Dilek Karagüzel Pıtırcık Adlı Antoloji.com Üy ...

  • Dilek Karagüzel Pıtırcık
    Dilek Karagüzel Pıtırcık

    27.11.2020 - 00:15

    Leke
    Bakma öyle yüzüme deliymişim gibi!
    En ağır komalardan çıkmış biriyim ben!
    Bilesin,
    Hayatı sandığın kadar acemice yaşamadım!
    Tecrübesizliğim, yangınıma su atışındandı…
    Baktığım,
    Gördüğüm her yerde sen varsan,
    Bununla gurur duyamazsın!
    Bakma öyle yüzüme deliymişim gibi!
    Seni alnıma, mavi bir leke diye yazdım ben!
    Gecenin karanlığına kıyametleri yükleyip,
    Karabasanlar gibi çökme üzerime!
    Sırra kadem bas,
    Gelme hayallerime!
    Hele de;
    Dokuz canlı mıdır bu sevda?
    Neden ölmüyor/sun içimde?
    Neden katran yüreğim?
    Neden gözyaşlarımda ırmaklar?
    Bakma bana öyle deliymişim gibi!
    Aklımı senin yokluğuna harcamaktayım ben!
    Seni, ömrüme ömür diye adamışsam
    Kendime, ensiz boysuz kefenler biçmişimdir!
    Delirmişsem eğer,
    Bakışların değmiştir akılsızlığıma!
    Kızıl ötesi aşkların, masmavi yalnızlıklarına atılmışımdır!
    Bakma bana öyle deliymişim gibi ey yar!
    Bende, en az senin kadarım inan!
    Seninle;
    Kabuk bağlamamış yaraya inat, nefes almayı
    Karanlığa inat, mum ışığında yaşamayı öğrendim.
    Severken öğrenemediğim tek bir şey vardı,
    Şu yetim yüreğimde sensizliği yaşamak!
    Nefes alsam sesini duyuyorum,
    Nefes alamamak oluyor sessizliğim!
    Gözlerimin sokaklarında hala bir sen varsın!
    Çıkmıyorsun gözlerinden soluduğum sesimden!
    17.11.'17
    Gül Başpınar

  • Dilek Karagüzel Pıtırcık
    Dilek Karagüzel Pıtırcık

    25.11.2020 - 01:40

    Sana söyleyemeyeceğim şeyler var
    sarılmayalım.
    Sarılmak demişsem de kusura bak, ki burda kusur ben oluyorum
    ki gözlerin bir kusuru eşsiz kılabilecek kadar derin
    tartışmayalım.

    seviyorsam da susup biriktiriyorsam boyuna
    biriktiriyorsam gazoz kapaklarını biriktiren bir köylü çocuk gibi umarsız
    hayallerime dahil edip gözlerini bilhassa, uçurum bir avludan giriyorsam cennetine tanrının
    koynumda saklıyorsam sesini yasaklanan şairleri gibi ülkemin
    dudağından bir nasılsın tehvid gibi geliyorsa kelime'i
    nasılsından sonrası düpedüz hatim.

    Sana söylemeyeceğim şeyler var
    öpüşmeyelim
    ne kadar güzel bir haramdır oysa dudakların biliyorum, biliyorum da bilmiyor ehli cennet günaha girmeyelim.

    karnım ağrıdığında şekerli su içebilirim göğsümün ağrısına var mı bir tedavi yolu söyleyeceğin
    pardon ben sana hiç göğsümün ağrısını söylememiştim
    söylemeyeceğim

    Sana susacağım şeyler var
    sevişmeyelim
    ne kadar geç kalınabilirse o kadar geç
    değil işte
    daha erken gelen şeylerin piçliği diyelim

    Sevmeye benden başlamadığın bir sabahın soğuk bir günaydın mesajı kadar soğuk kasım akşamında son sigaraya üç kala yazdım sana bunları
    okuma
    çay koyarken az önce içimden aşık olurdum dedim, eğer çay koyduğunu görseydim , tütün kokan parmaklarınada aşık olurdum
    okumuşsan da unut
    Üçüncü sınıf yazarların aşkları çay bardakları kadar hatırlanmaz çünkü...

    Reverans...

    Kemal Yazgan

  • Dilek Karagüzel Pıtırcık
    Dilek Karagüzel Pıtırcık

    24.11.2020 - 01:50

    Bu gece gelsem yanına..!!
    Uykuyu unutmuş.. gözlerimle,, uzansam yanına..!!
    Dalsam, en tatlı uykulara..!!
    Üşüyorum,, deyip sarılsam,, boynuna..!!
    Ellerim, dokunsa ellerine..!!
    Konuşmadan, baksam gözlerine..!!
    Doyasıya koklasam seni..!
    Ve usulca, kulağına SENİ SEVİYORUM desem Dudaklarınla Dudaklarıma cevap Verirmisin...!!
    Ayaklarım yağmura bulaşmış Kapını çalsam ..!
    ____aşkı özlemiş olarak Bitkin uzanı versem göğsüne..
    ___ Birikmiş tüm özlemimle Huzurla yumsam gözlerimi.
    ___ Kokunu çeksem içime
    Uyusam...!
    _____Okşarmısın başımı.. ?
    Üşümüş ayaklarımı ısıtırmısın..?
    ____Yağmur kokulu tenimi Nefesinle kuruturmusun..?
    ___Şimdi gelsem ..!
    İyi ki geldin dermisin..!!

  • Dilek Karagüzel Pıtırcık
    Dilek Karagüzel Pıtırcık

    24.11.2020 - 01:46

    "Seni seviyorum" dedikten sonra ilk endişe duyduğunuz şey karşılık alıp alamayacağınız. Eğer karşılık alırsanız bu kez de yeni bulduğunuz sevgiyi kaybedeceğiniz endişesini duymaya başlıyorsunuz. Ve tüm davranışlarınız reaksiyona dönüşüyor. Kaybetmemek için savaşma ve savunma.

    ..
    Donald Walsch

  • Dilek Karagüzel Pıtırcık
    Dilek Karagüzel Pıtırcık

    24.11.2020 - 01:45

    Öyle Bir Gelmelisin ki Sevgili...!
    Bir Ben Anlamalıyım Geldiğini...
    Ürpermeli Şehir... Sokaklar Ürpermeli, Hatta Kaldırımlar...
    Hayata Dair Ama Hayattan Öte Olmalı Adımların Bana Yaklaşırken...
    Gürültü Olmamalı Sesi Sevdanın; Sessiz, Derin ve İnceden Yaklaşmalı Kalbimin Tenhalığına...
    Bir Güz Günü Gönül Kuşlarımı Göç Etmekten Alıkoyacak Kadar Sıcak Olmalı Yüreğin, Ardında Puslu Gülüşler Bırakıp Gelmemeli Yolların Bana...Yani Sağlam Olmalı Yüreğin Bana Aşk'ı Getireceksen, Aşk'la Geleceksen Eğer...
    Kısacası Elden Düşme Sevdalar Değil Benim İstediğim...
    Ya Yüreğinin Sahibi Olmalıyım Ya da Hiçbir Şeyin....

  • Dilek Karagüzel Pıtırcık
    Dilek Karagüzel Pıtırcık

    24.11.2020 - 01:44

    "Kırgınlık, Sadece Âllâh'ın Duyacağı Bir Ses Tonudur. Başkalarına Anlatmayın Anlamazlar"..

  • Dilek Karagüzel Pıtırcık
    Dilek Karagüzel Pıtırcık

    19.11.2020 - 18:32

    Yüreğini üşütmede buz tutarsa çözülmüyo.

    ÜŞÜYORUM

    Senin çaldığın şarkıları dinliyorum,
    Sana ait zamanlardan....
    Erişemediğim kadar uzak,
    Küçücük bir pencerede
    Tutsak bakışlarımla.
    İçimde yokluk savaşları....
    Yok olma korkusu değil;
    Yokluğunun acısı, yüreğimdeki.
    Üşüyerek bakıyorum pencerene....
    Gözlerimdeki yağmurlara karışır,
    Titreyen dudaklarımdaki yakarışlarım.
    Üşüyorum..üşüyorum ve korkuyorum..
    Küçücük bir çocuk gibi.
    Hayat denilen canavarın,
    Kocaman ağzında yutulmaya hazır
    Bir kırıntıyım sadece.
    Öyle yalnızım ki hala;
    Çaldığın şarkılara sığınıyorum çaresizce....
    Bir güzel söz duyup..
    Uzanacak bir el bulmak istercesine.
    Yoksun..yoksun....yoksuunnn.........
    Boş gözlerle bakıyorum pencerene,
    Seni görmek istercesine.
    Senin çaldığın şarkıları dinliyorum..
    Herbirini kaçıncı kez dinledim hatırlamıyorum..
    Sana ait bir zamandan..
    Küçücük bir pencerede
    'Tutsak' kalmış bakışlarım....
    Yokluğa..hiçliğe..yaşanmamışlıklara..
    Sonra başımı öne eğip,
    Razı oluyorum kimsesizliğime.
    Fırtınalar kopsa hiç dinmeyen....
    Öyle bir üşüsem ki;
    Tatlı bir rüyaya dalar gibi....
    Bir daha gözlerimi açmasam acılara....
    Üşümüştü sevgisizlikten....
    'Donmuş'! ....
    Deseler beni bulduklarında..
    Tüm şarkılar sussa....
    Bir daha çalınmamak üzere..
    Bırakın ısınmayayım artık...yoruldum..
    'ÜŞÜMEK' istiyorum.

    Alıntı

  • Dilek Karagüzel Pıtırcık
    Dilek Karagüzel Pıtırcık

    17.11.2020 - 10:17

    Herşeye Rağmen Seviyorum...

    Sahra Yaren(Antolojiden)

    Her ritmini seviyordum hayatıma kattığın
    Uykusuz bıraktığın geceleri seviyordum
    Pişmanlığını
    Nerede kaldığının hesabını yaparak seni beklemeyi
    Seni beklerken beklediğim pencereyi
    Hatta yolunu yoluma çıkaran yokuşu ve sokak lambasını seviyordumSen çalıyorsun diye kapı zilini
    Telefonumu seviyordum arayan sensin diye
    Ayacıklarını sardıkları için terliklerini
    Ve seviyorsun diye seviyordum francala ekmeğiSaçlarını ipekten kumaş
    Gözlerini cennetim, nefesini umudum
    Gülüşünü felaketim diye seviyordum
    Hani hatırlasana! !
    Sen gülümsüyordun, ben kendimden geçiyordum....Buğusuna ruhumu demirlediğim
    Gözlerin geçiyor şimdi gözlerimin önünden
    Ne umut, ne bir aydınlık
    Nafile, yakamoz bile yok bu gece
    Üşüyorum…Yüzün… Gözlerimden yüzün geçiyor
    Aklımı başımdan alan, ömrüme gün ekleyen
    Güzeller güzeli
    Çizgilerine yutkunduğum yüzün geçiyor
    Nefesim kesiliyor
    Kayıyorum yanaklarından aşağıya
    Sığınağım gamzelerinde tutmuyor bu defa
    Düşüyorum...
    Ölüyorum…Seviyordum seni imkansızlığına rağmen
    Hoyratlığını, hırçınlığına katarak
    Bölerek, bölüşerek inadına
    Aşkla……
    Kaybolacağını, kaçacağını
    Sağır, kör sır olacağını bilerek seviyordumYüreğimin sızısıydı gözlerini görmeden uyuduğum gece
    Nefesini duyunca içim titrerdi
    Ben seni
    Bir annenin engin yüreğiyle seviyordum
    Alabildiğine özgürce ve sınırsız
    Küsmeden, darılmadan gönül koymadan
    Ben seni '' bir anne gibi ''
    Koşulsuz umarsız
    Beklentisiz seviyordum….Oysa ki sen; en hayırsızı çıktın evlatların! ! !

  • Şafak Özkan
    Şafak Özkan

    13.11.2020 - 16:32

    Bu dünyada bu hayata gülüşün kadar sakin oturabilmeyi isterdim ablacım...

  • Dilek Karagüzel Pıtırcık
    Dilek Karagüzel Pıtırcık

    29.09.2020 - 09:16

    Gülümsemek
    Her insanin suratina yakışan ifade.

    Gülümsemek
    Dudak kenarlarının yanakları sıkıştırarak yükselmesi; yani güzellik.


    Gülümsemek
    Bir günün kazanc getiren en güzel yatırımdır.

    Gülümsemek
    Kişinin içindeki pozitif enerjinin umudun veya huzurun en güzel dışa vurumu.

    Gülümsemek
    Içi kan ağlarken çok mutsuz iken ya da bir sürü dert ile muzdarip iken yine de yapılabiliyor ise dünyanın en saygı değer fiillerinden biri .

    Gülümsemek
    Gözbebeklerinde oldugunda karşısındakinin yüreğini uçurtma yapandır

    Gülümsemek
    Yeryüzünde bir insandan istenebilecek en güzel şey

    Gülümsemek
    Bazen de; en güzel susma eylemi

    Size gülümsemeyi unutturan insanları silin! Sizi gülümsetebilenleri ise daha çok sevin.

    E hadi o zaman ne duruyorsun? :))

  • Dilek Karagüzel Pıtırcık
    Dilek Karagüzel Pıtırcık

    13.09.2020 - 09:30

    Her Cebe Bir Kumaş Mendil
    İlkokullar o zamanlar beş sene sürer, istisnalar dışında bütün okullar sabahçı ve öğlenci iki tertip hizmet verirdi. Okula yürüyerek gidip gelindiği için eve mümkün olan en yakın yerdeki seçilirdi. Birinci sınıfta, bazı mızmız çocuklar ya da aşırı düşkün anneler dışında en fazla bir ay sonra okul yolculuğu tek başına yapılırdı. Gerçi evlere yakın okullara giden tüm mahalle aynı anda evden çıktığı için sokaklarda birleşilip, küçük kümeler halinde ilerlenirdi.
    Üç dört yaşından itibaren, sınırı kendi sokağımız ile çizilen, bahçelerinde tek başımıza oynama deneyimimizden sonra dış dünyaya bu, ilk adım atışımız büyüdüğümüzün de bir işaretiydi. Camdan sarkan annelerin, bakınca göreceği ya da seslenince duyacağı mesafeyi artık aşabiliyorduk.
    Okul yolculuğu ne kadar kutlu ve gurur doluysa, elimizden tutarak götürülmek de o derece aşağılayıcıydı. Büyümüş, okula giden, sorumluluk sahibi çocuklar olmamış mıydık? Endişe edecek ne vardı ki?
    Zaten yol üstündeki tüm esnafı tanır, hatta bir sene için de o saatlerde sokaktan geçenlerin de simalarına alışmış olurduk. Yabancıyla karşılaşma ihtimali olmayan güvenli sokaklardaydık.

    En heyecan verici deneyim, kendi başına ilk karşıdan karşıya geçerken yaşanırdı. Sınırlı sayıda ve gene çoğu tanıdık komşu arabaların arasından, önce sola, sonra sağa sonra yeniden sola bakılır, ışık, yaya geçidi falan olmayan yolun ortasında durup, bir daha bakmayı unutarak hızla geçiverirdik. O az sayıda araçların sürücüleri de, her an her köşeden okul yolundaki bir çok çocukla karşılaşacağını bilir, ona göre daha yavaş ve dikkatli giderdi.
    Trafiğin yoğun olduğu büyük kavşakların ortasında, ufakça bir silindirin içinde trafik polisleri olurdu. Dört beş ayrı yerden aynı anda gelen arabaların arasından geçmek biraz daha beceri ve marifet isterdi. Yaşı büyük çocuklar ki, ikinci ya da üçüncü sınıfa gidenler dahil herkes bunu becerebilir ama ilk sene polis amcalar düdük çalıp, el işareti ile komut vererek trafiği durdurarak karşıdan karşıya geçmemize yardımcı olurdu.

    Bir elimde sapından tuttuğum büyük evrak çantasına benzeyen, çift klipsli ağır çantam, diğer elimde plastik beslenme çantası ile yüküm oldukça ağırdı. O yıllarda sırta asılan yumuşak çantanın ya da omuza asılabilecek beslenme çantası gibi bir şeyin henüz icat edilmemiş olması bir talihsizlikti. Hoplaya zıplaya arkadaşlarla yapılan bu geziye benzeyen okul yolculuğunda, yollar bir çocuk için ilgi çekici binlerce yeni keşif içeriyordu. Ellerimiz serbest kalsaydı, at kestanesi toplamak, birbirimize kar topu fırlatmak, eve dönüş yolunda komşu bahçede yeni açan çiçeklerden birkaç tane koparmak ya da erikleri, dutları toplamak çok daha kolay ve hızlı olurdu.
    Bahçelerdeki meyvelere dalmak, iki misket atmak, birkaç seksek karesinden zıplamak ya da hızla futbol oynamak için çantaları bir köşeye bırakıyor, bazen de sokak ortasındaki oyuna taş yerine en hızlı şekilde sağlı sollu yerleştirip kale yapıyorduk. Biraz hızlı vurulmuş bir top isabet edince, direk işlevi gören çanta sağa sola saçılıyor, kulpu, kilidi kırılabiliyor evde bir ton azar işitiliyordu. Genelde Sümerbank'tan alınan mokasen ayakkabılar da bu oyuna pek dayanamaz, ya köşesinden patlar, ya da toz pis içinde kalırdı. Parçalanmış ayakkabı da kilidi kırılmış çanta ya da sokak köşesinde unutulmuş beslenme çantası gibi anneleri çok kızdırırdı. Satın alınan her eşyanın değerli olduğu o zamanlarda ayağımızda daha dayanıklı spor ayakkabıların olmaması da bir talihsizlikti.

    Annemin akşamdan hazırlayıp odamdaki dolabın kapağına astığı önlüğümü, her sabah temiz beyaz yaka takarak giyerdim. Nasıl beceriyorsam o yakanın her gün ya düğmesini ya da ince örülü iliğini kopardığımdan yıkandıktan sonra elden geçmesi de gerekirdi. Pırıl pırıl gittiğim okuldan, sanki tarlada mahsul toplamışım gibi, başımdaki kocaman beyaz kurdele kaymış, saçlarım darmadağın, yaka ya bir ucu açılmış yandan sarkıyor ve mutlaka kir pas içinde, beyaz çoraplar elbet ya yırtılmış ya kirlenmiş geri dönerdim.

    Kapıyı açıp okuldan darmaduman geldiğimi gören annem, öyle her an su akmadığından aksa da sıcak suyu termosifon ya da kazanda kaynattığından hazır olmadığından silip temizlerdi. Kışın haftada bir, yazın daha sık yapılan banyo günleri harici temizlik zaten güzelce silinmekten ibaretti.

    Yaka gibi sahip çıkmayı beceremediğim bir diğer okul gerecimde o kumaş mendillerdi. Her gün önlük cebinde temiz beyaz kumaş mendil götürmek zorunluydu. Hafta başında sınıfta tırnak kontrolü yapılır, sıranın üzerine serip elleri bitiştirip üzerine yerleştirerek kısa tırnak ve mendillerimizi öğretmenimize göstermemiz gerekirdi. Diğer günler ise okula cebimizde temiz mendille gitmemiz yeterliydi. Erkekler önlüklerin göğüs cebinde bazen bir ucu dışarda taşırken, biz cebimize tıkıştırıp kullanırdık.

    Bayram hediyesi, aile büyüklerinin ucuna isim işlediği mendiller kıymetliydi okula götürülmezdi. Yaka ile birlikte satılan, kutuda bir düzine kenarı ince renkli şeritli kare olanlar kaybolabilirdi ama her sabah cebimizde mutlaka bir mendil olmadan evden adım atmazdık.
    Okula kılık kıyafetimize dikkat ederek gitmemizin derslerdeki başarı kadar önemi vardı. Gün içinde ne kadar dağılırsak dağılalım, sabah derli toplu olmamak ayıptı ve öğretmene yapılan bir saygısızlıktı.

    Yazılmakta olan BizOzamanlar II - Ayıp Denen Birşey Vardı! kitabından alıntılar.
    Ayçe Ayyıldız Baturay

  • Dilek Karagüzel Pıtırcık
    Dilek Karagüzel Pıtırcık

    06.09.2020 - 10:36

    Sen sevmek nedir bilir misin ?
    Sevmek diyorum sevmek !.. Öyle ağızdan çıktığı gibi değil ;


    Beş dakikalık bir hengamenin ardından birine söylenen gönül alıcı bir söz değil ?
    Beyinleri bacak arasında dolaşan nice yaratığın her gece farklı bir yüze okudukları ayni şiirin içinde geçen dize gibi değil

    Sevmek diyorum sevmek ..!!? iki kadeh rakıdan sonra içinden geçenleri haykırmak demiyorum örneğin, ayıkken sevdanın arkasında durmaktan bahsediyorum.
    Sevmek diyorum arkadaş !.. Paylaşmak, emek vermek, güzelliklerle doldurmak dünyayı !..
    Sevmek diyorum işte yürekte ateş diyorum kısaca ..
    Güzellikler içinde sevişip zor günlerde sırt dönmek değil sevmek !..
    Varlıkta yemek yerken sevdayı haykıranlar , yoklukta açken bela haykırıyorlar arkadaş ..! Sevmekten bahsediyorum öylesine sevmek ..!? Çatısı akan bir gecekonduda sana sarılıp yatan bir bedenin sevgisinden !..
    Duvarları 70 santim rutubete rağmen sen yanımdasın diyen sevgiden !..
    Bir kıl çadırda altında kıl kuldan ve bir döşekten olan hayatta sana tutunmayı bilen sevgiden ..
    Yani yüreğindeki ateşle doymaktan, huzur bulmaktan, inançtan bahsediyorum arkadaş ..!! Mutluluktan bahsediyorum
    Sevmek dedim ya; aşk değil; sevda demek istediğim .
    Dağları delen Ferhat’ın yüreğindeki Anadolu kokan sevda söylemek istediğim ,
    Veysel’in sevdası anlatmaya çalıştığım ve Nazım usta’nın yüreğini yakan ateş yakılması gereken ateş.
    Tarifi farklıdır elbet her yürekte, her bedende ama sen Sevmek nedir bilir misin?
    Bana onu söyle ..!!! Sevmek diyorum be arkadaş sevmek ..!!? Yazmaya bile hacet yok anlatılmak istenen tek şey yaşanacak güzellikler değimlidir ?
    O zaman be arkadaş sevmek sadece “…” ile ifade edilmez mi .
    Hadi boşluğu da sen doldur .. Sevmek nedir anlat bana ?
    Sen sevmek nedir bilir misin??
    Şimdi anlat sevmek nedir?

    (Alıntı)

  • Dilek Karagüzel Pıtırcık
    Dilek Karagüzel Pıtırcık

    06.09.2020 - 10:20

    Günaydın keyifli keyifli mutlu huzurlu günler gönül dostlarım...

    Asla sevmediğim birine seni seviyorum demedim,
    Ya da asla birini severken karşılığını beklemedim.
    Dostluğuma değer biçmedim,
    sevgime ise hiçbir zaman sınır çizmedim.
    Sevdiysem sonuna kadar gittim,
    bitirdiysem öldürse de hasreti geriye dönmedim.
    Bazen çok kırıldım, bazen belki de kırdım.
    Ama hata insana mahsustur dedim.
    Affettim, af diledim.
    Kimileri birden fazla kırdılar kalbimi
    ama ben onları yinede affettim.
    Onlar belki beni saflıkla yargıladılar.
    Belki de içten içe sinsice güldüler.
    Ama asıl unuttukları şuydu;
    Ben aldanmadım..!
    Aldanan her zaman kendileri oldular
    ama bunu anlayamadılar.
    Bir insan kaybının ne olduğu bilemedikleri için,
    Kaybetmek onlar için bir alışkanlık haline geldiği için.
    Oysa ben hiç insan kaybetmedim.
    Sadece zamanı geldiğinde
    _____________vazgeçmeyi bildim o kadar..

    CAN YÜCEL

    Bu şiire not:Çok güzel.
    "Affettim
    Onlar belki saflıkla ...
    Belki de içten içe güldüler ...'
    Baştan sona güzflnde burasını eklemek istiyorum nuna ben iyi niyet diyorum kimin aldanmak diyo kimi enayilik.Kimi de salağa yatmak.Bama göre iyi niyet.Kalbini kirletmemek.Kalbine kin intikam nefret gibi karartan duyguları sokmamak diyorum ki bunları kalbine sokarsan aslında güçlü olamıyorsun dürüstlüğünü iyiliğini değerlerini kaybetyosun.

  • Dilek Karagüzel Pıtırcık
    Dilek Karagüzel Pıtırcık

    30.08.2020 - 09:20

    Çıkıyordu bir dağ yamacına
    O gök gözlü o kalpaklı adam
    O kara çizmeler ayağında
    O pırıl-pırıl mahmuzlu

    Esip çiğniyordu şimdi
    Toprağı usanmadan
    O gök gözlü o kalpaklı adam

    O ne düşünüştü o Tanrım
    Vatanca
    O ne dağ bedendi öyle
    Yaylar gibi

    Kaçsaydı artık düşman
    Kaçsaydı iyi ya
    Kurtulamazdı pençesinden ölümün
    Öyle kolay-kolay
    Durulur muydu karşı
    Hiç o yay bedenli adama
    Kocatepe’de
    Bir defa kestirmiş gözüne
    “-Ordular ilk hedefiniz Akdeniz…”

  • Dilek Karagüzel Pıtırcık
    Dilek Karagüzel Pıtırcık

    15.08.2020 - 17:43

    Akıllara Ziyan Sevdim Seni

    Bir elif miktarı nefesim olsan,
    Lâl bir isyan gibi,
    Çığlık çığlığa.
    Siyahında en gecenin......
    Belki bilmedin amma,
    Akıllara ziyan sevdim seni.
    Tuza yara gibi,
    İntihar meyline yeminli,
    Unutmaya sözlü gibi.
    Dergahtan kovulan derviş gibi.
    Dağlanmış kılıç yarası gibi,
    Akıllara ziyan sevdim seni.......

    Uraz AKIN şiiri

  • Dilek Karagüzel Pıtırcık
    Dilek Karagüzel Pıtırcık

    13.07.2020 - 15:34

    O kadar çoksun ki bende.
    Çokluğunun altında eziliyorum.
    Ve o kadar yoksun ki bende yokluğunun özlemiyle başedemiyorum gün aydın olsa da karanlıkları ay aydınlatsa da ne geceyi görebiliyorum ne güne uyanabiliyorum sadece sensizliğe uyanıyorum tabi onu da beceremiyorum dedim ya hem çoksun bende hem yoksun Dolayısıyle ne sensizliğe uyanabiliyorum ne de senle uyananabiliyorum.
    Karışık kalbim.Kalbimin dili çözülmüyor.Seni susarak sevmek çok zor ama alıştım gibi.Kimsemin anlamadığı konuşamadığı sadece benim duyduğum benim bildiğim bir dil gibi.Okunamayan bir kitap çizilemeyen resim gibi. Açık ceza evinde tutsak kalmış gibi ruhum.Sen yoksun yok olan sadece bedenin.Kalbin kalbimdeki.Diyorum ya yok olduğun kadar çoksun bende.Sessiz masum çocuk kalbimle sevdim yok olduğun kadar kalbimdesin.

    Dilek çe günlükten dökülenler...
    13 Yemmuz 2020

  • Dilek Karagüzel Pıtırcık
    Dilek Karagüzel Pıtırcık

    15.05.2020 - 02:38

    Yoksa,
    Özlemin kokusu bakışlara sinince
    Gel de şahitlik et diyenin olmadı mı hala...?
    Bir el sallamak bile çok görüldüğünde
    Vefasızlığın en gözü karasıyla
    Sırtından vurulu akşamların
    Sancısı damlarmış gecenin kucağına...
    Böyle ahkam kesermiş işte,
    Böyle ahkam kesermiş kapıyı çarpıp gitmelerHadi eylül sonralı dalıp kalmalarda
    Hatıralar birer birer ağırlansın da,
    Daha ilk gelenle
    Selam-sabah faslı bile bitmeden
    Gözyaşlarının öyle erkenden uğurlanması da nedir...?Hem, hüzün artığı vakitlere takılıp
    Başı öne eğik hıçkırıklarınla
    Ezgi ezgi dolanıp durmayı da bırak artık...
    Bir bayram arafesinde konaklar gibi
    Yüzüne gülücükler kınalamak
    Daha çok yakışıyor sanaAhh benim,
    Habersiz yar gelişlerine
    Çığlık çığlığa koşup sarılmalar saklayanım...
    Ahh benim,
    Sevdasının barınağını
    Gece gündüz sadakatla paklayanım...
    Hele bir el at hasretlerinin cebine,
    hele bir el at...
    En çok,
    En çok saçlarını okşatmaları mı doldurmuşsun yoksa...?Gözlerini gözüne kestiren
    Buğulanmaların çöküşünden belli ki
    Bir yara misali kapanacaklardan değil
    Sonraya kalmış özlemlerle yamalanan bu afak...
    Sen yine de biraz göz ışığı dök
    Elleri koynunda bekletedurdurduğun yollara
    Belli mi olur belki de,
    En gece bir vakitde çıkagelir şafakYarınlara yol gözleten bunca umutları
    Hayallerden koparıp koparıp alsak da
    Sen yine de hala
    Hayırsızlara bel bağlamanın kırıntılarından
    Boşuna bekleyip durmalar mı toplanır diyorsun...?
    Oy beni oy...
    Yorgunluğuna sığına sığına
    Teri tükenen ömürün
    Tırmanacak yokuşu da mı kalmıyormuş...?Hele sen Ferhat'ın sevdasından kalma
    Bir tutam sabahlamayı
    Uykularına hatır gönülden saydır da
    Diyeceğimin ağırlığınca
    Sırtına dağları giyindiği olsun...
    Neylersin ki,
    İhanetin adresini cebinde taşır ayrılıklarDeğil mi...?
    Gönül kolunu sevdaya kaptırmaya gör
    Nasıl da,
    Canan gelir can alır
    Değil mi...?
    Hayırsıza hesap kitap yaptırmaya gör
    Nasıl da,
    Yaşar AYDIN

  • Dilek Karagüzel Pıtırcık
    Dilek Karagüzel Pıtırcık

    09.05.2020 - 09:05

    Farzet ki
    Dinlediğimiz radyonun frekansına arap kanalları karıştı
    ve biz o şarkının sonunu dinleyemedik
    "Kavuşmak" yüklemli bir cümleye beraber özne olmak
    Dil bilgisine ters düştü mesela
    Yada "Allah sabredenlerle beraberdir", ayeti bizi kapsamıyordu
    Farzet ki kara yolları bizi aynı noktada kesiştirecek bölünmüş yolu henüz bitirmemişti
    Farkı kavşaklardan, farklı yavşaklardan döndük hep
    Ortalama dünyanın yüzde sekseni su olduğu için
    Aynı kara parçasında beraber yaşamak fizik kurallarına ters düştü
    Belkide ozon tabakasında ki delik yüzünden aynı havayı solumamız küresel ısınmayı arttırabilirdi
    Ne olurdu güzelim kutup ayıları ve foklar?
    Farzet ki
    Bizim kavuşmamız orta doğuda ki aşiret savaşlarını tetikleyerek
    Üçüncü dünya savaşına sebep olabilirdi
    Yeni bir nükleer bomba icat edilir ve masum milyonlarca insanın ölümünde baş rol oynayabilirdi
    Belkide eros un oku götüne kaçmıştı da
    Bize sıra gelmemişti
    Yani sevdiğim gördüğün gibi ne çok olasılık var
    Bizi bir araya getirmeyecek
    Yıllar sonra bir gün sorarlarsa anlat çocuklarına
    Kavuşmak için iki kalp gerekir biz eksik kaldık
    Çiğnediğim sakızın falında babanız çıktı evlendim
    Sizide bakkaldan aldık....

    Kemal Yazgan

  • Dilek Karagüzel Pıtırcık
    Dilek Karagüzel Pıtırcık

    05.05.2020 - 14:12

    "Ben bir adam sevdim..
    Gözleri intihar mektubu gibi satır satır ezberlenesi..
    Sigara içişi toplum kurallarına aykırı.
    En çok saçlarımı severdi..
    Her gün saçlarımı taramayı iş edinen bir adam..
    Seni sevmeye saçlarından başladım demişti bir gece yarısı..
    O gitti.
    Ben onu unutmaya saçlarımdan başladım.."
    Siyah Kadın

  • Dilek Karagüzel Pıtırcık
    Dilek Karagüzel Pıtırcık

    05.05.2020 - 14:11

    BEKLERLER SENİ
    Hep giyinik mi kaldı arzuların?
    Kadın, sana şiir yazıldı mı hiç ?
    Anlattılar mı sana sevgiyi?
    Peki ya oldu mu elinden tutan?
    Ya şu benden kaçırdığın o kahve gözlerine
    dikine dikine bakan?..
    Kadın saçını tarayan oldu mu hiç?
    Sahip olunca sana, küstahça gülen hariç…
    *******
    Kadın sana çılgın bir aşk sunuldu mu?
    Ayak parmaklarından öpen oldu mu hiç?
    Ya sarınca seni nefessiz bırakan?..
    Kalabalık içinde gözleriyle okşayıp da,
    Soluğunu içine çekmeye doyamayan…
    *******
    Kadın konuş!..
    Kirpik uçlarından seven oldu mu hiç?
    Ya omuz başından masumca öpen?
    Elinin tersiyle soluk pembe yanağını seven?
    Belli ki bir bedel ödüyorsun…
    Taklidini yapmakla kelebek olamazsın.
    Bunları sana yaşatan benim,
    Sen, bensiz yapamazsın!
    *******
    Ya aşkı paradan önde tutan?
    Bıraksan da onu, her zehir gecede seni anan,
    Bile bile dönmeyeceğini,
    Benden başka bekleyenin oldu mu hiç?
    Utangaç keklik bakışlım!
    Azaldı göreceğim şafakların sayısı
    Haydi, dön yine hiçbir şey yaşanmamış gibi
    Beklerler seni.
    Benimle kalamazsın…
    ALP ARSLAN

  • Dilek Karagüzel Pıtırcık
    Dilek Karagüzel Pıtırcık

    24.04.2020 - 19:03

    Dinle Sevgili

    Dinle sevgili
    Ayrılığın her sayfasında gözyaşı yüklü bulutlar vardır
    Bir türlü dinmeyen fırtına vardır
    Hatıralara boyun eğen bir adam
    Yok oluşa katlanan bir kadın vardır
    Sözlerin asilliğini diline vuramayan bir kalp vardırDinle sevgili
    Umut yüklü anıları yerle bir ettiğin gün
    Ne halde bıraktığına bakmadan çekip gittin
    Aldırmadım
    Aldırmıyorum
    Bak işte, yine yalan söyledim
    Halbuki ne çok kızardın yalanlarıma
    Hadi ben yine söyleyeyim, sen de yine kız bana
    Aratma kendini bütün yürek meydanındaDinle sevgili
    Her aşk benimki gibi yüceltmez insanı göklere kadar
    Çıkarmaz en tepelere mutluluktan uçarcasına
    Bence sen yine dön gel bana
    Bugün yarın ya da üç beş gün sonra
    Önemli değil asla, sen yanımda olduktan sonraDinle sevgili
    Çamur kokulu hayatıma bahar kokan çiçekleri getirdin
    Yağmur yüklü yüreğime tatlı güneşle ışıldadın
    Islak gözlerime mendil olup kapattın
    Ne oldu be sevgili
    Nereye gittin öyle apansız
    Nasıl koyarsın bir başıma beni
    Kaybolacağımı sandığım bu ıssız yerlerde
    Korkularımın yukarılara sığındığı anlarda
    Sen yanımda olmayınca
    Hissediyorsun değil mi?Dinle sevgili
    Ayrılığın her sayfasında gözü yaşlı bulutlar vardır
    Yağdırma o yaşları, doldurmaya çalıştığım anılara
    Seninle ilgilidir onlar
    Kendini yıkama yağmurlarımla
    Boğulursan dayanamam biliyorsun
    Her şeye rağmen seviyorsun
    BiliyorumDinle sevgili
    Seninle olmak zor, olmamak ölüm
    Bense ne yaparsam yapayım
    Bir türlü sen gibi gidemiyorum

    Asude KUM

  • Dilek Karagüzel Pıtırcık
    Dilek Karagüzel Pıtırcık

    24.04.2020 - 15:29

    Yerine biri alacağından değil lann
    Yerini birini koyamamaktan korkuyorum
    Diyo
    Güzel şiir.
    Senden sonra gelen herkes kalbime yara bandı..
    />.

  • Mustafa Bay
    Mustafa Bay

    23.04.2020 - 10:36

    Türkiye Cumhuriyeti'nin temeli olan 23 Nisan Ulusal Egemenlik Ve çocuk Bayramını gururla, geleceğimize duyduğum güvenle kutluyor, değerli şahsınızı saygıyla selamlıyorum...

    Nice yüzyıllara....

    Mustafa Bay

  • Dilek Karagüzel Pıtırcık
    Dilek Karagüzel Pıtırcık

    23.04.2020 - 09:33

Toplam 1356 mesaj bulundu