Dilek Karagüzel Pıtırcık Adlı Antoloji.com Üy ...

  • Dilek Karagüzel Pıtırcık
    Dilek Karagüzel Pıtırcık

    31.07.2023 - 13:42

  • Dilek Karagüzel Pıtırcık
    Dilek Karagüzel Pıtırcık

    31.07.2023 - 13:41

  • Dilek Karagüzel Pıtırcık
    Dilek Karagüzel Pıtırcık

    31.07.2023 - 12:02

    ??Bir kadının gülüşünü gördüm !
    Lapa lapa kar yağar gibi ,
    Öyle güzel gülüşüyordu ki
    Bütün güzel mevsimleri taşıyor gibiydi
    Can .verir gibiydi doğaya
    İklimlerin karanlığına Işık verir gibiydi
    Sanki serçeyi iyileştirip avuçlarında
    Uçuruyordu maviliklere...

    Faysal Özbek

  • Dilek Karagüzel Pıtırcık
    Dilek Karagüzel Pıtırcık

    30.07.2023 - 20:31

    BULAMADIM

    Az gittim uz gittim,
    Kirpiğinden öteye, yol bulamadım..
    Kaç kez boğuldum, o gözlerinde
    Kıyına çıkmaya sal bulamadım..

    Kalemi kağıdı aldım elime
    Seni yazmaya söz bulamadım.
    Bütün ateşleri yığdın içime
    Dünyayı yakmaya, köz bulamadım.

    Hicranım çağlar, senin sesinde
    Bir ömür harcadım, aşkın izinde
    Olsaydın ağlardım, senin dizinde
    Gözüme sen gibi, sel bulamadım.

    Ucunu yakmışız, bir bir yılların
    Yaprağın dökmüşüz, kırık dalların
    Gitmek istedi, sensiz ayaklarım
    Adım atacak, diz bulamadım..

    Her kalbin ağrısı, başka biçimde
    Gizli bir sevdasın, benim içimde
    Kırk yılın hasreti, varken üstümde
    Seviyorum demeye, dil bulamadım..

    __________________________Ömer Faruk Güney

  • Dilek Karagüzel Pıtırcık
    Dilek Karagüzel Pıtırcık

    30.07.2023 - 01:21

  • Dilek Karagüzel Pıtırcık
    Dilek Karagüzel Pıtırcık

    30.07.2023 - 01:17

    Beklerken
    bana iki cesur sözle gel,
    gönlümün kilidi darmadağın olur,
    açılır sana bir ömür kapılarım
    engin deniz olur
    yeterki gerçekliğine dolanayım
    gerçekliğim aşk olur
    al beni gözlerinin huzuruna
    huzurumu bulayım
    bakma sen soğukluğuma ,
    yokluğundur yüreğimi buz kesen
    vardığında volkan olur...

    Murat Jan Aydın

  • Dilek Karagüzel Pıtırcık
    Dilek Karagüzel Pıtırcık

    30.07.2023 - 01:14

    Özlediğim Herşeysin

    ilk kez bulan bir cümlenin
    hırçınlığıyla;
    Seni Seviyorum...

    Sesinin uzağında
    yurtsuz bir güvercinim.
    Bakışımda gözlerin var,
    nefesinden öpüyorum.Kapanınca ışığın kapısı,
    karanlığa uzanır ellerim.
    Ah ve Ay etrafında ne kadar dönsem de
    hayalinin geçtiği rüyada
    bana kim üşüyebilir?Tüm ağaçların dalları kırılıyor bahçemin.
    Özlüyorum işte Seni...
    Yaprak, tüm sırrını bağışlamasa toprağa
    rüzgâr boşuna...
    Ve unuturum saniyelerin uzunluğunu
    kalbim adını mırıldanıp durmasa...Parmaklarımda kanaması durmayan
    kokundan kalma bir yalnızlık...
    Sarılıp dur bana!
    Yastığıma yüzünün haritasını çizdiğimi
    bana kim unutturabilir?Sana uyarlıyorum ellerimin ayasını.
    Ruhumun izini sür,
    gör içimdeki sızıyı.
    Yeniden tarif et
    durmadan yenilenen sevgimin kehanetini...Harlıyorum ateşini anıların.
    Kalbim Seni özlemeyi sırtlıyor.
    Ve kirpiklerime vurarak gölgeni
    Senden başka yön
    Gözlerinden başka put bilmem...Sesimi sessizliğine bağlıyorum.
    Toprağım da göğüm de Sensin.
    Irmaklar ki donuyor yokluğunda.
    Damarlarımda tıkabasa Sen
    dünyaya yüzünle bakıyorum.
    Gözlerime baharlar doluyor
    her şeyden kaçıp sesine sığınıyorum.

    Veysel TOPRAK

  • Dilek Karagüzel Pıtırcık
    Dilek Karagüzel Pıtırcık

    29.07.2023 - 05:09

    Biliyorum; çıkıp geleceksin
    serin bir bahar akşamı üstelik

    saçların ağarmış sesin kırık dökük
    gözlerinde buruk ama sevdalı o bakış
    …-başka baharda kalmış heveslerin
    olsun varsın kim kusursuzki ! bilirsin-
    yorgun ve suskun çizgilerin
    elinde bin yıllık valizin

    biliyorum geleceksin

    henüz açmamış olacak hanımeli
    ne begonvil ne portakal çiçekleri
    kokun dağılacak önce bahçeye
    içimde kadınlar neş’eyle susacak

    tıpkı o şarkıdaki gibi;
    biliyorum bir gün çıkıp geleceksin

    havada efsunlu bir telâş olacak
    biraz ahmed arif kokacak gözlerin
    dudakların biraz cemal süreya
    biliyorum geleceksin bir gün mutlaka
    arkasında öylece duracaksın çitlerin

    ll
    ve ben asla ölmeyeceğim
    sana hoş geldin demek için
    Arzu Eşbah

  • Dilek Karagüzel Pıtırcık
    Dilek Karagüzel Pıtırcık

    28.07.2023 - 23:46

    Sen bana gece sessizliğinde bir sohbet tadıyla gelsene
    Şöyle kırk yıllık hatıra bulanmış bir kahve telvesi içersinde
    Öyle yüreğim gibi göz göz
    Öyle bakışım gibi çokça kederli
    Öyle gülüşüm gibi anasını sattığımın dünyasına öfkeli
    Sen bana çocukluğumdan kalma bir masal tadıyla gelsene

    Yüreğim ilk kez delirsin seninle
    Gecem gündüzüm birbirine karışsın
    Acemi şiirler yazayım sana
    Titrek yapraklı papatyalar da fallar
    Sonra uzanıp saatler boyu resminle konuşayım
    Sen bana çocukluğumun bittiği yerden gelsene

    Sen bana avuçlarımın nasır tuttuğu yerden gelsene
    Ağzım gözüm kan içinde dayak yediğim bir kavganın ardından
    Yüreğime dağları sığdırdığım zamanlardan
    Şiir 'den. Sevda dan
    Sen bana hangi zamandan olursa olsun
    Yüreğimin aralığından gelsene

    Yılmaz Pirinççi

  • Dilek Karagüzel Pıtırcık
    Dilek Karagüzel Pıtırcık

    28.07.2023 - 14:48

    Hangi şehre gidilir yalnız başına?
    Hangi şarkı dinlenir senle duymayınca?
    Kiminle çay içilir?
    En güzel sözlerin altı kim için çizilir?
    Kimin kokusu saklanır?
    Hangi hayal hediye edilir?
    Hangi gözde görülür o çiçek yaprağı kirpiklerin?
    Nasıl anlatılır gülüşünün sesi?
    Adının güzelliğine hangi alfabede rastlanır?
    Senin bakışın hangi şiire benzer?
    Kime uyur, dokunur, sarılır bu kalp?
    Hangi insanda rastlanır sana?

    Gel ve anlat...

    "Senden başkası nasıl sevilir?
    Bilmiyorum ben..."

    Ilhan Berk

  • Dilek Karagüzel Pıtırcık
    Dilek Karagüzel Pıtırcık

    26.07.2023 - 13:31

  • Dilek Karagüzel Pıtırcık
    Dilek Karagüzel Pıtırcık

    26.07.2023 - 12:28

  • Dilek Karagüzel Pıtırcık
    Dilek Karagüzel Pıtırcık

    26.07.2023 - 01:35

    Lara Fabian ''Crokart'' — İddiaya göre aşık olduğu sevgilisi onu terk ediyor, şarkıcı Lara 12 yıl boyunca onu terkeden kişiyi unutamıyor ve ağır depresyona girip 6 yıl boyunca kimseyle konuşmuyor, hayata ve sahnelere küsüyor ardından da akıl hastanesine yatırılıyor.

    Psikiyatri doktoru son çare olarak Lara’nın doğrudan sahneye çıkartılmasını öneriyor.
    Onu unutmayan hayranları, sevenleri ve arkadaşları Lara'nın sağlığı ve esenliği için konser alanını tıklım tıklım dolduruyor.

    Orkestra çalmaya başlayınca Lara şarkıya giriş yapmaz ise dinleyiciler onun ünlü şarkısı olan ''Je t'aime'' yi hep birlikte söylesin deniyor.

    Ağır depresyondan tam 12 yıl sonra Lara adeta gözlerini ''yeniden'' sahnede açıyor ve bu inanılmaz duygu dolu anlar an ve an kayıt ediliyor...

    Dünyanın belki de en duygusal müzik sahnelerinden biri olarak adlandırılan bu an, dünyanın en duygulu parçalarından biri olan bu eserle bir olup Lara'yı müzik hayatına geri getirip tam 12 yıl süren karanlık dünyasını birdenbire aydınlatıveriyor.

    Bazen hayatın hiçbir anlamı kalmadığını düşündüğünüz anlar olabilir ve bu anlar normalde sürmesi gerekenden çok daha uzun zaman alabilir, işte o anda sevdiklerinizi ve sizi sevenleri hatırlayın, hayata tekrar sarılabilmek için gerekli sebepler bir umut ve sevgi ışığı olarak içinizde kendiliğinden yeşerecektir.

    Dimitrov Tesla
    15 Ekim 2022

    />

  • Dilek Karagüzel Pıtırcık
    Dilek Karagüzel Pıtırcık

    24.07.2023 - 17:04

    Onu sevmişti kadın...
    Aklına gelince içini çekti
    İstemeden eli saçlarının arasına gitti
    Bir zamanlar onun okşadığı saçlarına
    Acı bir gülümseme gelip oturdu titreyen dudaklarına
    Onunla olan hatıralar üşüştü beynine
    Ah be adam dedi usulca
    Sen bir çılgın, tam bir deliydin
    Her gün farklı bir adamdın
    Bir gün samimi, bir gün garip
    Bir gün coşkulu, bir gün durgun
    Bir gün utangaç, bir gün şımarık
    Bir gün aşk dolu, bir gün kibirli
    Sen binlerce kılığa giren bir adamdın
    ama kokun hep aynıydı
    Evet,
    Sen deliydin, hem de tam bir deli
    ama bir zamanlar o deliyi delice sevmişti bu kadın...
    Nurten Yurtalan Çağıl.

  • Dilek Karagüzel Pıtırcık
    Dilek Karagüzel Pıtırcık

    24.07.2023 - 14:37

  • Dilek Karagüzel Pıtırcık
    Dilek Karagüzel Pıtırcık

    24.07.2023 - 08:21

    Sandım ki sen beni seversen; dünya daha yaşanılır bir yer olur.
    Çocuklar ölmez, savaşlar biter.
    Anneler ağlamaz.

    Sandım ki; sen beni seversen; bahar gelir yeniden.
    Rengarenk çiçekler açar, kuşlar göç eder bu şehre.
    Gökkuşağına bir renk daha eklenir.

    Sandım ki sen beni seversen; dünyanın en güzeli ben olurum.
    Gözüm ıslanmaz, güne mutlu başlamaya nedenlerim olur.

    Sandım ki sen beni seversen; karanlıktan bir daha korkmam, geceme ışık olursun.
    Tuttuğun elimi hiç bırakmaz, düşmeme izin vermez, canımı hiç yakmazsın sandım.

    Ben sandım ki, sende beni böyle seversin.
    Ben,
    Ben, sadece sandım…

    -Eliza Pr Mia

  • Dilek Karagüzel Pıtırcık
    Dilek Karagüzel Pıtırcık

    24.07.2023 - 00:05

    hayatın anlamı
    kaç kez nefes aldığın mıydı
    kaç kez vurduğu muydu kalbinin
    kaç insan tanıdığın
    kaçını sevdiğin
    kaçından nefret ettiğin miydi
    kaç yalan söyleyip
    kaçına inandığın mıydı
    kaç yıl çalıştığın
    kaç para kazandığın
    kaç tapun olduğu muydu
    kaç oyun oynadığın
    kaçını kaybettiğin miydi
    kaç kez gökyüzüne baktığın
    kaç kez mavi gördüğün müydü
    kaç çiçeğe su verdiğin
    kaç şarkı söyleyebildiğin
    kaç kez aşık olduğun
    kaç kez seviştiğin miydi
    kaç kez mutlu olduğun muydu
    doğmak ve ölmek arasında
    kaç şiir yazdığınmıydı bir kadına...
    ................yüksel yeşilmenderes...

  • Dilek Karagüzel Pıtırcık
    Dilek Karagüzel Pıtırcık

    23.07.2023 - 23:18

    Erkek olsaydım, sevdiğim kadın dolabı her açtığında 'sen her halinle güzelsin' yazısıyla karşılaşırdı.
    Evdeyim diye yalan söyleyip, 10 dakika sonra aşağıda seni bekliyorum diye mesaj atardım.
    Ağlatmazdım. Ağlıyorsa tutup göğsüme basardım.
    Onu sevdiğimi sürekli söyler, hatırlatırdım.
    Sorunlarımız olduğunda kestirip atmak yerine geçecek hepsi derdim.
    Kalbini paramparça edeceğimi bilsem de, onu kandırmak yerine her şeyin gerçeğini delikanlı gibi söylerdim.
    Bi sebepten erkek olamadım. böyle bir erkek olsaydım eğer, beni tanıyan kadın benden sonra kimseyle mutlu olmazdı.
    Belki de bu sebepten böyle bir erkek hiç yaratılmadı...
    Can YÜCEL

  • Dilek Karagüzel Pıtırcık
    Dilek Karagüzel Pıtırcık

    23.07.2023 - 21:02

    halâ bilmiyorum
    ne zaman ve nasıl küstük.
    bir an geldi
    bir şey oldu
    yaşananlardan
    yaşanmayanları düştük.
    bir keder sana
    bir hüzün bana
    geri kalanları
    aramızda bölüştük.
    son bir kez bakıştık göz göze
    sahte birer tebessümü
    dudaklarımıza iliştirdik.
    sanki bekleyenimiz vardı
    başka sokaklara doğru yürüdük
    yolumuzu gözleyen
    muhteşem yalnızlığımızla buluştuk...
    ..............yükselyeşilmenderes...

  • Dilek Karagüzel Pıtırcık
    Dilek Karagüzel Pıtırcık

    21.07.2023 - 16:07

    Sevgili Olmayalım

    Konuşurken gözlerimin içine bakan kadın,
    Arkadaşım olmak istermisin ya da dostum.Yanımda dur, karşımda otur
    İstersen elimi tut.Kadehlerce şarap içelim,
    Sohbetler edelim,
    kahkahalarla gülelimNe sen benim ol,
    Ne de ben senin...Soran olursa biz zor olanı seçtik diyelim
    Sevgili olmayalım.

    Savaş TAN

  • Dilek Karagüzel Pıtırcık
    Dilek Karagüzel Pıtırcık

    18.07.2023 - 11:25

    Geçmem dediğin yollardan geçer,
    yaşayamam dediğin yerlerde yaşar,
    hiç özlemem dediklerini özler,
    özlerim dediklerine alışırsın.
    Vazgeçemem dediklerinden bir anda soğur, yapamam dediklerini yaparsın.
    Olmaz dediklerin olur.
    Mümkündür her şey bu hayatta.
    Seçil Oğuz

  • Dilek Karagüzel Pıtırcık
    Dilek Karagüzel Pıtırcık

    18.07.2023 - 11:25

    Genç adam işten yeni gelmişti. İki dakika soluklanmak için daha ceketini bile çıkarmadan kendini koltuğun üzerine attı. Telefonunu çıkarıp az önce gelen mesajı okudu: "Hayatım biz biraz gecikeceğiz. Dolapta yemek var, ısıtıp yersin. Seni seviyorum."

    Kapı zilinin kulak tırmalayan sesiyle şaşkınlık ve tedirginlik içinde yerinden fırladı. İçi geçmiş, uyuyup kalmıştı. Zilin ikinci defa çalışıyla nerede olduğunun anca farkına varabildi. Kalkıp kapıyı açtı. Gelen üst komşunun oğluydu, elinde tuttuğu zarfı genç adama doğru uzattı: "Ayhan amca iyi akşamlar. Bugün postacı bir zarf getirmiş size, siz evde olmayınca anneme bırakmış." Genç adam zarfı aldı ve çocuğa teşekkür ederek kapıyı kapattı.

    Ya banka ekstresi ya da faturadır diye düşünerek koltuğa geri oturdu ve zarfa baktı. Zarfın üzerinde sadece adı soyadı ve adresi yazıyordu. Merakla zarfı açtı, içinden çıkan dörde katlanmış kâğıdı düzelterek okumaya başladı:

    ***
    "Çocukken anlayamazsın, hep oyunlar oynayacak, üzeri krem şantili pastalar yiyerek geçecek sanırsın hayatı. Kadın nedir, erkek nedir, onun bile ayrımını yapamazsın. Sonra yaşın ilerler, vücudunda seni tedirgin eden fiziksel değişiklikler, ruhunda ise anlam veremediğin duygu depremleriyle sarsılırsın. Bu tıpkı bir tohumun, toprak altından çıkıp yeryüzüne doğru yol alması gibidir.

    Sonra hiç bir şey eskisi gibi olmaz, o çocuk aklınla güvendiğin kimseye güvenemez olursun, hep bir tedirginlik, kuşkuyla akmaya başlar zaman. İşte o zamanlar başlarsın gönlünün etrafına surlar inşa etmeye, işte o zaman başlarsın gönlüne ulaşan yollar üzerine kapılar dikmeye, onlarca ve yüzlerce... Her bir kapıyı kilitleyip, atarsın anahtarlarını kara deliklerine.

    Elbet bunun böyle olmasında toplumun rolü büyük, aklın başına geldiğinde çocukken oyun sandıklarının aslında her birinin bir dram olduğunu anlarsın. Ne değişen vücudunda olup biteni öğrenebilirsin, ne de değişen ruhunda. Öğrenemediğin her şey koskoca bir soru işareti olarak asılı kalır zihninin tavanında, kuşku duyar, tedirgin olur ve korkarsın.

    Sonra zamanla o diktiğin kapıların birileri tarafından çalındığını duyarsın. Açmazsın! Dersin ki; anahtarı bende değil. Bazısı açılmayınca geri döner, bazısı anahtarlarını bulmak için çabalar ama bulamaz ve o da geri döner. Bazısı birkaç kapının anahtarını bulur, açar, fakat hedefe uzanan yol uzundur ve çok daha fazla kilitli kapı vardır. Bu böyle bir müddet devam eder.

    Sonra biri daha çıkar gelir.

    İşte o ısrarcıdır, hemen gitmez, dalar ruhunun kara kuyularına. Sabırla arar kilitli kapıların anahtarlarını. Kimini çabucak bulur açar, kimini uzun süre arar, ama usanmaz. Bir zaman sonra o kadar çok kapı açar ki şaşırırsın ve sorarsın kendine; tüm bu mücadele benim gönlüme ulaşmak için mi? Takdir edersin bu mücadeleyi, birkaç kapının anahtarını da sen takıverirsin kilidinin üzerine, çabuk açıp ilerleyebilsin diye.

    Ardından kapılar bir bir açılır… Gönlünün etrafındaki surlara ulaşır o biri. Bu surları aşmak, kapı kilidini açmaktan çok daha zordur. Kurar otağını surların etrafına, ölçer, biçer, tartar. Kurar gönlünün şahi toplarını, gülleleri aşk’tan yapılan. Ve ateşler ardı ardına. Aşk gülleleri dövmeye başlar gönül surlarını, yakar dokunduğu yeri, yakar tüm şehri. Yanarsın, anlamazsın. Ve yıkılır tüm surların. Fethedilir gönlün. Teslim edersin kendini. Tüm ruhunla, tüm vücudunla.

    İşte sevgilim! O fatih sensin. Gönlümün sahibi, aşk’ımın layığısın. Ruhumu teslim aldın, bedenimi de teslim almanı bekliyorum sabırsızlıkla.

    Bu mektuba gelecek planlarımızla ilgili şeyler yazmak istemedim. Ya da bu tarihte neler yapıyor olduğumuzu. Ben bu mektuba seni yazmak istedim. Utanıp sana söyleyemediğim ya da konuşarak sana ifade edemediklerimi yazmak istedim. Yazayım ki sen de on yıl sonra sana olan tutkumdan, sana olan açlığımdan hiçbir şey kaybetmediğimi gör.

    Bu mektup on yıl sonra bize geri ulaşır mı, o tarihte hâlâ hayatta olur muyuz emin değilim. PTT’nin böyle bir uygulaması olduğunu gazeteden okuyunca heyecanla ben de yazayım bir mektup dedim. İkimiz için de eşsiz bir anı olur. Şu an bu satırları okuyorsan, demek ki ulaşmış eline. Mektubu teslim aldığında sakın bana fark ettirme, önce kendin oku, anla neler demek istediğimi, sonra beraber okuruz.

    Sevgilim, bunca yıldan sonra, hâlâ beraber olduğumuza öylesine eminim ki öylesine huzurlu ve öylesine esirim ki sana… Hadi şimdi bırak mektubu kenara, gel yanıma.

    Seni seviyorum…

    12 Kasım 2008 / Derya"

    ***
    Genç adamın ağlamaktan kontrol edemediği burnu ve ağzından çıkan sıvılar gözyaşlarıyla karışıp mektup üzerine düşmüyor, adeta yağıyordu. Akan gözyaşları on yıldır bir bütün halde bekleyen mürekkebi çözmeye başlamıştı. Kala kaldı yerinde, bir daha okudu mektubu, bir daha… Bir daha…

    Yine kapı zilinin o sevimsiz sesiyle irkildi. Mektubu katlayıp cebine koydu. Perişan ve sırılsıklam olan yüzünü gömleğinin kollarıyla silmeye çalıştı. Kalkıp kapıyı açtı.

    Gelen eşiydi: "Hayatım neyin var, ne bu halin? Çocuklar geliyor arkadan, git elini yüzünü yıka böyle görmesinler seni!"

    "Tamam" dedi ve lavaboya gitti genç adam. Musluğu açtı ve kapıyı kilitleyip askıdan bir havlu aldı. Sesi duyulmasın diye yüzünü havluya bastırıp ciğerleri ağzına gelircesine titreyerek ağlamaya devam etti.

    Tam bu sıralarda başka bir şehirde, başka bir evde, genç bir adam, adı Derya olan genç bir bayana seslendi:

    "Hayatım neden dalgınsın?"

    #özkansarı

  • Dilek Karagüzel Pıtırcık
    Dilek Karagüzel Pıtırcık

    12.07.2023 - 13:51

  • Dilek Karagüzel Pıtırcık
    Dilek Karagüzel Pıtırcık

    05.07.2023 - 20:16



    YÜZLEŞME; AŞKA DAİR, DERİN VE TEHLİKELİ MEVZULARA EL ATMA DENEMELERİ (1)

    Sevgililere ve insan ilişkilerine dair -kulak ardı- tavsiyeler…
    Hayata dair beklentileriniz, sevgi, aşk ve mutluluk meselelerinde çıtayı yüksek tutmayın… Lütfen… Sonra da “söylemedin ki…” demeyin…

    “eskisi gibi değil, eskisi gibi davranmıyor, eskisi gibi sevmiyor ya da sevilmiyor” olmamızın, ilgisiz davranmamızın, karşımızda ki kişiler tarafından “bi türlü anlaşılamaz…” oluşumuzun ya da “ yaa! Öyle değil, ben seviyorum da belli edemiyorum…” gibi görünmemizin gerçek nedeni çıtayı gerçekliğimizden, beklentilerimizden, sevgimizden ve aşkımızdan çok ama çok daha yüksek tutuyor olmamızdır…

    Sevmenin, aşkın ve insan ilişkilerinin de sürekli bir evrim; etkileşim ve değişim süreci içinde olduğunu; sevmenin bir gün nefrete dönüşebileceği… Aşkın ve birlikte yaşamanın -beceremezsek eğer- aynı zamanda bir ayrılık hikâyesi olduğu… Mutluluğun ise beklenmedik bir an da nasıl da çok büyük bir felakete ve acıya dönüşebileceği gerçeğini asla unutmadan… Hayata dair beklentilerimiz, sevgi, aşk ve mutluluk meselesinde, çıtanın kendi boyumuzu aşmasına izin vermeden, aşkın ve mutluluğun bedenimize hükmeden o meşhur sarhoşluğuyla kendimize ve karşımızdakine hesapsızca kanmadan… Duygularımızı ortalığa hesapsızca saçıp dökmeden, yerine getiremeyeceğimiz sözler ve eylemlerimizi -seçim meydanlarındaki siyasetçiler gibi- abartılı bir biçimde aşk kürsüsünden vaat etmeden çıtayı -insani -duygusal- gerçekliğimiz ve yürek boyumuz kadar tutmak, tutabilmek (duygusal olarak her ne kadar zorsa da) en ideal ölçüdür… Kanımca…

    İlişkilerde olağan dışı, gerçek üstü, insanüstü, duygusal ve dizginsiz arzuları, istekleri ve beklentileri olanları ve bu nedenle de “ ömür boyu hep mutlu ve sevinçli bir aşkla yaşadığını” ve “içindeki aşk yangınının her geçen gün daha da çok alevlendiğini” iddia edenleri -varsa eğer - ve öyleyse gerçekten, bu işin sırrını açıklamalarının da insanlığa karşı zorunlu borçları olduğunu hatırlatarak- ve sevgi ve saygıyla şimdilik bu meselenin dışında tutarak… Kanımca; gerçekliğimize uygun ve üstesinden gelebileceğimiz ölçüler saptamak ilişkilerimizde şaşkınlığımızı, hayretimizi, öfkemizi, ayrılıklarımızı, gözyaşlarımızı ve hayal kırıklıklarımızı en aza indirir, ilişkilerimizin iyiye, güzele evrilmesi ve birlikte yaşama meselesinde başarı şansımızı artırır.

    Che Guevara’nın dediği gibi “gerçekçi ol”duğumuzda, birçoğumuz için “imkânsız” gibi görünen insani ilişkileri kurmak, geliştirmek ve asıl zor olanı -hayatın zorluklarını mizaha dönüştürmeyi- kendini alaya almayı- gülmeyi-başkalarına ve kendimize karşı dürüst ve samimi olmayı, sevmeyi- aşkı-birlikte yaşamayı ve mutlu olmayı- birlikte -değişe dönüşe- başarmak kolaylaşır…

    Hadi bakalım… Mahallenin delisi olarak “aşk ve ilişkiler kuyusuna bi taş attım” Çıkarması siz, “kırk akıllıya” kalmış…

    Kalın sağlıcakla…

    Savaş Karaduman

Toplam 1443 mesaj bulundu