Adamın biri çok kuvvetli öksürüyormuş, doktora gitmiş derdini anlatmış. Doktorda adama yanlışlıkla öksürük ilacı yerine müshil ilacı vermiş ve demiş ki:bir hafta boyunca yemeklerden sonra iç ve yanıma gel. Adam bir hafta sonra gelince doktor: Öksürüğün nasıl oldu deyince, adamda: Cesaret edipte öksüremiyorum ki,demiş... :-)))
bilmiyorum ki,ne söyleyebilirim onlar için.şu an nötrüm.
Bu arada; hiç başımızdan eksik olmayan gökyüzüne, günün karanlık saatlerine, ara sıra kopsa da fırtınalara, bir gün boğulacağımız denizlere, eski günlere, neler olacağını bilmesek de geleceğe, kötülüklerle dolu olsa bile tarihe, tarihin akışını düze çıkarmaya çalışan tüm güzel yüzlü çocuklara, Donkişotlar 'a, ateş hırsızlarına, Ernesto 'Ç´e' Guevara'ya, yollara-yolculuklara, sevgililere, sevişmelere, sadece düşleyebildiğimiz olamamazlıklara, üşürken ısınmalara, her şeyden sıcak annelere, babalara ve tadını bütün bunlardan alan şarkılara kendi sıcaklığımızı gönderiyoruz. Kötü şeyler gördük. Savaşlar, katliamlar, ölen-öldürülen çocuklar gördük. Kendi dilini, kendi kültürünü, kendisini kaybeden insanlar, topluluklar gördük. Yanan köyler, kentler, ormanlar, hayvanlar gördük. Yoksul insanlar, ağlayan anneler, babalar, her gün bile bile sokaklarda ölüme koşan tinerci çocuklar gördük. Biz de öldük. Ama her şeye rağmen bu yeryüzünde şarkılar söyledik. Teşekkürler dünya.
yağmur yağdığında mutlaka deniz kenarı.
her ayın 15.nde teknede balık ekmek yemek
iş çıkışı arkadaşlarla kısa bir süre yürüdükten sonra dağıldığımız köşebaşı :-))))))
unuttummm hafta sonları fırsat buldukça Güneş'i sevmeye gitmek..
sabahın bir saatinde mezarlığa gitmek,kocaman çam gölgeliği altında oturup-kuş sesleri eşliğinde-ordaki yakınlarını(anne ve baba) yanında hissetmek huzur verici...ardından bir sigara içip ordan tekrar görüşmek üzere ayrılmak...
ooy ooy işyerinde geçen bir diyalog:
ben odadan çıkıp büroya geçiyorum.içerde iki arkadaş çalışıyorken ben(bu esnada odanın penceresinden bir bay dışardaki geçit törenini-bu arada Atatürk bugün Mersin'e gelmiş-izliyor)
-kimin yanında yiyecek birşeyi varsa ve bana vermiyorsa başı dönsün,diyorum.bu bir beddua.epeydir baş dönmem var.
sonra penceredeki bayın arkası bana dönük olduğu için ve ben aynı bölümde çalıştığım arkadaş zannederek:
-abi bu ne ya ne töreni böyle derkene sevgili bay bana dönüyor.anaa o ne ülen bu bizim müdür.tabii ben kıpkırmızı hönk ve de mönk,arkadaşların sinsi gülüşleri arasında odayı jet hızıla terkediyorum.olayın geçtiği yer bir kamu binası... :-))))))))))
ilgiç bir olay.akrabalardan biri hastalanıyor ve biz acile götürüyoruz.acil kapısında öyle bir hasta sırası var ki mecburen başka bir hastahaneye doğru -endişe ve şaşkınlık içinde-yol alıyoruz...
2 yıl görev yaptım.en ilginci kız isteme adetleriydi.oğluna kız arayan anne ve akrabalardan biri ev ev gezebiliyordu.girdiği evi tanıyıp tanımaması hiç önemli değildi.ilk sorulan soru evde bekar kız var mı olurdu.ve ben buna bizzat tanık oldum.
mutfak kültürüne hayranım,misafirperverliğine de.
tüm doktorlara sevgiyle,gününüz kutlu olsun.ve bir fıkra:
KADAVRA
Egitmen doktor senenin ilk günü tip fakultesi ögrencilerini etrafina toplamis, bir kadavranin basinda derse baslamis.
Bakin arkadaslar, tüm doktorluk hayatinizda önem vermeniz gereken iki nokta vardir:
Birincisi; 'kesinlikle ve kesinlikle igrenmeyeceksiniz' der ve parmagini kadavranin kiçina soktuktan sonra agzina sokar! Sonra da ögrencilere dönüp, 'haydi bakalim aynisini yapin' der. Ögrenciler sirayla ayni hareketi tekrarlarlar. Bu arada kusanlar ve hatta bayilanlar olur. Bitince egitmen doktor konusmasina
devam eder:
Ikinci önemli nokta ise 'DIKKAT'dir der.. Ben biraz önce kadavranin kiçina isaret parmagimi, agzima orta parmagimi sokmustum.....
başkalarının acısına bakmak
21.03.2006 - 00:20acınızı biraz hafifletir ama dindirmez...
ölsem de gam yemem
21.03.2006 - 00:18mutluluktan arta kalan kelimeler mi desem,bilmem ki! ! ! ! ! ! !
mutlu aşk yoktur
20.03.2006 - 22:54yaralı ve kanayan aşıklar vardır mutlu aşk yoktur şarkısını söyleyen...
doktorlar
20.03.2006 - 01:39Adamın biri çok kuvvetli öksürüyormuş, doktora gitmiş derdini anlatmış. Doktorda adama yanlışlıkla öksürük ilacı yerine müshil ilacı vermiş ve demiş ki:bir hafta boyunca yemeklerden sonra iç ve yanıma gel. Adam bir hafta sonra gelince doktor: Öksürüğün nasıl oldu deyince, adamda: Cesaret edipte öksüremiyorum ki,demiş... :-)))
bilmiyorum ki,ne söyleyebilirim onlar için.şu an nötrüm.
kazım koyuncu
18.03.2006 - 15:57Bu arada; hiç başımızdan eksik olmayan gökyüzüne, günün karanlık saatlerine, ara sıra kopsa da fırtınalara, bir gün boğulacağımız denizlere, eski günlere, neler olacağını bilmesek de geleceğe, kötülüklerle dolu olsa bile tarihe, tarihin akışını düze çıkarmaya çalışan tüm güzel yüzlü çocuklara, Donkişotlar 'a, ateş hırsızlarına, Ernesto 'Ç´e' Guevara'ya, yollara-yolculuklara, sevgililere, sevişmelere, sadece düşleyebildiğimiz olamamazlıklara, üşürken ısınmalara, her şeyden sıcak annelere, babalara ve tadını bütün bunlardan alan şarkılara kendi sıcaklığımızı gönderiyoruz. Kötü şeyler gördük. Savaşlar, katliamlar, ölen-öldürülen çocuklar gördük. Kendi dilini, kendi kültürünü, kendisini kaybeden insanlar, topluluklar gördük. Yanan köyler, kentler, ormanlar, hayvanlar gördük. Yoksul insanlar, ağlayan anneler, babalar, her gün bile bile sokaklarda ölüme koşan tinerci çocuklar gördük. Biz de öldük. Ama her şeye rağmen bu yeryüzünde şarkılar söyledik. Teşekkürler dünya.
Kazım KOYUNCU
Alıntıdır.
Bülent İNAL
18.03.2006 - 15:29hani hayatımızda belirlediğimiz bir kriterimiz vardır ya,boy pos,kaş göz falan filan...uyuyor valla,yakışklı :-))
yüzük
18.03.2006 - 02:25illede gümüş ve dolu dolu,genelde hiyeroglifi andıran şekillerde,vazgeçilmez...
uğrak
18.03.2006 - 02:16yağmur yağdığında mutlaka deniz kenarı.
her ayın 15.nde teknede balık ekmek yemek
iş çıkışı arkadaşlarla kısa bir süre yürüdükten sonra dağıldığımız köşebaşı :-))))))
unuttummm hafta sonları fırsat buldukça Güneş'i sevmeye gitmek..
mezar gölgeliği
18.03.2006 - 02:03sabahın bir saatinde mezarlığa gitmek,kocaman çam gölgeliği altında oturup-kuş sesleri eşliğinde-ordaki yakınlarını(anne ve baba) yanında hissetmek huzur verici...ardından bir sigara içip ordan tekrar görüşmek üzere ayrılmak...
efkan şeşen
18.03.2006 - 01:52yaralıyım ahh dost elinden...
Gidenlerin yasını tutmak
18.03.2006 - 01:47yaşarken değer vermek daha önemli.ne zamana kadar tutulabilir ki? zaman öyle bir ilaç ki senin yaşama daha sıkı bağlanmanı sağlıyor...
özellik
17.03.2006 - 16:28sabırlı,duygusal,samimi,önyargısız,dost,çocuklara düşkün ve dahası insan yani ben.
yarin yanağından gayri paylaşmak herşeyi...
pot kırmak
17.03.2006 - 16:10ooy ooy işyerinde geçen bir diyalog:
ben odadan çıkıp büroya geçiyorum.içerde iki arkadaş çalışıyorken ben(bu esnada odanın penceresinden bir bay dışardaki geçit törenini-bu arada Atatürk bugün Mersin'e gelmiş-izliyor)
-kimin yanında yiyecek birşeyi varsa ve bana vermiyorsa başı dönsün,diyorum.bu bir beddua.epeydir baş dönmem var.
sonra penceredeki bayın arkası bana dönük olduğu için ve ben aynı bölümde çalıştığım arkadaş zannederek:
-abi bu ne ya ne töreni böyle derkene sevgili bay bana dönüyor.anaa o ne ülen bu bizim müdür.tabii ben kıpkırmızı hönk ve de mönk,arkadaşların sinsi gülüşleri arasında odayı jet hızıla terkediyorum.olayın geçtiği yer bir kamu binası... :-))))))))))
-
acil servis
17.03.2006 - 01:22ilgiç bir olay.akrabalardan biri hastalanıyor ve biz acile götürüyoruz.acil kapısında öyle bir hasta sırası var ki mecburen başka bir hastahaneye doğru -endişe ve şaşkınlık içinde-yol alıyoruz...
okumak
16.03.2006 - 21:46gelişmek,özgürlük,mutluluk ve heyecan...
vazgeçtim senden
16.03.2006 - 15:58vazgeçtim gözlerinden
vazgeçtim dudaklarından..............
eftelya
16.03.2006 - 10:28bir el uzanır bana sınırların ardında
büyümeli sevdamız kardeşlik toprağında
ver elini ver bana Eftalya
....
ernesto che guevara
15.03.2006 - 23:37Dr. CHE
Dünya böylesine güzel
olur muydu yine
diplomasını çerçeveleyip
para kazanma derdine
düşseydi Dr. Che
yüreğini dağlara asmak yerine
Sunay AKIN
Kadın Hakları
15.03.2006 - 22:55insan haklarının devamı mı acaba?
hem kadın hakkı yok ki
hakkı erkek ismi :-)))))) ne kadar soüuk bi espri di mi? ? ?
gaziantep
15.03.2006 - 13:552 yıl görev yaptım.en ilginci kız isteme adetleriydi.oğluna kız arayan anne ve akrabalardan biri ev ev gezebiliyordu.girdiği evi tanıyıp tanımaması hiç önemli değildi.ilk sorulan soru evde bekar kız var mı olurdu.ve ben buna bizzat tanık oldum.
mutfak kültürüne hayranım,misafirperverliğine de.
bilim kutsal bir inektir
14.03.2006 - 20:14arabalar lütfen durun,inekler geçiyor ve bilime yol verin
ilkay
14.03.2006 - 19:34Grup Kızılırmak'ın solistinin adı,bitanem benim...
14 mart
14.03.2006 - 11:44tüm doktorlara sevgiyle,gününüz kutlu olsun.ve bir fıkra:
KADAVRA
Egitmen doktor senenin ilk günü tip fakultesi ögrencilerini etrafina toplamis, bir kadavranin basinda derse baslamis.
Bakin arkadaslar, tüm doktorluk hayatinizda önem vermeniz gereken iki nokta vardir:
Birincisi; 'kesinlikle ve kesinlikle igrenmeyeceksiniz' der ve parmagini kadavranin kiçina soktuktan sonra agzina sokar! Sonra da ögrencilere dönüp, 'haydi bakalim aynisini yapin' der. Ögrenciler sirayla ayni hareketi tekrarlarlar. Bu arada kusanlar ve hatta bayilanlar olur. Bitince egitmen doktor konusmasina
devam eder:
Ikinci önemli nokta ise 'DIKKAT'dir der.. Ben biraz önce kadavranin kiçina isaret parmagimi, agzima orta parmagimi sokmustum.....
Eski aşk
14.03.2006 - 10:58Seni seviyorum; seni çok seviyorum
- Ben de seni; ben de seni çok seviyorum...
Değil o iki insanın arasına
şu iki satırın arasına bir şey girebilir mi?
Ama girer işte
girdiği için de, “eski aşk” oluverir karşındaki
Artık hiç görmese de
göremese, görmemesi gerekse de
“eski aşkları”yla yaşar insan
düşleriyle geçip gider zaman
Hiç konuşmasa, konuşulmasa
adı bile geçmese, silgilerle silinse de
gittikçe dolan kartvizitinde
çoluk çocuk tatil dönüşünde
bir ödül töreninde
bol yıldızlı bir gecede
gözlerin önünden geçiveren
film şeridinin soluk karelerinde
başucunda sevdiklerin, son nefesinde
mutlaka bir “eski aşkı” vardır insanın
ayakkabısında taş, yüreğinde yara olan
yeri doldurulamayan...
(geleceğin 'eski aşk'ını, şu anda yaşayanlara)
Alıntıdır...
Toplam 559 mesaj bulundu