Merhaba diyerek birleşen ellerin elveda diyerek ayrılması acıtır yüreği....!
Dilek/çe....!
Merhaba diyerek birleşen ellerin elveda diyerek ayrılması acıtır yüreği....!
Dilek/çe....!
© Copyright Antoloji.Com 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Antoloji.Com'a aittir. Sitemizde yer alan şiirlerin telif hakları şairlerin kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Şu anda buradasınız:Dilek Karagüzel Pıtırcık Hakkında Yazılanlar Sayfası Antoloji.com
25 Temmuz 2025 Cuma - 10:07:02
16.07.2019 - 10:58
"En yakın olduklarınıza güvenmemek kalbini bildiğiniz halde inanmamak en korkunç acıdır her iki taraf içinde korkunç acıdır güvenmeyi bilin bilmiyorsan umut verme umut güvenle başlar"
Dilek'ce
16.07.2019 - 10:25
Yürek Yangını
Canını verdiğin, unut demişse
Ardına bakmadan, çekip gitmişse
Gözünden döktüğün, yaşlar bitmişse
Kendinden söner mi, yürek yangınıZaman çalmışsa hep, yarınlarını
Feleğe küssen de, olmaz faydası
Ateş söner küller, örtmez kalanı
Kendinden söner mi, yürek yangınıBüsbütün sarmışsa, alev bağrını
Duman kaplamışsa, dört bir yanını
Duyan olmuyorsa, o feryadını
Kendinden söner mi, yürek yangınıDüşlediğin eğer, yanında yoksa
Irmaklar çağlayıp, nehirler taşsa
Göğsüne saplanan, kızgın bıçaksa
Kendinden söner mi, yürek yangını
Ali Recep GÜÇLÜER
14.07.2019 - 13:34
13.07.2019 - 11:49
13.07.2019 - 10:14
:(((
12.07.2019 - 23:56
Hafiften “kısık” sesli kadınlar vardır hani…
Bakışları derin.
Kendine özgü aurasıyla, ortaya çıktığında…
Kalabalığın arasında kolayca seçilen…
“Dönüp baktıran” kadınlar.
Ağlamasını, gülmesini…
Oturup kalkmasını izlemek…
Herhangi bir konuda rastgele anlattıklarını dinlemek keyiflidir…
Çevrelerine yaydıkları enerji farklıdır onların…
Ruhları farklıdır…
Vücut dilleri özgüvenli…
Ahenkli, çekicidir…
Bazen zarafetin doruklarında…
Bazen yosmalığın sınırlarında dolaşırlar…
Tizleştiğinde çatallanır bu kadınların sesi…
“Hızlı” yaşamaktan mı…
Uykusuzluktan, yorgunluktan mı…
Neden böyle olduğu bilinmez…
Gizemlidirler…
“Puslu kadınlar” derim ben onlara.
İçlerinden bazıları, adeta “askeri” bir disiplin altında yaşar…
Bazıları, gününü gün eder…
Yaşam tarzı kendine özgüdür hepsinin…
Değişken ya da tutarlı olabilirler…
Ama sesleri tizleştiğinde mutlaka çatallanır.
Gözlerinde nedeni belirsiz bir buğulanma vardır hep…
Gülerken ağlamaları…
Ağlarken gülmeleri vardır…
Görünmeyen ufuklara dalıp gitmeleri vardır…
Duydukları bir şarkı…
Gördükleri yağlıboya resim…
Yerdeki yaprakları birbirine katıp telaşla uçuşturan esinti…
Yağmurun başlaması…
Onları alıp, uzaklara götürür.
Eski sevgililerinin buruk hatırasına daldıkları sanılır çoğu zaman…
İlgisi yoktur aslında…
Düşündükleri hayatın kendisidir…
Zamanın nasıl geçtiği…
Beş yıl sonra, on beş yıl sonra, neleri yapıp neleri yapamayacaklarıdır…
Hataları, günahları ve sevaplarıdır…
“Puslu” kadınlar kendileriyle yüzleşmeye meraklıdır…
İroniyi çok severler…
Kendileriyle dalga geçmeyi…
Ve gülmeyi.
Şen şakrak kahkahaları kapalı mekanlardan sokaklara taşar sık sık…
Çünkü “gülebiliyor olmanın” kıymetini bilirler.
Sevmekte çok başarılıdırlar…
Nasıl “kadın” olunur…
Nasıl mutlu edilir…
Nasıl can yakılır…
Bir erkeğin yanındaki, hayatındaki boşluk nasıl doldurulur…
Çok iyi bilirler.
Hem tecrübeleriyle…
Hem sezgileriyle…
Karşılarındakinin beynini okurlar…
Hayatta her duruma karşı hazırlıklıdırlar…
Kalpleri birden fazla kez kırılmıştır…
Ama kırılmaya alışamamış…
Kırılma korkusunu aşamamış…
Çocuksu ve naif bir ruhları vardır öte yandan…
Olanca güçleriyle sahiplenmeleri…
Savunmaları…
Başkalarıyla (aslında kendileriyle) savaşmaları vardır…
Kıskançlıkları…
Kaprisleri…
Ara sıra “arızaya bağlamaları” vardır…
Hem “kazanan” hem “kaybeden” sıfatını yakıştırabiliriz onlara…
Belki de bu yüzden…
Puslu kadınlara saygı duyarım ben…
Yaşamışlıklarına…
Derinliklerine…
Sahip oldukları mutlak yeteneklerine…
Saygınlığı, kimseyi kandırmadan, göz boyamadan…
“Kendileri gibi” davranarak avuçlarının içinde tutmalarına…
Toplumu eğitmelerine, erkekleri yontmalarına…
En güzel şarkıları sadece onların besteleyebiliyor olmasına…
Bu şekilde “kadınlık” kavramını onurlandırmalarına…
Büyük saygı duyarım.
Puslu kadınların birçok ismi vardır benim için…
Kimi yerde Sezen’dir onun adı…
Kimi yerde Ayşe, Fatma…
Başka kültürlerde başka adları vardır…
“Amy” diye seslenenler çıkmıyor artık ama…
Bazen yıldızların ışığı erkenden sönüveriyor, üzülüyorum…
Mümkün olduğunca uzun yaşamalarını istiyorum…
Onları gözlemlemek, öğrenmek…
Onları yaşamak…
Bütün duyularımı onlara açıp, kana kana içmek için…
Puslu kadınları çok seviyorum ben…
Onlar hem çok özeldir, hem de…
En nihayetinde…
Senin gibi biri...
DENİZ UĞUR
12.07.2019 - 23:52
08.07.2019 - 19:19
07.07.2019 - 08:44
Aşık olduysam bir kere
Mümkün değil alışmak sensizliğe
Coşkun TARKOCIN
06.07.2019 - 09:24
Bu kalpte yeniden aşk hüküm sürmez...
Ahhh bi gelsen...
O gündür bayramım
/>
05.07.2019 - 01:27
04.07.2019 - 15:11
“Bir gün, tekrar karşıma çıkarsan bir an bile tereddüt etmeden yine severim seni...
Bu kadar tesadüf olamaz çünkü!
Ya benim bilmediğim bir şey var
Ya da seni bana yazan üstünü çizmemiştir henüz.”
Aşkın Öteki Yüzü/Halis Karabenli
04.07.2019 - 11:52
02.07.2019 - 13:51
02.07.2019 - 12:33
01.07.2019 - 20:20
01.07.2019 - 18:24
01.07.2019 - 18:10
30.06.2019 - 15:38
30.06.2019 - 15:21
28.06.2019 - 01:42
Bu gece olsaydın eğer
Çiseleyen yağmurda
Düş kurardık el ele
Kumsalı ayaklardık
İki yabancı arsızlığında.
Yoksun işte
Yıldızlar suskun
Mavilik kudurgun
Bende derin bir durgunluk
efes//35
24.06.2019 - 09:38
Aklıma Gelensin
Bilmecesi kırmızıydı yüreğinin
Sıradan harfler yetersiz
Öylesine baktım çözümü imkansız
Oysa sen gidendin
Kalana ödetmek ne kadar insafsız
Seviliyordun adsız, arsız, ahsız
Sevmedin biliyorum yalansız
Eski Türk filmleri geçiyor ruhumdan
Siyah ve beyaz
Hep kavuşuyorlardı oysa nedensiz
Şimdilerde
Çizdiğin en soyut resim benim
Gidemediğin tek yol
Çözmeye uğraşmadığın denklem
Bölme işleminde arta kalan benim
Haritada adı yazılmayan köy
Tarih kitabında adı geçmeyen komutan
Sakladığın en basit giz benim
Hiç içmediğin içki
Kapağını açmadığın kitap benim
Oysa sen
Tufanlardan sonra ilk aradığım
Solumdan hiç ayırmadığım
Kıyamette bile aklıma gelensin
Sura üflenirken aklımdan gitmeyensin...
Uraz AKIN
22.06.2019 - 14:36
Sözler...
20.06.2019 - 03:01
Bir kadını ellerinden sevmeye başlayın.
Bu ona şiir olduğunu hissettirmektir.
Bir kadını ellerinden sevmeye başlayın ki bilmeden kırdığınızda hemen elinizi tutsun.
Bir kadını ellerinden sevmeye başlayın ki o sevgi yüreğine kadar uzansın.
Öpün.
Bunun için dudaklara ihtiyaç duymayın.
Gülüşünün gökyüzü ile çarpıştığı yerden öpün.
Gövdesinde açan papatyalardan öpün.
Kirpiklerine düşen ve onu uykusuz bırakan karanlık gecelerden bile ayrı öpün.
Bir kadını böyle severseniz;
O daha sonrasında sizin için dünya olacaktır.O deli olacaktır.Ve deli kadınlar her zaman daha güzel.Deli kadınlar sevdiği insandan başkasına inanmazlar.
Yaktıkları her sigarada siz olursunuz.
Ağladığınızda en güvenli sığınak,mutlu olduğunuzda dinlediğiniz şarkı bile o olacaktır.
Bir kadını deli edecek kadar çok sevin.
Çünkü deli kadınlar çok güzel sever.
Toplam 1360 mesaj bulundu