Insanlik tarihinin asamalarini; ilkel toplum, koleci toplum, feodal toplum ve kapital toplum diye siralayarak, kapitalizmin yerini sosyalizmin alacagini, onun da komunizme yonelecegini iddia etmistir.
Ardinda pek cok kitap ve makale birakmistir. En unlu eserleri, Komunist Manifesto ve kendisinin olumunden sonra, Friedrich Engels'in tamamladigi Kapital'dir...
Hegel'in zamaninda zihinsel kavramlari gelistirmek uzere kullandigi diyalektik yontemini, maddeci felsefesine uygulayarak hem dogayi, hem de toplumlari diyalektik yontemle aciklamistir ki, bu anlayisa diyalektik materyalizm denmektedir...
Kimlik kazanmak, bagimsiz dusunebilmek ve dusunduklerini hayata gecirebilmek cesaretini gosterebilmektir birey olmak... Baslica kosulu, kisinin kendini tanimasidir. Ama, oyle boyle degil, iyi tanimaidir. Kendiyle barisik olabilmeli, guclu ve zayif yonlerini iyi bilmeli ve kabullenebilmelidir...
Bizim ulkemiz, Turkiyemiz'de anlamini bulamamistir pek. Bu kafayla gidersek ki, gidecegimiz cok acik ve nettir, asla da bulamayacak olan kavramdir...
Olasi bir beyinsel rahatsizlik sonucu (darbe almak, enfeksiyon, kanama ya da benzeri seyler) olusan, bilinen bir seylerin, pek cok seylerin ya da herseylerin unutulmasidir...
Zamanla hasta az da olsa duzelebilir, ama, hersey yuzde yuz hatirlanmayabilir. Cagrisimlar yoluyla hatirlamalar yasanabilir...
Ama bazen tum bu olumsuzluklara karsi, ben de unutayim, kendimi resetleyerek hayata, herseye yeniden baslayayim dedigim anlar da olmustur. Isteyince olmuyor ki meret...
Oncelikle Resat Nuri Guntekin'in Calikusu romani geliyor aklima tabii ki. Ve sonrasinda da Emel Sayin'in cok guzel okudugu, klibe de cekilmis olan sarkisi...
Bu ulkenin en yetenekli tiyatro oyuncularini bir araya getirmis, tiyatro toplulugunun adidir. Donemin guncel olaylarini ve politik carpikliklarini mizahi bir sekilde anlatan, insanlari gulduren, yer yer dusunduren pek cok oyuna imza atmistir...
Beyoglu Beyoglu, Deliler, Yasaklar, Geceler, Askolsun... Hepsi birer klasiktir bence. Nacizane olarak, izlemeyenlere bir sekilde izlemelerini oneririm...
'Gelin; başında, sıra sıra altın ve incilerle yüklü bir fes taşıyor ve ince bir tül arkasında, iki demet sarı tel yanaklarının üstünden göğsüne uzanıyordu. Onu bu günün hürmetine bir tahta iskemleye oturtmuşlardı. Saşkın ve ağlamış gözlerle ara sıra etrafı süzüyor, fakat daha ziyade önüne bakarak, ihtimal bu sıkıntının biteceği dakikayı bekliyordu. Kolları ellerini örtecek kadar uzun olan ve etekleri yerde kat kat biriken vişne çürüğü kadifeden dallı elbisesi yüzüne hafif bir pembelik veriyor ve avlunun bir köşesinde yanan çıraların ışığı nemli kirpiklerini zaman zaman parlatıyordu. Yanı başında oturan anası, mütemadiyen üstlüğü ile gözlerini siliyor ve ikide birde gelip kulağına birşeyler söyleyen, oğlan tarafına mensup kadınlarla konuşuyordu.
Birkaç kere gelini oyuna kaldırdılar. (...) Ortaya çıkınca bir müddet ne yapacağını şaşırmış gibi bekleyen gelin, yavaş yavaş, adeta donukluktan çözülüyormuş gibi, kımıldadı. Etekleri zeminin iri, siyah taşları üzerinde ileri geri birkaç hareket yaptıktan sonra, sıçramaya benzeyen küçük hamlelerle avluyu dolaşmaya başladı.
Altın işlemeli iri dalları çıraların ışığında parlayan kalın kadife elbiseye rağmen, vücudunun henüz çocukluktan çıkmayan nahifliği belliydi. Bol yenli kolları ancak göğsünün altına kadar kalkıyor ve parmakları işitilmeyecek kadar hafif şıkırdıyordu.
Başından sarkan tüllerin altında, ince ince beline kadar uzanan saçları, vücudunun hareketlerine uyarak sallanıyordu; yarı kapalı gözleri hep yerdeydi. Oyluklarını saran enli gümüş kemer, kalçalarının hafif ve ahenkli hareketlerini meydana vuruyor ve bu sırada ışık oyunları yapıyordu. Bütün raks, gelinin, vücudunun muhtelif yerlerini, belli belirsiz, fakat görülmemiş bir ahenkle ve birbirinin içinde kaybolarak hareket ettirmesinden ibaretti.'
3 adam oturmuş eşlerine aldıkları hediyelerden bahsediyorlarmış.
Birincisi demiş ki, 'Karıma öyle bir hediye aldım ki, 6 saniyede 0'dan 100'e çıkıyor.' Diğer ikisi anlamamışlar. 'Ne aldın? ' diye sormuşlar. 'Beyaz bir Porsche aldım. Çok mutlu oldu.' diye cevap vermiş.
İkinci adam demişki, 'Ben de geçen doğum gününde karıma 4 saniyede 0'dan 100'e çıkan bişey almıştım.' Hemen anlamışlar tabi ki: 'Heey, yoksa Ferrari mi aldın? ' Adam gülümsemiş: 'Evet, kıpkırmızı bir Ferrari aldım. Gerçekten de ona çok yakıştı.' demiş.
Bu sefer üçüncü adama sormuşlar: 'Peki sen ne aldın karına? ' Adam demiş ki: 'Ben öyle bişey aldım ki; sadece 2
saniyede 0'dan 100'e çıkıyor.' Adamlar şaşırmışlar: 'Atıyorsun! ' demişer, 'Öyle bir araba olmaz ki! ' Adam cevap vermiş:
'Araba aldığımı kim söyledi? Tarti aleti aldım' demiş.
Nasil gecti habersiz o guzelim yillarim
Bazen gozyasi oldu, bazen icli bir sarki
Her anini eksiksiz dun gibi hatirlarim
Dudaklarimda tuzu, icimde durur askin
Hani o saclarina tac yaptigim cicekler
Hani o guzel gozlu ceylanlarin pinari
Hani kuslar agaclar, binbir renkli cicekler
Nasil yakalamistik saclarindan bahari..
14 yasinda bir kiz cocuguna tacizde bulundugu iddasi nedeniyle Nisan ayindan beri tutuklu oldugu cezaevinden, Adli Tip'in magdurenin bedenen ve ruhen bir zarar girmedigi dogrultusunda rapor verdigi icin tahliye olmus kisiliktir...
Digiturk call center'i arayarak, Digiturk uyeligini sonlandirmak isteyen ve bunu yaparken de, yorumcu Erman Toroglu'na etmedigi kufuru birakmayan bir Besiktas taraftaridir...
19.02.1971 dogumlu...
Bursa/Inegöllü...
15663 nolu Beşiktaş kongre üyesi...
Adam, annesinin kizlik soyadini bile vermis ya...
Buradan dinleyebilirsiniz... Ama, lutfen cocuklari uzak tutun...
Mardin'in Suriye sinrinda bir ilcesidir... Yaklasik 6.500 yillik bir tarihe sahip olan Nusaybin'in 2008 verilerine gore nufusu, 90.568'dir. Yuzolcumu ise 1.170 metrekaredir...
dengir mir mehmet fırat
03.11.2008 - 14:49Kendisine 'Dingil' dedigi icin, Hurriyet Gazetesi kose yazari Bekir Coskun'u mahkemeye veren AKP Genel Baskan Yardimcisi...
olgun erkeklerden hoşlanmak
03.11.2008 - 05:03Hoslanan da olgunsa eger, cok da sorun edilecek bir olay degildir...
karl marks
03.11.2008 - 04:51Buyuk bir dusunurdur.
Insanlik tarihinin asamalarini; ilkel toplum, koleci toplum, feodal toplum ve kapital toplum diye siralayarak, kapitalizmin yerini sosyalizmin alacagini, onun da komunizme yonelecegini iddia etmistir.
Ardinda pek cok kitap ve makale birakmistir. En unlu eserleri, Komunist Manifesto ve kendisinin olumunden sonra, Friedrich Engels'in tamamladigi Kapital'dir...
Hegel'in zamaninda zihinsel kavramlari gelistirmek uzere kullandigi diyalektik yontemini, maddeci felsefesine uygulayarak hem dogayi, hem de toplumlari diyalektik yontemle aciklamistir ki, bu anlayisa diyalektik materyalizm denmektedir...
birey olmak
03.11.2008 - 04:38Kimlik kazanmak, bagimsiz dusunebilmek ve dusunduklerini hayata gecirebilmek cesaretini gosterebilmektir birey olmak... Baslica kosulu, kisinin kendini tanimasidir. Ama, oyle boyle degil, iyi tanimaidir. Kendiyle barisik olabilmeli, guclu ve zayif yonlerini iyi bilmeli ve kabullenebilmelidir...
Bizim ulkemiz, Turkiyemiz'de anlamini bulamamistir pek. Bu kafayla gidersek ki, gidecegimiz cok acik ve nettir, asla da bulamayacak olan kavramdir...
hafıza kaybı
03.11.2008 - 04:26Olasi bir beyinsel rahatsizlik sonucu (darbe almak, enfeksiyon, kanama ya da benzeri seyler) olusan, bilinen bir seylerin, pek cok seylerin ya da herseylerin unutulmasidir...
Zamanla hasta az da olsa duzelebilir, ama, hersey yuzde yuz hatirlanmayabilir. Cagrisimlar yoluyla hatirlamalar yasanabilir...
Ama bazen tum bu olumsuzluklara karsi, ben de unutayim, kendimi resetleyerek hayata, herseye yeniden baslayayim dedigim anlar da olmustur. Isteyince olmuyor ki meret...
idiot
03.11.2008 - 04:06Budalanin Ingilizce yazilisi...
Ayrica, Rus yazar Dostoyevski'nin muthis bir romaninin adidir.
ceren
03.11.2008 - 04:01Bir kiz ismi...
Farsca'dan girmistir dilimize. Disi ceylan yavrusu anlamini tasir kendi dilinde.
Tum 'Ceren'lere ve annelerine sevgiler...
feride
03.11.2008 - 03:56Sozlerini de yazalim:
Ismin ne dedi, söyleyiverdim, Feriiidee, Feride...
Askinla yanip cilgina dondum Feriiidee, Feride...
Birden ona ben kalbimi verdim Feriidee, Feriide...
Bittim, oldum mum gibi sondum Feridee, ferideee...
Keşke adımı bilmez olaydın Feriiidee, feriide.
Gözyaşlarımı silmez olaydın Feriiidee, feriide.
Bir şey içime sinmiyor,
Dert üstüne dert binmiyor,
Kimse acimi bilmiyor,
Aşkın ateşi dinmiyor.
Feriiideeeeee...
Feriiideeeeeeeeeeeeeeee...
feride
03.11.2008 - 03:54Oncelikle Resat Nuri Guntekin'in Calikusu romani geliyor aklima tabii ki. Ve sonrasinda da Emel Sayin'in cok guzel okudugu, klibe de cekilmis olan sarkisi...
I Love You Too Much
03.11.2008 - 03:14'Seni cok seviyorum'un Ingilizce yazilisidir.
'So much' diye de kullanilabilir ama, baslikta yazildigi gibi kullanildigi da olur. Cok takilmamak gerek. :)
Devekuşu Kabare
02.11.2008 - 00:01Zeki Alasya ve Metin Akpinar basta olmak uzere Nisa Serezli, Selim Nasit, Ali Yalaz, Nezih Tuncay, Cihat Tamer...
Devekuşu Kabare
01.11.2008 - 23:59Bu ulkenin en yetenekli tiyatro oyuncularini bir araya getirmis, tiyatro toplulugunun adidir. Donemin guncel olaylarini ve politik carpikliklarini mizahi bir sekilde anlatan, insanlari gulduren, yer yer dusunduren pek cok oyuna imza atmistir...
Beyoglu Beyoglu, Deliler, Yasaklar, Geceler, Askolsun... Hepsi birer klasiktir bence. Nacizane olarak, izlemeyenlere bir sekilde izlemelerini oneririm...
Kart sensin postal da sana girsin
01.11.2008 - 23:46Can baba...
gelin
01.11.2008 - 23:37Bir film ismi...
gelin
01.11.2008 - 23:30'Gelin; başında, sıra sıra altın ve incilerle yüklü bir fes taşıyor ve ince bir tül arkasında, iki demet sarı tel yanaklarının üstünden göğsüne uzanıyordu. Onu bu günün hürmetine bir tahta iskemleye oturtmuşlardı. Saşkın ve ağlamış gözlerle ara sıra etrafı süzüyor, fakat daha ziyade önüne bakarak, ihtimal bu sıkıntının biteceği dakikayı bekliyordu. Kolları ellerini örtecek kadar uzun olan ve etekleri yerde kat kat biriken vişne çürüğü kadifeden dallı elbisesi yüzüne hafif bir pembelik veriyor ve avlunun bir köşesinde yanan çıraların ışığı nemli kirpiklerini zaman zaman parlatıyordu. Yanı başında oturan anası, mütemadiyen üstlüğü ile gözlerini siliyor ve ikide birde gelip kulağına birşeyler söyleyen, oğlan tarafına mensup kadınlarla konuşuyordu.
Birkaç kere gelini oyuna kaldırdılar. (...) Ortaya çıkınca bir müddet ne yapacağını şaşırmış gibi bekleyen gelin, yavaş yavaş, adeta donukluktan çözülüyormuş gibi, kımıldadı. Etekleri zeminin iri, siyah taşları üzerinde ileri geri birkaç hareket yaptıktan sonra, sıçramaya benzeyen küçük hamlelerle avluyu dolaşmaya başladı.
Altın işlemeli iri dalları çıraların ışığında parlayan kalın kadife elbiseye rağmen, vücudunun henüz çocukluktan çıkmayan nahifliği belliydi. Bol yenli kolları ancak göğsünün altına kadar kalkıyor ve parmakları işitilmeyecek kadar hafif şıkırdıyordu.
Başından sarkan tüllerin altında, ince ince beline kadar uzanan saçları, vücudunun hareketlerine uyarak sallanıyordu; yarı kapalı gözleri hep yerdeydi. Oyluklarını saran enli gümüş kemer, kalçalarının hafif ve ahenkli hareketlerini meydana vuruyor ve bu sırada ışık oyunları yapıyordu. Bütün raks, gelinin, vücudunun muhtelif yerlerini, belli belirsiz, fakat görülmemiş bir ahenkle ve birbirinin içinde kaybolarak hareket ettirmesinden ibaretti.'
Kuyucakli Yusuf/Sabahattin Ali...
gelin
01.11.2008 - 23:28Dugunlerde damata eslik eden hatun kisi...
fıkra
01.11.2008 - 23:013 adam oturmuş eşlerine aldıkları hediyelerden bahsediyorlarmış.
Birincisi demiş ki, 'Karıma öyle bir hediye aldım ki, 6 saniyede 0'dan 100'e çıkıyor.' Diğer ikisi anlamamışlar. 'Ne aldın? ' diye sormuşlar. 'Beyaz bir Porsche aldım. Çok mutlu oldu.' diye cevap vermiş.
İkinci adam demişki, 'Ben de geçen doğum gününde karıma 4 saniyede 0'dan 100'e çıkan bişey almıştım.' Hemen anlamışlar tabi ki: 'Heey, yoksa Ferrari mi aldın? ' Adam gülümsemiş: 'Evet, kıpkırmızı bir Ferrari aldım. Gerçekten de ona çok yakıştı.' demiş.
Bu sefer üçüncü adama sormuşlar: 'Peki sen ne aldın karına? ' Adam demiş ki: 'Ben öyle bişey aldım ki; sadece 2
saniyede 0'dan 100'e çıkıyor.' Adamlar şaşırmışlar: 'Atıyorsun! ' demişer, 'Öyle bir araba olmaz ki! ' Adam cevap vermiş:
'Araba aldığımı kim söyledi? Tarti aleti aldım' demiş.
Yuzunuzden gulumseme hic eksilmesin efendim. :)
bozkurt
01.11.2008 - 14:44Kastamonu'nun bir ilcesidir...
unutulmayan şarkılar
01.11.2008 - 14:34Nasil gecti habersiz o guzelim yillarim
Bazen gozyasi oldu, bazen icli bir sarki
Her anini eksiksiz dun gibi hatirlarim
Dudaklarimda tuzu, icimde durur askin
Hani o saclarina tac yaptigim cicekler
Hani o guzel gozlu ceylanlarin pinari
Hani kuslar agaclar, binbir renkli cicekler
Nasil yakalamistik saclarindan bahari..
unutulmayan şarkılar
01.11.2008 - 14:32Bir bahar aksami rastladim size
Sevincli bir telas icindeydiniz
Derinden bakinca gozlerinize
Neden basinizi one egdiniz
Icimde uyanan eski bir arzu
Dedi ki yillardir aradigin bu
Simdi soruyorum bukup boynumu
Daha onceleri neredeydiniz....
unutulmayan şarkılar
01.11.2008 - 14:31Aksam oldu, huzunlendim ben yine...
Hasret kaldım gözlerinin rengine.
Gel mehtabım, gel sevdiğim, gel yine;
Hasret kaldım gözlerinin rengine.
hüseyin üzmez
01.11.2008 - 14:2214 yasinda bir kiz cocuguna tacizde bulundugu iddasi nedeniyle Nisan ayindan beri tutuklu oldugu cezaevinden, Adli Tip'in magdurenin bedenen ve ruhen bir zarar girmedigi dogrultusunda rapor verdigi icin tahliye olmus kisiliktir...
Ahmet Galip Meriç
01.11.2008 - 14:12Digiturk call center'i arayarak, Digiturk uyeligini sonlandirmak isteyen ve bunu yaparken de, yorumcu Erman Toroglu'na etmedigi kufuru birakmayan bir Besiktas taraftaridir...
19.02.1971 dogumlu...
Bursa/Inegöllü...
15663 nolu Beşiktaş kongre üyesi...
Adam, annesinin kizlik soyadini bile vermis ya...
Buradan dinleyebilirsiniz... Ama, lutfen cocuklari uzak tutun...
http://www.alkislarlayasiyorum.com/...ada9decc4874197
nusaybin
30.10.2008 - 14:41Mardin'in Suriye sinrinda bir ilcesidir... Yaklasik 6.500 yillik bir tarihe sahip olan Nusaybin'in 2008 verilerine gore nufusu, 90.568'dir. Yuzolcumu ise 1.170 metrekaredir...
Toplam 936 mesaj bulundu