çünkü isyan bıçağıdır böğrüme saplanan sancı
çünkü harcımı öfkeyle, imanla karıyorum
ve kederin
ve solgun yüzlü işçilerin üzerine
dağbaşlarının hırçınlığı savruluyor benden.
çünkü beni ateşiyle dimdik tutan kin
çünkü benim gözbebeklerimde tutuşan şafak
Orhan KOTAN
Dünya işçi sınıfının birlik-dayanışma ve mücadele günü Türkiye'de her zaman yasaktı. Hakim sınıflar zaman zaman 'kır bayramı' yaptılarsa da bu da sökmeyince kan ve barutla işçi yürüyüşlerini bastırdılar. Tüm baskılara karşın 1 Mayıs'lar bizde de yaşandı...
1976'da ilk büyük işçi yürüyüşü Taksim'de gerçekleşti. 1 yıl sonra yeniden işçiler Taksim'e yürüdüler.Türk polisi bir provokasyon yaratarak 36 emekçiyi katletti. 77 katliamı 1 Mayıs'ın kutlanmasını engelleyemedi.
Türkiye'de 'İfade Özgürlüğü' yoktur.
Bu konudaki en son dava da kapanmadıkça kimse 'ifade özgürlüğü'nden söz etmesin.
Dış İşleri Bakanı da olsa, Başbakan da olsa...
Asıl bulunduğu yerden uzaklaşabilmesi için gerekli olan alandan mahrum
bırakma fiili. “Kişiliğinizi parçalamaktan başka hiçbir amacı yoktur tecritin... demiş
İspanyol, F tipinde 16 yıl yatan Tomax Carrera Juarros.
Tecrit, bir insanlık suçudur.
Bu suçu işleyenler muhakkak bir gün insanlığa hesap vermek zorunda
kalacaktır.
Devletler bu suçu tüm dünyada 'Siyasi olarak' işlemektedirler.
Buna “DUR” demek, ‘ben insanım’ diyen herkes tarafından dile getirilmelidir.
Bizler;
• Vatanın çıkarlarını daima herşeyden üstün
tutacağımıza,
• Vatanı Mustafa Kemal ATATÜRK ve Kuvvayi Milliyecilerden
aldığımız kutsal bir emanat olarak
koruyacağımıza,
• Hiçbir koşulda bize emanet edilen cumhuriyete ve cumhuriyet
halk partisine ihanet içinde olanlara geçit vermeyeceğimize,
• Asla emperyalizme tutsak olmayacağımıza,
Emperyalizmin yerli iş birlikçilerine asla ödün
vermeyeceğimize,
• İktidar koltukları uğruna ilkelerimizden ve ideolojimizden
taviz vermeyeceğimize,
• Faşizme ve faşizmi kurumsallaştırmak isteyenlere
yurdu dar edeceğimize,
• Oligarşinin ve kurumlarının haklımızın üzerniden uygulamaya
çalıştığı sömürü düzenine son vereceğimize
Teokrasiyi getirmeye çalışan şeriatçılara karşı ve kesin
ve keskin mücadelemize devam edeceğimize,
• Şartlar ne olursa olsun kendi ikbalimiz ve hırslarımızın
uğruna partimize zarar vermeyeceğimize,
• Hangi makamda olursak olalım en kutsal görevin parti
neferliği olduğnu asla unutmayacağımıza,
Onurlu bir partinin, onurlu ve
devrimci gençleri olarak and içeriz...
1932 yılında doğan Sylvia Plath ilk şiirini 8 yaşında iken yazdı. Massachusetts'deki Smith College'dan mezun oldu. 1953 yılında Sırça
Fanus (Bell Jar) 'da ilk intihar girişimini, bunalımlarını ve gördüğü tedavileri anlatır. Cam Fanus onun ve diğer kadınların hapis olduğu, ters çevrilmiş bir kavonozdur. 1956 yılında İngiliz şair Ted Hughes ile evlendi. 1962 yılında Hughes' un Assia Gutman ile olan birlikteliğini öğrenen Plath çok acı çeker. 1963 yılında uzun yıllardır peşinde dolaştığı ölüme kavuşur.
Kendisinin intihar konusunda uzman olduğunu düşünür. Adeta övünür bu
özelliğiyle:
Ölmek,
Herşey gibi bir sanattır,
Bu konuda yoktur üstüme.
1958 yılında İstanbul'da doğdu. Ortaokul ve liseyi Kadıköy Maarif Koleji'nde bitirip, yüksek öğrenimini Boğaziçi Üniversitesi İngiliz Dili ve Edebiyatı Bölümü'nde tamamladı.
Sylvia Plath üzerine incelemeler yaptı. Plath'ın bireyin yalnızlığına ve varoluş sorununa bakışı genç şairi etkiledi. Nilgün Marmara, şiirlerinde çoğunlukla, 1. tekil kişinin düşle gerçek arasında gidip gelen, kırılgan izleklerini kullandı.
Çeşitli dergilerde şiirleri yayımlandı. Küçük İskender, Lale Müldür, Orhan Alkaya, Cezmi Ersöz, Ece Ayhan, Gülseli İnal ve Serdar Aydın gibi şairleri derinden etkiledi.
Sylvia Plath sevgisi, Marmara'yı ölümde de sevdiği şairin yazgısıyla birleştirdi. 13 Ekim 1987'de henüz 29 yaşındayken 'yaşama karşı ölüm' dedi ve intihar etti.
GÖKKUŞAĞINDAN DARAĞACI
Şimdi'nin bedeni yok,
Yontuyor geçmiş bilgisiyle
gelecek belki olur diye taşı,
taşını kokluyor
yontu dağılıyor...
Şimdi'si yitik
bundan boyuyor
boyuyor evine aldığı
ağacın üzerine tüneyip
duvarını, tavanını, geçmişi
ve geleceği ve her yanını;
dal kırılıyor...
Şimdi'si yitik
diziyor diziyor notalarını,
göğe ışık üzerine boncuklarını,
ucuza getiriyor varlığını
sonsuzun sessizliğiyle
sonlunun gürültüsü arasında,
O bitirince kıyısında gezindiği
yol çöküyor...
Şimdi'si yitik
bundan yazıyor
yazıyor enine boyuna
içini ve dışını ve yeri
ve göğü ve suyu,
bindiği kadırga
o inince batıyor
Katliamın 14. yılında, “ Madımak müze olursa birlik ve beraberliğimiz bozulur” demecinden, katliamcıları aklamak, siyasi irade ve idare makamlarının katliamcı anlayışa taraf olduğu anlamı çıkar.
SİVAS VALİSİ SAYIN VEYSEL DALMAZ DERHAL İSTİFA ETMELİDİR YA DA GÖREVDEN ALINMALIDIR!
MADIMAK KATLİAMI UNUTMAYI DEĞİL, YÜZLEŞMEYİ ZORUNLU KILAR!
35 İNSANIN DİRİ DİRİ YAKILDIĞI OTEL, KEBAP SALONU YAPILARAK BİRLİK VE BERABERLİK SAĞLANMAZ.
BİRLİK VE BERABERLİĞİN YOLU, MADIMAK OTELİNİN DOSTLUK VE BARIŞ MÜZESİ OLMASINDAN GEÇER.
“Bu görkemLi başLangıçtan sonra, bu Mezepotamya’nın yaşayan en eski zengin diLinden büyük bir edebiyat, özeLLikLe büyük romanLar çıkacaktır”....!
Yaşar KemaL
cellat
05.07.2007 - 23:34Cellatların döktüğü kan
Bir gün onları boğacak
Bu kan denizinin ufkundan
Kızıl bir güneş doğacak...
ahmet kaya
27.06.2007 - 14:35Kuş koysunlar yoluna...
Çünkü
27.06.2007 - 14:23çünkü isyan bıçağıdır böğrüme saplanan sancı
çünkü harcımı öfkeyle, imanla karıyorum
ve kederin
ve solgun yüzlü işçilerin üzerine
dağbaşlarının hırçınlığı savruluyor benden.
çünkü beni ateşiyle dimdik tutan kin
çünkü benim gözbebeklerimde tutuşan şafak
Orhan KOTAN
yoksa
27.06.2007 - 14:18Yoksa Şah diyeni öldürürler mi
Açılın kapılar şaha gidelim.
1 Mayıs İşçi Bayramı
27.06.2007 - 14:03Dünya işçi sınıfının birlik-dayanışma ve mücadele günü Türkiye'de her zaman yasaktı. Hakim sınıflar zaman zaman 'kır bayramı' yaptılarsa da bu da sökmeyince kan ve barutla işçi yürüyüşlerini bastırdılar. Tüm baskılara karşın 1 Mayıs'lar bizde de yaşandı...
1976'da ilk büyük işçi yürüyüşü Taksim'de gerçekleşti. 1 yıl sonra yeniden işçiler Taksim'e yürüdüler.Türk polisi bir provokasyon yaratarak 36 emekçiyi katletti. 77 katliamı 1 Mayıs'ın kutlanmasını engelleyemedi.
Hasretinden Prangalar Eskittim
27.06.2007 - 11:46Yokluğun, Cehennemin öbür adıdır
Üşüyorum, kapama gözlerini...-Ahmed ARİF-
İfade Özgürlüğü
26.06.2007 - 16:16Türkiye'de 'İfade Özgürlüğü' yoktur.
Bu konudaki en son dava da kapanmadıkça kimse 'ifade özgürlüğü'nden söz etmesin.
Dış İşleri Bakanı da olsa, Başbakan da olsa...
tecrit
26.06.2007 - 13:55Asıl bulunduğu yerden uzaklaşabilmesi için gerekli olan alandan mahrum
bırakma fiili. “Kişiliğinizi parçalamaktan başka hiçbir amacı yoktur tecritin... demiş
İspanyol, F tipinde 16 yıl yatan Tomax Carrera Juarros.
Tecrit, bir insanlık suçudur.
Bu suçu işleyenler muhakkak bir gün insanlığa hesap vermek zorunda
kalacaktır.
Devletler bu suçu tüm dünyada 'Siyasi olarak' işlemektedirler.
Buna “DUR” demek, ‘ben insanım’ diyen herkes tarafından dile getirilmelidir.
TECRİT SUÇTUR.
yılmaz erdoğan
26.06.2007 - 12:59Acaba?
Aşkları da devralır mı
kalp nakli yaptıranlar?
Yılmaz Erdoğan
CHP Gençlik kolları
25.06.2007 - 21:32Bizler;
• Vatanın çıkarlarını daima herşeyden üstün
tutacağımıza,
• Vatanı Mustafa Kemal ATATÜRK ve Kuvvayi Milliyecilerden
aldığımız kutsal bir emanat olarak
koruyacağımıza,
• Hiçbir koşulda bize emanet edilen cumhuriyete ve cumhuriyet
halk partisine ihanet içinde olanlara geçit vermeyeceğimize,
• Asla emperyalizme tutsak olmayacağımıza,
Emperyalizmin yerli iş birlikçilerine asla ödün
vermeyeceğimize,
• İktidar koltukları uğruna ilkelerimizden ve ideolojimizden
taviz vermeyeceğimize,
• Faşizme ve faşizmi kurumsallaştırmak isteyenlere
yurdu dar edeceğimize,
• Oligarşinin ve kurumlarının haklımızın üzerniden uygulamaya
çalıştığı sömürü düzenine son vereceğimize
Teokrasiyi getirmeye çalışan şeriatçılara karşı ve kesin
ve keskin mücadelemize devam edeceğimize,
• Şartlar ne olursa olsun kendi ikbalimiz ve hırslarımızın
uğruna partimize zarar vermeyeceğimize,
• Hangi makamda olursak olalım en kutsal görevin parti
neferliği olduğnu asla unutmayacağımıza,
Onurlu bir partinin, onurlu ve
devrimci gençleri olarak and içeriz...
Piraye
25.06.2007 - 21:05Nazım'ın kalbinin kızıl saçlı bacısı...
sylvia plath
24.06.2007 - 22:351932 yılında doğan Sylvia Plath ilk şiirini 8 yaşında iken yazdı. Massachusetts'deki Smith College'dan mezun oldu. 1953 yılında Sırça
Fanus (Bell Jar) 'da ilk intihar girişimini, bunalımlarını ve gördüğü tedavileri anlatır. Cam Fanus onun ve diğer kadınların hapis olduğu, ters çevrilmiş bir kavonozdur. 1956 yılında İngiliz şair Ted Hughes ile evlendi. 1962 yılında Hughes' un Assia Gutman ile olan birlikteliğini öğrenen Plath çok acı çeker. 1963 yılında uzun yıllardır peşinde dolaştığı ölüme kavuşur.
Kendisinin intihar konusunda uzman olduğunu düşünür. Adeta övünür bu
özelliğiyle:
Ölmek,
Herşey gibi bir sanattır,
Bu konuda yoktur üstüme.
nilgün marmara
24.06.2007 - 22:291958 yılında İstanbul'da doğdu. Ortaokul ve liseyi Kadıköy Maarif Koleji'nde bitirip, yüksek öğrenimini Boğaziçi Üniversitesi İngiliz Dili ve Edebiyatı Bölümü'nde tamamladı.
Sylvia Plath üzerine incelemeler yaptı. Plath'ın bireyin yalnızlığına ve varoluş sorununa bakışı genç şairi etkiledi. Nilgün Marmara, şiirlerinde çoğunlukla, 1. tekil kişinin düşle gerçek arasında gidip gelen, kırılgan izleklerini kullandı.
Çeşitli dergilerde şiirleri yayımlandı. Küçük İskender, Lale Müldür, Orhan Alkaya, Cezmi Ersöz, Ece Ayhan, Gülseli İnal ve Serdar Aydın gibi şairleri derinden etkiledi.
Sylvia Plath sevgisi, Marmara'yı ölümde de sevdiği şairin yazgısıyla birleştirdi. 13 Ekim 1987'de henüz 29 yaşındayken 'yaşama karşı ölüm' dedi ve intihar etti.
GÖKKUŞAĞINDAN DARAĞACI
Şimdi'nin bedeni yok,
Yontuyor geçmiş bilgisiyle
gelecek belki olur diye taşı,
taşını kokluyor
yontu dağılıyor...
Şimdi'si yitik
bundan boyuyor
boyuyor evine aldığı
ağacın üzerine tüneyip
duvarını, tavanını, geçmişi
ve geleceği ve her yanını;
dal kırılıyor...
Şimdi'si yitik
diziyor diziyor notalarını,
göğe ışık üzerine boncuklarını,
ucuza getiriyor varlığını
sonsuzun sessizliğiyle
sonlunun gürültüsü arasında,
O bitirince kıyısında gezindiği
yol çöküyor...
Şimdi'si yitik
bundan yazıyor
yazıyor enine boyuna
içini ve dışını ve yeri
ve göğü ve suyu,
bindiği kadırga
o inince batıyor
Ağustos 87
Nilgün MARMARA
sivas katliamı
24.06.2007 - 22:24Katliamın 14. yılında, “ Madımak müze olursa birlik ve beraberliğimiz bozulur” demecinden, katliamcıları aklamak, siyasi irade ve idare makamlarının katliamcı anlayışa taraf olduğu anlamı çıkar.
SİVAS VALİSİ SAYIN VEYSEL DALMAZ DERHAL İSTİFA ETMELİDİR YA DA GÖREVDEN ALINMALIDIR!
MADIMAK KATLİAMI UNUTMAYI DEĞİL, YÜZLEŞMEYİ ZORUNLU KILAR!
35 İNSANIN DİRİ DİRİ YAKILDIĞI OTEL, KEBAP SALONU YAPILARAK BİRLİK VE BERABERLİK SAĞLANMAZ.
BİRLİK VE BERABERLİĞİN YOLU, MADIMAK OTELİNİN DOSTLUK VE BARIŞ MÜZESİ OLMASINDAN GEÇER.
mehmed uzun
23.06.2007 - 14:28'Böcek böcek hatun böceği
Şıpıdık terliklerinle
Simli elbiselerinle
Nereye gidersin böyle'
Kürt Edebiyatı
23.06.2007 - 14:18“Bu görkemLi başLangıçtan sonra, bu Mezepotamya’nın yaşayan en eski zengin diLinden büyük bir edebiyat, özeLLikLe büyük romanLar çıkacaktır”....!
Yaşar KemaL
Toplam 16 mesaj bulundu