Benim kocam tihama gecesi gibidir
    Ne sıcaktır ne soğuk
    Ne korkulur ne de usanılır

    Söz beşinci kadındadır
    Kocam içeri girince pars
    Dışarı çıkınca arslan gibidir
    Bana bıraktığı ev işlerinden hesap sormaz

    Altıncı kadın anlatır
    Benim kocamda yedimi üst üste katlayıp yer
    Çok yer içtimi sömürür
    Yiyip içmekten başka bir şey düşünmez

    Yedinci kadın bir ah çeker
    Benim kocamın işi sadece beni dövmektir der
    Başımı yarar vücudumu yaralar
    Bunları yapmak için eline ne geçerse kullanır

    Sekizinci kadın kocasını tavşana benzetir
    Ve bir cümle ile anlatır
    Güzel kokulu bitki gibi hoş kokar

    Dokuzuncu kadın anlatır
    Benim kocam boylu postludur evi rahattır
    Ocağının külü çoktur
    Evi meclis gibi bir adamdır
    Misafir perverdir

    Onuncu kadın anlatır
    Benim kocamda maliktir
    Akıl ve hayalinizden geçen her hayra maliktir
    Onun çok devesi vardır
    Develer kesilmek üzere bekletilir

    Ve söz onbirinci kadındadır
    Söz Ümmü Zer'dedir
    Ebu Zer'in hanımı fakat Ebu Zer Rifari değil
    Söz ümmü Zer dedir

    Kocam Ebu Zer di ama ne Ebu Zer
    Ebu Zer beni Şıp denen bir dağ kenarında
    Bir miktar davarla geçinen bir ailenin kızı olarak gördü
    Kulaklarımı ziynetlerde doldurdu
    Beni hoşnut kıldı
    Kendimi bahtiyar ve yüce bildim
    Beni atları kişneyen develeri böğüren
    Ekinleri sürülüp daneleri harmanlanan
    Müreffe ve Mesut bir cemiyete getirdi
    Ben onun yanında söz sahibiydim
    Hiç azarlanmadım
    Akşam yatar sabaha kadar uyurdum
    Doya doya süt içerdim
    Bir gün Ebu Zer evden çıktı
    Her tarafta süt tulumlar yağ çıkarılmak için çalkalanmaktaydı
    Yolda bir kadına rastlar
    Kocam bu kadını sevmiş olacak ki beni bıraktı
    Onunla evlendi
    Ondan sonra bende bir başkasıyla evlendim
    Oda iyi bir adamdı
    Bu kocamda bana Ey Ümmü Zer ye iç yakınlarına ihsanda bulun derdi
    Buna rağmen ben bu ikinci kocamın bana verdiklerinin hepsini bir araya toplasam
    Ebu Zerin en küçük kapını dolduramaz

    Yemende 11 kadının hikayesi bitmişti
    Efendimiz Aişe annemize gülümseyerek baktı
    Ey Aişe
    Ben sana Ebu Zer'in Ümmü Zer'e nisbeti gibiyim
    Şu farklaki Ebu Zer Ümmü Zer'i boşadı
    Ben seni boşamayacağım
    Biz beraber yaşayacağız

    Aişe annemiz Ya Resulullah dedi
    Beni nasıl seviyorsunuz?
    Efendimiz yine tebessümle cevap verdiler
    Ey Aişe
    İlk gün ki gibi kördüğüm gibi

    Şiir gibi bir ev
    Yeryüzünün en saadetli evi
    Yemenli 11 kadının hikayesi
    Efendimiz ve Aişe annemiz
    Yüzünde tebessüm gönlünde huzur
    Mutludur evin sahibesi
    Mü'minlerin şerefli annesi..

    D.Ali ERZİNCANLI

  • mevlana

    07.07.2010 - 16:23

    Kuş dile geldi ve yalvardı…

    Bir adam hileyle, kuşun birini tuzağa düşürerek yakaladı.

    Kuş dile geldi, yalvardı:

    ”Ey ulu insan, sen koyunları, öküzleri yedin, bir çok deveyi

    kurban ettin. Bu dünyada onlarla bile doymadın, benimlemi

    doyacaksın? Eğer beni bırakırsan ben sana üç öğüt

    vereceğim.

    Bunlara uyarsan her müşkülün hallolur. Birincisini, elindeyken vereyim, eğer beğenirsen beni bırakırsın. İkincisini şu dama konarken,üçüncüsünü de şu ulu ağaçta söylerim,” dedi.

    Adam kuşu sıkı sıkıya tutarak:

    ”Haydi söyle bakalım, eğer beğenirsem seni bırakırım,”

    dedi.

    ”Kuşçağız ilk öğüdünü söyledi:

    ”Olmayacak sözü kim söylerse söylesin, inanma” dedi.

    Adam öğüdünü beğenerek kuşu bıraktı. Kuş uçarak damın

    saçağına kondu. İkinci öğüdünü söyledi:

    ”Geçmiş gitmiş şeylere, kaçmış fırsatlara ah vah

    etme.” dedi. Sonra biraz geriye çekilerek orada bulunana ulu ağaca kondu:

    ”Benim karnımda on bir dirhem ağırlığında paha

    biçilmez bir inci vardı. Eğer beni kaçırmasaydın o şimdi senin

    olacaktı.” dedi.

    Bunu duyan adam ağlayıp inlemeye, saçını başını

    yolmaya başladı. Bunu gören kuş seslendi:

    ”Ben sana geçmiş gitmiş fırsatlar için ah vah edip üzülme

    demedim mi? Madem fırsatı kaçırdın, neden üzülüp

    duruyorsun?

    Ya öğüdümü dinlemedin yahut da sağırsın. Ayrıca sana

    olmayacak şeye inanma demedim mi? Benim bütün ağırlığım üç

    dirhem, karnımda nasıl on bir dirhem ağırlığında inci bulunabilir? ”

    Bunun üzerine adam kendi kendine:

    ”Şimdi söylediklerini daha iyi anladım. Haydi şimdi de üçüncü öğüdünü söyle bakayım” dedi. Kuş:

    ”Allah için o iki öğüdü güzelce tuttun da benden

    üçüncüsünü mü istiyorsun? Uykuya dalmış bilgisiz kişiye öğüt

    vermek, çorak toprağa tohum atmak gibidir. Aptallık ve

    bilgisizlik yırtığı, yama tutmaz.” diyerek uçup gitti.

    ‘Mevlana’

  • orhan gencebay

    07.07.2010 - 15:34

    Bir zamanlar benim sevgilimdin
    Yanımdayken bile hasretimdin
    Şimdi başka bir aşk buldun
    Mutluluk senin olsun
    Dertler benim, çile benim, hasret benim
    Hayat senin, senin olsun
    Ömrüm senin, senin olsun

    Ben daha ne çile, dertlere yolcuyum
    Ben alnına dert yazılan kader mahkumuyum
    Farketmez yaşamam, sen mesut ol yeter
    Dertler bana gönül vermiş
    Ben aşk sarhoşuyum

    Dilerim her arzun gerşek arzun
    Hayat bu, şansın hep açık olsun
    Dertler benim, çile benim
    Hayat senin senin olsun
    Hatıralar, hasret benim
    Ömrüm senin senin olsun

    Bir gün daha geçti yine sensiz
    Aşkım ağlıyor bak, sessiz sessiz
    Çare bensiz, ben çaresiz
    Ümidim senin olsun
    Sana gelen dertler benim
    Mutluluk senin olsun

    Orhan Gencebay

  • affetmek

    05.07.2010 - 08:54

    Affetmek bir seçimdir! ! !

    Nefreti aşmanın tek yolu var: Affetmek.
    Başkalarını affettiğimizde biz özgürleşiriz.

    Nefret yaşamdan zevk almamızı, insanların güzel yanlarını görmemizi engeller.
    Hiç kimse saf iyi ya da saf kötü değildir.

    Salt kötülükleri görmek bir süre sonra şüphe, depresyon ve umutsuzluk denizinde boğar insanı. Nefret dolu bir yaşam, mutsuz bir yaşamdır.

    Affetmek insanı derinleştirir.
    Affetmek için, insanın ruhsal ve zihinsel olarak kendisini hazır hissetmesi gerekir.

    Çünkü affetmek bir seçimdir.

    Kimsenin zorlamasıyla affetmek mümkün değildir.
    Affetmek bir süreçtir. Birdenbire affedişler bile bir sürecin ürünüdür.
    Affetmeyi seçtiğinizde kimse size borçlanmayacaktır. Yani koşullu affetme yoktur.

    Diğer insanın da sizi affetmesini, değişmesini veya sizin istediğiniz gibi olmasını beklemeyin.

    Affetmek bir seçimdir.

    Amacı sizin rahatlamanızdır, sizin özgürleşmenizdir.
    Nefret duyduğunuz kişinin yaşıyor ya da ölmüş olması sizin affetme sürecinde duyduğunuz acıların yoğunluğunda bir farklılık yaratmayacaktır.

    O acılar sizin acılarınız.
    Affetmek kolay değildir.

    Fakat özgürleşmek için gereklidir.

    Çoğu insan affetmenin nefret ettiği kişiyi suçsuz ya da haklı bulduğu anlamına geleceğini sanır. Oysa affetmek, geçmişteki anıların boyunduruğundan kurtulmak, yaşamımızı kontrolü altında tutmasına son vermek demektir.

    Affetmek, o kişiyi sevmek değil.
    Affetmek, o kişiyle konuşmak zorunda olmak değil.
    Affetmek, o kişiyle ilişkiyi sürdürmek değil.
    Affetmek, o kişinin beklentileri doğrultusunda davranmak değil.
    Affetmek, o kişiyi kucaklamak değil.
    Affetmek, o kişiyi suçsuz bulmak değil.
    Affetmek, o kişiyi hakli bulmak değil.
    Affetmek, o kişinin verdiği zararları telafi etmek için çaba göstermemek değil.

    Affetmek kırgınlığın, kızgınlığın, nefretin hapishanesinden özgürlüğe çıkmaktır.
    Affetmek artık acıyı hissetmemektir.Yapılanları zihinsel olarak unutmak zaten mümkün değildir.

    “Duygusal unutma” affetmenin diğer adıdır.

Toplam 54 mesaj bulundu