İrfan Sarı Adlı Antoloji.com Üyesinin Şair v ...

kelbeğin ömrü kadar özgür olmak...uzun, upuzun bir yaşamdır.
cellatların elleri kanlı elleri urgan....boğazlanan çocukların...kanı ellerinden damlıyor....ve hala denizlerin sallandığı darağaçlara asılan urganlarla ip atlıyor bu zalimler....
ve ölmeliler....surlara barışın hafifliğini asmalıyı ...

kızgın bir yağdan fışkıran damlacıkların bıraktığğı acı....sofranın bereketi kadar tanık olduğumuz acı...şarabın üzümden çaldığı acı...güneşin yanığı acısı bilemem gayri bu kadar çok acı ki hangini yazayım bilemem....
şairin soylundediği bin yılların....isadan eveli isadan sonra....hatta kabilden ...

bu topraklarda gülnazların yaşamlarına kocaman bedenleriyle var olan o kadar insan varki....cumali bunlardan bir tanesi kesinlikle...

çünkü yaşam onları kutu kutu yapıyor....bu alan senin der gibi....der demesine de diğerlerine elleri insan yüreği olmayannlara da dünyaları verir.....yaşamın en ...

sevmenin kutsal olan yanlarından biride kendini tanımaktır...ölüme korkmadan....yaşama fırtına hesabı...direnmeği doğururuz...direnmekse içimizdeki ölü toprakları diriltir...sevda ilaçtır aslında bir çok sessizliğimize...
ve sevda dizlerimizdeki en güçlü enerjidir....bedenimize emir kıta bekleyen. ...

ellerin dili var...tıpkı bebelerin parmağı avuçlaması gibi......oradan titreşimi sıcak kanıyla yollar.....mesaj dildir...sımsıcak ve çırılçıplak....
dilinin ellerini....beyinden yönetilen elleriniii..çok sevmek ay ışığı gibi....
ve tende sihirli dolaşmalırın sahibi...eller ve dili...
ve bişr s ...

dağlardan eteğini seyr eyleyince: yeşil, hakimdir. umuttan ötedir güneşle buluştuğu an ise bambaşkadır....yeşil,suyeşiline çalar. gözleriniz esen rüzgarın onunla sevişmelerine takılır gün yirmi dört saat...

ve bir yerinde sarı paletten fırçaya,fırçadan tuale dökülür...sarı işte senin ve benim tan ...

bildiğim bir şehirdir keşan...hani ben gördüğümde bir avuçtu...ama şair anlatısında metropol olduğunu vurguluyor.
inanırım...çünkü şiiri okurken şehrin bütün tabakalarını altını üstüne getirircesine görüyorum....sevda o kadar şirin bir dille anlatılmış ki...her nefes alınışın her anın yaşam karesi ...

kaç bahar öteden seslenir şiir...elinizi uzatsanız yakalayacak kadar yakın....ömür akıp giden nehrin süretinde yansıyor ...ne kadar yakın ellerim üstünde sanki....öyle sıcak....misket tutuşumuz köz kadar yakıcı...ve komşunu bahçesinden dudaklarımıza düşen eşkinin tadı geçmedi daha....
duvara yazdı ...

yaşamın kendinden öte en narin hediyesidir insana aşk....(dal) bu uğurda ferhadın gürzü dağları deldi....ancak yine bu uğurda orta yerinden kırılan dalların hicranı çok çelik potalı zamanlardan bahs edilememiştir...
keza o sevilerdir insan hayatına magma insanhayatına kasırga gibi düşen....rüy ...

annelere en güzel sözcükleri bulur getirir şair....belki anneler en güzel yaratıdan geçtiklerindendir...ancak onlara ne çok şey yazılsa da daha eksiik kaldığını gömek te mumkündür...
annelerin çekip gidişi acıyı beraberinde taşır insanın içerisine.....gidişi dediği gibi şairin nötron ise duyguları ...

bilemesin ben seni nasıl sevdim şiddeti, yani sevginin alevini içinde barındıran bir söylemdir....o kadar masum görünmesine karşın içi bu kadar yüklü ve bu kadar derin manalar barındıran bir kelime grubu daha yoktur....çok sade gün içinde klonuştuğumuz kelimelerden beslenen bu şiirin içindeki gizli ...

şimdi 1 mayıs....en çok direnen ve en çok acılarımızı güneşe serdiğimiz ay...mnevsim doğurgan tabiat renkleri insana taşır....oysa bedenlerimizi bizden ne çok çaldılar bizden....
yaşamak ağrısı hiç sarmadı....çünkü 'yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür bir orman gibi kardeşçesineydi'....
ve 'uğruna ...

. “Kehanet, muhtemel bir olayı kesin bir bakış ile görmekten başka bir şey değildir. Hava ya bulutlu olacaktır yada güneş açacaktır.”kehanet yürütülmedi ve güneş açmadı bulutlar her zamankinden nemliydi ve çocukları ıslattı gözyaşlarıyla. Önce cami avlusunda avuç açmayı öğrendiler/öğrettiler. Kader ...

hani çok şeyler anlatmak ister ya insan...ve dilin mengenesi fırlar... ard arda dizilir sözcükler...doğadan kopardığı bütün isimleri imgeler şiire...sevgiliyi sarp bir kayalıkta açan asi bir çiçeğe benzetir...ulaşılmayandır boy verdiği yerden....
gelişi ile birleikte yanartdağın harekete geçmiş ol ...

burda aşk petrol mavisi yanmalardadır...her türkünün ardına dizilmiş sıra sıra servi boylu güzellerdir...
güzellerin şahı seni görmeye geldik! ...nisan yine damlalarını vuruyor suratımıza rüzgar dudaklarımızı hiç bu kadar sıcak öpmemişti...yakıcı

hüzün ağrı dağı çobanlarının kavalından çıkar g ...

ronya...
harita çizgilerinin arasında mahkum edilmiş bir yanık yasak güzelliktir yüreklerde...
mezopotamya bakirliğindeki ve bereketindeki asi militan mavi...
her baharın beklenişi kadar içli bir türkü süsleyişi....yılanların çıyanların soğukluğunda yaratılmış yürek kabartan sevda çiçeği...
...

uzaklardakine olan özleme paralarcasına söylenen sözlerinden acıyla damlayan bal damlası sözler....aşık...

evet aşık kürt bir ezginin coğrafaya gözlerinden kartal süzülüşler sunuyor...ancak!...ve durmadan söylenen ancak!..lar
bu yüreği ...gözleri...uğruna dizmişim yollara...ürkek bir maral bak ...

Aşk ve bulut

Aşk buluta benzer
Aşık olanlar...
Bulutlar gibi havada
uçuşurlar...

İki bulut uyuşmazsa
Yağmur...
İki seven uyuşmazsa
Gözyaşı...
________________________
sitem dolu....

yılmaz güney filmi seyr etmiştim o gün öğlenden sonra...sanırım ibret filmiydi...12-13 yaşlardayım....babam imam....

akşam ders çalışırken bile yılmaz güneyleştim ağır aksan konuşmalar ağır hareket etmeler...su isteyince ter bakışlar çalmak falan...

her kes şaştı....biliyorum ben de.... uyur ...

belirgin sözlerin aşka daveti...elleri, avuçların içindeki dünyaya salarken kullandığı imge anını düşledim kendimce...çarpışır gibi sokak başında...yıldırımvari bir mavi ses hızından öte....öyle bir an...avuçlara değdiği an eller iki yakada oluşan anlık dünyalar....
tut ki lerle beslenmiş ve di ...

şiir,şairin savaş alanına dönmüş. aslında her anı ve her adımı mengeneye alan kıskaç arası ben ,tırnaklarımla yokluğunu kazıp bitirmeye çalışırken offf ediyorm biliyorum ki bu sitem beni senli rüyaların gerçeğinde göğertecek...biliyorum ama bilmiyorum aslında....
şiir özgün yola çıkmış kendi gibi y ...

en çalı çırpı dediğimiz gençlik yürüyüşünde dayandığı bir rüzgarın kaçışı ne kadar hızlı olmuş şiir renginde....bu izinli yürüyüşte gençliğin tadı ve uçuk sevdaları tıpkı bir arı edasıyla özden öze konuşu gibi düşmüş yüreğe...

ölçülü kompozisyonunda nice yaşantıları akarsu dululuğunda taşımış şai ...

gençliğimn coğrafyamızda hemen hemen hiç yaşanmadığı zaman kuyularından çıkamamasının şiiri olmuş....
ne zaman tutunmaya başlasak yarin sarı saçlarına o zaman acı kursağımıza bir yumruk gibi düşer.....acı yeşildir bizim coğrafyada yeni doğmuş ve hiç yaşlanmayacak gibi durur tepemizde....o acılarkı ...

kalabalaık şehrin gümbürtüsünden yadigar kalan bir vurgun...
deniz ve gökyüzü birleştirildi...yürekler karşı kıyının bilmezini atıyordu....
durdu zaman akan nehirler bentlere takıldı susadı yol dağıldıu...deprem vurdu anlar içinde her yeri...
bütün zamanlara yayılacak bir akıntı kırmızı kan re ...