Merhaba diyerek birleşen ellerin elveda diyerek ayrılması acıtır yüreği....!
Dilek/çe....!
Merhaba diyerek birleşen ellerin elveda diyerek ayrılması acıtır yüreği....!
Dilek/çe....!
© Copyright Antoloji.Com 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Antoloji.Com'a aittir. Sitemizde yer alan şiirlerin telif hakları şairlerin kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Şu anda buradasınız:Dilek Karagüzel Pıtırcık Hakkında Yazılanlar Sayfası Antoloji.com
4 Eylül 2025 Perşembe - 22:14:47
23.04.2025 - 01:45
"Aziz Nesin"
Gecenin bir zamanı evine gelince
Kilitte duyuyorsan anahtarın sesini
Anla ki yalnızsın.
Elektrik düğmesini çevirince
Çıt diye bir ses duyuyorsan
Anla ki yalnızsın.
Yatağına yatınca
Yüreğinin sesinden uyuyamıyorsan
Anla ki yalnızsın.
Odanda kâğıtlarını kitaplarını
Duyuyorsan zamanın kemirdiğini
Anla ki yalnızsın.
Bir ses geçmişlerden
Çağırıyorsa eski günlere
Anla ki yalnızsın.
Değerini bilmeden yalnızlığının
Kurtulmak istiyorsan
Kurtulsan da yapayalnızsın.
13.04.2025 - 19:19
Gel desem sana …
Hiçbir şey sorma, hiçbir şey konuşma, sadece gel…
Gelir misin?
Hadi desem yada..?
Hiçbir şey sormadan, yine benimle yürür müsün sonu belirsiz yollarda?
Bakmasan, görmesen, duymasan beni günlerce… Aylarca belki… Yine beni sever misin? Gözden ırak olan gönülden uzak olurmuş derler ya.. Yanımda olup uzak olanlardansa, uzakta olup içimde olmayı becerebilir misin??
Aylar sonra, yıllar belki…
” Seni sevdim.. Senden gelen iyi-kötü her şeyi sevdim. Ve hep seveceğim..”
Diyebilir misin..??
Yanında otururken bile zaman zaman beni deli gibi özleyebilir misin?
Her ayrılışımızda, sabaha,bir daha görememek korkusuyla delirir misin?
Her gelen telefonda ‘ben’ diye irkilir misin sebepsiz..?
Beni her dakikana taşıyıp yaşamayı becerebilir misin??
Beni, ben gibi sevebilir misin?
Delirsem bir gün.. ”Canıımmm…” diye yine sarılabilir misin?
Kapris yapmak istesem…Yapsam hatta şımarıp, kalabalıklarda elimi tutabilir misin?
Hayat bir gün bana oynarsa, maskeleri yırtıp her yerimden, yine beni görebilir misin?
Ne şart ve konum olursa olsun, göz bebeklerimin hep aynı bakacağını bilebilir misin?
Ya da ben hayatla oynamaya kalkarsam bir gün nefesimden sıkılıp… Ölsem bir gün, benimle yaşadığın her gün için, ‘bir saniyesi için bile pişman değilim’ diyebilir misin?
Sevgilim ol diyorsun bana…
Sen bu sevgiyi kaldırabilir misin?.
12.04.2025 - 22:22
Ben seni;
Örselenmiş bir yürekle sevdim.
İncinmiş duygular, güvensiz bir kalple sevdim.
Ben seni;
Kendime dönmüşken,
Yalnızlığı yüceltirken,
Acıyı kutsarken sevdim.
Ben seni;
Aşka tövbeliyken,
“Vebali boynuma” dedim,
Yeminimi bozdum da sevdim.
Ben seni;
“Korkuların canı cehenneme” deyip,
Yeniden kırılmayı göze aldım da sevdim.
Ben seni;
Oluru yokken, imkansızken,
O bildik inadımla,
Sonsuz aşka inandım da sevdim.
Ah sevgili, bilmiyorsun.
Şu yalan dünyaya,
Şu yalan aşklara inat,
Ben seni;
Çok sahi sevdim…! ??
~
Birhan Eroğlu
10.04.2025 - 16:24
Çocuklar bir gün evden giderler…
Bir şekilde, bir nedenle, öyle olduğu için, koşullar onu gerektirdiği için giderler.
Ama gönlümüzden asla…
Gözlerinde hayata karşı bir heves, omuzlarında ince bir ağırlık, ellerinde uçarı bir telaş…
Kapıyı çekip giderler…
Çocuklar evden gidince, ev de sizden gider biraz, sabah kızaran ekmeğin kokusu, ütünün buharı, bir türlü şekle girmeyen saçlar, kapıdan çıkarken aceleyle öpülen yanaklar gider…
Antrede biriken ayakkabılar, teki kaybolan terlikler, yatağın üstündeki elbise yığınları gider.
Saatler sanki bir yerlerde durmuş gibi olur. Hayatınız hasreti kuşanmış mevsimsiz bir ülkeye benzer bir zaman…
Çocuklar evden gidince;
Ansızın yapılan şakalar, vakitsiz istenen sandviçler, pencere önünde beklediğiniz geceler gider...
Artık kapının önündeki ayak seslerini duymazsınız,
Sokaktan geçen simitçiye seslenen kimse yoktur.
Arka odadan yükselen müzik sesi, banyodaki parfüm kokusu, ortasından sıkılmış dişmacunları anılarınızda kalır.
Mutfak masası çoktan unutmuştur sıcacık ve neşeli sohbetleri.
Fırında patatesin tadı eskisi gibi değildir artık,
Kareli yatak örtüsünde izi kalmıştır aşk acısıyla dökülen genç gözyaşlarının…
Çocuklar evden gidince ;
“Annem duymasın”lar, “Babamı idare et”ler “Ben zaten biliyorum”lar, “Beni çocuk muyum?”lar, “Beni anlamıyorsunuz!”lar, “Amma meraklısınız”lar … El ele tutuşup hep birlikte giderler...
Onlar olmadığı zaman da “ben ne giyeceğim”ler “arkadaşımda kalacağım”lar, “arkadaşlarımla çıkıyorum”lar peşi sıra ortalıktan kaybolurlar..
Çocuklar bir gün evden giderler;
Giderken yüreğinizin bir parçasını da yanlarında götürürler…
Onda kalan parçada sizden o kadar çok şey vardır ki,
Onlar bunu bilirler,
Aldıkları her kararda, yaşadıkları her yol ayrımında, her sevinçlerinde ve her acılarında
Fark ederler bu eşsiz bilgiyi,
Yeter ki onların yaşam pınarlarına hayat veren kaynağın suyu berrak, hikmeti bol olsun.
Yeter ki sizden doğup hayatın içine akan bu pınar ırmak olsun, nehir olsun ve en doğru yönü bulsun...
Evet çocuklar bir gün giderler,
Ama gelecekleri yolu da asla unutmazlar...
#Hayatvefarkındalık.
Alıntı...
08.04.2025 - 20:23
Bir kadına âşık olma, eğer o kadın kitap okuyorsa,çok fazla hissediyorsa, yazı yazıyorsa…
Eğitimli, büyülü, deli dolu, çılgın bir kadına âşık olma.
Düşünen, ne bildiğini bilen ve uçmayı da bilen bir kadına âşık olma;
kendinden emin olan bir kadına âşık olma.
Aşık olurken gülen ya da ağlayan,
ruhunu bedene dönüştürmesini bilen bir kadına âşık olma.
Hele ki şiiri seven bir kadına âşık olma (çünkü en tehlikelileri onlardır),
bir tabloya yarım saat bakabilen,
müzik olmadan yaşayamayan bir kadına âşık olma.
Politikayla ilgilenen, isyankâr ve adaletsizlikten büyük korku duyan bir kadına âşık olma.
Televizyon izlemekten hoşlanmayan bir kadına âşık olma.
Yüz hatları veya bedeni fark etmeksizin kendi güzelliğini taşıyan bir kadına âşık olma.
Yoğun, eğlenceli, zeki ve saygısız bir kadına âşık olma.
Sakın böyle bir kadına âşık olmayı isteme.
Çünkü eğer böyle bir kadına âşık olursan, o seninle kalsa da kalmasa da,seni sevse de sevmese de,
böyle bir kadından asla geri dönemezsin...
08.04.2025 - 20:02
Biradır ya bu,
Güzel kızları sever,
Öper dudaklarından,
Lıkır lıkır, buz gibi.
Viskinin açlıktan nefesi kokuyor
Çürümüş tahta gibi,
Sefaletin pençesinde sefil, amaa…
Tutturmuş bir şarkı dilinde,
Ah bir zengin olsam.
Likör rengarenk,
Konken partilerinde,
Flört eder kahveyle,
Lokumlada kıskandırır birde haspam.
Şarap kıpkırmızı, bembeyaz,
Yaşlanmışı makbuldür, şişesi yakışıklı.
Mahzende uyumayı sever,
Birde sosyete mutfağında sunulmayı.
Kokteyl mavinin renklerle buluşması,
Dilimlenmiş meyveler, sebze yaprakları,
Girdin mi içine alkol karışımı,
İçeni mest eder, içmeyeni hasret.
Rakı beyaz.
Rakı içen kadın güzel, adam yakışıklı.
Rakının içiminin mezesidir sohbeti,
Rakı ızgara, kavun, peynir çok yer.
Ben mi?
Bense aşk sarhoşu!
Bekler, söyler.
Söyler, bekler.
“Gel RAKI içelim,
Sarhoş olan çok sevsin,
Ben SENhoş’um zaten!
Cemal Süreya bu saatte çok aşık,
Turgut Uyar arkadaşının aşkıyla yangın,
Nazım Hikmet hep özgür,
Hasan Hüseyin acı,
Ahmed Arif başkaldırdı,
Edip Cansever isyan.
Ben ise hep umut, çok umut!
Gel işte be!
Gel RAKI içelim,
Sarhoş olan çok sevsin,
Umut sen ne güzelsin!
nilgün
Nilgün'leNilgün'ce
08.04.2025 - 17:43
Genel Bakış
Şarkı Sözleri
Dinle
Gürkan
Bi' kadın seni seviyo'sa sana aittir
Mutlaka bi' fotoğrafın vardır bi' yerinde odasının
Onu kaldırtma
Bi' kadın seni seviyo'sa
Uyumadan önce dua ediyordur
Senin adınla başlayan dualar
Ya da biten senin adınla
Onu susturma
Bi' kadın seni seviyo'sa
Sana zarar veremez
Yalnız genç adam, unutma
Kadınlar vazgeçtikleri adamlara
Acımayı da beceremez
Bu da kalsın aklında
Bi' kadın seni seviyo'sa
Koklayarak öper seni
Seni seven bi' kadın
Eğer seni sevdiği kadar sarılabilirse sana
Valla' kemiklerin kırılır
Ve bi' kadın seni seviyorsa
Sen ne kadar güçlüysen
O kadar güçlü hisseder kendini
Onu yanıltma
İlk darbede yere çakılma, oğlum
İlk imtihanda sınıfta da kalma
Ve asla, ama asla
Araya umutsuzluğu sokma
Orasıdır kadının şah damarı, umudu
Kesildiği an vazgeçer kadın
Sevmekten beklemekten, özlemekten
Ulan, hatta dua etmekten
Can havliyle kaçar, yakalayamazsın
Artık o kadını üstüne de alınamazsın
Ulan, sahip çıkmadığın kadına
E hâliyle hesap da soramazsın
Kadınları bomba gibi düşün, genç adam
Yanlış kabloyu kesersen
Onunla birlikte sen de patlarsın
Bak oğlum, bu hayatta her şeyi alırsın
Yalnız seni seven kadının yoktur fiyatı
Seni her şeye rağmen karşılıksız sevebilen kadını satın alamazsın
Cüzdanın kilo kaybettikçe
Sevgileri eksilen sevgililerin olur en fazla
Falan filan sonra, bilirsin ya
Sen sen ol o kadını satma
Bi' kadın seni seviyorsa kavga eder
Ulan, hem birazdan boğazına yapışıcak sanırsın
Hem görürsün göz bebeklerindeki korkuyu
Kadınlar susmaz, genç adam
Susmuş kadın gitmiş kadındır
Susmuş bi' kadın için bitmiş bi' adamsındır
Bu kadınların değişmez
Ve değişmesi teklif bile edilemez olan maddelerinden biridir
Kadın olmanın altın kuralıdır
Bi' şi' daha var ki kuştur kadın
Ve bi' gökyüzü vardır her kadının
Öyle bi' havan olmalı ki, adamım
Senden göçmediği için
Onu dondurmamalısın
Bunu bi' zamanlar seni gökyüzü ilan etmiş kadının
Başka bi' gökyüzünde kahkaha atışını duyunca anlarsın
?si=JO-0kISwILcF_Ixy
06.04.2025 - 18:02
Darılınca sarılan biri lazımmış
Meğer insana..
Nevbahar çiçeklerini beraberce sevecek,
Güz gelince kınalı yapraklara
Hüzünlenecek,
Halden anlayıp e hadi menemen
Yapalım diyecek,
Suyu sen ısıtsan çayı demleyecek,
Biri lazımmış meğer..
İnceden inceye özlemekli sevmekli
Laflar edecek,
Bir canım diyecek, bin can gidecek,
Bir buseyle, bin hayal alemi verecek,
Adı geçse gönlünde goncalar açacak,
Biri lazımmış meğer..
Darılınca sarılan...
06.04.2025 - 13:44
Varlığınla dile gelen kekemeliğim'den..
Siz bu şehre her adım attığınızda Bayım!
Dudaklarımın kenarında açılan
parantezler içinde,
mevsimi ılıman ezgiler çiçeklenir
rengârenk...
Daha yumurtasından çıkmamış serçelerin,
kaderi güzelleşir.
Kış uykusundan uyanır
dans eder toprak, böcek
dolana dolana..
Uykusuz kalmış güneş göz kırpar
saklandığı kuytudan.
Yer gök uyanır.
Uzaklardan yükselen annemin sesiyle
aralanır göz kapaklarım
Tarçınlı kek kokar odam...
Hele bir de
ad’ımı bir kenara atıp
o seslenişiniz yok mu !
Ah işte o an !
Kırılır bileklerimin idamlık düşleri.
Avuçlarımdan şiir şiir akar, pınarı kuruyan
bu kentin sokakları.
Pembeleşir yanaklarımdaki utanmaz çiller.
Yüzüme gözüme bulaşır ,elimdeki elma şekeri.
Gök/yüzünüze koşar, avucumdan kayan
rengârenk balonlar.
Toplayıp bez bebeklerimi,
küçüklükten kalma, bütün yaramazlıklarımı sığdırasım gelir ömrünüze.
İnanasım gelir aşk’ın varlığına.
Yeminler edesim gelir birlikte yaşlanmaya.
Ve ben size,
sarıldığım da Bayım;
Adresim olur yüreğiniz.
Kimliğim olur gözleriniz...
ely
03.04.2025 - 20:45
Kalbin kolları yok ama
İnsanı en güzel o sarıyor sevgisiyle..!!
Kalbin kolları yok ama,
Bazen bir bakışla sarıyor insanı,
Bazen bir kelimeyle,
Bazen de sessizliğiyle…
Ne eller gerekiyor ne de kucaklar,
Sevgiyle atan bir kalp,
En derin sarılışı hissettirebiliyor insana.
Ve işte o zaman anlıyorsun,
Dünyadaki en güzel sığınak,
Bir kalbin içinde kendine yer bulabilmek…
03.04.2025 - 20:04
Sen Hiç Bensiz Kaldın mı ?
sen hiç....
boşlukta dolanan bakışlarınla
hayattan koparken tüm bağların
hasret ilikledin mi
iki yakasını birleştiremediğin
vuslata ?
geceden gün ışığına
saatler karabasan gibi çökerken üzerine
yarin sesini özlemenin acısıyla
savurdun mu gökyüzüne dilindeki keşkeleri ?
sessiz ahların sağırlığıyla
çığlığın dayanırken şehrin son ışıklarına
yutkunabildin mi ?
ünlemlerle anlatırken sevdanı
soru işaretleriyle son verilen hayallerinle
virgüller arasında dinlendirirken yorgun soluğunu
koyamadığın noktaya sıkıca sarılıp
ağlayarak
yalın ayak düştün mü yollara ?
gururun hıçkırıklarla boğulurken
avaz avaz susup
sevdanı ıspatlayacak uygun kelamları aradın mı
dizlerinin üzerinde ?
her gece masaya yatırdığın tozlu anılarla
yalnızlık batarken göğüs boşluğuna
dört yandan üzerine yıkılan duvarlar altında
isyanlarını yalancı tebessümlerle susturup
avucunda kestiğin saçlarınla
binlerce çocuk ağlattın mı
sızlayan genzinde ?
o , başkasının kollarındayken
kolların iki yanda bekleyerek öldün mü
kefen biçebildin mi anılara
toprak atabildin mi yaşananlara ?
sen hiç sevdin mi ?
söylesene şair !
sen hiç bensiz kaldın mı ?
Elysa
03.04.2025 - 18:55
Tekrar tanışalım olur mu ?
Gittik sanıyoruz değil mi Bayım ?Unutmaya çalıştığımız ne varsa, hepsi aklımızda iken !
Nereye, ne saklarız, kendimizin bildiği gerçekler ortada iken !
Siz de görüyorsunuz Bayım !
Sevmekten vazgeçtik geçmesine de
Unutmaya kıyamıyoruz işte !
İkimizde biliyoruz çok uzağa kaçamayız aşktan...
Bir köşede sıkıştırır illaki hayat yeniden...
Belki çok yıllar sonra, belki bir Eylül akşamı..
Eğer rastgelirsek bir şiirin köşebaşında, bakarsak gözlerimizin içine,
Tekrar tanışalım olur mu ?
Yeniden sarılalım
Yeniden sevelim birbirimizi !
Ama sessizce, usulca sevelim bu defa.
/Zirâ yorgunuz ikimizde/
ely
01.04.2025 - 07:44
?si=e3TP-KMGAyM6TM5S
01.04.2025 - 07:25
Aşk öyle gelip geçici bir his değildir. Bir anda tutuşan ve sonra sönüp giden bir ateş hiç değildir. Gerçek aşk, zamanın ve hayatın tüm zorluklarına meydan okuyarak varlığını sürdüren, her an yeniden inşa edilmesi gereken bir bağdır. Bir kadını sevmek, sadece ona güzel sözler söylemekten ibaret değildir. Onun yüreğini anlamak, onunla birlikte değişmek ve büyümek demektir.
Birini gerçekten sevmek, cesaret ister. Cesaretin olacak ki onunla her anını paylaşabilesin. Hayatın getirdiği iniş çıkışları birlikte göğüsleyebilesin. Kendi kalbinin kapılarını sonuna kadar açabilmelisin. İçinde sakladığın korkuları, sevinçleri, acıları ve hayalleri onunla paylaşmaya istekli olmalısın. Çünkü aşk, gizli kapılar ardında yaşanmaz; cesurca, tüm açıklığıyla yaşanır.
Her gün sabırla sevmek gerekir. Aşk, sadece güzel anlarda var olmaz; zor zamanlarda da yanında olabilmektir. Günler geçtikçe, hayatın karmaşası içinde duygular değişebilir, heyecan ilk günkü gibi olmayabilir. İşte tam da bu noktada sabır devreye girer. Gerçek aşk, her gün yeniden emek vererek büyütülür.
Bazen yorgun düşersin, bazen içinde fırtınalar kopar ama yine de sevdiğinin yanında olmayı seçmelisin. Geceleri, gündüzlerden daha çok sahiplenmelisin. Çünkü aşk, sadece güneşli günlerde değil, karanlık gecelerde de sınanır. Birlikte uykusuz kalmalı, birlikte susmalı, birlikte konuşmalısın. Aşk, kelimelerle değil, bazen sessizlikle de güçlenir.
Aşkta bencillik olmaz. Kendini bile unutacak kadar sevebilmelisin. Ama bu unutuluş, yok oluş değil, sevgiyle yeniden var oluş olmalı. Onun gözlerinde kendini bulmalı, onun sesinde huzuru hissetmelisin. Sevmek, bir fedakârlık değil, bir bütün olmaktır.
Gerçek aşk, bir ömür boyu süren bir yolculuktur. Bu yolculukta bazen düşeceksin, bazen kalkacaksın ama en önemlisi, elini hiç bırakmayacak birini bulduğunda, onun kıymetini bileceksin. İşte o zaman aşk, gerçekten zamana meydan okuyacaktır.
Alıntı
01.04.2025 - 02:20
Adam gibi adam mekanın cennet olsun.
?si=IWfJxk2JElCIOCed
29.03.2025 - 18:52
?si=gARtH_y0OOfhd8-o
29.03.2025 - 14:59
“Kimseye çok bağlanmamak lazım,
vakti gelince herkes gidecek.
Yanındayken kıymet bilmek lazım,
bir gün herkes geldiği yere dönecek.
Gereksiz yere kalp kırmamak lazım,
ömür dediğin kısa, öyle gelip geçecek.
Kavgayla geçen zamana yazık,
o vakitler geri gelmeyecek.
Parayı baş tacı etmemek lazım,
onurun paranla ölçülmeyecek.
Tutumlulukla cimriliği karıştırmamak lazım,
dostların yoksa o para kimle yenecek?
Malın mülkün derdine,
hayatı kaçırmamak lazım!
Sahip olduklarını götüremezsin yanında,
senden sonra başkaları yiyecek.
En azından bir kere deli gibi aşık olmak lazım,
yoksa kalp sevmeyi nasıl öğrenecek?
Hiç ağlamadıysan bir gidenin ardından,
gözlerin ıslanmayı nereden bilecek?
Güzel anılar biriktirmek lazım,
torunların senden ne dinleyecek?
Bol bol resim çektirmek lazım,
yoksa o günler nasıl yad edilecek?
İnsan dediğinin acı çekmesi lazım,
yoksa düşkünün hâlini nereden bilecek?
Şöyle okkalı bir tokat patlatmalı hayat suratına;
yoksa kim,
haddini nasıl bilecek?
Geçirip tırnaklarını yaşama,
sımsıkı tutunmak lazım;
dertler nasılsa bir gün geçecek.
Önemli olan dik durmayı öğrenmektir
çünkü birileri seni itecek.
Mutlaka bir şeye inanmak lazım,
kim ruhun boşluğunu doldurabilecek?
İster Tanrı de adına,
ister fizik,
ister felsefe;
en kötü anında seni o inanç ayakta tutabilecek.
Hepsinden önce insan olduğunu unutmamak lazım!
Bu dünya yalnız senin değil,
başkalarının da yaşam hakkı var.
Bitkiymiş,
hayvanmış,
havaymış,
denizmiş kucaklamak lazım;
gün gelip onlar sana can verecek.
Bir de şu kalp var ya şu kalp,
ona sevmeyi öğretmek lazım!
Öğretemezsen eğer,
bu evren senin üstüne
koca bir çarpı koyup geçecek...”
Candan Ünal - Şair, Yazar
29.03.2025 - 11:42
Ağzımızın tadı, huzurumuz, ruh sağlığımız bozulmadan, iyi bir bayram geçirmemiz dileği ile, sevgiler, selamlar...
27.03.2025 - 00:14
Kalp denize benzer.
Fırtınaları,
sakin zamanları ve
taşkınlıkları vardır.
Bazen de,
derinliklerinde inciler
gizlidir…
Heinrich Heine
24.03.2025 - 21:53
Ben sev dedim,Sen öl//
Senden sonra daha hüzünlü şarkılar seçiyorum kendime,
Her birinde ayrılık var,
Sanki bestesi ait hep kalbime,
Senden sonra uyanmaya korkuyorum dalıvermişken bir saatliğine,
Ya gene gelmemişsen diye,
Ömrü sayılı bir hastayı oynuyor duygularım,
Hiçbir söz yaşama ihtimali vermiyor sensizliğe,
Ve bu şehire bu gece hüzün yağıyor gözbebeklerimden,
Yokluğun sabırdan çatlamak üzere,
Seni özlemek ne zor işmiş,
Özledim derken bile yetiremiyorum içimdekileri anlatmaya,
Herkes sana benziyor sevgilim,
Herkesi sen sanıp kıskanıyorum,
Yanımdan geçip gidiyor onca insan,
Sanki sen kokuyorsun burnuma,
Tek nefeste dağıtıyorsun beni,
Varmıyor da kimse farkına,
Yanıma birtek seni alıyorum yokluğunda,
Onun içine bile sensizlik sızmış,
İyi gelmiyor zaman kalp ağrılarıma,
Ne yalan söyleyim en çok yokluğunda alıştı dilim yalana,
Bir zaman sonra dilde ki yalanda fayda etmiyor akla,
Ben sev dedim,sen öl,
Ölmek sevmekten daha kolaydı oysa,
Giderken çıkarıp almış olsaydın içimden aşkını da,
Ve bu şehire bu gece hüzün yağıyor gözbebeklerimden,
Canım burnumda..
Solist
16.03.2025 - 01:56
Helen Mirren bir gün şöyle demiştir: “Biriyle tartışmaya başlamadan önce, kendine şunu sor: Bu kişi, farklı bir bakış açısını anlamak için entelektüel olarak yeterince olgun mu? Çünkü eğer değilse, bunun hiçbir anlamı yoktur.”
Her tartışma senin enerjini hak etmez. Bazen, kelimelerinin ne kadar net olduğunun önemi yoktur, diğer kişi seni anlamak için değil, sadece tepki vermek için dinler. Kendi dünya görüşüne hapsolmuş olan biri, başka bir bakış açısını göz önünde bulundurmayı reddeder ve bu mücadeleye girmek sadece seni tüketir.
Yapıcı bir konuşma ile verimsiz bir tartışma arasında fark vardır. Gelişimi ve anlayışı değerli bulan açık fikirli biriyle konuşmak, katılmasanız bile zenginleştirici olabilir. Ama kapalı fikirli biriyle mantıklı bir şekilde tartışmaya çalışmak, sadece kendi inançlarının ötesini görmek istemeyen birine konuşmak gibidir. Bir duvara konuşmak gibidir. Ne kadar mantıklı veya doğru bir şey söylersen söyle, söylediklerini ya çarpıtacak, küçümseyecek ya da reddedecektir, çünkü doğru olduğunu düşündüğün için değil, sadece başka bir gerçekliği kabul etmeye hazır değildir.
Olgunluk, bir tartışmayı kazanmakta değil, bir tartışmanın yapılmaya değip değmediğini anlayabilme yeteneğindedir. İç huzurunun, fikrini değiştirmeyecek biriyle bir şey kanıtlama gerekliliğinden daha değerli olduğunu anlamaktır. Her savaş yapılmaya değmez. Herkes senin açıklamanı hak etmez.
Bazen, yapabileceğin en güçlü hareket gitmektir. Çünkü söyleyecek hiçbir şeyin olmadığı için değil, bazı kulakların duymaya hazır olmadığını bildiğin için. Ve o yük, sana ait değildir.
DÜNYA HALİ "1" DÜNYA HALİ
10.03.2025 - 16:30
Ve bir Nazım Hikmet şiiri düğümleniyor boğazımda. “Piraye. Gel sana muhtacım", diyor şair
‘sana muhtacım’.
Ve bir Özdemir Asaf şiiri yayılıyor geceye. “Günün en güzel saatleri bunlar, yanımda kal”, diyor şair.
'yanımda kal’.
Ve bir Atilla İlhan şiiri dağılıyor içimde. “Ben sana mecburum”, diyor şair.
'sana mecburum’.
Gözlerimden akıyor, Cahit Sıtkı'nın dizeleri. “Öldük, ölümden bir şey umarak”, diyor şair. Şair öldü.
'ölümden bir şey umarak’
Kalbimi parçalıyor, Cemal Süreya'nın dizeleri. “Oysa ben senin gözlerinsiz edemem, bilirsin”, diyor şair.
'gözlerinsiz edemem’.
Yalnız hissediyorum. Boşluğa itiyor beni, Sabahattin Ali'nin satırları. “Başkalarının oldun mu ? Benimsin diyemediğim”, diyor şair.
'benimsin diyemediğim’.
Aşkla ilgili en büyük ironi: doğru insanı yanlış zamanda sevmek.
09.03.2025 - 13:56
"Annabel Lee", Edgar Allan Poe'nun ölümünden kısa bir süre önce 1849'da yayınlanan son şiiridir. Sevgi, kayıp ve hafızanın kalıcı gücü temalarını keşfediyor.
Kesin bir kanıt olmamasına rağmen, şiirin
24 yaşında tüberkülozdan ölen Poe'nun
genç eşi Virginia'dan ilham alındığına inanılıyor. Bu, hikayeye kişisel keder ve yas katmanı ekliyor.
Şiir, anlatıcının Annabel Lee'ye olan aşkının derinliğini ve kalıcılığını keşfediyor. Aşklarının ölümü bile aştığını ve meleklerin kıskandığını iddia ediyor. Ayrıca sevdiklerini kaybetmenin acısı ve çaresizliği ile boğuşur, özellikle de
genç ve masum.
Şiir, müzik, film ve görsel sanat da dahil olmak üzere çeşitli formlara uyarlanmış ve popüler kültürdeki yerini sağlamlaştırmıştır.
ANNABEL LEE
Senelerce senelerce evveldi
Bir deniz ülkesinde
Yaşayan bir kız vardı bileceksiniz
İsmi; Annabel Lee
Hiç birşey düşünmezdi sevilmekten
Sevmekten başka beni
O çocuk ben çocuk, memleketimiz
O deniz ülkesiydi
Sevdalı değil karasevdalıydık
Ben ve Annabel Lee
Göklerde uçan melekler
Kıskanırlardı bizi
Bir gün işte bu yüzden göze geldi
O deniz ülkesinde
Üşüdü bir rüzgarından bulutun
Güzelim Annabel Lee
Götürdüler el üstünde
Koyup gittiler beni
Mezarı oradadır şimdi
O deniz ülkesinde
Biz daha bahtiyardık meleklerden
Onlar kıskanırdı bizi
Evet! Bu yüzden 'Şahidimdir herkes ve deniz ülkesi'
Bir gece rüzgarından bulutun
Üşüdü gitti Annabel Lee
Sevdadan yana kim olursa olsun
Yaşca başca ileri
Geçemezlerdi bizi
Ne yedi kat göklerdeki melekler
Ne deniz dibi cinleri
Hiç biri ayıramaz beni senden
Güzelim Annabel Lee
Ay gelir ışır, hayalin erişir
Güzelim Annabel Lee
Orda gecelerim uzanır beklerim
Sevgilim sevgilim hayatım gelinim
O azgın sahildeki
Yattığın yerde seni...
Edgar Allan Poe
Çev. Melih Cevdet Anday
06.03.2025 - 20:01
Birinin beni çok sevmesi, benim için pek bir şey ifade etmiyor.
Ben daha çok nasıl sevdiğiyle ilgileniyorum.
Mühim olan,
yormadan sevmek,
güzel sevmek...!
Frida KAHLO
Toplam 1402 mesaj bulundu