Sobe
İçimde hep saklamaya çalıştım
Çocukluktan kalma masum bakışlarımı
Ne kadar büyüsede duygularım
Bir elma şekerine hala gülümserim
Hababam Sınıfı'nı seyrederken
Hep ağlayacak bir yanı vardır benim için
İçli içli çalan bestesinde
Büyümek zor geliyor aslında yüreğime
Gitgide yara almak
Yüze gülerken arkadan konuşanlara
Arkadaş demek
İçimi acıtıyor
Küçük sıralarda ki arkadaşlarımı düşündükçe
Zaman ne kadar da acı
Renkler gitgide daha koyu
Ayrılıklar daha da kor gelir oldu uykusuz saatlerde
Nerde olduğumu bilemez oldum kalabalık sokaklarda
Aynada tanımaz oldum kendimi
Ruhumla görüntüm arasında
Mavi bir ip atıyorum
Eski bayramlığımın ucundan
ve bakıyorum yüzümdeki kırışıklıklara
görüyorum
Hayat çiziyor beni bir kez daha
Çocukluğumu özlüyorum
Hani şu yara bere dizlerimi
Pamukhelva yapışmış suratımı
Evde suç işlediysem
Saklandığım kapı arkasını
Bugün bütün ağaçlar yüreğimdeydi
Bütün çiçekler gözlerimde.
Güneş, ışıklarını dudaklarıma kondurmuştu.
Neydi kanımı kaynatan bu güzelliğin adı
Mutluluk muydu? ..
Bugün,
ne varsa hüzünden yana
denize fırlattım az önce.
Sanki beklermiş gibi hepsini,
hop hop hoplatıverdi dalgalarında
En güzel maviliğiyle oynaşıp durdu
Bak dedi fırlattığın hüzünlerine
Onların bendeki hükmü sadece bu...
Sonra,
şakalaşırcasına bir kaç tuzlu damlasını
sıçratıverdi yüzüme.
Gülümsedim mahcup mahcup,
onun bu neşesine...
Duruldu.
Bir deniz yıldızı bıraktı avuçlarıma.
Yoksa mutluluk bu muydu? ..
Herkes kalabalıkken,
içimdeki yalnızlığı alıp gidiverdi
sihirbaz martılar
Bir de arkasından o bildik
şen kahkahalı bağrışmalar
Hiç bu kadar güzelini görmemiştim,
Beyazmış meğerse
beni onlarla bütünleştiren mucize
Kanat çırpa çırpa
Yüreğimdeki isyanları uçurdular...
Yaşamaktan aldığım tad işte buydu
Yoksa mutluluk bu muydu? ..
' Sen mutluluğun resmini çizebilir misin Abidin? '
Evet...
Adım İnsan...
Elbette çizerim...
Az önce
ağaç oldum,
çiçek oldum,
güneş oldum,
deniz oldum,
martı oldum,
ölümsüzleştim...
Meğerse hep yanıbaşımdaymış
bu güzel resim
Ben çizdim. Adı umudum'du
Yoksa tüm umutlarım
beni hiç terk etmeyen
mutluluğum muydu? ..
* * *
Mutluluk
hepimize
sadece
kendi çizdiğimiz resimler
ve uzaklıklar kadar
yakındır...
sobe
06.04.2006 - 23:34Sobe
İçimde hep saklamaya çalıştım
Çocukluktan kalma masum bakışlarımı
Ne kadar büyüsede duygularım
Bir elma şekerine hala gülümserim
Hababam Sınıfı'nı seyrederken
Hep ağlayacak bir yanı vardır benim için
İçli içli çalan bestesinde
Büyümek zor geliyor aslında yüreğime
Gitgide yara almak
Yüze gülerken arkadan konuşanlara
Arkadaş demek
İçimi acıtıyor
Küçük sıralarda ki arkadaşlarımı düşündükçe
Zaman ne kadar da acı
Renkler gitgide daha koyu
Ayrılıklar daha da kor gelir oldu uykusuz saatlerde
Nerde olduğumu bilemez oldum kalabalık sokaklarda
Aynada tanımaz oldum kendimi
Ruhumla görüntüm arasında
Mavi bir ip atıyorum
Eski bayramlığımın ucundan
ve bakıyorum yüzümdeki kırışıklıklara
görüyorum
Hayat çiziyor beni bir kez daha
Çocukluğumu özlüyorum
Hani şu yara bere dizlerimi
Pamukhelva yapışmış suratımı
Evde suç işlediysem
Saklandığım kapı arkasını
oysa çoktan sobeledi hayat
Arzu ALTINÇİÇEK
akyaka
06.04.2006 - 10:05Huzur sessizlık doğa ile içiçe bir tatili
tango
05.04.2006 - 09:09Tango,seyredenin değil onu yaşayanındır......
maydanoz
04.04.2006 - 23:46Maydanoz yemeğin süsü, salatanın lezzet kaynağı..Şifalı yanı da unutulmamalı...
Hele de limonla...doyulmaz bir tad...
bambu ağacı
04.04.2006 - 22:48Çin Bambu ağacının yetişmesi, olumlu ısrar için güzel bir örnektir. Cinliler bu ağacı söyle yetiştiriyorlar:
....önce ağacın tohumu ekilir, sulanır ve gübrelenir.
Birinci yıl tohumda herhangi bir değişiklik olmaz.
Tohum yeniden sulanıp gübrelenir.
Bambu ağacı ikinci yılda da toprağın dışına filiz vermez.
Üçüncü ve dördüncü yıllarda her yıl yapılan işlem tekrar edilerek bambu tohumu
sulanır ve gübrelenir.
Fakat inatçı tohum bu yılda da filiz vermez.
Cinliler büyük bir sabırla besinci yılda da bambuya su ve gübre vermeye devam
ederler.
Ve nihayet besinci yılın sonlarına doğru bambu yeşermeye baslar ve altı hafta
gibi kısa bir sürede yaklaşık 27 metre boyuna ulaşır.
Akla gelen ilk soru sudur:
Cin bambu ağacı 27 metre boyuna altı hafta da mi? yoksa beş yılda mi ulaşmıştır?
Kuskusuz ki beş yılda.
Büyük bir sabırla ve ısrarla beş yıl süresince, tohum sulanıp gübrelenmeseydi
ağacın büyümesinden hatta var olmasından söz edilebilir miydi? ...
Bir basarinin şartları her zaman çok basittir:
Bir süre için calisin, o sürede tahammül edin, dayanıklı olun, başaracağınıza
daima inanın ve hiçbir zaman geri dönmeyin..
hakan şükür
04.04.2006 - 22:45Çok şımarıkkkkk
ateş böcekleri
04.04.2006 - 22:42Ne zaman görsem...İçimi bir sevinç kaplar... :))
çanakkale
04.04.2006 - 22:39Rüzgar...rüzgar..rüzgar..
Bir de Hildan...
balık ekmek
04.04.2006 - 22:36Şimdi İstanbul'da olmak vardı...:(
Yedi Tepe İstanbul
04.04.2006 - 22:32Dostluk, paylaşım,hüzün, sevinç...tüm duyguların harmanlanıp en zarif şekli ile sunulduğu..güzel bir diziydi
boşver
04.04.2006 - 22:23Söylemeyi hiç beceremedim yıllarca..
Yaş ilerledikçe öğreniliyormuş meğer...
aseton
04.04.2006 - 22:20Nedense? En gerekli olduğunda şişe boş oluyor..
Neden mi? Kızım :)))
soba
04.04.2006 - 22:09Kuzine olmalı ki...
Mavi Gözler
04.04.2006 - 22:03Gözler ışıl ışıl olmalı..
Mavi yeşil siyah hiç farketmez..
mavi ve şiir
04.04.2006 - 22:01Şiire en çok yakışan renk..
laminarya
04.04.2006 - 21:05Benim ödevimdi..Bilemedim ki:((((((((
sandwich
03.04.2006 - 22:49Fırından sıcak kumru alacaksın...
İçine domates,beyaz peynir ve maydanoz....
Yanında da çay...İşte sandwich bu :))
o ve ben
03.04.2006 - 22:47Onu ve beni....
topaç
03.04.2006 - 22:46Antakya'nın şimşir topacı olacak ki...
lüzumsuz (!) bilgiler ansiklopedisi
03.04.2006 - 22:46Bakmayın adına..çok hoş bilgiler var....
abidin dino
03.04.2006 - 22:19Mutluluğun Resmi...
Bugün bütün ağaçlar yüreğimdeydi
Bütün çiçekler gözlerimde.
Güneş, ışıklarını dudaklarıma kondurmuştu.
Neydi kanımı kaynatan bu güzelliğin adı
Mutluluk muydu? ..
Bugün,
ne varsa hüzünden yana
denize fırlattım az önce.
Sanki beklermiş gibi hepsini,
hop hop hoplatıverdi dalgalarında
En güzel maviliğiyle oynaşıp durdu
Bak dedi fırlattığın hüzünlerine
Onların bendeki hükmü sadece bu...
Sonra,
şakalaşırcasına bir kaç tuzlu damlasını
sıçratıverdi yüzüme.
Gülümsedim mahcup mahcup,
onun bu neşesine...
Duruldu.
Bir deniz yıldızı bıraktı avuçlarıma.
Yoksa mutluluk bu muydu? ..
Herkes kalabalıkken,
içimdeki yalnızlığı alıp gidiverdi
sihirbaz martılar
Bir de arkasından o bildik
şen kahkahalı bağrışmalar
Hiç bu kadar güzelini görmemiştim,
Beyazmış meğerse
beni onlarla bütünleştiren mucize
Kanat çırpa çırpa
Yüreğimdeki isyanları uçurdular...
Yaşamaktan aldığım tad işte buydu
Yoksa mutluluk bu muydu? ..
' Sen mutluluğun resmini çizebilir misin Abidin? '
Evet...
Adım İnsan...
Elbette çizerim...
Az önce
ağaç oldum,
çiçek oldum,
güneş oldum,
deniz oldum,
martı oldum,
ölümsüzleştim...
Meğerse hep yanıbaşımdaymış
bu güzel resim
Ben çizdim. Adı umudum'du
Yoksa tüm umutlarım
beni hiç terk etmeyen
mutluluğum muydu? ..
* * *
Mutluluk
hepimize
sadece
kendi çizdiğimiz resimler
ve uzaklıklar kadar
yakındır...
Nedret Türer
rap müzik
02.04.2006 - 03:08Kavga ediyorlarmış hissine kapılıyorum. :))
akdeniz akşamı
02.04.2006 - 03:00Çok başkadır...
çiya
02.04.2006 - 02:59Eski halini bilmiyorum..
Ama İstanbul'a her gidişimde yemeklerini yerim..ve severek :)
Toplam 1237 mesaj bulundu