Merhaba diyerek birleşen ellerin elveda diyerek ayrılması acıtır yüreği....!
Dilek/çe....!
Merhaba diyerek birleşen ellerin elveda diyerek ayrılması acıtır yüreği....!
Dilek/çe....!
© Copyright Antoloji.Com 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Antoloji.Com'a aittir. Sitemizde yer alan şiirlerin telif hakları şairlerin kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Şu anda buradasınız:Dilek Karagüzel Pıtırcık Hakkında Yazılanlar Sayfası Antoloji.com
19 Temmuz 2025 Cumartesi - 00:47:37
19.07.2022 - 15:07
Ve ayrılık vakti gelir.
Hakkinı helal et diyerek çekip gitmek mi?
Veda ederek umudu birlikte götürmek mi? Herşeyi kabullenip,
elveda diyerek sonu yüklenmek mi?
Fark eder mi ki zaten?
Ha veda etmişsin,
ha elvedayla herşeyi tüketmişsin!
Unutacak mıyız sanıyorsun?
Kocaman bir ülke gibi sandığımız İstanbul,
her anımızda,
her buluşmamızda,
dar gelmez miydi yüreklerimize?
Sarılmaz mıydık her buluşmamızda ?
Burkulmaz mıydı yüreklerimiz
her eve dönüşte?
Son noktayı koyan utansın.
Adına zayıflık deyip de,
inatla,
ısrarla hırsına yenik düşenler!
Sen ki yenik düştüm inadına.
Sen ki, mücadeleyi bıraktın.
Sen ki yaşanmışlıkları yok saydın.
Adını da sen koy!
İster hakkını helal et.
İster vedayla umut yukle.
İster elvedayla,
son noktayı koy!
Gönderdin!
Gidiyorum!
Veda dediysem adına,
umutla dönerim sana!
Elveda dediysem adına,
Seni de,
sevdanı da gömerim yüreğime!
Efkan ÖTGÜN
19.07.2022 - 15:07
Seni Görmeyeyim Diye
Gitmediğim Yerler Var ..
Hatırlatmasın Diye
Dinlemediğim Şarkılar ..
19.07.2022 - 14:28
YALNIZLIK
Yalnızlık
Yalın yaşanmış düşlerde ben gibi yalnızlık
lacivert gökyüzü
Yıldızlar arası kayboluş
Geceler boyu kirpiklerde direniş
İnadına inadına aşka kurulan düş
Zifiri karanlıklara mahkûmiyet
dört duvar arası prangalı esaret
gidişte eksilen nefes
varışta vuslat
cehennemde buz kesmiş yalnızlık
Yanaktan süzülen iyot
Kehribar sarısı hazan
Yağmur sonrası gökkuşağı
mavisinden umut
cemrede can
canda sen
sensizlikte öksüzlük
köşe başında bekleyen aşk dilencisi
imrenme
kıskançlık
sıcacık ellerden mahrum kalıştır yalnızlık.
Yalnızlık sendeki bensizlik
Bendeki sensizlik gibi yalnızlık
Hicrana isyandır yalnızlık
Efkan ÖTGÜN
18.07.2022 - 19:44
Gözlerin nemliyse her akşam üstü
Aynalar gülmüyorsa yüzüne sabahları
Kelimeler uçmuyorsa titrek dudaklarından
Yanaklar pembe pembe olmuyorsa
Utangaç hallerinden
Aşk ağlarDilinde yoksa şarkılardan bir nağme
Başında esmiyorsa deli rüzgarlar
Savrulmuyorsa saçların bulutlar gibi
Elin değmiyorsa uzattığın güneşe
Islatmıyorsa artık yağmurlar seni
Aşk ağlarAy ışığı altında kaymıyorsa yıldızlar
Bir elin nesi var demiyorsa ellerin
Dalgalara kucak açmıyorsa kolların
Bir yelkenli geçmiyorsa gözlerinin ufkundan
Yankılanmıyorsa haykırışlar da adın
Aşk ağlarmtu....arşiv
Taylan Uzar
16.07.2022 - 12:55
İnadına yapılan bazı davranışlar tamamen kaybetmeye göze almaktır dönüşü olmayacağını geri adım asla artık olmayacağını bilmektir.
16.07.2022 - 11:39
#sevgianlaşmakdeğil
Bazen bi sarılmaya ihtiyaç duyarsın bazen de bir maviye bakmaya bazen de yok olmayı kaybolmayıı hatta hatırlamamayı unutmayı.
Mümkün mü?Hafıza kaybı mesela.
Unuttuklarım nedense hep affedebildiklerim kırgınlıklarım yorgunluklarım oluyor iliklerime işleyen suskunluklarım oluyor en küçük mutluluklara tutunuyorum ,battıkça dibe.
dağ gibi umutlara sarılımışlıklarım kırıntı.iyi niyetlerle avunmuşluklarım oluyor.
16/07/2022. Cumayken(Dilek. çe)
Nokta
14.07.2022 - 21:08
Frida Kahlo’nun Çok Sevdiği eşi Diego’dan Vazgeçme nedenini Anlattığı Mektubu
Kötü günümde yanımda olmadığın zaman vazgeçtim.
Canın sıkıldığında benimle paylaşmadığını, kırılacak veya tedirgin olacak olsam bile düşüncelerini açıkca söylemediğini anladığım zaman vazgeçtim.
Bana yalan söylediğini anladığım zaman vazgeçtim.
Gözlerime baktığında kalbinle bakmadığını ve bana hala söylemediğin şeyler olduğunu hissettiğimde vazgeçtim.
Her sabah benimle uyanmak istemediğini, geleceğimizin hiçbir yere gitmediğini anladığım zaman vazgeçtim.
Düşüncelerime ve değerlerime değer vermediğin için vazgeçtim.
Ağrılarımı dindirecek sıcak sevgiyi bana vermediğinde vazgeçtim.
Sadece kendi mutluluğunu ve geleceğini düşünerek beni hiçe saydığın için vazgeçtim.
Tablolarımda artık kendimi mutlu çizemediğim ve tek neden "sen" olduğun için vazgeçtim.
Bencil olduğun için vazgeçtim.
Bunlardan sadece bir tanesi senden vazgeçmem için yeterli değildi çünkü sevgim yüceydi ama hepsini düşündüğümde senin benden çoktan vazgeçtiğini anladım.
Bu yüzden ben de senden vazgeçtim..
14.07.2022 - 00:09
Herşeyin bedelini ödetiyor hayat bazen seçtiklerinin bazen vazgeçtiklerinin bazen yaşattıklarının bazen de yaşatamadıklarının...
Dilek demiş eskiden.
08.07.2022 - 12:12
SEN NERDEN BİLECEKSİN Kİ
Sen
nerden bileceksin ki
sevmenin bu kadar ağır
vazgeçmeyinse zor olduğunu
aşka aşık olanın yüreğinin yorulduğunu
sen
nerden bileceksin ki
sevilen
bir nefes kadar yakın olsa bile
sevenin
özlemden yanıp da kavrulduğunu
sen
nerden bileceksin ki
sevenlerin dünyası kararmış olsa bile
içinde en koyu mavisinden umutlara tutunduğunu
bazen de
beklenmedik bir anda
bir sözle tuzla buz olduğunu
sen
nerden bileceksin ki
aşka aşık şair
teselliyi sözde bulup
dize dize şiirlerle yüreğini avutup
kafiye kafiye acılar cektiğini
kavuşmak için
sevdiğiye çoğalmak için ömrünü tükettiğini
sen
nerden bileceksin ki
yatağa girdiğinde
ütopya da olsa
yastığına aşk diye sarılıp
kabuslarla sabaha uyandığını
sen
nereden bileceksin ki
gözlerini açtığı anda aklında dolaşan sen
baktığı her yerde sen
dokunduğu her nesnede senler olduğunu
nerden bileceksin
sessizliğimi
sana sevdamı
kavgamı
sarılmamı
sen hiç bilemedin
tanıyamadın ki beni
göremedin
duyamadın
anlayamadın
onca medcezirlerle
nerden bileceksin ki
sen
nerden bileceksin
gidiyorum dese de dilim
yüreğimin kal dediğini
nerden bileceksin ki
Efkan ÖTGÜN
08.07.2022 - 02:11
. Beklemek De Güzel
Turgut Uzdu
Beklemek de güzel
Yağmurlu akşamlardan birinde
Bir saçak altında
Gel demek de güzel
Beklemek de.Rüzgârlarla salınan gölgelere bakıp
Sen sanmak
Uzatıp elini yağmur damlalarına
Gel demek de güzel
Beklemek de.Sınırları kaldırmak hayallerden
Bulutlarla saçlarının şeklini çizmek
Boynundan öpercesine koklarken ıslak toprak kokusunu
Gel demek de güzel
Beklemek de.Pembe yanaklarından tutup
Gözlerinde nefes almak
Kucaklayıp hülyaları gönlüne sımsıkı
Gel demek de güzel
Beklemek de.Saçak altından çıkıp sokaklara
Aramak damlalarca ıslak saçlarını
Venüs’ü çağırırcasına haykırıp
Gel demek de güzel
Beklemek de.
04.07.2022 - 09:50
Kırıldım ttoparladım.
Canım acıdı onardım
Kocaman yara açıldı yara bandıyla sıkıca sardım.
Ciğerim yandı kalbim kor oldu soğuttum dondurdum.
Defalarca düştüm battım.
Acıdı ama geçecek deyip kalktım.
Ama artık soğudum bittim kalkamadım; nefsi müdafaa deyip bıraktım kaçtım, vazgeçtim sustum.
Dilek KARAGÜZEL
4 Temmuz 2022
Eser Otel.
Büyükçekmece
09.45
30.06.2022 - 10:07
Nezaman gözlerin gelse aklıma,
İçimde gürleyen volkanlar kan fışkırtıyor,
Bazen hazanım,bazen mezarım oluyor,
Bazense dört duvar bir hücre oluyor,
Ben mahkum olmuşum sana;
En özgür yanım gel beni sarsana...
Ne zaman kokun gelse burnuma,
İçimde solmuş çicekler can buluyor,
Hayat anlamsızlıklarla doluyken;
Bir anda anlam dolu oluyor,
İçimde fırtınalar kopuyor,
Ben mahkum olmuşum kokuna;
Can özüm gel bende senin yerini bulsana...
Nezaman yüzün gelse aklıma;
İçimde ki en yetim yanım şevk buluyor,
Rüzgarlar esip güzelliğini sineme savuruyor,
Gözlerimde herkesin hayran kaldığı bir ışık beliriyor,
Ben mahkum olmuşum canına;
Canımın cananı beni anlasana...
Ne zaman varlığın gelse aklıma;
Yüreğimde gizli korkularım cesaret buluyor,
Avuçlarımda sevginle yeşeren çicekler acıyor,
Tüm arzularım seni yanımda istiyor,
Ben mahkum olmuşum varlığına;
Sakın beni varlığından alıkoyma...
Bir Delinin Şiirleri
27.06.2022 - 12:47
27.06.2022 - 12:44
26.06.2022 - 17:51
Biliyoruz ki bütün acılar bir gün geçer.
Bütün fotoğraflar sararır.
Yara kabuk tutar kapanır...
Bir sabah yine taze ekmek ister canın kahvaltıda.
Bir fincan sade kahve.
Demli bir çay ister akşam üstü olunca.
Sokakta mevsimi fark edersin, aynada kendini...
Önceleri belli belirsiz, sonra gamzene kadar gülersin.
Şarkılar mırıldanır, çekmecelerde renkli kalemlerini ararsın.
Kuşlar gelir konar dallarına,
Kırıldığın yerden çiçek açarsın...
Bütün acılar bir gün geçer,
Ya da alışırsın...
Alıntı
25.06.2022 - 22:34
Ders : Matematik
Konu: Aşk
Yardımcı Kaynaklar:Açılar Denklemler Dört İşlem.
Matematiksel Aşk
Cezair Gökçen
Sana romantik şiirler yazmayacağım artık.
Kör olayım yazarsam
Sana senin anladığın dilden yazacağım yani.
“matematik” ile yazacağım.
Bir “mimar” matematikten anlar ve reel olur.Bulunduğum konumu uzun süre düşündüm
Sonra kendimi buldum.
Ben aşk çemberine teğet geçen bir doğruyum.
Tek tesellim hala “doğru” oluşum.
Teğet geçme nedenimse;
Çemberin sabit duramayışı...
Eksiğim yok muydu?
Vardı...
Ben iki komşu dik kenar arasındaki açı kadar “dik”tim.
90 dereceydim yani.
Seni de hep bir “hipotenüs” gibi
Hep karşımda duracak sandım
Lakin aldandım.
Sen bir gün çekip gidince
Üçgenimiz bozuldu.
Ben de “iki vektör arasındaki bir açı” oldum.
Üçgen olmalıydık oysa.
Dörtgen olmalıydık.
Beşgen olmalıydık.
Ne bileyim çokgen olmalıydık.
Ama asla “yamuk” olmamalıydık.
Yamuğu hiç sevmem.
Ne zaman yamuk dense
Bir “Quasimodo” gelir aklıma.
Ve içim cız eder Notre-Dame’ın kamburuna.Matematik sabittir:
2 x 2 = 4.
Pi = 3.14... gibi.
Edebiyat ise değişkendir:
“Ah aman gider o yâre haber
Yarda yanar bir zaman” misali
Olmayacak hayalleri vardır edebiyatın.
Ne yâre haber gider ne de yar yanar.
Olan sana olur eczacılara gün doğar.
(Okulun kapısında seni beklerken
Oturduğum o mermerin soğuğunu;
Bir ben bilirim bir de
Haftalar boyu yutulan antibiyotikler.)“Yârin yanağından gayri” demişti üstat.
Benim için tektin paylaşılmazdın.
Sonra bunun da formülünü buldum.
“4 çarpı sen kare + 2 sen”
Ne dersin?
Bununla kaç tane “içi boş sen” türetilebilir?
Bence hiç... Dört işlem bilirdim önce
Senden önce yani
Toplamayı severdim;
Toplardım bütün güzellikleri
Bölmeyi severdim;
Yanlış anlama (ülkemi değil)
Ekmeğimi bölerdim yüreğimi bölerdim.
Çarpmaya başladım sonra;
Kafamı bütün duvarlara.
Sen beni bu güzelliklerden çıkardın da
Eline ne geçti?
6 ile 5’in toplamından bile 1 kalırken
Senin bu sevdadan elinde ne kaldı?Sen!
Payı paydasından küçük
Sen dört işlemin yutan elemanı
Sen çarpım tablosunda yolunu şaşırmış X.
Bense yanına ilişmiş herhangi bir rakam.
Ve sen her defasında
X ’i yalnız bırakabilmek için
Beni benimle sadeleştirdin.
Biz sana ne değerler verdik de
sen eşitliğin sağına hep değersiz olarak geçtin.
Şimdi soruyorum sana:
X ’i yalnız bırakabildin mi?Ne hayaller kurmuştum
San dair bana dair.
Kısacası bize dair;
Kırmızı panjurlu bir evimiz olacaktı
Küçük bir bahçe içerisinde
Bahçemizde bir de havuz.
Havuzumuzu 2 musluk 3 saatte doldururken
1 musluk 2 saatte boşaltacaktı.
İki de çocuğumuz olacaktı.
Birinin adını “Pascal” koyacaktık.
Diğerini “Abdülkerim”.
Çocuklarımızın yaşları toplamı;
Babalarınınkinden 1 eksik.
Annelerininkinden 2 fazla olacaktı...
Sen “profiterol” yerken
Ben “acılı lahmacun” yiyecektim.
aaaatlar dünyasının en aaaat çifti biz olacaktık.
Ama olmadı.
Olsaydın olacaktı oysa.
Ama olması için benim ne olmam gerekiyordu bilemiyorum.
Bir “parabol” mü yoksa “parası bol” mu?
Ben bir yarım uyaktım
Kendi içimde edebiyatvari...
Sence ne olmalıydım?
Zengin kafiye mi?Sana romantik şiirler yazmayacağım artık.
Kör olayım yazarsam.
Çarpılayım da kendime geleyim.
Hatta 10’un 3’e bölümünden kalan
33333... teki 3 gibi
Sonsuzlukta boğulayım.
Yanayım.
Hatta kül olayım.Bütün kalbimle sana karşı hissettiklerimi
Ve seni görmek istediğimi bildiğin halde
Gittin ya;
Git...
Zıkkımın kareköküne kadar yolun var.
Diyemiyorum.
Yine de sana reel sayılar kadar reel mutluluklar.
#gitgelme
#unutsevmekalbim
24.06.2022 - 23:47
Karşıma çıkmanı isterdim iki tren biletiyle…
Nereye gidiyoruz diye sormazdım sana ve inan mevsimlerin önemi olmazdı.
Kış olsa üşümezdim, yazın sıcağından şikâyet etmezdim.
Trende hiç bilmediğimiz bir istasyonda inelim desen inerdim.
Bu yolun sonu mutlulukmuş hadi koşalım desen, yorulsam bile koşardım sana dinlenelim demezdim.
Başka yerlere gidelim, başka filmler izleyelim, başka diller öğrenelim desen, “hayır” demezdim.
Şimdi düşününce;
Ben seni çok koşulsuz sevmişim…
Peki sen söyle.. gittiğin o yerlerde huzurda mısın..?!
#AhmetBatman
22.06.2022 - 08:28
günaydın nasılsınız
21.06.2022 - 13:57
YAZMA NE OLUR
Yazma ne olur/
Yazma Allah aşkına/
Öldürüyorsun
Ölüyorum yazdıkça
Yazma
Yalnızlığımı içinde büyüt ne olur/
İçinde sakla
Yazma
Ben seni susarak sevmiştim/
Biliyorsun
Ayrılık getirdi rüzgârlar bildiğin yerden
Ne yapayım
Ah ne keder
Gözyaşlarımı içime akıtıyorum/
Görmüyor musun
Farkı yok sellerden
Yazma artık ne olur
Yazma
Yazma Allah aşkına/
En çok da ben ölüyorum
Farz et ki ölmeye yatmışım/
Farz et ki hiç yokum
Hiç gelmemiştim
Hiç olmadım
Farz et ki gözlerimi hiç görmedin/
Farz et ki/
Hiç okumadın gözlerimi
Çarem yok ne olur/
Yazma
Farz et ki ben öldüm/
Ölmemi mi istiyorsun/
Daha ne kadar öleyim
Derin bir özlemim ben/
Derin bir hasret/
Derin bir gurbete say beni/
Vuslatsız bir hasret say
Öyle say
Ne olur
Yazma
Yazma ne olur.
Özay SAĞLAM
18.06.2022 - 19:36
Ben Senden Önce Ölmek İsterim
Nazım Hikmet Ran
Ben
senden önce ölmek isterim.
Gidenin arkasından gelen
gideni bulacak mı zannediyorsun?
Ben zannetmiyorum bunu.
İyisi mi, beni yaktırırsın,
odanda ocağın üstüne korsun
içinde bir kavanozun.
Kavanoz camdan olsun,
şeffaf, beyaz camdan olsun
ki içinde beni görebilesin...
Fedakârlığımı anlıyorsun:
vazgeçtim toprak olmaktan,
vazgeçtim çiçek olmaktan
senin yanında kalabilmek için.
Ve toz oluyorum
yaşıyorum yanında senin.
Sonra, sen de ölünce
kavanozuma gelirsin.
Ve orda beraber yaşarız
külümün içinde külün,
ta ki bir savruk gelin
yahut vefasız bir torun
bizi ordan atana kadar...
Ama biz
o zamana kadar
o kadar
karışacağız
ki birbirimize,
atıldığımız çöplükte bile zerrelerimiz
yan yana düşecek.
Toprağa beraber dalacağız.
Ve bir gün yabani bir çiçek
bu toprak parçasından nemlenip filizlenirse
sapında muhakkak
iki çiçek açacak:
biri sen
biri de ben.
Ben
daha ölümü düşünmüyorum.
Ben daha bir çocuk doğuracağım.
Hayat taşıyor içimden.
Kaynıyor kanım.
Yaşayacağım, ama çok, pek çok,
ama sen de beraber.
Ama ölüm de korkutmuyor beni.
Yalnız pek sevimsiz buluyorum
bizim cenaze şeklini.
Ben ölünceye kadar da
bu düzelir herhalde.
Hapisten çıkmak ihtimalin var mı bu günlerde?
İçimden bir şey:
belki diyor.
12.06.2022 - 11:31
Gülüşünüzü çok inceledim ancak,gercek olmadıgı kanısına vardım.Beyninizin derinlikleri çok karmaşık gibi görünüyor. İnşallah ben yanılıyorumdur.Ha! buna niçin gerek duydugumu sorarsanız sadece,fotografınız ilgimi çekti.
10.06.2022 - 01:56
Şiirinizi
beğeni ile okudum
10.05.2022 - 09:31
Bakmayın siz ;
Hayat kimseye çok iyi davranmıyor;
Sadece bazılarımız gülerken biraz daha iyi rol yapıyor.!!!
Cihat Kök__????
04.05.2022 - 12:14
AYNALAR DA YANILTIR
Aynalar da yanıltır. Bazen, kendini gördüğünü sanırsın. Ama o sen değilsin. Gördüğün bir ateştir yüreğini yakan.
Gizemi çekmesin derim karanlık dehlizlerine. Öyleyse sarıl hayallerine koş koşabildiğin kadar. “Dünyaya hangi amaçla geldim?” Diye sor kendine.
Ve tekrar sarıl hayallerine sen belki pembe olamazsın ama düşlerin pembedir.
Öfkeni ödüllendir. Ama yenik düşme zamana. Çünkü öfke kişinin yargı gücünü zayıflatır. İntikamı ise, asla düşünme! Seni sen olmaktan çıkarır. Ne değeri kalır Rağmen’lerin, ne de sevginin?
Hey sen, ilkel benliğine yenik düştüğünü gördüm. Ondan dır güzel olanı gözlerin görmez...
Her şeye rağmen seviyorsan, bedel ödemenin figanlar da işi ne?
Susmak bir çare değil, biçare olursun ancak.
Bundan değil mi; Bülbülün güle figanı? Figan eden haksız olur sanma. Bazen figan aşktan olur. Bazen ise ıstırap tan! İki figanı aynı kefede, ölçecek olur isen, sevgi fazla, figanın bakiyesi az olur. Olur ise figanda bakiye fazla, beden teslim olur ateşe.
Ruh’u uzak tutmalısın. Ruh’u, teslim edersen, yensen de bir yenilsen de. Dik durmalısın yaşamda! Kendin için değilse bile Seni sevenler için her şeye RAĞMEN dik durmalısın.
Bazen çelişkiye düşer, kavga ederiz kendimizle. Araya birilerini sokmanın mantığı ne? Merak etme yorgun düşer ama barışçıl bir sonuca ulaşırsınız. Mesela, bu gün keşkelerinizle kavgaya tutuşun. Hani kimilerinin hiç keşke si olmaz ya(!) İşte o türden bir keşkeyle kavga edin. Bakın sonuçta o keşkelerinizle, barış için masaya oturacaksınız! Bu bende, sadece bir temenni, bir dilektir.
Dilemek, dilde emek; Her dil'in söylediğine her yüreğin onayı mümkün değil. Ama yüreğin hükmüyle söylenen her söz ebediyen muteberdir. Hele hele yürek puslanmadan dile hükmetmişse, işte o dil emektir. Ondandır; yüreğine, yüreğinize sağlık temennisinde bulunuruz. Tam da bu noktada, işte siz onlardan biri ve ender olanısınız. Yüreğinize sağlık.
Sadece dilemek yetmiyor tabi. Bak geçen yılda rakamlara misyonlar yükleyerek çok şeyler diledik. Bir önceki yılda ve gelecek yılda. Yani her yılbaşı rakamlara misyonlar yükleyecek ondan bize güzellikler getirmesini dileyeceğiz. Bilinsin ki güzellikler sana gelmez. Sen gitmelisin güzelliklere.
Evrende hiçliği düşündünüz mü? İşte o hiçliği yaşayan sadece zamandır.
İlkel benliği tatmin ya da hazza ulaşma erdemli olanın işi değil. Yani sizin, benim veya bizim gibilerin işi değil. Biz ya da bizim gibiler zaten özü yaşamaktadır. Öz sorumluluk sahibidir. Nesnellikten uzaktır. İlkel benliğimizin şehvani isteklerine yenik düşmememizi emreder.
Belki başka semtlerde sabahladık sensizliğinle
Kelepçe takılmış yüreklerimiz, aldırmaz isyanlarına rağmen;
Ehemmiyetini kavrıyordu koynunda gecenin
Bir tutam sevgi çığlık çığlığa!
Sabahı selamlıyordu sensizliğim.
Devamında gördüğüm;
Hep sen oluyordun düşlerimde.
Unutma ben yanındaydım zaten.
Erdemli olmayı şiar edindiysen, öz olmaya hoş geldin. Öze dönmeden özden daha öz olanı bulmak ne kadar zormuş meğer. Öz olmaya hoş geldin.
Öz olmada kaçınılmaz olan nedir? Sizin bilge kişiliğiniz mi? Benim bilgiye olan açlığım mı? Yoksa çirkin bir Dünyada erdeme dair olan arayışım mı?
Neydi kaçınılmaz olan? Eceline susamış bir köpeğin inlemesi sizi tedirgin etmesin. Yerle gök arası ne kadar yakındır? Ya da iki dudağın arası ne kadar uzak? Anlam çıkarmamak gerek güzelliklerden sadece yaşamalı ve yaşatmalı. böylece öze döner, hiçliği yaşatırsın!
Ben ilkel benliğine yenik düşmeyen bir dünyalıyım. Ben özünde hiçliği yaşayan biriyim! Kim olduğum bilinciyle yaşıyorum.
Şüpheniz mi var? Sormaya ne hacet. Hiç dersiniz olur biter.
Kim özün analizini yaptı bilmem. Ama bildiğim Öz sizsiniz Özge ben.
İlkel benliği “İD” tatmin etmekle Öz'ü tatmin etmek arasındaki farkı, eminim biliyoruz.
Elbette; rağmen sevgi olması gerekendir. Değilse adı konmamıştır. Kaçınılması gerekendir. Kaldı ki "Hükmen ya da hükmetmeyle olacak sevgi ister İD, ister öz tarafından olsun, sevginin sevdaların acze düştüğünü ve ya düşürüldüğünü gösterir. Her iki durumda da sevgi hiçliği değil yokluğu yaşar. Yok olanın ise adı sevgi değildir. Ne siz yüreksiz, ne de karşıda ki çok yüreklidir...
Hacı Bektaş’ın hiçlik duygusunu benim gibi yaşayan var mı? Diye düşünürken, sizin varlığınızı öğrenmek ne kadar kötü ben sizlerin hiçliğini yaşamak isterdim yüreğimde. Oysa ki varlığınızla taht kurdunuz virane gönlüme sağ olun güzel dost sevgiyle tanıştırdınız yüreğimi, İlkel benliğini içinde barındıran bir yürekle değil!
Kendini bana anlatmaya ne hacet, lakin hayatında ne kadar yer alıyorsam, hayatımda bir o kadar yerin var!.. Bunu bilmeni isterim. Yalnız nedir bu depremler, sarsılmalar, yıpratılmalar, Yağmalanmalar? Bana anlat, anlat ki çözülmesi gerekeni birlikte çözelim. Onarılması gerekeni onaralım.
Özneyi bilmeyen, nesneyi nasıl sever? Ondandır özümde özünü görüp, özünü sevdim.
Özünü sevdim çünkü; özü sevmeyen hep özge kalır, sığ kalır. Bu sebeple, bana mutlu olduğun, neşelendiğin gülüp eğlendiğin bir günde değil, kederli olduğun, mutsuz olduğun, sıkıntılarını paylaşma gereği duyduğun, hatta ağlamak istediğinde gel. Gel ki seninle ben de ağlayabileyim yoksa tek başına ağlamanın bile bir anlamı yoktur. Sen bende ağla, ben zaten senin için yüreğimde ağlarım.
Özü bulabilmek, hiçliği bulabilmek, sevgiyi bulabilmek zor olmasa gerek!
Onu görebilmek için uzaklara gitmeye gerek de yok. O çölde ya da deniz aşrı ülkeler de değil. O bizim yakınımızda içimizdedir. Ne var ki Öze özümüze baktığımızda hep olumsuz hep kötü yanlarımızı açığa çıkarmaya çalışır ve çıkardığımız gibi de o kötü olumsuz yönlerimizi kabulleniriz! Ve biz, işte buyuz deriz. Çünkü ilkel benliğimizi, en güzel doyuran tatmin eden kötü yanlarımızdır. Ondan değil mi ki içimizdeki fırtınaların dinmediği? Ondan değil mi ki şehvani duyguların esiri oluşumuz? Yine ondan değil mi ki dünya da savaşların son bulmadığı ölümün katliamların kol gezdiği.
Bakın ne güzel bir kapı aralamış Ebu Said Ebu'l-Hayr hazretleri; "NE OLURSAN OL YİNE GEL" bu söylemiyle o yüce kişi insanlığı sevgiye çağırmış. Öze dönmeye, özü bulmaya çağırmış. Tikelden tümele gidiş gibi. Daire den odağa gidiş gibi. Çünkü orası merkezdir Özdür ve öz de, yaratıcıya yakın olan yerdir. Beşeri âleme baktığımızda bile bunu görmek mümkündür; Özde olan gözde olur. Çünkü göz doldurur. Dilerim onun yarattığı her bir tikel, her bir parça sevgiyle tanışır özü bulur bir olur, Ona yakın olur.
Aşık olmak mı amacın? Aşık olacaksın!.. İlkel benliğin arzularından arındırılmış bir aşkla, ve rağmenlerle seveceksin. Özümseyeceksin. Onu sen yapmadan, onu o olduğu için seveceksin. Başkalaştırmayacaksın. Ötekileştirmeyeceksin. Çünkü başkalaştırır, ötekileştirirsen, aşk öteki olur. Öteki olan da ötekinin olur.
Özgür bırakacaksın. Sıkboğaz etmeyeceksin. Varsın bir yanı çocuksu kalsın, bir yanı yarım. Aşkta yarım kalan aşk olur. Yarım değilse bir aşk o aşk; aşk değildir.
Bütünlük mü diyorsun? Bütünlük kavuşma anıdır vuslattır. Vuslat ise, ölüm demektir. Aşk yaşarken aşk olur o da hep yarım olur. Amacın aşkı öldürmek, vuslatı yaşatmaksa bırak biraz sende yarım biraz onda yarım kalsın. Kalsın ki aşkı aşk gibi yaşayasın, aşk tadında. İncitmeden, şefkatle, sevgiyle yeni doğmuş bir bebeğin tenini okşarcasına.
Aşk böyledir işte. Çünkü aykırılıklardır aşkı aşk, bizi biz yapan.
Biz insanlar sâdakati hep karşıdakinden (köpekten) bekleriz. Ve hep sadık olsun isteriz.
Hep bir başkasına misyon yükleriz sevdalarımızda; Bizim için olsun isteriz. Bizim için üzülsün, bizim için ağlasın ve bizim için kahrolsun diye bekleriz!
İlkel benliklerimizin öyle bir esiri olmuşuz ki, ne olduğumuzu, kim olduğumuzu dahi unutmuş, sadakat gösterenin tevazusunu bile kendimizin asil oluşuna bağlamışız.
İnsan olmanın erdemi başkadır!..
Hani asiliz ya, hani ondandır kendimiz için sadık dostlar isteriz ya!
Hep merak etmişim; istediğimiz sadık bir dost mu? Yoksa sadık bir köpek mi? Gerçi esiri olduğumuz müddetçe ilkel benliklerimizin, fark etmez nasıl olduğu. Dostumuz ha köpek olmuş, ha insan. Ne fark eder ikisi de bir değil mi boyun eğdikten sonra.
İlle de kendimizi haklı göreceğiz ya, ilkel benliğimiz öyle hükmetmiş. Önce bir rüya görür sonra yorumlar ve daha sonrasında ise, gerçek olduğuna inanırız.
Bu da yetmez bazen. Bir de boynunda tasma isteriz. Hemen arayışa geçer ve bir tasmalı dost bulur, rüyamızın gerçek olduğunu ona da dikte etmeye çalışırız. Dost artık istediğin moddadır. Sakın tasmasını elden bırakma. Ama şunu da unutma zor anında hep yanında olan o tasmalı dostun, senin acze düştüğünü ve asıl köpek olanın sen olduğunu çok iyi bilir.
Nereden mi bilir? Söyleyeyim; Kuyruk sallaman seni ele veriyor oradan biliyor.
Hep bu yüzdendir; sadık bir köpeği, kişiliksiz olandan daha çok seviyorum... “Kişilikli dostlukları” tenzih ediyor, vermek istediğim mesajın yerine ulaştığını umuyorum.
Bazı insan vardır; özür dilemek için hata yapar!.
Bazı insan vardır; yaptığı hatadan dolayı asla özür dilemez!..
Bazı insan vardır; yaptığı hatanın farkında olur ve özür diler!..
Bazı insan vardır; yaptığı hatanın hata olduğunu kabul etmediği gibi özür de dilemez!..
Bazı insan vardır; o, erdemlidir. Haddini bilir, sınırları aşmaz. Hatası olmuşsa farkında bile değildir. Akşam yatağa girmeden öz yargı yapar şayet, istemeyerek bir hata yapmışsa, bunu anlar zaman geçirmeden hata yaptığı kişiden özür diler.
Erdemli, ahlaklı, dürüst dost ise; hep hata yapar. Çünkü dostluğun doğasında vardır. “Hata yapmamak için gayret sarf ederken hata yapar.” Utancından belki özür dilemez ama kahrolur.
Dost olduğu kişi de gerçek dost ise, o dostunun hatalarına da sarılır doğrularına da. Çünkü o bilir dostunun bilinçli bir hata yapmayacağını.
Ne zaman yüreklerimizde olmadı pranga? Ne zaman boğulmadık sevda dehlizlerinde? Bu yüzden göremedik o ince farkı! Bu yüzden göremedik duvar ötesi özgürlüğü! Güvenimiz güvensizliğe, sevdalarımız nefrete dönüştü!
Gardiyanın sunduğu öpücük servislerinde, aldığımız her yudum tiksinti ve bu yüzden, her sevda batar yüreklerimize! Ve dün can dediğimize, bu gün canın çıksın der olduk!
Uzun vadeli olmadı planımız. Belki ışığı göremedik yarınlarda. Belki de biz zaten karanlıktık! Bilemedik karanlıklar yetiştirmez nadide çiçekleri! Oysa seven bir yürek, aydınlatır, büyütür rengarenk çiçekleri. O yürekle sever, onunla sayar, onunla güçleniriz.
İlle de bir vesile olmalı dünü hatırlamaya. Dünden ders alarak bugün planlar kurup, yarına ışıklar tutmaya! Karanlıklar umut vaad etmez. Takılı kalırsın düne!
Ya bugün? Bugün bir andır. Nasiptir diğer bir adı.
Uzatmıyorsanız ellerinizi nasibe, bu benim kaderimdir nasıl deriz?
Öyleyse yarını beklememeliyiz. Yarın bizim değil. Hemen, zaman geçmeden, el uzatmalı, yazgımızı değiştirmeliyiz. Hatta ufuk çizgisiyle bile yetinmemeliyiz. Belki de ufuk çizgisini bile zorlayarak geçmeliyiz! Sil baştan, yeniden yazmalıyız kaderimizi! Ufuk çizgisi ötesini görmekse hayallerimiz, umutlarımıza sıkı sıkıya sarılmalıyız! Tükenmişse umutlarımız, ne dünde yaşamalı, ne anı sorgulamalı, ne de yarınlara dair hayaller kurmalıyız! Aksi halde, buymuş benim kaderim der, anlamsızca kadere boyun eğeriz!
Eylemlerinde, söylemlerinde, sevginde, ilişkilerinde hata mı yaptın! Dert etme hepsi yaşama dahildir! O hatalardır basamak basamak sana doğruyu öğreten, basamak basamak seni zirveye taşıyan! Unutma ki, aynalar da yanıltır bazen!
Efkan ÖTGÜN
Toplam 1356 mesaj bulundu