Mehtap Altan Adlı Antoloji.com Üyesinin Şair ...

Ölüm nerede?
İçimde.
Çıkacak da çıkmaz
Korkularımdan.
Sen de, içime...
Biri içeriden dışarı
Biri dışarıdan içeri
Baskılar da baskıllar...
Sen giremedinmi
Ölüm dışarıda

Seni özlüyorum!
...............................
Sanki siyah ile beyazın düellosu vardı duyguda...

Kapı birine açıla ...

Üretilirken ilkler
Sabah dinginliğindeydiler
Sonlar tüketildiğinde
Sarılmıştı her biri bir düşünceyle
Çeşitliliğiyle benlerin..
..........................
Anlamın şiirle gizemli sevişmesi diyebilirmiyim bu şiire...

Çok güzeldi...

Saygılar...

Kalıca bir kitap okudum... Gariptir hemen bitti... Görünen kısmı şiir gibiydi ... Görünmeyen kısmı hüznün gizemine sığınmıştı...

Sevgili Raşide harikaydı...SEVGİLER...

Elimi uzattığımda bir dosta gözüm kapalı ellerine dokunabilmeliyim...

İçimde sığınmaya dair insanlığa dair çiçekelr açmalı elimi uzattığımda bir dosta....

DOST...

Bu kelimenin anlamı sığarmı yeryüzüne....

SEVGİLER....

şiir;
iki kanadı kırık pencere de yaralı
.................
Bu tanımdan sonra ne söylenebilir ki... Hüzün kesinlikle şiire yakışıyor ve büyütüyor..

Kutluyorum ...SEVGİLER...

Melânkolinin patikaları uçurum
Sızdı içime azar azar
Son bir alev gibi
Parladı gözlerim

Derinliklerinde ruhumun
Acı bir sessizlik var
............................

Sessizliğin sesini hissettim dizelerde... Dev kanatları açılmış şiiri yutmaya çalışıyordu... Ama duygu öyle sarmış sarmalamı ...

ölüm,
gelirsin ansızın
haber vermeyi geçirmeden aklından
alır götürürsün sormadan, etmeden.
adil oluşun dışında,
bir tek şey söyle ki
seni karşılayalım güle oynaya.
bir tek şey…
................
Ölüm ....

Benim Garip Asalet diye adlandırdığım ses..

Ansızın gelmez ölüm aslında...Yaşama ...

Çocuklar zulmün pençesinde.
Yitik düşlerini aradı aç, susuz ve uykusuz.
Umutlarını ısıttılar acıların alevinde.
Felaket karargah kurdu
Her Bosnalının evinde.

Karlı dağların doruğunda
Her akşam bir umut yandı.
Bin umut söndü.
Namus, onur, erdem
Kevgire döndü.
...................
95 yılı ...

Yaşam ve ölüm.....

Semada kanat çırpmak ya da uçurumdan aşağı düşmek....

Denizde yüzmek yaşama merhaba diyen en güzel rengimizle yada en hüznlü mavide boğulmak....

Ben iken BİZ olmak ya da hiç olmak.......

Aşkı aşkla yaşamak ya da..........

CANIM...

HİSSETTİM üşüdüm .....

HİSSET ...

Araya girdi çalı; gibi an, diken yaraya.
Kanar durur, damar vurmuş karaya.
..............................................
Kabul edin siz farklısınız, emeksiniz, felsefe işçisisiniz, şairsiniz....

Sukut araya girmedi bence öyküye hadi dedi...

Sukutun hadi sesi AN a ulaştı ve kanayan hisse do ...

Girdabında yokluğun,kayboluyor sözlerim,
Engin mavi denizde, bulanıyor gözlerim.
Deniz altında gezim,zefk ve heyecan alır,
Esrarengiz bulgular, duygularıma kalır.
.........................................

Engin denizler gençliğinizin düşlerini almış içine... Şiir olmuş duygu olmuş...

Duyar ...

Hani mavi boncuklar vardır.. Küçücük ama sihri çok büyük...

Şiir bana mavi boncuğun sihrini anımsattı... Sevdaya dair ahenkli ve şirin bir şiir ... Ama kelimelr anlmalı ve büyük...

Kutluyorum ...SEVGİLER...

Özgürlüklerden söz ederek
Özgürlükleri kısıtlayanlar
..........................
Özgürlük önce insanın içinde kendi iç dünyasında başlar...

Ve herşeyin olduğu gibi özgürlüğünde sınırı vardır ...

Ama bu sınırı başkaları değil, insan kendi iç dünyasında büyüttüğü kontrol ile uygulamalıdır..
...

Ben sevdama döneyim sevda yazıp sileyim,
Vuslatla ayrılıkla sevinip üzüleyim,
Hiç olmazsa çilemin adresini bileyim,
Çekeni mi yazayım yoksa çektireni mi?
.....................

Ersin Bey doluymuşsunuz da sadece sayın HİDDETİ nin hadi bakalım demesi gerkiyormuş...

Bu tarz sizi daha farklı ...

birer birer çıkar kuytulardan
el değmemiş rüyalar
nakışlar işlenir gözbebeğine ince ince
gagasında yastık altı sayıklamalarla
adı konmamış bir kuş kanatlanır içinde
hınzırca göz kırpar güne
uçar maviliklere
..........................
Adı konmamış o kuş aslında maviye değen her düşün rengini ...

Burhan der sakın ha güvenme güce
Aşk denen hülyayı çöz hece hece
Kendinden vazgeçip gündüz ve gece
Üstüne titreyen göz’ü incitme!
.....................................
Şiirin bütün dizelerini incitmeden hassas bir şekilde okudum ...Ama en çok finaldeki dizeler beni etkiledi... Belki de duygular ...

benden kalan
tüm acıları,sitemleri,üzüntüleri
gönder bulutlara gitsin
sanki benim hiç senim olmamış gibi
o hoyrat şarkıyı beraber mırıldanmış
ve sonra yarım bırakmışız gibi
yaşanmışlığına yitikliğime hiç aldırmadan
sadece gülümse bana o yeter can,,,,,
..........................

Aşk ne kad ...

Yarım kalmış sevdanın, hükümsüz mahkumuyum
Ya öldür,ya da güldür, suçlu mu, masum muyum
.................................
Hiçbir sevda yarım kalmaz ...Ya hep nefes alır ya o nefesete boğulur...

Yarım kalan tamamlanmayı bekler... Nasıl mı çabaların ahenginde ve anlamında ...

Çaba her duygu ...

Dinlersin
mavi bir sızının
kısa hayat hikayesini,
Bilmediğin bir heyecan sarar bedenini
sıcaklığını öpersin parmak uçlarınla
birikir özlemler yüreğinde
dokunamazsın.....
...........................
Bilinmeyen heyecan değilmidir bedeni istila ettikten sonra yüreği özlemlere boğan...

Mavi ...

Ve…

Şimdi kırdım kalemi kül ettim yüreği,
Bilir bilmez sevmesin diye…
..........................
Bildiğim tek şey coşkunun ardına sığınan hüzünlü yüreklerin şiiri konuşturduğu...

Belki de hüzün coşkunun ardına sığındığı anlarda şiire birikim yapıyor saklandığı yüreğe armağan ediyordur...
...

Bir rüya ki
Zehir zıkkım.
Bir yaşam ki,
Donuk silik,
Hep kar beyaz,
Yaşanmamış.

Düşünmesi aynı
Devimleri alışık.
Çok sade,
Ayıklıkta karışık.
...........................
Rüyayı da yaşamı da kar beyaz yapan yine iç dünyamızdır ...

İç dünyamızla ne kadar barışıktır duygularımız ... O ...

ben o geceden kaçarken
yüreğimde ki papatya solmuştu
....................................
O geceden kaçarken papatyanın her bir yaprağına yazdığınız şiirler, kaldırımların taşlarında belkide can çekişti... Belkide bir ayak izi şiirleri alıp anlamına kavuşturdu..

Tebrikler...

Özlemini kalbime gün be gün kazıyorsam
Hasretin gözlerim de durmadan ağlıyorsam
Buğulanmış camlara adını yazıyorsam
Sorardın sevgi nedir hadi adını sen koy
..............................................
Buğulanmış camlara onun adı yazılıyorsa kelimeler yetim kalmaktan kurtulmuştur... Ve adı ol ...

Kim olduğumu bilmeden
Nerden geldiğimi sormadan
Ve beni,
Yalnız ben olduğum için
Yürekten sevecek
Birini buluncaya dek,
Gezeceğim diyar diyar..
Denizleri bulan
Irmaklar gibi.
.............................
Üzerimden çıkaracağım sahte renklere değmiş ve kirlenmiş kıyafetleri... Hüznün sesi ...