Zenon'a göre hareket diye bir şey yoktur.Ona göre,var olan bir şeyin bir büyüklüğü olması gereklidir. Eğer varlık bir büyüklükse, cisimsel olmak zorundadır. Çünkü cisimsel olan şey, bütün boyutlarda varlığa sahiptir. Buna karşılık noktalar, eklendikleri şeylerde bir değişiklik yapmazlar. Zenon, hareket noktasıyla varış noktasını birbirinden ayıran çizginin de yine noktalardan oluştuğu görüşünden yola çıkarak, hareketin olmasının imkansızlığını ileri sürmüştür. Zira nokta yer kaplamadığı ve bu nedenle sonsuz sayıda nokta olacağı için, noktalardan oluşan en küçük bir mesafe bile sonsuzdur.
Yani Zenon'a göre atılan bir ok hareket etmez.Sizler hareket ettiğini sanırsınız.Ok atıldığı yer ve hedef arasında her noktada bulunmaktadır.Bulunmak ise Zenon'a göre hareket etmek olmadığına göre,ok aslında hareket etmez.
Kadıköy Camiinde vaaz vermekte olan Osman Demirci Hoca'ya:
- Hocam, diye sormuşlar. At nalını evimizin kapısına asarsak uğur getirir mi?
- Demirci Hoca:
- Zannetmiyorum, diye cevap vermiş. O nallardan her atta dört tane var ama, bütün gün kamçı yiyip duruyorlar. ;)
Sinema dünyasının yaşayan efsaneleri arasında...
Etkileyici ve karizmatik.Bununla beraber,inanılmaz derecede soğukkanlı bir görünüme sahip.Bütün bunlara mukabil de,dikkat çekmeyi çok iyi bilen bir aktör.
Bazı sahneler var ki,o,konuşacak oldu mu,nefesimi tutup,acaba ne diyecek diye bekliyorum.Mükkemmel bir oyuncu.
Gizemli Yabancı,(Hearts in Atlantis) filmini seyrediniz.Film bittikten sonra,o filmde,Anthony Hopkins değil de başka biri olduğunu tahayyül ediniz.
Ben ettim.Olmuyor.
Hayvanlar aleminde,komodor ejderiyle birlikte,en sevimsiz bulduğum hayvan; sırtlan.
Pis hayvan bu!
'Herşeyin küçüğü sevimlidir' derler.Halt etmişler!
Etobur hayvanlardır.Sürüler halinde yaşarlar.En büyük düşmanları aslanlardır.Hiç iyi geçindikleri görülmemiştir,bu iki cins hayvanın.Birbirlerinin avlarını çalmak için,sürekli fırsat kollarlar.
Enteresan ve bir o kadar da,biçimsiz bir bedene sahiptirler.Beneklidirler.Aile bağları çok kuvvetlidir.Bitmek tükenmek bilmeyen,yıldırıcı bir enerjileri vardır.
Son olarak,ne kadar sevmesekte,ekosistem için son derece önemlidirler.Çünkü ne bulurlarsa yerler.
Hatta bazı insanlar,ölen insanları imha edebilmek için,cesetleri açık alanlara bırakırlar.Bırakırlar ki,sırtlanlar yesin diye.
Atlar...
Belkide en asil,en sadık hayvanlar...
İnsanoğlunun geçmişten bu güne,her zaman yanında olan hayvanlar,atlar...
Sormama müsaade eder misiniz?
İnsana atlar kadar yardım eden,kaç hayvan daha var acaba?
Gerçekten de şöyle bir baktığımızda,insanlar yolculukta,yük çekmede, hatta savaşta bile atlara muhtaçlarmış.Şimdi önemi anlaşılmaz ya,hadi neyse.
Yaradılış özelliklerinden bahsedecek olursak; atlar midesi olmayan hayvanlardır.Sindirimi bağırsak gerçekleştirir.
Eskiler söylerdi,'At bakmak san'attır' diye,pek dikkat buyurmazdım.Şimdi şimdi anlıyorum...Bir kere zahmet,uğraş ister.Sonra bilgi ister.Mesela,bir ata ilk önce suyunu,sonra yemeğini vermelisiniz.Dedim ya,atların midesi yoktur,bağırsak sayesinde yediklerini sindirirler, diye.Tam tersini yaparsanız,yani ilk önce yemi,sonra suyu verirseniz,yem içerde şişer ve at için bu çok tehlikeldir.Ölebilir bile...
Sonra bir başka mühim mevzuu...
Bilirsiniz,ayağı kırılan bir at,çabucak vurulur.İnsanlar bunu bir vahşet olarak görür.Bilmedikleri için tabii.Ama benim için öyle değil.Yaradılış meselesi bu.Atların kemikleri,insan kemiğinden farklıdır.Yani kırılan bir kemik,insanda kaynama yapar ve eskisi gibi olur.Oysa atlarda kaynama yapması,dolayisiyle iyileşmesi mümkün değildir.
İşte bu yüzdendir ki,
Ayağı kırılan bir at için,ölüm,kurtuluştur.
Esasen,yokuş aşağı bırakılan arabaların,kaymaması için konulan tahta parçasıdır. :)
Maamafih,türlü mânalarda da kullanılır.
Mesela,eski model cep telefonları için 'takoz' yakıştırılması yapılmıştır. :)
Başka bir misal,elinden hiç bir iş gelmeyen insanlara,gaddar yapılı,biraz dengesiz insanlara da denir.
(Ne biçim herifsin be,takoz gibi?) gibi...
Son olarak hatırlayabildiğim,Beşiktaş'lı eski bir futbolcu.
Beğeniyle seyrettiğim,oscar ödüllü,'Gladyatör' filminin kahramanı.
Russel Crowe da flimde kendini bulmuş diye düşündüm; ilk seyrettiğimde.Şimdi de düşüncelerimde bir değişiklik yoktur a!
Maximus'tan biraz bahsedecek olursak:Maximus en güvenilir ve saygı duyulan kumandan'dır.Fakat krallıkta gözü olan,kıskanç,kötü kalpli Commodus'ın tahta geçebilmesi için,Maximus'un hakkından gelmesi lâzımdır.
Çünkü esas imparator Marcus,kendisinden sonra tahta geçecek kişinin oğlu değil,kumandan Maximus olması gerektiğine inanmıştır.Çünkü Maximus iyi bir insan olmakla beraber,sadık ve yetenekli bir askerdir.
Neyse fazla uzatmadan söyleyeyim,arenada insanların,
Maximus! Maximus! Maximus! diye tempo tutması hâlâ gözlerimin önünde. :)
Hele,'Kral Kobra' olarak bilinen bir cinsi vardır ki,çok tehlikeldir.
Diğer yılanlarla beslenir.Sinirlendiklerinde çok korkunç bir görünüme bürünür.Hemen hemen bütün hayvanlar ondan korkar.
Saldırıları çok ilginçtir.Yükselir ve hücum eder.Zehirleri de öldürücüdür.
Bir ısırıkta on,onbeş insanı öldürebilecek zehir enjekte edebilir.
Koku alma organı,çok ilginçtir.
Dilleriyle koku alırlar.Bu bile yılanı fazlasiyle ilginç kılıyor,benim gözümde.
Çok kimseye takma isim olmuş,bir kelime.
Benim ve yarış camiasının tanıdığı isim ise,hiç şüphesiz,'Hoca Metin' lakâplı Metin Çelikkol.Tabiiki boş yere dememişler, ona 'Hoca' diye.
'Bir at,onun elinde koşamıyorsa,başka hiç bir elde koşamaz.'
Bu söz hayli yaygındır,bizim aramızda.
Kimse duymadan ölmeliyim, Ağzımın kenarında bir parça kan bulunmalı. Beni tanımayanlar; ''Mutlak birini seviyordu''demeliler. Tanıyanlarsa ''Zavallı'' demeli ''Çok sefalet çekti''. Fakat hakiki sebep, Bunlardan hiçbirisi olmam ...
Vampir
02.12.2006 - 13:09Mecazi anlamda bir vampir,İrfan.
Vampir İrfan. :)
Bknz:'Bir demet tiyatro'
hareket
01.12.2006 - 17:59Zenon'a göre hareket diye bir şey yoktur.Ona göre,var olan bir şeyin bir büyüklüğü olması gereklidir. Eğer varlık bir büyüklükse, cisimsel olmak zorundadır. Çünkü cisimsel olan şey, bütün boyutlarda varlığa sahiptir. Buna karşılık noktalar, eklendikleri şeylerde bir değişiklik yapmazlar. Zenon, hareket noktasıyla varış noktasını birbirinden ayıran çizginin de yine noktalardan oluştuğu görüşünden yola çıkarak, hareketin olmasının imkansızlığını ileri sürmüştür. Zira nokta yer kaplamadığı ve bu nedenle sonsuz sayıda nokta olacağı için, noktalardan oluşan en küçük bir mesafe bile sonsuzdur.
Yani Zenon'a göre atılan bir ok hareket etmez.Sizler hareket ettiğini sanırsınız.Ok atıldığı yer ve hedef arasında her noktada bulunmaktadır.Bulunmak ise Zenon'a göre hareket etmek olmadığına göre,ok aslında hareket etmez.
Gelde kafayı yeme! ;)
nal
01.12.2006 - 17:44Kadıköy Camiinde vaaz vermekte olan Osman Demirci Hoca'ya:
- Hocam, diye sormuşlar. At nalını evimizin kapısına asarsak uğur getirir mi?
- Demirci Hoca:
- Zannetmiyorum, diye cevap vermiş. O nallardan her atta dört tane var ama, bütün gün kamçı yiyip duruyorlar. ;)
Anthony Hopkins
01.12.2006 - 16:34Sinema dünyasının yaşayan efsaneleri arasında...
Etkileyici ve karizmatik.Bununla beraber,inanılmaz derecede soğukkanlı bir görünüme sahip.Bütün bunlara mukabil de,dikkat çekmeyi çok iyi bilen bir aktör.
Bazı sahneler var ki,o,konuşacak oldu mu,nefesimi tutup,acaba ne diyecek diye bekliyorum.Mükkemmel bir oyuncu.
Gizemli Yabancı,(Hearts in Atlantis) filmini seyrediniz.Film bittikten sonra,o filmde,Anthony Hopkins değil de başka biri olduğunu tahayyül ediniz.
Ben ettim.Olmuyor.
yılların eskitemediği
01.12.2006 - 16:09Hiç kuşkusuz Hakan Peker.Adam yaşlanmıyor yahu! On sene evvel de aynıydı,hâlâ aynı.
Gençlik iksiri mi kullanıyorsun be mubarek? !
ece
01.12.2006 - 15:57Kraliçe mânasına gelir.Bulmacalarda karşımıza bıkmadan,usanmadan çıkan,cins kelimelerden biridir.Tıpkı,
Avuç içi,aya.Bezelye türü,Araka gibi... ;)
sırtlanlar
01.12.2006 - 12:04Hayvanlar aleminde,komodor ejderiyle birlikte,en sevimsiz bulduğum hayvan; sırtlan.
Pis hayvan bu!
'Herşeyin küçüğü sevimlidir' derler.Halt etmişler!
Etobur hayvanlardır.Sürüler halinde yaşarlar.En büyük düşmanları aslanlardır.Hiç iyi geçindikleri görülmemiştir,bu iki cins hayvanın.Birbirlerinin avlarını çalmak için,sürekli fırsat kollarlar.
Enteresan ve bir o kadar da,biçimsiz bir bedene sahiptirler.Beneklidirler.Aile bağları çok kuvvetlidir.Bitmek tükenmek bilmeyen,yıldırıcı bir enerjileri vardır.
Son olarak,ne kadar sevmesekte,ekosistem için son derece önemlidirler.Çünkü ne bulurlarsa yerler.
Hatta bazı insanlar,ölen insanları imha edebilmek için,cesetleri açık alanlara bırakırlar.Bırakırlar ki,sırtlanlar yesin diye.
at
01.12.2006 - 11:37Atlar...
Belkide en asil,en sadık hayvanlar...
İnsanoğlunun geçmişten bu güne,her zaman yanında olan hayvanlar,atlar...
Sormama müsaade eder misiniz?
İnsana atlar kadar yardım eden,kaç hayvan daha var acaba?
Gerçekten de şöyle bir baktığımızda,insanlar yolculukta,yük çekmede, hatta savaşta bile atlara muhtaçlarmış.Şimdi önemi anlaşılmaz ya,hadi neyse.
Yaradılış özelliklerinden bahsedecek olursak; atlar midesi olmayan hayvanlardır.Sindirimi bağırsak gerçekleştirir.
Eskiler söylerdi,'At bakmak san'attır' diye,pek dikkat buyurmazdım.Şimdi şimdi anlıyorum...Bir kere zahmet,uğraş ister.Sonra bilgi ister.Mesela,bir ata ilk önce suyunu,sonra yemeğini vermelisiniz.Dedim ya,atların midesi yoktur,bağırsak sayesinde yediklerini sindirirler, diye.Tam tersini yaparsanız,yani ilk önce yemi,sonra suyu verirseniz,yem içerde şişer ve at için bu çok tehlikeldir.Ölebilir bile...
Sonra bir başka mühim mevzuu...
Bilirsiniz,ayağı kırılan bir at,çabucak vurulur.İnsanlar bunu bir vahşet olarak görür.Bilmedikleri için tabii.Ama benim için öyle değil.Yaradılış meselesi bu.Atların kemikleri,insan kemiğinden farklıdır.Yani kırılan bir kemik,insanda kaynama yapar ve eskisi gibi olur.Oysa atlarda kaynama yapması,dolayisiyle iyileşmesi mümkün değildir.
İşte bu yüzdendir ki,
Ayağı kırılan bir at için,ölüm,kurtuluştur.
Not:Veteriner değilim. ;)
altın
01.12.2006 - 10:23Beni hor görme gardaşım.
Sen altınsın,ben tunç muyum?
Aynı vardan var olmuşuz.
Sen gümüşsün,ben sac mıyım?
ispanyol
01.12.2006 - 10:20Maximus...
-Hey İspanyol!
-Arenada favorim sensin. (gibisinden bir şeyler söylüyordu,velet.) ;)
takoz
01.12.2006 - 10:17Esasen,yokuş aşağı bırakılan arabaların,kaymaması için konulan tahta parçasıdır. :)
Maamafih,türlü mânalarda da kullanılır.
Mesela,eski model cep telefonları için 'takoz' yakıştırılması yapılmıştır. :)
Başka bir misal,elinden hiç bir iş gelmeyen insanlara,gaddar yapılı,biraz dengesiz insanlara da denir.
(Ne biçim herifsin be,takoz gibi?) gibi...
Son olarak hatırlayabildiğim,Beşiktaş'lı eski bir futbolcu.
Bknz:Takoz Recep ;)
maximus
01.12.2006 - 10:08Beğeniyle seyrettiğim,oscar ödüllü,'Gladyatör' filminin kahramanı.
Russel Crowe da flimde kendini bulmuş diye düşündüm; ilk seyrettiğimde.Şimdi de düşüncelerimde bir değişiklik yoktur a!
Maximus'tan biraz bahsedecek olursak:Maximus en güvenilir ve saygı duyulan kumandan'dır.Fakat krallıkta gözü olan,kıskanç,kötü kalpli Commodus'ın tahta geçebilmesi için,Maximus'un hakkından gelmesi lâzımdır.
Çünkü esas imparator Marcus,kendisinden sonra tahta geçecek kişinin oğlu değil,kumandan Maximus olması gerektiğine inanmıştır.Çünkü Maximus iyi bir insan olmakla beraber,sadık ve yetenekli bir askerdir.
Neyse fazla uzatmadan söyleyeyim,arenada insanların,
Maximus! Maximus! Maximus! diye tempo tutması hâlâ gözlerimin önünde. :)
hara
01.12.2006 - 09:56En basit mânasiyle,at çiftliği demektir.
Atlar çiftleştirilir,taylar yetiştirilir ve satılır. :)
toprak
30.11.2006 - 17:35Gün gelir,biz insanları bağırına basar.
uzay
30.11.2006 - 17:32Herkesin 'Uzaylı' diye dalga geçtiği, -kendi de kabul ediyor- Mustafa Topaloğlu,bir gün öyle bir cevap verdi ki,şaşırmamak elde değildi.
-Kendizinize uzaylı diyor sunuz? Neden?
-Çünkü dünya uzayda. :)
şık
30.11.2006 - 13:20Şık giyinenleri severim.
Milliyetçi duygularımla hiç bir alâkası olmadığını belirterek,söyleyebilirim ki,Atatürk'ten daha şık giyinen birini görmedim.
laf sokma
30.11.2006 - 12:59Küfür etmek ile karıştırılır,çoğu zaman.Fakat küfür etmek,zekâ gerektirmez,oysa laf sokmak,tıpkı espri yapmak gibi,zekâ gerektirir. ;)
Sizin Hiç Babanız Öldü mü
30.11.2006 - 12:40Ölmediyse ölecek.
aşık veysel
30.11.2006 - 12:15Türkülerini kendi sesinden dinleyin bir.Olmaz böyle şey.
İnternete bulmak zor,zor ya,ben buldum ama.
www.kimim.com
araplar
30.11.2006 - 12:04Son derece emin olarak,söyleyebilirim ki,pilavı elleriyle yerler.
kara toprak
30.11.2006 - 11:56Dost dost diye nicesine sarıldım
Benim sâdık yârim kara topraktır
Beyhude dolandım boşa yoruldum
Benim sâdık yârim kara topraktır
Nice güzellere bağlandım kaldım
Ne bir vefa gördüm ne fayda buldum
Her türlü isteğim topraktan aldım
Benim sâdık yârim kara topraktır
Koyun verdi kuzu verdi süt verdi
Yemek verdi ekmek verdi et verdi
Kazma ile döğmeyince kıt verdi
Benim sâdık yârim kara topraktır
Âdem'den bu deme neslim getirdi
Bana türlü türlü meyva yedirdi
Her gün beni tepesinde götürdü
Benim sâdık yârim kara topraktır
Karnın yardım kazmayınan belinen
Yüzün yırttım tırnağınan elinen
Yine beni karşıladı gülünen
Benim sâdık yârim kara topraktır
İşkence yaptıkça bana gülerdi
Bunda yalan yoktur herkes de gördü
Bir çekirdek verdim dört bostan verdi
Benim sadık yârim kara topraktır
Havaya bakarsam hava alırım
Toprağa bakarsam dua alırım
Topraktan ayrılsam nerde kalırım
Benim sâdık yârim kara topraktır
Dileğin varsa iste Allah'tan
Almak için uzak gitme topraktan
Cömertlik toprağa verilmiş Hak'tan
Benim sâdık yârim kara topraktır
Hakikat ararsan açık bir nokta
Allah kula yakın kul da Allah'a
Hakkın gizli hazinesi toprakta
Benim sâdık yârim kara topraktır
Bütün kusurumuzu toprak gizliyor
Merhem çalıp yaralarımı düzlüyor
Kolun açmış yollarımı gözlüyor
Benim sâdık yârim kara topraktır
Her kim ki olursa bu sırra mazhar
Dünyaya bırakır ölmez bir eser
Gün gelir Veysel'i bağrına basar
Benim sâdık yârim kara topraktır
-Aşık Veysel-
yeşil
30.11.2006 - 11:53En komik olan da şu.
Yazıyor,gözlerinin rengi sebebiyle 'Yeşil' kod adını alan Mahmut Yıldırım...
Adamın gözlerine bakıyorsun,kahverengi. :)
kobra
30.11.2006 - 11:38Hele,'Kral Kobra' olarak bilinen bir cinsi vardır ki,çok tehlikeldir.
Diğer yılanlarla beslenir.Sinirlendiklerinde çok korkunç bir görünüme bürünür.Hemen hemen bütün hayvanlar ondan korkar.
Saldırıları çok ilginçtir.Yükselir ve hücum eder.Zehirleri de öldürücüdür.
Bir ısırıkta on,onbeş insanı öldürebilecek zehir enjekte edebilir.
Koku alma organı,çok ilginçtir.
Dilleriyle koku alırlar.Bu bile yılanı fazlasiyle ilginç kılıyor,benim gözümde.
hoca
30.11.2006 - 11:21Çok kimseye takma isim olmuş,bir kelime.
Benim ve yarış camiasının tanıdığı isim ise,hiç şüphesiz,'Hoca Metin' lakâplı Metin Çelikkol.Tabiiki boş yere dememişler, ona 'Hoca' diye.
'Bir at,onun elinde koşamıyorsa,başka hiç bir elde koşamaz.'
Bu söz hayli yaygındır,bizim aramızda.
Toplam 959 mesaj bulundu