ÖĞREN DE GEL :)))
1)Bilim, tıp, sanat, şiir, edebiyat,
müzik ve insanlığın evrimine
olumlu katkıları olan diğer tüm alanlar/kavramlar/olgular EVRENSELDİR.
Bunları ülke sınırlarıyla hapsedemezsin, bunlara ulus/halk engeli koyamazsın, bunları bir tek insana zincirleyemezsin.
Öğren de gel :)))
2) Başkalarına sürekli ders
vermeye kalkışmak, hem de saldırganca/küstahça kalkışmak haddini bilmemektir.
Haddini bilmeyi de öğren gel :)))
Not:
Sağa sola saldırırken ağzından
leş kokulu tükürükler saçıyorsun. Protezlerini tak da konuş, belki yararı olur.
3) Hepsinden de önemlisi, ne Türkçe'yi kullanabiliyorsun doğru dürüst, ne de yazım kurallarından haberin var... Emin ol, mahalle bakkalının veresiye defteri senin paylaşımlarından çok daha niteliklidir.
"Çalış, belki senin de olur."
Belki öğrenirsin.
Öğrenmeden gelme.
Hadi bakim :)))
Türü: Roman
Konu: Aşk, dram, tarih
Sayfa 481
Basım yılı: 2011
İnkılap Kitabevi
Konusu:
Her şey, 2001 yılının Şubat ayının soğuk bir günü, İstanbul Üniversitesi’nde halkla ilişkiler görevini yürüten Maya Duran’ın ABD’den gelen Alman asıllı Profesör Maximilian Wagner’i karşılamasıyla başlar.
Geçmiş yıllarda İstanbul Üniversitesi’nde hocalık yapmış olan profesörün isteği üzerine, Maya bir gün onu Şile’ye götürür. Böylece,
dokunaklı bir aşk hikayesinin katları yavaş yavaş açılır...
Tanıtımdan:
Okurunu sımsıkı kavrayan Serenad; müziğin, bilimin, sanatın ve aşkın iç içe geçtiği 60 yıldır süren bir aşkı ele alırken, harcanan, gürültüye giden insan gerçeğini de gözler önüne seriyor.
Gerçek bir olaydan esinlenilerek yazılan romanda dokunaklı bir aşk hikayesine koşut olarak dönemin siyasi ilişkileri de irdeleniyor ve
II. Dünya Savaşı’nda yaşanan Yahudi soykırımı da gözler önüne seriliyor.
Ödülleri:
Roman, The Boston Globe tarafından 2020'nin en sevilen kitabı seçildi.
Derdiniz ne bilmiyorum
ama emeğe saygı sınırlarını aşmayı sürdürüyorsunuz.
Küfür/hakaret/tehdit olmayan ve
onca emek verdiğimiz PAYLAŞIMLARIMIZI hiçbir neden ggöstermeden tamamen keyfi olarak SANSÜRLÜYORSUNUZ! Şarkıları, esprileri bile...
Çirkinlik en temel gerçeklikti.
Küfürlü ağız dalaşları, iğrenç batakhaneler, düzenden yoksun hayatların acımasız şiddeti, hırsızın/uğursuzun/toplum dışına itilmişin kepazelikleri sanatın zarif türlerinde veya hülyalı şarkılarda betimlenen imgelerden çok daha gerçek, çok daha canlıydı.
tozlu bir şemsiye durur
çatı katındaki odanın
kuytu bir köşesinde
kumaşındaki eski yağmurların
hüzünlü kokusuyla...
(.....)
yanıt alamayacağımı bilsem de
yanına gidip
sorarım her gün şemsiyeye
altında el ele
nasıl görünürdük diye...
Nasıl da mahirane girmiş derinlere 'Pulbiber Mahallesi' başlıklı şiiriyle Didem Madak:
"İnfaza götürürken bari üstbenlerim
Gözüme bir gökkuşağı bağlasalar..."
Küresel sermaye denen yaratık, YÜZSÜZDÜR. İnsanların kendilerini özgürmüş gibi hissetmeleri için her şeyi yapar; senin kendisine meydan okuyan icadını bile gerekirse sahiplenir. Utanmazdır. Hiç rezil olmaz. Adına da 'profesyonellik' der.
Teokratik Devlet ve Laik Devlet
Yazan: Sadri Maksudi Arsal
Cumhuriyet Kitapları
118 Sayfa
İlk Baskı: 2024
Kitap hakkında:
Ord Prof Sadri Maksudi Arsal’ın
kaleme aldığı bu eser, laiklikten kopan devlet yönetimlerinin başına nelerin geleceğini çok açık şekilde ortaya koyuyor.
Eserde, laikliğe hava gibi, su gibi gereksinmemiz olduğu tarihsel gerçeklerle kanıtlanıyor ve geleceğe ışık tutuluyor. (Tanıtımdan)
İktidarın her alandaki kuşatması ve baskısı arttıkça, ışıl ışıl umut veren o muhteşem söz geliyor aklıma:
"Gecenin en karanlık anı
güneşin doğmasına en yakın andır." (Victor Hugo)
hayatın rengi
04.12.2024 - 12:24Hayat, aynı'nın sürekli tekrarıdır...Sadece cesareti olanlar yeni bir yoldan ilerleyebilirler.
* Her Şey Hakikati Görmekle Başlar,
Bülent Gardiyanoğlu
gece yürüyüşü
04.12.2024 - 12:21Gece karanlığından korkmuyorsak, aydınlığın dostu olduğumuzdandır.
* Aldatmak, Paulo Coelho
sesler,yüzler,sokaklar
04.12.2024 - 12:15ne zaman girsem o sokağa
-seni son gördüğüm-
ürperirim soğuk yalnızlığında
terk edilmişliğimin... * Alıntı
gökkuşağı
04.12.2024 - 12:12Bir sevdanın bulutunda gökkuşağı olmanın ötesinde mutluluk var mı ki...
serbest kürsü
03.12.2024 - 14:09ÖĞREN DE GEL :)))
1)Bilim, tıp, sanat, şiir, edebiyat,
müzik ve insanlığın evrimine
olumlu katkıları olan diğer tüm alanlar/kavramlar/olgular EVRENSELDİR.
Bunları ülke sınırlarıyla hapsedemezsin, bunlara ulus/halk engeli koyamazsın, bunları bir tek insana zincirleyemezsin.
Öğren de gel :)))
2) Başkalarına sürekli ders
vermeye kalkışmak, hem de saldırganca/küstahça kalkışmak haddini bilmemektir.
Haddini bilmeyi de öğren gel :)))
Not:
Sağa sola saldırırken ağzından
leş kokulu tükürükler saçıyorsun. Protezlerini tak da konuş, belki yararı olur.
3) Hepsinden de önemlisi, ne Türkçe'yi kullanabiliyorsun doğru dürüst, ne de yazım kurallarından haberin var... Emin ol, mahalle bakkalının veresiye defteri senin paylaşımlarından çok daha niteliklidir.
"Çalış, belki senin de olur."
Belki öğrenirsin.
Öğrenmeden gelme.
Hadi bakim :)))
can sıkıntısı
02.12.2024 - 12:45Akıl, hıyar değil ki kırıp veresin...He valla!
deniz feneri
02.12.2024 - 12:40Deniz feneri, sessiz düşlerimizin, kimsesizliğimizin sahibi, umudumuzun en uzak köşesi, yalnızlığımızın en derin yeri...Her gece!
ve insan
02.12.2024 - 12:38İsim adamı değil, adam ismi güzelleştirir. * Anonim
dikiz aynası
02.12.2024 - 12:36Hayaller, kendimizi aldattığımız
bir aynadır. Mutluluk olduğunu sandığımız orada, sadece düş kırıklıkları vardır.
aşkın halleri
02.12.2024 - 12:34Aşk bir kelime değil ki deftere not alasın...
kitaplık
01.12.2024 - 12:38Serenad / Zülfü Livaneli
Türü: Roman
Konu: Aşk, dram, tarih
Sayfa 481
Basım yılı: 2011
İnkılap Kitabevi
Konusu:
Her şey, 2001 yılının Şubat ayının soğuk bir günü, İstanbul Üniversitesi’nde halkla ilişkiler görevini yürüten Maya Duran’ın ABD’den gelen Alman asıllı Profesör Maximilian Wagner’i karşılamasıyla başlar.
Geçmiş yıllarda İstanbul Üniversitesi’nde hocalık yapmış olan profesörün isteği üzerine, Maya bir gün onu Şile’ye götürür. Böylece,
dokunaklı bir aşk hikayesinin katları yavaş yavaş açılır...
Tanıtımdan:
Okurunu sımsıkı kavrayan Serenad; müziğin, bilimin, sanatın ve aşkın iç içe geçtiği 60 yıldır süren bir aşkı ele alırken, harcanan, gürültüye giden insan gerçeğini de gözler önüne seriyor.
Gerçek bir olaydan esinlenilerek yazılan romanda dokunaklı bir aşk hikayesine koşut olarak dönemin siyasi ilişkileri de irdeleniyor ve
II. Dünya Savaşı’nda yaşanan Yahudi soykırımı da gözler önüne seriliyor.
Ödülleri:
Roman, The Boston Globe tarafından 2020'nin en sevilen kitabı seçildi.
serbest kürsü
01.12.2024 - 12:36YÖNETİME
bıkmadan usanmadan
SESLENİYORUM !!!!!
Derdiniz ne bilmiyorum
ama emeğe saygı sınırlarını aşmayı sürdürüyorsunuz.
Küfür/hakaret/tehdit olmayan ve
onca emek verdiğimiz PAYLAŞIMLARIMIZI hiçbir neden ggöstermeden tamamen keyfi olarak SANSÜRLÜYORSUNUZ! Şarkıları, esprileri bile...
Sansür politikanızı gözden geçirin.
SOĞUTMAYIN İNSANLARI PAYLAŞIMDAN!
pandoranın kutusu
01.12.2024 - 12:32Çirkinlik en temel gerçeklikti.
Küfürlü ağız dalaşları, iğrenç batakhaneler, düzenden yoksun hayatların acımasız şiddeti, hırsızın/uğursuzun/toplum dışına itilmişin kepazelikleri sanatın zarif türlerinde veya hülyalı şarkılarda betimlenen imgelerden çok daha gerçek, çok daha canlıydı.
* Dorian Gray'in Portresi/Oscar Wilde
Güneşin Çocukları
01.12.2024 - 12:25Biliyorum çocuklar, hayatın kendi şarkısı yoktur, sizinkini söyler...
* Hiçe Doğru, Hüsnü Arkan
üç şey
01.12.2024 - 12:22Goodbye
Sayonara
Hoşça kal
yağmur zamanı
01.12.2024 - 12:11tozlu bir şemsiye durur
çatı katındaki odanın
kuytu bir köşesinde
kumaşındaki eski yağmurların
hüzünlü kokusuyla...
(.....)
yanıt alamayacağımı bilsem de
yanına gidip
sorarım her gün şemsiyeye
altında el ele
nasıl görünürdük diye...
* Şemsiye, Sunay Akın
cumhuriyet kadınları
29.11.2024 - 11:40"Cumhuriyet,
Yaşama sevinci
Yarına dair umut
Laiklik
Çağdaşlık
Hukukun üstünlüğü
Özgürlük
Eşitlik
Düşünceyi ifade özgürlüğü
KADIN HAKLARI...
... demektir."
Sibel GÜNEŞ
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti
Genel Sekreteri
hüzün durağı
29.11.2024 - 11:36Gökyüzünde bir bir söndü yıldızlar
Bir karanlık geldi gittiğin yerden
Ümitlerin vardı tesbih misali
Sen giderken dağılıverdiler birden...
* Tesbih, Ümit Yaşar Oğuzcan
gökkuşağı
29.11.2024 - 11:32Nasıl da mahirane girmiş derinlere 'Pulbiber Mahallesi' başlıklı şiiriyle Didem Madak:
"İnfaza götürürken bari üstbenlerim
Gözüme bir gökkuşağı bağlasalar..."
sesler,yüzler,sokaklar
29.11.2024 - 11:29Küresel sermaye denen yaratık, YÜZSÜZDÜR. İnsanların kendilerini özgürmüş gibi hissetmeleri için her şeyi yapar; senin kendisine meydan okuyan icadını bile gerekirse sahiplenir. Utanmazdır. Hiç rezil olmaz. Adına da 'profesyonellik' der.
* Toprak, Buket Uzuner
hayatın rengi
29.11.2024 - 11:25ezberlediğin bu hayat nedir ki
bakakalmaktan başka yitirdiklerine...
* Kalbim Unut Bu Şiiri, Ahmet Telli
gece yürüyüşü
29.11.2024 - 11:23Ansızın çıkagelir pişmanlık;
hep gece vakti ve davet edilmeden...
* Ermiş / Halil Cibran
kitaplık
27.11.2024 - 14:07Teokratik Devlet ve Laik Devlet
Yazan: Sadri Maksudi Arsal
Cumhuriyet Kitapları
118 Sayfa
İlk Baskı: 2024
Kitap hakkında:
Ord Prof Sadri Maksudi Arsal’ın
kaleme aldığı bu eser, laiklikten kopan devlet yönetimlerinin başına nelerin geleceğini çok açık şekilde ortaya koyuyor.
Eserde, laikliğe hava gibi, su gibi gereksinmemiz olduğu tarihsel gerçeklerle kanıtlanıyor ve geleceğe ışık tutuluyor. (Tanıtımdan)
serbest kürsü
27.11.2024 - 13:50İktidarın her alandaki kuşatması ve baskısı arttıkça, ışıl ışıl umut veren o muhteşem söz geliyor aklıma:
"Gecenin en karanlık anı
güneşin doğmasına en yakın andır." (Victor Hugo)
Toplam 1189 mesaj bulundu