1. KİTAP
,, Avluda Yürüyen Gölgeler '' Roman
Ne vakit orkideli şehirler yorsa insanı, arka kapıdan çocukluğuna kavuşuyor olgunluk.
Soğuk odalarda, yün yorganların altından odun sobasında pişen ...
1. KİTAP
,, Avluda Yürüyen Gölgeler '' Roman
Ne vakit orkideli şehirler yorsa insanı, arka kapıdan çocukluğuna kavuşuyor olgunluk.
Soğuk odalarda, yün yorganların altından odun sobasında pişen ...
© Copyright Antoloji.Com 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Antoloji.Com'a aittir. Sitemizde yer alan şiirlerin telif hakları şairlerin kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Şu anda buradasınız:Huri Çalışkan Nedire Yazılan Yorumlar Sayfası
9 Haziran 2025 Pazartesi - 12:06:10
şiir
23.08.2024 - 13:07Şiir;
kalbe ait duyguları sözcüklere döken, sessizliğin sesi, ruhun ise diğer ruhlara büyülü bir dokunmasıdır.
Acı ve hüzünlerin dinlenmeye, anlaşılmaya veya bazen sadece susmaya ihtiyaçları vardır.
Bu duyguların üzerlerini kapatmak yerine şefkat ile örtülmeleri sağlanırsa, saklanmaya ihtiyaç duymak yerine ısınırlar ve kendilerini iyileştirirler.
Acı; soğuk, buz dağıdır, o yüzden üşür.
Şiir kütüphanelerimizde bizler için farklı bakış açısı serpilmiş satırlara denk geleceğiz.
Şiirli dünyaya ses eden şairlerimize selam olsun.
doğa ananın mektubu
21.08.2024 - 13:14Doğa ananın mektubunu okumuyor, görmüyor, çıkarmamız gereken dersleri alamıyor, dönüşemiyoruz, çoğaltamıyoruz.
Kitabımız görmemiz gerekeni ibret almamız adına bizi doğaya ve kâinatın içine yönlendirir, anlattıklarıyla.
Buluttan oluşan yağmurları, rüzgârın neden var olduğunu, yıldızların asılı olduğu gökyüzünü, Musa As. İle Hızır A.S’ ımın yolculuğunu, Arıları, Karıncaları, Zeytin ağacını, dört mevsimin hikmetini, suyun kutsallığını, Gece’nin karanlığı gündüzün aydınlığını anlatır gerçeklerde.
Gül’ün dikeninden şikâyetçiyiz lakin bu dersin aşkını görmüyoruz. Hayvanlardan, bitkilerden uzak, hatta mahrum kaldık orkideli şehirlerde.
Yağmur yağdığında şükür yerine şikâyetçi oluş hallerimiz nasılda arttı, hâlbuki yağmur bu zamanlarda nimet sayılması gerekirken.
Kâinatın içini görmeden bakıp geçiyoruz, hızlı tren yolculuğu misali. Doğa ananın bilgeliği şifası vardı ya hani, mahrum kaldık, uzak kentlerin telaşında.
Kâinatın tekâmül yolculuğunda cahil kalıyoruz, ilerlerken. İlişkiler içinde öyle. Çoğaltmadan tüketilen onca şey gibi.
Kimi insanlar vardır, sadece var oluşunuz için size sıra dışı hissiyatı verir, içinizde ki güzelliği ortaya çıkarır, eğer bu çağın soylularına denk gelir seniz, sizi toprağın tohumları gibi büyüteceklerdir. Olurda denk gelir de elini uzatırsa günün birinde bırakmayın, kalbinizle sarılın bedeninizle hissedin.
O halde tekâmül yolculuğumuzda kolaylıklar bizimle olsun.
ve öyle işte
18.08.2024 - 14:27ve...
Meczup seslendi.!
Ey evreni var eden Allah'ım,
O' nu çok sev zira dayanamam...
it's all coming back to me now.
avluda yürüyen gölgeler
17.08.2024 - 17:10Nasıl başlasam acaba,
bu kutsal yazının ilk sözlerine?
“ Gözleri desem mesela, hangi denizci cesaret edebilir o engin okyanusta kaybolmaya? Hele çatınca o kaşlarını, deli dalgalar dövmeye başlar ya insanın o kıyılarını işte o zaman çivi gibi çakılıp kalırsın olduğun yere.
Hani yağmur sonrası soğuktan titreyen serçe misali, yerlerde sürünürcesine...’’
,, Avluda Yürüyen Gölgeler, Roman'ından "
?si=rpXsUg6ZrfLKvhxq
avluda yürüyen gölgeler
17.08.2024 - 16:29Ben sana rast gelmeden önce ayaklarımı kauçuklarla sarardım zarar almamaları için.
Senin yollarına rast gelince taşlar pamuk yumuşaklığına dönüştüler, diyor Erdem için Sıla.
biliyoruz ki sevgilerini avuçlarının içinde saf ve temiz koruyan Erdem gibi Adamlar, Sila gibi rağmene rağmen başaranlar var, Hepsine selâm ile teşekkürler.
Avluda Yürüyen Gölgeler, Romanı
avluda yürüyen gölgeler
17.08.2024 - 16:22Ne vakit orkideli şehirler yorsa insanı, arka kapıdan çocukluğuna
kavuşuyor olgunluk.
Soğuk odalarda, pamuk yorganların altından, odun sobasında
pişen ekmek ve portakal kabuklu ıhlamur çayı kokusu ile uyanışlara...
“Günaydın Diyebilmek Adına”
,, Avluda Yürüyen Gölgeler, Roman "
avluda yürüyen gölgeler
17.08.2024 - 16:21Annemler gitti biz kaldık yine seninle birlikte, kalbimin çırpınışlarını anlamasınlar diye, yerlerin tüm tozunu aldım. Anneme kalsa bugün pek marifetliydim. Bir odanın içinde ki eşyaların ne kadar yeri değişebilirse o kadar değiştirdim. Ama kalbimde ki bu hissi hiçbir şey uzaklaştıramıyordu yerinden. Yüzümü sakladığım yerden kaldırmıyordum ama görüyordum yüzüme baktıklarını.
İnsan kalbinin çırpınışlarını nasıl saklar bilmiyordum. Kalbime mıh gibi çakıldığından beri bir yere gitmiyordu, ADIN… Sesini duymak için can atıyordum............
,, Avluda Yürüyen Gölgeler, Roman ''
terkedilen şehirler
17.08.2024 - 15:46Ben şimdi dumanlı dağların tepesinde
Bekliyorum tayini başka göklere çıkmış kuşları
Adres soruyor kırmızı etekli kız bir çobana
Saçlarına papatyadan yaptığı tacıyla
Bu kuşlar neden giderler anlamıyorum
avluda yürüyen gölgeler
17.08.2024 - 10:15İçimde sürekli mesaisi olan inşaat işçileri barındıran biriyim.
Oysa bilirim ki mimarlarım, mühendislerim şahane yapılar kurabilecek kapasitededirler.
Emek verilmiş betonlar kurumasın diye gözyaşlarıyla sulanmıştır; binanın, korunağı olan, çatıya tam sıra geldiğinde, göğüs kafeslerinin içinde kalbi olmayanlar tarafından yeniden yıkılmıştır.
,, Avluda Yürüyen Gölgeler, Roman ''
şu an ne dinliyorum
16.08.2024 - 07:08gece yeşil, rüzgâr akasyalara geldiğini söylüyor, yağmur yağıyor gürültülü Karadeniz gibi,
avuçlarım da bir kupa salep, tarçın kokusu, toprak kokusuyla yarış halinde. senin kokunun galip geleceğini bilmiyor şapşallar.
?si=426-QOK3cPvHes-R
şu an ne dinliyorum
15.08.2024 - 19:08?si=5DT-z7caF3rAvYVj
seninle aynı kitapları okumasak da olur, okuduğun dünyayı bana anlatır mıısn
hayatın mektubu
15.08.2024 - 16:32gün ışıkları üzerimizden geçerken sağlık versin, kapandığın da ise battaniyesi çatı olsun evsizlere, kimsesizlere ve tüm canlılara.
sevginin tasarruf sayılmadığı ve geleceği büyüten insanlara şükürler olsun .
******
https://youtube.com/shorts/6pJ5K78HeYs?si=zuDn7kEMiHi39X1m
seni anlatmak
15.08.2024 - 16:29seni düşünmek;
kafamın ve yüreğimin en tatlı, en heyecanlı meşgalesidir.
Nazım Hikmet.
https://www.youtube.com/shorts/XDFy0xdar78
fırtınanın rüzgarı
15.08.2024 - 16:17rüzgar dünya için gereklidir. tohumlar rüzgarla dağılır, su ve güneşle beslenir.
Danit' in Cuatro Vientos, şarkısı beni etkileyen bir tohumdur, bu yüzdendir ki, Viento ile ilgili yazmaya, beslenmeye devam edeceğim.
<<<< fırtına var yürüme dediler, güneş yerine rüzgara aşık olduğumu bilemediler, bilemeyecekler >>>>
denk gelinen güzel şeylere şükran, bir çok güzel şeylere, bir çok mühim şeylere.
,, hijo del viento / rüzgarın oğlu ''
********
dışımızın kabuğu
15.08.2024 - 12:43Dışımız içimizi saklayan bir kabuk...
dışımızın kabuğu
15.08.2024 - 12:42bize vitrini temiz tutmamız, gübürleri ise halı altına süpürmememiz gerektiği öğretildi.
o yüzdendir sadece dışımızı süslü püslü yapmadan, içimizi temiz tutmamız. elimizden gelen çok olsada kalbimizle yapmayı seçtik, çünkü insan bedeni yorulabilen varlıktır,
,, Kalp ise der ki; sen yeter ki yaşa be, yokuş dediğin iki nefes kesikliği, ben hallederim "
<<< yaşa, sen emi >>>
günümüz neye ihtiyacımız var ise onunla buluşsun, sevgiyle kal, Huri
tanımlamada ki özne
15.08.2024 - 12:41paslı demir ağırlığından bir şey kaybetmez. o demirdir ki en yüksek kuleleri ayakta tutan...
insan doğası
15.08.2024 - 12:40İlaçların yan etkileri görüldüğünde derhal kullanımı sonlandırılır, ilişkiler içinse bu böyle değildir.
Zararları hissedildiğinde her iki tarafı tam manası ile suçlu bulamayız.
ANA KONU:
,, her ilaç her insana iyi gelmez "
Bu gözlemde bakıldığında insanın birbirine katkısı zarar veya fayda sağlamasıdır.
Fark edildiğinde kimisinde hızla iyileşme sağlanır, kimisi ise yan etkilerini görmesine rağmen kendisine zarar vermeye devam eder.
Belki göz önünde tutulan şu olmalı, sahip olunan değerlerin kıymeti, yoksunlukta açığa çıkmamalı, bazen de yoksunluk olmalı ki, ihtiyaç olan o duygu bilinsin, tanınsın.
,, önemli olan ise toksik ilişkiye dönüştürülmeyen farkındalıkla gelen sonuç ''
farkındalıklara ve daha iyiye şükürler olsun.
insan doğası
15.08.2024 - 12:37bende gördüğün senin izlediğin,
gerçekler ise kendi bildiğim.
" İnsanı ayrıştıran din, dil, ülkesi değil penceresinden nasıl gördüğüdür.
sevgiler,
insan doğası
15.08.2024 - 12:36İnsanı ayrıştıran din, dil, ülkesi değil penceresinden nasıl gördüğüdür.!
baktığımız yön aynı olsa da gördüğümüz farklıdır, çünkü her kişinin penceresinden gördüğü farklıdır.
bu durum O'nun kendi doğrusudur, kimse duyduğunu yanlış anlamaz, sadece ihtiyacı olanı anlar ve kendi bilgisi ile doğru olduğunu düşünür.
,, teşekkürler dünya, günaydın yaşamak "
sevgiyle, Huri
yoga
15.08.2024 - 12:35yoga ve pilates birbirine benzer mi?
her iki aktiviteyi yapan biri olarak değerlendirdiğim de, şunu diyebilirim ki, benzer lâkin ayrışırlar.
( kısaca anlatmaya çalışacağım, fakat kısa anlatmayı çok başaramayan biri olsam da, deneyeceğim )
iki örnek ile arada ki temel farkı değerlendirelim, bakalım ortaya neler çıkıyor:
sörf yaparken yüksek dalgaların ya da şiddetli rüzgârın üzerinde durabilmek, savaşabilmek, direnebilmek için kuvvetli gövdeye ihtiyaç vardır, PİLATES öncelikle vücut sağlığını kuvvetlendirmeye odaklıdır.
Nehir'e düşen bir dal, yolculuğunda ruhunu dinler, genel çerçevede etrafı görür, fark eder, onun odağı anda kalmaktır, ruh sağlığına iyi gelirken vücut sağlığını da kuvvetlendirir ve geliştirir.
YOGA, savaşmaya, direnç göstermeye ihtiyaç duymaz, aksine kendinle ve dünya ile olan savaşını ( mutsuzluklarını veya başarısızlıklarını başkalarının sebep olduğunu düşünenler için vb. ) göstermek yerine, dirençleri tanır, fark eder, o yanlarını toparlar, ruh ve vücut sağlığına odaklanır, iyileştirir.
Son olarak, pilates sesli yoga sessizdir, bana göre HER İKİSİ DE MUAZZAM!
şu an ne dinliyorum
15.08.2024 - 11:41<<<< une lueur d'espoir >>>>
seni anlatmak
15.08.2024 - 09:13şimdi sen bir gülüyorsun ya hani bahar geliyor, memleketimin dört bir yanına, gökyüzü senin gibi gülene rast gelmemiştir.
,, je danse avec le vent, la pluie and et je danse, danse .''
o zaman ; bailar en todo momento, danse, danse.
ve öyle işte
14.08.2024 - 20:48?si=J16Ij-gh-vJylxcf
VERANDALI EV
Sevmedim ben kimseyi daha
Zannetsem de tüm zamanlarda
Bir yolculuktu unuttuğum
Silkelediğim, kimsesizliğe bulaşan yalnızlık
Herkesin aradığı o parçaya uyuyordum
Belki de beni yoran
Bu anaçlık duygusuydu
Öksüzlüğü öğretiyordu insanlar
Artık yutkunmaya gerek kalmayan kelimelerle beraber
Geçmiş zaman aşklarında bıraktığım o duygular
Keşkeleri, boş vermeyi
Hep fedakârlık yapmayı
Ama en çok da bunu bıraktım
Unutulmayacak insanları kiracı etmiyordum artık
Hatta sevmediğim ayak sesleri için
Kapı arkasında bekleyerek onları karşılamayacağım gibi
Bitti diye üzgün değilim, yalnız ise hiç
Aslında en çokta yalnızlık denilen şey
Varlığın içinde ki yoklukmuş
Geçmiş zamanların oyunlarında mı kaldı mutluluklar
Kim bilir belki de sırlarıyla gömüldü
Sevinçten uykumun kaçtığı gecelerde
Büyüklerim bozarlar diye düşlerimi
Karanlığa sakladığım kalp atışlarım
Şimdilerde sadece uzak görünen bir geçmiş
Genç yaşlarda ne yana gideceğini şaşırır insan
Hoş ne zaman aklıma gelse şaşar kalırım kendime
Şimdi düzeltemem düşlerimi
Hataları, yanlışları ve ahlar, vahları
Üzerine de düştüğüm de söylenemez
İstemesem yapmazdım
Ben sevmedim seni daha
Yazmadım satırlara
Çizmedim gökyüzüne siluetini
Ve dans etmedik henüz
Penceremizden içeri sızan rüzgâr
Uyandırmadı bizi henüz
Hamakta uyuya kalıp
Tutulurken her tarafımız
Birbirimizi tebessümle öperken
Daha da sıkı sarılmadık biz daha
Ağaç gölgesinde uyumadık
Yağmurda ıslanmadık seninle daha
Taş fırlatmadık dereye
Köpeğimizin adı ne olsun diye tartışırken
Benim kazandığımı görmedin daha
Odun kesmekten terleyen yüzünü silmedim henüz
Farid Farjad’ı dinlemedik
Kucağıma uzandığın zamanlarda
Kitap okumadım ben sana daha
Kızdığımı bildiğin halde kızdırmalarına
Ve kızdırdığını bildiğim halde
Küsmelere yenilmedim daha
Heyecanla olan sohbetlerimizin sonu
Tutkuyla sevişmelere dönüşmedi henüz
Telaş yok
Geç kalmak yok
Ne hayata, ne sevgiye dair
Gecikenlerin doğada buluştuğu bir zaman
Tuşlar yerine dudaklarımıza dokunan parmaklarımız
Bizimle büyüyen tomurcuklar var bahçede
Hatta gülüşüyoruz
Ah büyüdüklerini de göreceğiz İncir ağaçlarının
Doğayı şarjlı kutular da saklamak yerine
Dokunarak döşüyoruz ayaklarımızın altına, ruhumuza
Ve ıslak toprak kokusu avuçlarımızda
Ve koklamak, dokunmak, duymak yaşam alanımızda
Hayat gidenleri unutturur
Eğer kalbinde öldüyse
O yüzden ben sevmedim seni daha
Sevmedin sen de kimseyi daha
Sarhoşluğa karışmış duygular içirilmedi bize henüz
Gözlerine kilitlediğin anahtarı almadım
Ve biz keşfetmeye başlamadık daha
Hikâyemiz başlamadı henüz
Gökyüzünü gören bu Veranda da.
Huri Çalışkan
Toplam 451 mesaj bulundu