Huri Çalışkan Adlı Üyenin Nedir Yazıları - An ...

  • şiir

    23.08.2024 - 13:07


    Şiir;
    kalbe ait duyguları sözcüklere döken, sessizliğin sesi, ruhun ise diğer ruhlara büyülü bir dokunmasıdır.

    Acı ve hüzünlerin dinlenmeye, anlaşılmaya veya bazen sadece susmaya ihtiyaçları vardır.

    Bu duyguların üzerlerini kapatmak yerine şefkat ile örtülmeleri sağlanırsa, saklanmaya ihtiyaç duymak yerine ısınırlar ve kendilerini iyileştirirler.

    Acı; soğuk, buz dağıdır, o yüzden üşür.

    Şiir kütüphanelerimizde bizler için farklı bakış açısı serpilmiş satırlara denk geleceğiz.

    Şiirli dünyaya ses eden şairlerimize selam olsun.

  • doğa ananın mektubu

    21.08.2024 - 13:14

    Doğa ananın mektubunu okumuyor, görmüyor, çıkarmamız gereken dersleri alamıyor, dönüşemiyoruz, çoğaltamıyoruz.

    Kitabımız görmemiz gerekeni ibret almamız adına bizi doğaya ve kâinatın içine yönlendirir, anlattıklarıyla.

    Buluttan oluşan yağmurları, rüzgârın neden var olduğunu, yıldızların asılı olduğu gökyüzünü, Musa As. İle Hızır A.S’ ımın yolculuğunu, Arıları, Karıncaları, Zeytin ağacını, dört mevsimin hikmetini, suyun kutsallığını, Gece’nin karanlığı gündüzün aydınlığını anlatır gerçeklerde.

    Gül’ün dikeninden şikâyetçiyiz lakin bu dersin aşkını görmüyoruz. Hayvanlardan, bitkilerden uzak, hatta mahrum kaldık orkideli şehirlerde.

    Yağmur yağdığında şükür yerine şikâyetçi oluş hallerimiz nasılda arttı, hâlbuki yağmur bu zamanlarda nimet sayılması gerekirken.

    Kâinatın içini görmeden bakıp geçiyoruz, hızlı tren yolculuğu misali. Doğa ananın bilgeliği şifası vardı ya hani, mahrum kaldık, uzak kentlerin telaşında.

    Kâinatın tekâmül yolculuğunda cahil kalıyoruz, ilerlerken. İlişkiler içinde öyle. Çoğaltmadan tüketilen onca şey gibi.

    Kimi insanlar vardır, sadece var oluşunuz için size sıra dışı hissiyatı verir, içinizde ki güzelliği ortaya çıkarır, eğer bu çağın soylularına denk gelir seniz, sizi toprağın tohumları gibi büyüteceklerdir. Olurda denk gelir de elini uzatırsa günün birinde bırakmayın, kalbinizle sarılın bedeninizle hissedin.

    O halde tekâmül yolculuğumuzda kolaylıklar bizimle olsun.

  • ve öyle işte

    18.08.2024 - 14:27

    ve...
    Meczup seslendi.!
    Ey evreni var eden Allah'ım,
    O' nu çok sev zira dayanamam...

    it's all coming back to me now.

  • avluda yürüyen gölgeler

    17.08.2024 - 17:10

    Nasıl başlasam acaba,
    bu kutsal yazının ilk sözlerine?
    “ Gözleri desem mesela, hangi denizci cesaret edebilir o engin okyanusta kaybolmaya? Hele çatınca o kaşlarını, deli dalgalar dövmeye başlar ya insanın o kıyılarını işte o zaman çivi gibi çakılıp kalırsın olduğun yere.

    Hani yağmur sonrası soğuktan titreyen serçe misali, yerlerde sürünürcesine...’’

    ,, Avluda Yürüyen Gölgeler, Roman'ından "

    ?si=rpXsUg6ZrfLKvhxq

  • avluda yürüyen gölgeler

    17.08.2024 - 16:29

    Ben sana rast gelmeden önce ayaklarımı kauçuklarla sarardım zarar almamaları için.

    Senin yollarına rast gelince taşlar pamuk yumuşaklığına dönüştüler, diyor Erdem için Sıla.

    biliyoruz ki sevgilerini avuçlarının içinde saf ve temiz koruyan Erdem gibi Adamlar, Sila gibi rağmene rağmen başaranlar var, Hepsine selâm ile teşekkürler.

    Avluda Yürüyen Gölgeler, Romanı

  • avluda yürüyen gölgeler

    17.08.2024 - 16:22

    Ne vakit orkideli şehirler yorsa insanı, arka kapıdan çocukluğuna
    kavuşuyor olgunluk.
    Soğuk odalarda, pamuk yorganların altından, odun sobasında
    pişen ekmek ve portakal kabuklu ıhlamur çayı kokusu ile uyanışlara...
    “Günaydın Diyebilmek Adına”

    ,, Avluda Yürüyen Gölgeler, Roman "

  • avluda yürüyen gölgeler

    17.08.2024 - 16:21

    Annemler gitti biz kaldık yine seninle birlikte, kalbimin çırpınışlarını anlamasınlar diye, yerlerin tüm tozunu aldım. Anneme kalsa bugün pek marifetliydim. Bir odanın içinde ki eşyaların ne kadar yeri değişebilirse o kadar değiştirdim. Ama kalbimde ki bu hissi hiçbir şey uzaklaştıramıyordu yerinden. Yüzümü sakladığım yerden kaldırmıyordum ama görüyordum yüzüme baktıklarını.

    İnsan kalbinin çırpınışlarını nasıl saklar bilmiyordum. Kalbime mıh gibi çakıldığından beri bir yere gitmiyordu, ADIN… Sesini duymak için can atıyordum............

    ,, Avluda Yürüyen Gölgeler, Roman ''

  • terkedilen şehirler

    17.08.2024 - 15:46

    Ben şimdi dumanlı dağların tepesinde
    Bekliyorum tayini başka göklere çıkmış kuşları
    Adres soruyor kırmızı etekli kız bir çobana
    Saçlarına papatyadan yaptığı tacıyla
    Bu kuşlar neden giderler anlamıyorum

  • avluda yürüyen gölgeler

    17.08.2024 - 10:15

    İçimde sürekli mesaisi olan inşaat işçileri barındıran biriyim.

    Oysa bilirim ki mimarlarım, mühendislerim şahane yapılar kurabilecek kapasitededirler.

    Emek verilmiş betonlar kurumasın diye gözyaşlarıyla sulanmıştır; binanın, korunağı olan, çatıya tam sıra geldiğinde, göğüs kafeslerinin içinde kalbi olmayanlar tarafından yeniden yıkılmıştır.

    ,, Avluda Yürüyen Gölgeler, Roman ''

  • şu an ne dinliyorum

    16.08.2024 - 07:08

    gece yeşil, rüzgâr akasyalara geldiğini söylüyor, yağmur yağıyor gürültülü Karadeniz gibi,
    avuçlarım da bir kupa salep, tarçın kokusu, toprak kokusuyla yarış halinde. senin kokunun galip geleceğini bilmiyor şapşallar.

    ?si=426-QOK3cPvHes-R

  • şu an ne dinliyorum

    15.08.2024 - 19:08

    ?si=5DT-z7caF3rAvYVj

    seninle aynı kitapları okumasak da olur, okuduğun dünyayı bana anlatır mıısn

  • hayatın mektubu

    15.08.2024 - 16:32

    gün ışıkları üzerimizden geçerken sağlık versin, kapandığın da ise battaniyesi çatı olsun evsizlere, kimsesizlere ve tüm canlılara.

    sevginin tasarruf sayılmadığı ve geleceği büyüten insanlara şükürler olsun .

    ******

    https://youtube.com/shorts/6pJ5K78HeYs?si=zuDn7kEMiHi39X1m

  • seni anlatmak

    15.08.2024 - 16:29

    seni düşünmek;
    kafamın ve yüreğimin en tatlı, en heyecanlı meşgalesidir.
    Nazım Hikmet.

    https://www.youtube.com/shorts/XDFy0xdar78

  • fırtınanın rüzgarı

    15.08.2024 - 16:17

    rüzgar dünya için gereklidir. tohumlar rüzgarla dağılır, su ve güneşle beslenir.

    Danit' in Cuatro Vientos, şarkısı beni etkileyen bir tohumdur, bu yüzdendir ki, Viento ile ilgili yazmaya, beslenmeye devam edeceğim.

    <<<< fırtına var yürüme dediler, güneş yerine rüzgara aşık olduğumu bilemediler, bilemeyecekler >>>>

    denk gelinen güzel şeylere şükran, bir çok güzel şeylere, bir çok mühim şeylere.

    ,, hijo del viento / rüzgarın oğlu ''

    ********

  • dışımızın kabuğu

    15.08.2024 - 12:43

    Dışımız içimizi saklayan bir kabuk...

  • dışımızın kabuğu

    15.08.2024 - 12:42

    bize vitrini temiz tutmamız, gübürleri ise halı altına süpürmememiz gerektiği öğretildi.

    o yüzdendir sadece dışımızı süslü püslü yapmadan, içimizi temiz tutmamız. elimizden gelen çok olsada kalbimizle yapmayı seçtik, çünkü insan bedeni yorulabilen varlıktır,

    ,, Kalp ise der ki; sen yeter ki yaşa be, yokuş dediğin iki nefes kesikliği, ben hallederim "

    <<< yaşa, sen emi >>>

    günümüz neye ihtiyacımız var ise onunla buluşsun, sevgiyle kal, Huri

  • tanımlamada ki özne

    15.08.2024 - 12:41

    paslı demir ağırlığından bir şey kaybetmez. o demirdir ki en yüksek kuleleri ayakta tutan...

  • insan doğası

    15.08.2024 - 12:40

    İlaçların yan etkileri görüldüğünde derhal kullanımı sonlandırılır, ilişkiler içinse bu böyle değildir.

    Zararları hissedildiğinde her iki tarafı tam manası ile suçlu bulamayız.

    ANA KONU:

    ,, her ilaç her insana iyi gelmez "

    Bu gözlemde bakıldığında insanın birbirine katkısı zarar veya fayda sağlamasıdır.

    Fark edildiğinde kimisinde hızla iyileşme sağlanır, kimisi ise yan etkilerini görmesine rağmen kendisine zarar vermeye devam eder.

    Belki göz önünde tutulan şu olmalı, sahip olunan değerlerin kıymeti, yoksunlukta açığa çıkmamalı, bazen de yoksunluk olmalı ki, ihtiyaç olan o duygu bilinsin, tanınsın.

    ,, önemli olan ise toksik ilişkiye dönüştürülmeyen farkındalıkla gelen sonuç ''

    farkındalıklara ve daha iyiye şükürler olsun.

  • insan doğası

    15.08.2024 - 12:37

    bende gördüğün senin izlediğin,
    gerçekler ise kendi bildiğim.

    " İnsanı ayrıştıran din, dil, ülkesi değil penceresinden nasıl gördüğüdür.

    sevgiler,

  • insan doğası

    15.08.2024 - 12:36

    İnsanı ayrıştıran din, dil, ülkesi değil penceresinden nasıl gördüğüdür.!

    baktığımız yön aynı olsa da gördüğümüz farklıdır, çünkü her kişinin penceresinden gördüğü farklıdır.

    bu durum O'nun kendi doğrusudur, kimse duyduğunu yanlış anlamaz, sadece ihtiyacı olanı anlar ve kendi bilgisi ile doğru olduğunu düşünür.

    ,, teşekkürler dünya, günaydın yaşamak "

    sevgiyle, Huri

  • yoga

    15.08.2024 - 12:35

    yoga ve pilates birbirine benzer mi?

    her iki aktiviteyi yapan biri olarak değerlendirdiğim de, şunu diyebilirim ki, benzer lâkin ayrışırlar.

    ( kısaca anlatmaya çalışacağım, fakat kısa anlatmayı çok başaramayan biri olsam da, deneyeceğim )

    iki örnek ile arada ki temel farkı değerlendirelim, bakalım ortaya neler çıkıyor:

    sörf yaparken yüksek dalgaların ya da şiddetli rüzgârın üzerinde durabilmek, savaşabilmek, direnebilmek için kuvvetli gövdeye ihtiyaç vardır, PİLATES öncelikle vücut sağlığını kuvvetlendirmeye odaklıdır.

    Nehir'e düşen bir dal, yolculuğunda ruhunu dinler, genel çerçevede etrafı görür, fark eder, onun odağı anda kalmaktır, ruh sağlığına iyi gelirken vücut sağlığını da kuvvetlendirir ve geliştirir.

    YOGA, savaşmaya, direnç göstermeye ihtiyaç duymaz, aksine kendinle ve dünya ile olan savaşını ( mutsuzluklarını veya başarısızlıklarını başkalarının sebep olduğunu düşünenler için vb. ) göstermek yerine, dirençleri tanır, fark eder, o yanlarını toparlar, ruh ve vücut sağlığına odaklanır, iyileştirir.

    Son olarak, pilates sesli yoga sessizdir, bana göre HER İKİSİ DE MUAZZAM!

  • şu an ne dinliyorum

    15.08.2024 - 11:41

    <<<< une lueur d'espoir >>>>

  • seni anlatmak

    15.08.2024 - 09:13

    şimdi sen bir gülüyorsun ya hani bahar geliyor, memleketimin dört bir yanına, gökyüzü senin gibi gülene rast gelmemiştir.

    ,, je danse avec le vent, la pluie and et je danse, danse .''

    o zaman ; bailar en todo momento, danse, danse.

  • ve öyle işte

    14.08.2024 - 20:48

    ?si=J16Ij-gh-vJylxcf

    VERANDALI EV

    Sevmedim ben kimseyi daha
    Zannetsem de tüm zamanlarda
    Bir yolculuktu unuttuğum
    Silkelediğim, kimsesizliğe bulaşan yalnızlık

    Herkesin aradığı o parçaya uyuyordum
    Belki de beni yoran
    Bu anaçlık duygusuydu
    Öksüzlüğü öğretiyordu insanlar
    Artık yutkunmaya gerek kalmayan kelimelerle beraber
    Geçmiş zaman aşklarında bıraktığım o duygular

    Keşkeleri, boş vermeyi
    Hep fedakârlık yapmayı
    Ama en çok da bunu bıraktım
    Unutulmayacak insanları kiracı etmiyordum artık
    Hatta sevmediğim ayak sesleri için
    Kapı arkasında bekleyerek onları karşılamayacağım gibi

    Bitti diye üzgün değilim, yalnız ise hiç
    Aslında en çokta yalnızlık denilen şey
    Varlığın içinde ki yoklukmuş
    Geçmiş zamanların oyunlarında mı kaldı mutluluklar
    Kim bilir belki de sırlarıyla gömüldü

    Sevinçten uykumun kaçtığı gecelerde
    Büyüklerim bozarlar diye düşlerimi
    Karanlığa sakladığım kalp atışlarım
    Şimdilerde sadece uzak görünen bir geçmiş
    Genç yaşlarda ne yana gideceğini şaşırır insan
    Hoş ne zaman aklıma gelse şaşar kalırım kendime
    Şimdi düzeltemem düşlerimi
    Hataları, yanlışları ve ahlar, vahları
    Üzerine de düştüğüm de söylenemez
    İstemesem yapmazdım

    Ben sevmedim seni daha
    Yazmadım satırlara
    Çizmedim gökyüzüne siluetini
    Ve dans etmedik henüz
    Penceremizden içeri sızan rüzgâr
    Uyandırmadı bizi henüz
    Hamakta uyuya kalıp
    Tutulurken her tarafımız
    Birbirimizi tebessümle öperken
    Daha da sıkı sarılmadık biz daha
    Ağaç gölgesinde uyumadık
    Yağmurda ıslanmadık seninle daha
    Taş fırlatmadık dereye
    Köpeğimizin adı ne olsun diye tartışırken
    Benim kazandığımı görmedin daha
    Odun kesmekten terleyen yüzünü silmedim henüz
    Farid Farjad’ı dinlemedik
    Kucağıma uzandığın zamanlarda
    Kitap okumadım ben sana daha
    Kızdığımı bildiğin halde kızdırmalarına
    Ve kızdırdığını bildiğim halde
    Küsmelere yenilmedim daha
    Heyecanla olan sohbetlerimizin sonu
    Tutkuyla sevişmelere dönüşmedi henüz
    Telaş yok
    Geç kalmak yok
    Ne hayata, ne sevgiye dair
    Gecikenlerin doğada buluştuğu bir zaman
    Tuşlar yerine dudaklarımıza dokunan parmaklarımız
    Bizimle büyüyen tomurcuklar var bahçede
    Hatta gülüşüyoruz
    Ah büyüdüklerini de göreceğiz İncir ağaçlarının
    Doğayı şarjlı kutular da saklamak yerine
    Dokunarak döşüyoruz ayaklarımızın altına, ruhumuza
    Ve ıslak toprak kokusu avuçlarımızda
    Ve koklamak, dokunmak, duymak yaşam alanımızda
    Hayat gidenleri unutturur
    Eğer kalbinde öldüyse
    O yüzden ben sevmedim seni daha
    Sevmedin sen de kimseyi daha
    Sarhoşluğa karışmış duygular içirilmedi bize henüz
    Gözlerine kilitlediğin anahtarı almadım
    Ve biz keşfetmeye başlamadık daha
    Hikâyemiz başlamadı henüz
    Gökyüzünü gören bu Veranda da.

    Huri Çalışkan

Toplam 451 mesaj bulundu