3 Aralık Dünyanın (içimizdeki) sizlerden Özür Dileme Günü(!) ...
evet; günün anlamını bilirsek ve yorumlayabilirsek,içimizde her daim olan ve biz gibi olan,engeli ne olursa olsun bizim için insanlığı önemli kalacak olan tüm 'engelli(engellenen!) ' dostlarımı(n) zın gününü kutluyor ve gün bazında kalmamasını temenni ediyorum.aralarında o kadar çok dostum oldu ki,onların gözündeki yaşama bağlılık hırsı ve hayatın bir yerinden de olsa tutunabildikleri bir dalın olması beni müthiş umutlandırıyor.dostlarım özelinde hepsine sevgilerimi yolluyorum...
1 Aralık Dünya AIDS günü ve izleyen günler hastalığın işlendiği bir hafta olarak anılıyor
'1980'lerde ortaya AIDS çıktı. Önceleri bir çeşit homoseksüel hastalığı olarak biliniyordu. Kökeni Afrikalılar veya Haitililerdi. Allah'ın günahkârlara verdiği bir ceza olmalıydı. Ama hastalık Amerika ve Avrupalıların da başına bela olunca işin rengi değişti. Yine dünyayı kurtarma görevi onlara düştü. Dünya Sağlık Örgütü AIDS için seferber edildi ve Ocak 1999'da 'Hangi ülkeden gelmiş olursa olsun HIV/AIDS ile yaşayan insan sınır dışı edilemez, aşağılayıcı muamele ya da ayrımcılık uygulanamaz' diye bildirge bile yayınladı. 2002 Raporunda ise her gün 6000 yeni gencin bu hastalığa yakalandığı ve bu yıl toplam 68 milyon yeni hasta beklendiği belirtildi. Halen dünyada 40 milyon kişinin HIV (+) olduğu ve %95inin gelişmekte olan ülkelerden kaynaklandığı tahmin ediliyor'
kaynak:memocal
15 yıllık öğrenim hayatımda asla böyle bir tercihim olmadı.çünkü her ders kitabımın arasında bana yetecek kadar otlarım oldu :))) ufacık bir itiraf:sınav esnasında arkadaşımın yazdıklarıma bakması için değişik pozisyonlarda oturduğumu hiç unutmam :)))
Hitit güneşi(kursu):
Hitit Uygarlığı ve sanatının sembolü sayılan bir nesnedir. Güneşi sembolize eden dairesel biçimin etrafına yerleştirilmiş öğelerden oluşur. Bazılarının üstünde ses çıkarması için sallanan parçalar, kimisinin üstüne barışı sembolize eden geyik figürü, kimisine ise üremeyi sembolize etmek üzere kuş, ağaç figürleri vardır. Ahşap asaların ucuna takılarak dini törenlerde kullanıldığı veya at koşum takımlarının arasında kullanıldığı sanılmaktadır. Genellikle tunçtan yapılır. En seçkin örnekleri Çorum yakınlarında Alacahöyük’te bulunmuştur.
(alıntı:wikipedia)
bir ara Sıhhiye Meydanı'ndaki Hitit heykelinin kaldırılacağı söylentisi vardı.ama söylenti olarak kalması sevindirdi beni.
dildeki kirlenmeye bir örnek.msn.icat oldu dilimizi eşek arıları soktu :))) dildeki kirlenmeye hayır.(nedir bölümünde de bu kirlenmeye ait örnekler görülmekte.biraz itina lütfen.)
İsrail'in Aziz Nesin'i. 'marangoz moiz'den sipariş bekleyenler kulübü', 'başbakanın altı kişilik israil basketbol milli takımı', 'nesilden nesile dolaşan açılmamış çikolata hediye paketi' gibi unutulmaz öykülerin yazarı.yazım tarzı benzerliği olarak Türkiye' de Muzaffer İzgü'yü de sayabiliriz...
aman Tanrım,yıllar sonra bu terim burda da karşıma çıktı ya :))) üniversite yıllarıma gidiyorum şimdi.arkadaşlarla sessiz film oynarken,karşı grubun anlatmamızı istediği ve bizim çabalamamıza rağmen bulamadığımız bir *kitap*.adı.sonraları öğrendim tabiki...kitabın yazarı Robert M. Pirsig tarafından,motosiklet tamirinden hiç anlamayan bir arkadaşıyla arasında geçen bir hikâye anlatılmaktadır...
Seni sevmek balığı Urfa'da avlamaktır
balıklı gölde yasak olduğu için güzeldir.
Seni sevmek Munzur dağlarında kamalak
keklik avıdır hani keklikler uçmaktan
yorulur ya kara düşünce kalkmaz.
Seni sevmek yedisinde bir sabirin günlük
gelirine konmaktır,ala şafakta çıkmıştır işe
simidinin yarısını satmıştır,yüregi küçülmüştür
elleri büyüdükce
Seni sevmek bir trencinin tren altında kalması gibidir
Çığlığı düdük sesine hasreti raylara takılı kalır.
Seni sevmek kaşarlanmış bir celladın kendini asmasıdır,
asılı cesedine bakıpta hem güler hem ağlar ya oysa bir
avuç gözyaşıdır bedeni astıklarından arda kalan.
Seni sevmek zordur güzelim.
Seni sevmek çelişkilidir,ölümle yaşamın kardeşle birliğidir.
Ölünün mezar görüp mezardan vazgeçmesi gibidir
Buna rağmen seni
Sevmek güzelim........
'Ölüm her aklına geldiğinde ah edip vah edip inleme
Bu halinle tanrıyı incitmiş olacaksın
Ecel kapını çaldıgında evi telaşa verme
O geldiğinde sen gitmiş olacaksın'
Her şeye boşver, dolu dolu yaşa.
Madem ki bir aşkın var, ne güzel, tadını çıkar...
Sanki ayıp bir şeymiş de utanıyormuşsun gibi
yazmışsın bana...
Her şeye boşver ve aşkı yaşa... İlle de
büyük aşk olması gerekmez; yaşanan her aşk
büyüktür, yeter ki tadını çıkarmasını bil...
Çok büyük umutlar bağlama, yarını hiç düşünmeden,
günü gününe sev, sevginin tadını çıkar...
Sevgide geleceği düşünürsen aşkı,
bombok edersin. Sakın haaa...
Sonsuz, monsuz diye karşındakinin başını yeme...
Her şeye boşver; öylesine sev ki,
sevdiğini bile umursama, salt kendin için sev,
bencilce yaşa aşkı, bütün maddesiyle...
Yaşamdan elinde kala kala salt yaşadığın
sevgiler kalır sonunda, ne şu, ne de bu...
Bütün onlar, aşkı yaşamak için gerekli olan
- ne yazık ki gerekli olan- gereklerdir.
Aslolan aşktır yaşamda...
Dolu dolu, dolu dizgin, zilzurna, saniye saniye
aşkı yaşayarak sev...
İki yıl, üç yıl sürecek diye umutlanıp enayilik etme...
İster sürer, ister sürmez... Sen o anı yaşa yeter ki...
Yitirdiğin zaman; yaşadıklarını kazanmış olacaksın...
Sonunda elbet yitireceksin, ama yitireceğini hiç
düşünme; çünkü aynı zamanda kazanmışsındır da...
Anılar kazanıyorsun daha ne...
İç o zaman, sarhoş ol...
Yüce şeyler düşünme severken,
sevgiyi berbat edersin; çünkü sevginin
kendisinden daha yüce bir şey olamaz..
Aferin sana seviyorsan, seviliyorsan...
Sakın kuşkulara kapılma.
Karşındakini didikleme, yiyip bitirme...
Türk gelenekleri, görenekleri öyle...
Sakın bu aptallığı yapma...
Severken yirmi yıl sonrasını değil,
yirmi dakika sonrasını bile düşünme,
sevinin içine edersin...
An an yaşa, derin derin hem de...
Afferin sana...
Çok sevindim. İşe güce boşver.
Artık sana ne Surname'yi,
ne de başka şeyi soruyorum.
Keyfince yaşa, sev... Sevildikçe sev,
sevilmeyince de tastamam boşver ve
o zaman o güzelim yalnızlığına sarıl...
O yalnızlık ki, bütün sevgilerden daha güzeldir
ve sonunda onun koynuna girmek için
kendi kollarımızla kendimizi sararız...
O zaman da hiç üzülmeyeceksin.
Çünkü nasıl olsa, sığınacak bir yalnızlığımız var;
günün birinde anamız bile bizi bırakır gider
ama o yalnızlığımız, biz yaşadıkça bizi hiç bırakmaz...
Severken bunları düşünme, lütfen yarınsız sev!
Hadi, sevgiyle öperim.
Yaşa sen! ...
ENGELLİ
03.12.2006 - 15:503 Aralık Dünyanın (içimizdeki) sizlerden Özür Dileme Günü(!) ...
evet; günün anlamını bilirsek ve yorumlayabilirsek,içimizde her daim olan ve biz gibi olan,engeli ne olursa olsun bizim için insanlığı önemli kalacak olan tüm 'engelli(engellenen!) ' dostlarımı(n) zın gününü kutluyor ve gün bazında kalmamasını temenni ediyorum.aralarında o kadar çok dostum oldu ki,onların gözündeki yaşama bağlılık hırsı ve hayatın bir yerinden de olsa tutunabildikleri bir dalın olması beni müthiş umutlandırıyor.dostlarım özelinde hepsine sevgilerimi yolluyorum...
sarı
02.12.2006 - 02:21....kırmızıııııııı en büyük olma yolunda Cim Bom.hani fanatik tarafım tuttu bu saatte :))) spor dostluk demektir...
aids (h.i.v.)
01.12.2006 - 14:051 Aralık Dünya AIDS günü ve izleyen günler hastalığın işlendiği bir hafta olarak anılıyor
'1980'lerde ortaya AIDS çıktı. Önceleri bir çeşit homoseksüel hastalığı olarak biliniyordu. Kökeni Afrikalılar veya Haitililerdi. Allah'ın günahkârlara verdiği bir ceza olmalıydı. Ama hastalık Amerika ve Avrupalıların da başına bela olunca işin rengi değişti. Yine dünyayı kurtarma görevi onlara düştü. Dünya Sağlık Örgütü AIDS için seferber edildi ve Ocak 1999'da 'Hangi ülkeden gelmiş olursa olsun HIV/AIDS ile yaşayan insan sınır dışı edilemez, aşağılayıcı muamele ya da ayrımcılık uygulanamaz' diye bildirge bile yayınladı. 2002 Raporunda ise her gün 6000 yeni gencin bu hastalığa yakalandığı ve bu yıl toplam 68 milyon yeni hasta beklendiği belirtildi. Halen dünyada 40 milyon kişinin HIV (+) olduğu ve %95inin gelişmekte olan ülkelerden kaynaklandığı tahmin ediliyor'
kaynak:memocal
kopya çekmek
01.12.2006 - 09:4515 yıllık öğrenim hayatımda asla böyle bir tercihim olmadı.çünkü her ders kitabımın arasında bana yetecek kadar otlarım oldu :))) ufacık bir itiraf:sınav esnasında arkadaşımın yazdıklarıma bakması için değişik pozisyonlarda oturduğumu hiç unutmam :)))
kitapçık
29.11.2006 - 16:34kitap ve -çık eki.azıcık bilgi,azıcık tanıtım...belki! ! ! !
hitit güneşi
29.11.2006 - 16:26Hitit güneşi(kursu):
Hitit Uygarlığı ve sanatının sembolü sayılan bir nesnedir. Güneşi sembolize eden dairesel biçimin etrafına yerleştirilmiş öğelerden oluşur. Bazılarının üstünde ses çıkarması için sallanan parçalar, kimisinin üstüne barışı sembolize eden geyik figürü, kimisine ise üremeyi sembolize etmek üzere kuş, ağaç figürleri vardır. Ahşap asaların ucuna takılarak dini törenlerde kullanıldığı veya at koşum takımlarının arasında kullanıldığı sanılmaktadır. Genellikle tunçtan yapılır. En seçkin örnekleri Çorum yakınlarında Alacahöyük’te bulunmuştur.
(alıntı:wikipedia)
bir ara Sıhhiye Meydanı'ndaki Hitit heykelinin kaldırılacağı söylentisi vardı.ama söylenti olarak kalması sevindirdi beni.
Zaman içinde gezi
27.11.2006 - 16:35Kadeş Antlaşması*nın yapıldığı dönem ya da Mısır ve Hitit Uygarlığı dönemine bir gezi müthiş olurdu.ya da İnka-maya-aztek uygarlıkları.
mütekellim
27.11.2006 - 13:481-tekellüm eden,söyleyen,konuşan.(günümüzün spikeri :))
2.Arapça'da birinci şahıs.
3.nutuk söyleyen.(kaynak:Osmanlıca-Arapça Lügat)
transkripsiyon
27.11.2006 - 13:36bir yazı şeklinden başka bir yazı şekline çevirme.(Türkçe sözlük)
Sachmalama türkçe de neymiş
24.11.2006 - 10:24dildeki kirlenmeye bir örnek.msn.icat oldu dilimizi eşek arıları soktu :))) dildeki kirlenmeye hayır.(nedir bölümünde de bu kirlenmeye ait örnekler görülmekte.biraz itina lütfen.)
fersah
24.11.2006 - 09:473 mil uzunluğundaki bir ölçü birimi.
Ephraim Kishon
23.11.2006 - 15:26İsrail'in Aziz Nesin'i. 'marangoz moiz'den sipariş bekleyenler kulübü', 'başbakanın altı kişilik israil basketbol milli takımı', 'nesilden nesile dolaşan açılmamış çikolata hediye paketi' gibi unutulmaz öykülerin yazarı.yazım tarzı benzerliği olarak Türkiye' de Muzaffer İzgü'yü de sayabiliriz...
alışmak
22.11.2006 - 12:39ALIŞMAK? ...
Alışmışken düşünmeye, mantıksal bağnazlıkla,
Beni bile bana ölçen paket standardlarla..
Alışmışken konuşmaya, gırtlak cambazlığıyla,
Bilgelik özentisi klişe tiradlarla...
Alışmışken çalışmaya, para prangasıyla,
Özgürlüğe satılmış güvence kaygısıyla...
Alışmışken sevdalara, sevgi adına,
Duyguları silah gibi odaklamaya...
Alışmışken dengelere, bıçak sırtında,
Referans noktaları sürekli oynamada...
Alışmışken yaşamaya, uyku mahmurluğunda,
Uyanmalı gerçeğe bir tan ağarışında...
(alıntı)
degüstatör
22.11.2006 - 12:34tadımcı,şarap eksperi.(tadına bakarken de sarhoş olan var mıdır acaba :))
nikos kazancakis
22.11.2006 - 12:08girit'teki mezar taşında tam olarak şunlar yazılıymış:
'hiç birşey ummuyorum,
hiç birşeyden korkmuyorum
ben özgürüm...'
(alıntı)
zen ve motosiklet bakım sanatı
22.11.2006 - 12:04aman Tanrım,yıllar sonra bu terim burda da karşıma çıktı ya :))) üniversite yıllarıma gidiyorum şimdi.arkadaşlarla sessiz film oynarken,karşı grubun anlatmamızı istediği ve bizim çabalamamıza rağmen bulamadığımız bir *kitap*.adı.sonraları öğrendim tabiki...kitabın yazarı Robert M. Pirsig tarafından,motosiklet tamirinden hiç anlamayan bir arkadaşıyla arasında geçen bir hikâye anlatılmaktadır...
Ayder
18.11.2006 - 03:38hep görmeyi arzuladığım bir mekan...olur bir gün belki? ? ?
yılmaz erdoğan
18.11.2006 - 02:50'yaşasın halkların sevgililiği' diyordu bir şiirinde...
gece
17.11.2006 - 02:34gün biter gülüşün kalır bende...
uçurum olur,cellat olur her gece...
İlyas Salman
16.11.2006 - 21:05Seni Sevmek
Seni sevmek balığı Urfa'da avlamaktır
balıklı gölde yasak olduğu için güzeldir.
Seni sevmek Munzur dağlarında kamalak
keklik avıdır hani keklikler uçmaktan
yorulur ya kara düşünce kalkmaz.
Seni sevmek yedisinde bir sabirin günlük
gelirine konmaktır,ala şafakta çıkmıştır işe
simidinin yarısını satmıştır,yüregi küçülmüştür
elleri büyüdükce
Seni sevmek bir trencinin tren altında kalması gibidir
Çığlığı düdük sesine hasreti raylara takılı kalır.
Seni sevmek kaşarlanmış bir celladın kendini asmasıdır,
asılı cesedine bakıpta hem güler hem ağlar ya oysa bir
avuç gözyaşıdır bedeni astıklarından arda kalan.
Seni sevmek zordur güzelim.
Seni sevmek çelişkilidir,ölümle yaşamın kardeşle birliğidir.
Ölünün mezar görüp mezardan vazgeçmesi gibidir
Buna rağmen seni
Sevmek güzelim........
İlyas Salman
ahmet kaya
16.11.2006 - 20:16'Ölüm her aklına geldiğinde ah edip vah edip inleme
Bu halinle tanrıyı incitmiş olacaksın
Ecel kapını çaldıgında evi telaşa verme
O geldiğinde sen gitmiş olacaksın'
nevzat çelik
15.11.2006 - 14:14Af
duvar duvar duvar
sana ne desem ki ah
incitmeden gözlerini mahkumun
her taşını kırmalı bir bir
gerisi laf-ü güzar
Bir şiire sığınmak
14.11.2006 - 09:25YAŞA! ...
Her şeye boşver, dolu dolu yaşa.
Madem ki bir aşkın var, ne güzel, tadını çıkar...
Sanki ayıp bir şeymiş de utanıyormuşsun gibi
yazmışsın bana...
Her şeye boşver ve aşkı yaşa... İlle de
büyük aşk olması gerekmez; yaşanan her aşk
büyüktür, yeter ki tadını çıkarmasını bil...
Çok büyük umutlar bağlama, yarını hiç düşünmeden,
günü gününe sev, sevginin tadını çıkar...
Sevgide geleceği düşünürsen aşkı,
bombok edersin. Sakın haaa...
Sonsuz, monsuz diye karşındakinin başını yeme...
Her şeye boşver; öylesine sev ki,
sevdiğini bile umursama, salt kendin için sev,
bencilce yaşa aşkı, bütün maddesiyle...
Yaşamdan elinde kala kala salt yaşadığın
sevgiler kalır sonunda, ne şu, ne de bu...
Bütün onlar, aşkı yaşamak için gerekli olan
- ne yazık ki gerekli olan- gereklerdir.
Aslolan aşktır yaşamda...
Dolu dolu, dolu dizgin, zilzurna, saniye saniye
aşkı yaşayarak sev...
İki yıl, üç yıl sürecek diye umutlanıp enayilik etme...
İster sürer, ister sürmez... Sen o anı yaşa yeter ki...
Yitirdiğin zaman; yaşadıklarını kazanmış olacaksın...
Sonunda elbet yitireceksin, ama yitireceğini hiç
düşünme; çünkü aynı zamanda kazanmışsındır da...
Anılar kazanıyorsun daha ne...
İç o zaman, sarhoş ol...
Yüce şeyler düşünme severken,
sevgiyi berbat edersin; çünkü sevginin
kendisinden daha yüce bir şey olamaz..
Aferin sana seviyorsan, seviliyorsan...
Sakın kuşkulara kapılma.
Karşındakini didikleme, yiyip bitirme...
Türk gelenekleri, görenekleri öyle...
Sakın bu aptallığı yapma...
Severken yirmi yıl sonrasını değil,
yirmi dakika sonrasını bile düşünme,
sevinin içine edersin...
An an yaşa, derin derin hem de...
Afferin sana...
Çok sevindim. İşe güce boşver.
Artık sana ne Surname'yi,
ne de başka şeyi soruyorum.
Keyfince yaşa, sev... Sevildikçe sev,
sevilmeyince de tastamam boşver ve
o zaman o güzelim yalnızlığına sarıl...
O yalnızlık ki, bütün sevgilerden daha güzeldir
ve sonunda onun koynuna girmek için
kendi kollarımızla kendimizi sararız...
O zaman da hiç üzülmeyeceksin.
Çünkü nasıl olsa, sığınacak bir yalnızlığımız var;
günün birinde anamız bile bizi bırakır gider
ama o yalnızlığımız, biz yaşadıkça bizi hiç bırakmaz...
Severken bunları düşünme, lütfen yarınsız sev!
Hadi, sevgiyle öperim.
Yaşa sen! ...
Aziz NESİN
kumpir
13.11.2006 - 00:57bizim köydeki patatesin adı(gardö de deriz Yozgat'ta) şeherde kumpir olmuş yav.sanırım moderen hali bu.ben sevemedim bir türlü :))))
Toplam 559 mesaj bulundu