Dilek Karagüzel Pıtırcık Adlı Antoloji.com Üy ...

Eğer #Hayattan Bıkıp
#Ölüme Doğru #Sesizce Yürümek #İstersen
Yanıma #Gelki
#Sana #Sensizliğin
#ÖLÜM olduğunu
Göstereyim ...!

Ölüm

Alaaddin Külcüoğlu

Henüz tebessümüm tükenmeden
Mutlu bir anımda
Kimse yokken yanımda
Sessizce gel ölüm acı vermedenBilebilsem bir gün önceden
Kendim kazarım
Ellerim titremeden
Çabuk gel ölüm acı vermedenGül dikerim kenarlarına
Avuç avuç su dökerim
Toprağın kokusunu son kez çekerim
Ansızın gel ölüm acı vermeden.Çekin elinizi yakamdan
Yürümeyin ağırlığımın altında
Mezarımın yanı başında
Sessizce gel ölüm, acı vermeden.

Gidecek bir yer var mıydı gerçekten..?
Çok uzakta, her şeyin unutulabileceği kadar uzak bir yer,
insanın kendisinden başka hiçbir şeyi düşünmeyeceği kadar uzak..?

Kürşat BAŞAR

Kadınlar yavaş yavaş unutur.
Önce yaradan başlar,
Sonra yarayı açandan.

|Frida Kahlo

Koca bir s¸ehir sevebilir seni ya da u¨lke ve hatta bu¨tu¨n du¨nya...

Ama asıl sevmesini istedigˆin halde sevmeyen tek bir kis¸i vardır mutlaka, is¸te o¨mu¨r boyu onda kalacak aklın.

En ko¨tu¨su¨ de ne biliyor musun?
Seni gerc¸ekten seven kimsenin degˆerini asla bilemeyeceksin...!

Doğan ORMANKIRAN

Bu şiire not:
Çok güzel.
"Affettim
Onlar belki saflıkla ...
Belki de içten içe güldüler ...'
Baştan sona güzeldi de burasını eklemek istiyorum buna ben iyi niyet diyorum kimi aldanmak diyo kimi enayilik.Kimi de salağa yatmak.Bana göre iyi niyet.Kalbini kirletmemek.Kalbine kin intikam nefret gibi karartan duyguları sokmamak diyorum ki bunları kalbine sokarsan aslında güçlü olamıyorsun dürüstlüğünü iyiliğini değerlerini kaybetyosun...
Asla sevmediğim birine seni seviyorum demedim,
Ya da asla birini severken karşılığını beklemedim.
Dostluğuma değer biçmedim,
sevgime ise hiçbir zaman sınır çizmedim.
Sevdiysem sonuna kadar gittim,
bitirdiysem öldürse de hasreti geriye dönmedim.
Bazen çok kırıldım, bazen belki de kırdım.
Ama hata insana mahsustur dedim.
Affettim, af diledim.
Kimileri birden fazla kırdılar kalbimi
ama ben onları yinede affettim.
Onlar belki beni saflıkla yargıladılar.
Belki de içten içe sinsice güldüler.
Ama asıl unuttukları şuydu;
Ben aldanmadım..!
Aldanan her zaman kendileri oldular
ama bunu anlayamadılar.
Bir insan kaybının ne olduğu bilemedikleri için,
Kaybetmek onlar için bir alışkanlık haline geldiği için.
Oysa ben hiç insan kaybetmedim.
Sadece zamanı geldiğinde
_____________vazgeçmeyi bildim o kadar


Can YÜCEL

Güzel bir gün dileğimle merhaba

Az sevmeyi bilmem ben
Çok sevdiğimdendir bu kadar incinmem...

Didem MAMAK.

Ağladım Sevgili

Ben şarkılara ağladım..
Sözlere, şiirlere..
Kalem tutan o titrek ellere..
İçimi yaktım, sözlerimi dilime gömdüm..
Ağladım...
Ölen bir aşkın cenazesinde,
Hatta, yaralı her sevdanın hikayesinde...
Ben sana değil sevdiğim...
Aşkımı her bulduğum yerde ağladım...
Ben kendime değil sevdiğim...
Beni kaybettiğime ağladım...
Düştüm her mısrada,
Koştum her hayalinin ardında...
Bazen benzetmeler, bazen gölgeler...
Kaybolmuş hatıralarıma,
Unutamadığımı, unutamayacağımı...
Ağladım sevgili..
Kaldırımdaki sönük lambalara...
Israrla bomboş sahile bakan banklara...
Çaresizce fırtınaya yem olmuş,
Henüz kurumamış o son düşen yaprağa...
Ağladım sevgili..
O kıyamadığın gözlerimi her suda boğuşuma..!
Bir sen kadar yürekte kayboluşuma ağladım sevgili..!

Vivdan ŞİMŞEK

Aşk

neydi ?
sensiz kalınca unuttum
oysa ben eskiden
sevgi yüklü buluttum
umut çiselerdim
Aşk gibi yağardım her gece
kendi yağmurumda ıslanırdım sırılsıklam
ne varsa içimde güzel olan
sana borçluydum
senden sonra
hoyrat rüzgarlarda savruldum
belki gidişinde ben suçluydum
şimdi sensizim
buharlaştı damlalarım
yerle yeksan umutlarım
yaşamaya dair umutlarım.....

Mesut ÖRS

Herkes sanır ki ''Selvi boylum Alyazmalım ''bir aşkın filmi !
Oysa İlyas'a aşıktı Asya ,
Cemşit' i sevdi !
Aşk ömürde bir defa olur ,
Ama insan iyiyi güzeli hep severdi !
Asya aşıktı İlyas'a ama Cemşit'i sevdi !
Hayat hani o Asya'nın dönüp bakarsam gidemem dediği çizgi !
Sevdi ama Aşk başka ,dönüp baksa gidemezdi !

Çünkü Cemşit gibi severse bir adam !
Öyle sevilirse Asya gibi bir Kadın !
Dönüp bakmazdı ölse bile !
Dönüp bakmadı ve gitti !
O filmde sevgi aşkı yendi !

Sahi neydi sevgi ''sevgi emekti ''
Aşk mı !
Kaybedenler konuşulmaz
Aşk kaybetti ...
(Alıntı bi yerlerden
Bence gerçek hikayelerden...)

Özledim

Bugün en çok seni özledim
Bugün en çok seni özledim
Önce rüyamda gördüm seni
Kalktığımda sen vardın aklımda
Yanımdaydın
Sanki seninle geçirecektim tüm günü
Bu sefer mutluluk verdi özlemin bana
Bütün gün sana yoğunlaştım...

Öğleye dogru acıtmaya başladı özlemin
Gülüşün aklıma gelmeye başladı....
Sonra camın önüne gittim bi sigara yaktım.....
Giderek beynimi kemirmeye başladı duygularımın karmaşıklığı
ve çaresizliğim midemi bulandırıyordu
Beklemiyordum artık aramanı
Özlüyordum işte.....
Yanımda uyumanı,doya doya gözlerini seyretmeyi istiyordum ama yoktun işte

Bugün her şeyi seninle yapmak istedim.
Bide olacakmış gibi bir sürü hayal kurdum
Onlarda mutlu eder gibi oluyor ama gerçekle yüzleşince geçiyor
işte...
Sonrada içimdeki yorgunluk ve küskünlük...

Şımarıklıktan nefret eden ben bugün seni şımartmak istedim..
Kendim için yaşayan ben bugün senin için yaşamak istedim

Bugün en çok seni özledim ben
Bütün alışkanlıklarını,ne biliyim yürüyüşünü falan göresim geldi...
Bir dokunuşunu,bir bakışını,sesini duymayı...

Seninle olmayı en çok bugün özledim ben.

(Şairini bulamadım.)

SANA NE!...

Günah da benim...
Sevap da...

Sana ne!..

Yedim mi yetim hakkı!..
Yaptım mı şerefsizlik!..
Çaldım mı?..
Çırptım mı?...
Etttim mi, kula kulluk?..

Sana ne!..
Benimle birlikte mi bekleyeceksin Araf'ta?..
Senin sırtına mı bineceğim köprüde?..

Sana ne!..

Konduysam daldan dala...
Girdiysem gönülden gönüle...
İçtiysem rakıyı, şarabı...
Bağladıysam geceyi, gündüze...

Sana ne!...

Tuttum mu kolundan seni...
Oturttum mu günah soframa...

Sana ne!..

Sen mi yanacaksın benim yerime!..
Sen mi vereceksin hesabı!..

Sana ne!..

Tamam...
Masum değilim...

Tamam...
Sen değilim...

Tamam...
Belki de deliyim...

Sana ne!..

Sor bakalım karıncaya...
Sor çiçeğe...
Sor kuşa...
İncitmiş miyim belini...
Koparmış mıyım dalını...
Kırmış mıyım kanadını!..

Sana ne!..

Sen mi doldurdun kadehimi!..
Sen mi verdin mezemi...

Sana ne!..

Arama girme Rab'bimle...
Girme...
Suç da benim...
Günah da...
Sana ne...

Alıntı

Aşk...
Belki de imkansızlığın dudaklarına mıhlanmış tek kelimedir.
Ya da cümlelerin namlusundan, yüreğine saplanan kanlı bir gözyaşıdır.
Belki de sensiz aşk;
Ayrılığına göğüs gerip, bir yudum gülüşünle hiç gitmemecesine seni yaşayabilmektir.
Belki de sensiz hayat;
Ölümün önsözünde birkaç cümlelik olsa da, mutluluğa senin adını
yazabilmektir... alıntı

ELLERİN
Ellerin vardı,
Serin havalarda avucuma aldığım
Yetim saatlerde yârenimdi ellerin.
Çınar ağacının altındaki yeşil tahta masada
Kahveyi fala kapattığın,
Kuşun ağzından haberler verip ;
İşte bak ! Şurada el ele olan ikimiz diye gösterdiğin ellerin…
Ellerin vardı,
Sabah ayazında koynumda düşlediğim ellerin.
Puslu geceleri aydınlığa çıkaran
Ay gibi beyaz, tüy kadar hafif
Sen konuşurken kuğu olan
O kuğunun boynuna kapılıp,
Fikrime; “ olur mu şimdi “ diye deli işler getiren
Dokunduğunda zamanı durdurup mekânı unutturan ellerin…
Mavi mürekkepli kalemi konuşturan
Hisler denizine gemiler yapan
Sonu gelmesin dediğim masalları anlatan
Şiirler yazıp aklımı yerle bir eden ellerin…
Ellerin vardı,
Olmadık anlarda beni seven, üzülme diye teselli veren ellerin.
Ufak tefek ince ve narince aşka nota olurdu parmakların.
Sen susunca, ben usulca, hayat durunca
Ellerin konuşurdu
Ben o ellerde yaşar
Ben o ellerde ölür o ellerde doğardım.
Bir sabah vedaya kalktı son kez ellerin
Avucundan kırmızı bir gül düştü limana,
Vapur sesinden martı kanadına karışıp
Tülden eldivenle usul usul gözden kayboldu ellerin.
Ellerin gitti
Sözlerim bitti
Aşkım ; yüzüğündeki zehri içti…

13/05/2021
Ayşe Gülçin İLHAN

Belki de dogˆru so¨ylu¨yor o s¸air..
Bazen tadında bırakmak gerekir.
Sevmeyi
O¨zlemeyi
Beklemeyi
Onu
Kalbindeki mezara go¨mmek gerekiyor..
Bakmayacaksın
Yu¨zu¨ne
Go¨zlerine.
S¸iirini telef etmeyeceksin.
Haketmeyen
Gu¨lu¨s¸e
Yu¨regˆe s¸iir yazmayacaksın
Bırakacaksın hak ettigˆi yerde
Sahte sevgilerde kalsın
Bırakacaksın seni kaybettigˆi ic¸in
Bundan sonra o kendisiyle kalsın
I·s¸te gidiyorum be #ADAM
Benim masum sevis¸im aklına geldikc¸e.
Cigˆerin yansın

(Alıntı)

Meyhane Masası 8"kim cinayete kurban gitti"
DİKKAT…DİKKAT….Edebiyatımızın ve dilbilgimizin büyük öğesi gizli özne bugün tümleç dolaylarından karşılıksız aşk yaşarken, sözde bir özne tarafından belirtisiz bir nesne ile öldürülmüş ve gencecik ömrü fiillerinden kopartılmıştır.Cenazesi uygun bir zaman zarfında, sahipsiz asri yazarlıklara gömülecek olup,
alfabenin sesli-sessiz
büyük küçük tüm harflerine,
ve ona bugüne kadar eşlik eden sıfata
edata
zarfa
bağlaca,
noktaya virgülüne
ve dil bilgisinin diğer işaret ve işaretçilerine
sabır ve tahammül diliyoruz.Gizlenmek zorunda kalan özneyi kalbinizde en güzel ünlemlerle yaşatınız ve onu hep “kimler geldi kimler geçti” sedaları ile hatırlayınız.Kimsesiz Cümlemizin başı sağ olsun….

İbrahim ÖZMEN

İstersen

İstersen gökyüzündeki yıldızları ayağına indireyim
İste kalbindeki derinlikleri fethedeyim
Ben sevda denizinde keder yüklü bir kaptan
Sen iste sonsuzluğu sana getireyim
Bir kolumda aşk, diğerinde tutkum
Ben sana deli, ben inan, sana köleyim...İstersen kör olur, senden başkasını görmem
İstersen sel olur senden başkasına dökülmem
Boynuma dolamışım hasretinden ecel ipini
Ben seni umutla sevdim gülüm
Umut ki yalnız gözlerinde büyüttüğüm...İstersen ağıtlar yakar sevdanla yanarım,
İstersen kendimi güneş yapar, her gün sana doğarım,
Ben yorgun bir savaşçı,aşkına askerim
İste gözlerin sonsuz esaretim olsun,
Esaret ki senin yanında yeter ki senle olsun....İstersen arı olup her çiçekte güzelliğini arayayım
İstersen gece olup ışığında yolumu bulayım
Hayat benim için bir yelkenli gemi
İste rüzgarım ol ömrümü sana vereyim
Ömür ki;
sensiz, boş, anlamsız tek bildiğim....İstersen pencerenin altında Allah'tan seni dileyeyim
İstersen gözlerinin aydınlığında seni seyredeyim
Ben sana, sevdana, saplı bir hançer
İste sigara gibi her nefesim seni solusun
Sen ki;
artık benim için her nefeste hayat yolumsun...İstersen yağmur olup saçlarını öpeyim
İstersen kar olup kirpiklerinde eriyeyim,
Aşk benim için uçurumda açan bir gül idi
İste göz yaşlarım gülün ebedi suyu olsun
Gül ki;
güzelliğinin bendeki sancısı olsun...İstersen her şeyimi uğruna atıp da seveyim
İstersen ömrümü ömrüne katıp da öleyim
Hasretin sanki damarlarıma atılmış bir düğüm
İste kanımın her damlası sefana şarap olsun
İste ki;
Sana olan tutkumun sonsuzluğundan haberin olsun.

Gizli Öznelerin Şairi

Bazı adamlar korkaktır.
Sevdanın yu¨ku¨yle omuzları ço¨ker diye , silkinip sıgˆınırlar bir ayrılıgˆa .

Kızamazsın ..

Bazı adamlar c¸ocuktur ha^la^ .
Sac¸larına dokunamazsın mesela , uyurken o¨pebilirsin onları .

C¸ekinirsin ..

Bazı adamlar c¸ok gider .
Hic¸ gelmeden , hep gider .
Defalarca kez terk edilirsin bir kez bile bakmadıgˆın yu¨zu¨nu¨ , bin kez c¸evirir senden.

O¨zlersin ..

Bazı adamlar yalancıdır , inanmak istersin .
Her yalan bir mermidir , vurulmak istersin . I·hanet ederler , go¨zlerini sıkıca yumar kaybolmus¸ bir kız c¸ocugˆu gibi c¸o¨ker kuytu bir ko¨s¸eye .

Agˆlarsın ..

Bazı adamlar cesurdur .
Yanındayken du¨nyaya so¨vsen , sac¸ının teline dokunamazlar , bilirsin .
O sarıldıkc¸a sana ..

Gu¨c¸lenirsin...

Bazı adamlar yalnızdır .
Parmaklarının arasına sıkıs¸tırdıgˆı bir sigarayla el sallarlar geceye .
Bir kac¸ duble daha ic¸erler , hic¸ konus¸madan seninle .
Bir s¸arkı daha dinlerler , sustukları c¸ogˆalır .

Konus¸amazsın ..

Bazı adamlar ; bir kral , bir asker , bir erkek ,
Ve seven bir adam gibi kurulur go¨gˆsu¨ne .
Aradan yu¨zyıllar da gec¸se ..

Unutamazsın ..

(Alıntı)

Anlat Ona.
Olur da bir gün biri çıkar da sorarsa beni şayet, Seni ne çok sevdiğimden bahset. O seni deli dolu severken Sevgimden boğulduğundan bahset.

“En saf, En temiz duygularla tepeden tırnağa âşıktı bana” de. “Ben geçtim, o geçmedi” de. Anlatabilirsen Aşkı anlat ona. Senin için nasıl deli divane olduğumu anlat.

“Aramadım Sormadım” de. Oysa her telefon çalışında her kapı zilinde,
benmişim gibi, toprağın suya olan özlemi gibi hasretti bana de.
Ben gelmişim gibi açardı bütün kapıları tek tek de. Çok sevdi de, Yandı, tutuştu, hala yanıyor de! Sönmedi, Dinmedi Bir an dahi de.

Gitmedim, Sormadım, Aramadım de. Kül oldu, yandı kavruldu de.
Hayalleri vardı, Umutları… Hepsini bir bir kararttım de.
Hayatı vardı, İçinde var olan her şeyiyle yıktım, viran ettim de.

En büyük hayali yağmurda başını göğsüme yaslayarak bir bankta oturmaktı… Bu yüzden yağmurları hiç sevmedi de.
Onu bırakıp gittiğimde çok ağladı, her gözyaşına, her umutsuzluğa defalarca kez düştü Düştü de çıkmak bilmedi de.
Kimseye ondan bahsetmedim de, oysa bütün kuşlara, kelebeklere, çiçeklere adımı fısıldadı de.

Anlat beni ona

Seni her köşe başında nasıl beklediğimi anlattığım gibi anlat!
Çok ağlattım, Çok üzdüm de. O bana bakmaya bile kıyamazken, Her ayrılışımda arkama bile bakmadım de.

Beni ona anlat. Ben ona bakarken, o bende senin bıraktığın bakışı aradı de. Nasıl baktığını merak etti durdu de.

Beni o kadar sevdi ki “olmayacağını” bildiğinden kendi elleriyle beni sana bıraktı de.

Beni senle düşlerken, parçalara bölündü Yok olurcasına Yok oluşunu diledi durdu de. Ben hayatımı kurarken, o hayatından vazgeçti de.

Benden hiç geçmedi, benden geçecek gibi sevmedi de. Ben sıkıntıya düşerdim O yanardı de. Bana zarar gelsin hiç istemezdi, bense onu, verilebilecek bütün zararlarla öylece bırakıp gittim de.
Belki de gitmek bana, gitme dememekte ona hiç yakışmadı de...

Anlat beni ona. Deki,
Ben onu kaç kez ağlattım hatırlamıyorum. Oysa beni her gördüğünde kalbi bir kuş misali yerinden çıkıp fırlayacak gibi olurdu de.
“Hayatından hiç çıkmayacağım. Aşkına ihanet etmeyeceğim asla” dememi ne çok isterdi de. “Ben onu bütün acılarıyla bıraktım, oysa o bana bütün yarınlarıyla gelmişti” de.
“Aslında durumun farkındaydım. Ona ettiğim onca kötülüğü bilerek ama istemeyerek yaptım” de.

Onun hayatına girdiğim ilk gün gibi… “Bilerek ve istemeyerek” yaptım de.

“Beni bu kadar seveceğini düşünmedim, hesap etmedim” de.
“Sadece beni sevdi, bütün ezberlerini benim için bozdu, bütün bildiklerini unuttu, bütün değerlerinden, her şeyden, herkesten benim için vazgeçti” de..
Anlat beni ona… “Yaşamla ölüm arasında kaldı defalarca kez. Şu an yaşayabiliyorsa devam ediyordur bıraktığım enkazın içinde. Hiçbir haykırışına kulak asmadım, asmadığım gibi onun hiçbir isyanında, bedduasında da yer almadım” de.
Ona de ki “Onun kalbini her kırdığımda, o yüzümden tebessüm eksik olmasın diye Zikir bildi beni bütün tespihlerinde”

Anlat beni ona… “Ben kimseye umut vermedim, umut verecek bir şey de yapmadım. O mezarını kazdı bende ittim” de.

“Bütün bunları yaptığım halde, bugün çıkıp gitsem, beni dün uğurlamış gibi karşılar, yaşadığı her şeyi bir anda unutur… İşte beni bu kadar çok sevdi” de.

Deki ona…
“O bana âşıktı, senin hiçbir zaman olamayacağın kadar… Anlat Beni Ona…”

Sungur kaptan

Çocuk kalbiyle sevmek.
Çocuk kalbiyle sevilmek....

Ne de güzel tarif etmişler.
Koca koca insanlara sorsalar bu tarifler asla cıkmazdı....

Çocuklara "Aşk nedir" diye sormuşlar. Şöyle demiş afacanlar...

"Anneannem sırtından hasta olmuştu. Eğilemediği için ayaklarına oje süremiyordu. Dedem devamlı elleri titremesine rağmen ananemin ayaklarına oje sürüyordu."
Rebecca, 8 yaşında.

“Biri sizi sevdiğinde, isminizi söyleyiş şekli farklıdır. İsminizi onların ağzından duyunca güvende olduğunuzu bilirsiniz.”
Billy, 4 yaşında.

“Aşk, kadının parfüm, erkeğin ise tıraş kolonyası sürmesi ve ikisinin dışarı çıkıp birbirlerini koklamalarıdır.”
Karl, 5 yaşında.

“Sevgi, yemeğe çıktığınızda patates kızartmanızın çoğunu karşılığında bir şey almadan karşınızdakine vermektir.”
Chrissy, 6 yaşında.

“Sevgi, yorgun olduğunuzda sizi gülümseten şeydir.”
Terri, 4 yaşında.

“Aşk, annemin babam için kahve yapması ve ona kahveyi vermeden önce tadının yerinde olduğundan emin olmak için bir yudum almasıdır.”
Danny, 7 yaşında.

“Aşk, sürekli öpüşmektir. Öpüşmekten yorulduğunuzda ise hala birlikte olmak ister ve konuşursunuz. Annem ve babam da böyle. Öpüştüklerinde iğrenç görünüyorlar.”
Emily, 8 yaşında.

“Sevgi, bir erkeğe tişörtünü beğendiğinizi söylemeniz, bunun üzerine onun da her gün onu giymeye başlamasıdır.”
Noelle, 7 yaşında.

“Annem beni herkesten çok seviyor. Başka kimsenin gece beni öperek uyuttuğunu göremezsiniz.”
Clare, 6 yaşında.

“Aşk, annemin babama en iyi tavuk parçasını vermesidir.”
Elaine, 5 yaşında.

“Aşk, annemin babamı iğrenç kokarken ve terliyken görmesi ve buna rağmen onun Robert Redford’dan daha yakışıklı olduğunu söylemesidir.”
Chris, 7 yaşında.

“Sevgi, köpeğinizin, siz onu tüm gün yalnız bıraktıktan sonra bile yüzünüzü yalamasıdır.”
Mary Ann, 4 yaşında.

“Ablamın beni sevdiğini biliyorum, çünkü eski giysilerini bana veriyor ve çıkıp kendine yenilerini almak zorunda kalıyor.”
Lauren, 4 yaşında.

“Birini sevdiğinizde, kirpiklerinizi kırpıştırırsınız ve içinizden küçük yıldızlar çıkar.”
Karen, 7 yaşında.

“Bunu gerçekten kastetmediğiniz sürece ‘Seni seviyorum.’ dememelisiniz. Ama eğer gerçekten kastediyorsanız, bunu çok fazla söylemelisiniz. İnsanlar unutkandır.”
Jessica, 8 yaşında.