Dilek Karagüzel Pıtırcık Adlı Antoloji.com Üy ...

  • Dilek Karagüzel Pıtırcık
    Dilek Karagüzel Pıtırcık

    31.08.2025 - 21:08

    En eski hikâyedir Kadın;
    Saçından iktidar,
    makyajından medeniyet devşirilen.
    “Erkek” ve “Erken” kelimelerinin arasında nefes
    almaya çalışırken Kadın;
    Boynunda cinsiyet künyesi,
    alnında namus fünyesi,
    dünya'nın orta yerinde, ortasından taşır kederi…
    Aşık olunası, hatta aşktan öldürülesidir nazarda.
    Bu yüzden yaşayan her kadına ölü bir çiçek,
    ölen her kadına canlı bir çam ağacı hak görülür
    başucuna.
    Herkes yaşamı boyunca bir kadını öldürür hattı
    zatında.
    Kimi doğururken,
    kimi doğurduğu tarafından.
    Kimi alın terinde boğar,
    kimi şehvetine adak tutar.
    Bazıları çok severek,
    bazıları hiç sevmeyerek öldürür.
    Bazen de yok sayarak dizlerinin üzerine düştüğü
    caddelerde,
    Kim vurduya sarılarak gönüllü linç'in ellerinde
    Ahir hakkı töredir, gelenektir, günahtır.
    Altından da örse huzuru,
    Kuyumcuda bozdurulur gülüşü…
    Kendi yuvası açık cezaevi,
    sokakta namusu saman alevi…
    Yürüse suç,
    ağlasa ayıp,
    koşsa edepsiz
    ve
    ölse kadersiz…
    Kadın olmak yağmuru doğurup,
    Yıldırımda alev almak gibi bir zûl mevsimidir.
    Bayrak diken,
    zehir biçen,
    ırmak ören kadınlar…
    Torna yürekli,
    keman saçlı,
    bağlama kaşlı
    köy bakışlı,
    kent yorgunu
    evlat vurgunu,
    koca şehidi kadınlar…
    Acısı sendikasız,
    sözü pankartsız
    düşü yasak,
    yolu tutsak.
    Kadınsa haykıran,
    sesi uzak…
    Şimdi bir bulut al kendi payına,
    Bir kadının kaderini kuşan hayat namına,
    Bir dakika katlanabilirsen onun yerinde
    Yerinde; Onsuz huzur olmadığını anlayacaksın..
    Herkes bir şeyler söyledi kendine göre;
    bir kadın döktüre döktüre susuyordu.
    “İnsan esasen ne erkektir ne de dişi.
    Cinsiyetin farklı olmasının amacı, cinse özgü biçim farkını oluşturmak olmayıp
    yalnızca üremeye yarar…”????????

    Marie Le Jars de Gournay;
    Kadınlarla Erkeklerin Eşitliği Üzerine.

  • Dilek Karagüzel Pıtırcık
    Dilek Karagüzel Pıtırcık

    31.08.2025 - 19:26

    Keşke devlet de yürek anayasasıyla yönetilse...

    İNSANLIK ETİĞİ ANAYASASI
    (Yalnızca yüreğini dinleyenler için geçerlidir.)

    1. Madde – Her Can Değerlidir
    Hiçbir can, ekonomik katkısı, statüsü, görünüşü, dili, türü ya da inancı nedeniyle değersiz görülemez.
    İnsanın, hayvanın, ağacın, toprağın hakkı vardır; sesi olmasa bile.

    2. Madde – Hiçbir İnsan Sadece “Araç” Değildir
    Kimse yalnızca işe yaradığı sürece değerli sayılmamalıdır.
    Her insanın varlığı, kendi başına bir anlam taşır.
    İnsanlar kullanılmak için değil, anlaşılmak ve yaşamak için vardır.

    3. Madde – İyilik Gösteri Değil, Görevdir
    Gerçek iyilik; alkış için değil, içeriden gelen bir görev duygusuyla yapılır.
    İyiliğin fotoğrafı değil, izi kalmalıdır.

    4. Madde – Adalet, Güçle Değil Vicdanla Ölçülür
    Adalet, güçlünün istediği değil, haklı olanın hakkıdır.
    Vicdanı olmayan bir yasa, kanun olsa da adil değildir.

    5. Madde – Sessizlik Suça Ortaklık Olabilir
    Bir zulüm karşısında sessiz kalmak, zalimin yanında durmaktır.
    “Ben yapmadım” demek yetmez, “Ben engellemek için ne yaptım?” sorusu gerekir.

    6. Madde – Empati, Bir Lüks Değil, Zorunluluktur
    Her davranış, önce şu soruyla tartılmalıdır:

    “Ben olsaydım, bana nasıl davranılmasını isterdim?”

    7. Madde – Bilgi, Sorumluluk Getirir
    Bilen kişi, görmezden gelme hakkını kaybeder.
    Bir şeyi fark eden insan, onu düzeltmek için çabalamakla yükümlüdür.

    8. Madde – Doğaya Zarar, Geleceğe İhanettir
    Doğayı yok eden hiçbir karar, hiçbir başarı, gerçek bir kazanım değildir.
    Toprağa, suya, göğe zarar veren her şey; insanı da içten içe çürütür.

    9. Madde – Yargılamadan Önce Dinle
    Hiçbir insanın hikâyesi dışarıdan göründüğü kadar basit değildir.
    Anlamadan yargılamak, adalet değil, kibirdir.

    10. Madde – Özgürlük, Başkasının Özgürlüğü ile Anlamlıdır
    Kendi özgürlüğünü savunmak isteyen, başkasının özgürlüğünü de savunmalıdır.
    Aksi halde özgürlük değil, imtiyaz olur.

    “Bu anayasa devleti değil, yüreği yönetir.
    Yasası yoktur, ama vicdanı olanlar onu tanır.”

    ?? Etik yolda yürüyenlere ithaf edilmiştir.

  • Dilek Karagüzel Pıtırcık
    Dilek Karagüzel Pıtırcık

    31.08.2025 - 17:54

    ?si=fW4TB0HTq7njR4eI

  • Dilek Karagüzel Pıtırcık
    Dilek Karagüzel Pıtırcık

    30.08.2025 - 01:57

    "Biliyor musun ?...
    Beni herkes aynı sevdi.
    Aynı güzel sözleri söyleyip, aynı yalanlara inandırıp, aynı şekilde yok olup gittiler.
    Sen beni öyle sevme olur mu?
    Sen beni başka sev.
    Belki o zaman gözlerimdeki hüznü, kalbimdeki yorgunluğu daha iyi anlarsın.
    Bir insan en güzel yorgunken sevilir, bir insan en güzel yaşlanırken.
    Onlar bilmiyormuş.
    Umarım sen biliyorsundur.."

    -Ali Lidar

  • Dilek Karagüzel Pıtırcık
    Dilek Karagüzel Pıtırcık

    28.08.2025 - 00:15

    Bir kadın, su almak için nehir kıyısına gitti. Orada, acı içinde kıvranan, ıslık çalan yaralı bir yılan gördü. Ona acıdı ve evine götürdü.

    Yılan kadına şöyle dedi:
    — Sen bana bak, ben de seni koruyacağım.

    Kadın kabul etti. Yılana sevgiyle değil, vaad edilen koruma için baktı.
    Yılan da onu minnetle değil, kendisine gösterilen ilgi nedeniyle korudu.

    Geceleri yılan evin içinde sessizce dolaşır, kadını gözetirdi.
    Sabah birlikte kahve içer, ormanda yürüyüşe çıkarlardı.
    Dışarıdan her şey uyumlu görünüyordu.

    Ta ki... yılan, bir gün aniden kadını ısırıp kaçana kadar.
    Ne bir uyarı vardı, ne bir sebep.

    Kadın hem acıdan, hem ihanetten, hem de hayal kırıklığından ağladı.
    Bir açıklama aradı.
    Evin her köşesini aradı ama yılan yoktu.

    Zehir kanına karışmıştı artık.
    Yılanı bulmak için ormanı, vadileri, çölleri dolaştı.
    Nihayet bir mağaranın önünden geçerken onu gördü.

    Güçsüzdü. Ama kadın yine de haykırdı:
    — Gözlerimin içine bak! Neden yaptın bunu? Seni kurtardım! Sana yuva, sıcaklık verdim!

    Yılan ıslık çalarak şöyle dedi:
    — Isırmak istemedim. Ama elini üzerime koydun, kaçamıyordum. Tek yolum buydu.

    Kadın bağırdı:
    — Neden söylemedin? Neden sadece elimi çekmemi istemedin?

    Kavga ettiler.
    Biri haklı olduğunu kanıtlamaya çalıştı.
    Diğeri sorumluluktan kaçtı.

    Zaman geçti.
    Zehir kadının damarlarında dolaşmaya devam etti.
    Bu konuşma ne anlayış getirdi, ne af, ne de iyileşme.
    Sadece daha fazla acı...

    Sonunda kadın, son gücüyle hastaneye ulaştı.
    Kapıda yere yığıldı.
    Nefes alamıyordu artık.

    Ama yine de bir ses duydu:
    — Yazık... Artık çok geç. Anlamaya çalışırken yardım istemeyi unuttu.

    İncinmenin en acı yanı, değerli zamanını "Neden?" sorusuyla harcamaktır.
    Sana ihanet eden biriyle tartışmak, sadece daha fazla zehir saçar.
    Vicdanı olmayan birinden açıklama bekleme.
    Adaleti onun karanlığında arama.

    Kendini kurtar.
    Ruhuna iyi bak.
    Kalbine.
    Hayatına.

    #alıntı

  • Dilek Karagüzel Pıtırcık
    Dilek Karagüzel Pıtırcık

    25.08.2025 - 18:30

    KADEH BOŞ ,KALP AĞIR
    (Şiirin şarkı formu için videoyu izleyebilirsiniz)


    Saat üçü geçmiş, perdeye vuran sokak ışığı
    İçimde dönüyor senin gidişinin fısıltısı
    Bir fincan kahve soğumuş, dudaklarım gibi
    Adını hâlâ unutmuyor eski radyo sesi


    Ayakta kalmış bir gölgeyim bu odada
    Bana kaldı duvarda bıraktığın yarım bakışlar
    Gömleğinde unuttuğun yasemin kokusu
    Zehir gibi çökerken, içimden geçer anılar


    Kadeh boş, kalp ağır,
    Bir sigara daha yakar gecenin sabrı
    Beni senden alan neydi, kimdi,
    Hâlâ soruyorum aynaya, sesim gibi kırık


    İstanbul susmuş, tramvay geçmiyor artık
    Şarkılar bile seni anarken yarım
    Çekmecede duran mektubun bile suskun
    Sen gittin, zaman bile kaldı arkamda yorgun


    Belki bir gün dönersin eski bir şarkıyla
    Plaktan çatlak bir “merhaba”yla
    Ama ben çoktan solmuşum gibi,
    Sana dair her şey hâlâ canlı bende gizli


    Kadeh boş, kalp ağır,
    Bir sigara daha yakar gecenin sabrı
    Beni senden alan neydi, kimdi,
    Hâlâ soruyorum aynaya, sesim gibi kırık


    Ve adını,
    Bir kadehin kenarına yazıyorum,
    Silecek sabah,
    Ama ben yine hatırlıyor olacağım...

    Turgut BAŞAR

  • Dilek Karagüzel Pıtırcık
    Dilek Karagüzel Pıtırcık

    25.08.2025 - 15:35

    Boşverdiklerim var benim.
    Artık vazgeçtiklerim.
    ''Olmazsa olmaz'' dediklerimin,
    Olmayabileceğinide öğrendiğim.
    ''Neyse...'' dediklerim var benim.
    ''Sağlık olsun.'' deyip geçtiklerim.
    Hem ben artık,
    Eski bende değilim!
    Hayallerim yok benim ve
    '' Şöyle olsa ne güzel olur!'' dediklerim..
    '' Hayırlısı Olsun.'' demeyi öğrendiğim gün
    Hayallerimden Vazgeçtim..

    RüzgaR

  • Dilek Karagüzel Pıtırcık
    Dilek Karagüzel Pıtırcık

    24.08.2025 - 21:17

    ?si=d-mrvft1NZ3_7pSP

  • Dilek Karagüzel Pıtırcık
    Dilek Karagüzel Pıtırcık

    24.08.2025 - 17:41

    ?si=QVEE6t-acXnngG59

  • Dilek Karagüzel Pıtırcık
    Dilek Karagüzel Pıtırcık

    24.08.2025 - 16:26

    ?si=M7p_r297kJt3LsyQ

  • Dilek Karagüzel Pıtırcık
    Dilek Karagüzel Pıtırcık

    23.08.2025 - 01:05

    Gelsen

    Gelsen…
    İçeri bir rüzgâr gibi girsen
    Kapanmasa kapı ardından,
    Oturup bir şey demesek mesela,
    Ben susarım, sen anlarsın — hep öyleydik ya.

    Gelsen…
    Ben yine o köşedeyim,senin sağa benim sola
    Gittigimiz yerdeyim o yol ayrımı çatalında
    Sana hep “dönersen beni orada bul” dediğim.
    Sırtım duvarda, gözüm yolda,
    Bir selamlık mesafe kadar yakınken hasrete,
    Yıllardır içimde yürüyorsun sessizce.

    Gelsen…
    Çiçek falan getirme,
    Ellerin yeter.
    Ben hep oradayım.
    Avuç içi kadar bir yerde,
    Kimseye göstermediğim o cümlede saklıyım.

    Birlikte sustuğumuz o bank hâlâ yerinde,
    Yanı başında geçen yıllar,
    Üzerine oturmuş yavaşça.
    Söyle, zaman ne zaman geçer?
    Sensizken öğrenemedim…

    Gelsen…
    Bu defa hiçbir şey yarım kalmasa.
    Çay soğumasa mesela,
    Sen gitmeden içsek.

    Ve ben yine ellerine baka baka susarken,
    Sen gözlerimden okusan içimdeki yangını.
    Ben konuşmaya kalksam,
    “Tamam…” desen,
    O kelimeyle sustursan beni bir ömür daha.

    Gelsen…
    Hani şu eski şarkımız vardı ya
    Eksik bir şey mi var,
    “Dinlemeye korkuyorum artık,”
    Dediğim…
    Onu açsam usulca,
    Sen de “kısmadan dinleyelim” desen,
    İçimizde bir şeyler tamir olur belki.

    Gelsen…
    Bu sefer hikâyemizi yarım bırakmasak.
    Giden sen olmasan,
    Susup kalan ben olmasam,
    Ve en çok da,
    Birbirimize geç kalmasak…

    Ben çok şey istemedim hiç,
    Senin gelişinle sussun yeter bütün yangınlar.
    Bir yere gitme artık…
    Çünkü ben gidişinle bölündüm,
    Ve her parçam başka bir yerde seni bekliyor.

    Gelsen…
    Ama bu kez hiçbir yalanın ardına saklanmadan.
    Geç kalmadan, bahane uydurmadan,
    Sadece yüreğini getirsen yeter.
    Ben zaten her şeyimi sana bıraktım giderken,
    Senin dışında hiçbir şeyi tamamlayamadım.

    Biliyor musun?
    Birini sevmek, onun suskunluğuna bile anlam yüklemektir.
    Ben senin her susuşunda kendimi aradım.
    Ama sen…
    Sen bana sustun.
    Dünyaya değil.
    Kalabalıklara değil.
    Bana…

    Ve o gün anladım,
    Bir insanı kaybetmek değil en acısı,
    O insanın artık seni duymaması.
    O yüzden,
    Gelsen bile…
    İçimde bir ses hep diyecek:
    “Sen bana sustun.”
    Hüseyin Erdinç

  • Dilek Karagüzel Pıtırcık
    Dilek Karagüzel Pıtırcık

    23.08.2025 - 00:10

    Yalanım yok.
    rakı kadehime düştüm bu akşam.
    dibine dibine vuruyorum her içişte
    üstüm başım buram buram yokluğun
    sensizliği yaşıyorum
    bu akşam da..

    Yalanım yok
    kafam oldukça iyi
    zaten tek iyi olan yerimde orası
    gerisini topla çöpe at
    o bile kabul etmez
    zar zor idare ediyorum işte.

    Yalanım yok
    içimde yaşlanmış bir ayyaş
    iç dostum diyor
    onunla,onsuzluğun şerefine
    buzum da kalmadı hadi be
    oldu mu şimdi böyle.

    Yalanım yok
    sen bana bakma sevgili
    iyi değilim.
    çok çirkinim bu akşam
    içince güzelleşirim diyordum
    tek güzelleşen hep sen oldun içimde

    Anla işte
    aşığım sana delicesine
    Allah'a emanet ettiğim
    bir gülümsemene bile
    yalanım yok...!!!

    Yüksel ŞEKER

  • Dilek Karagüzel Pıtırcık
    Dilek Karagüzel Pıtırcık

    22.08.2025 - 23:28

    Çocukluğum
    "Ve en çok seni özledim ben.
    Karşı komşunun sokağa çıkacağı zamanı beklemeni.
    Her teyzeyi annen gibi sevmeni.
    Sanki ayıpmış gibi kimselere söylememeni.
    Ve o bisikleti ilk gördüğünde koşuşunu.
    Yağmurlu bir günde annenin elinden yediğin ekmeği.
    Islanan sokaklara bakıp duygulanmanı.
    Yaz akşamlarında oturduğun kaldırımı.Seni bir kez daha görmek isterdim...
    hiç konuşmadan..
    kısa pantolonlu siyah beyaz halini..
    bir lokma boyunu..
    diz çöküp yere sımsıkı...ama çok sıkı
    sarılmak sana..
    gözyaşlarımı omuzlarına bırakıp gitmek istiyorum şimdi
    sana kim olduğumu söylemeden...arkama bakmadan
    ağladığımı sana göstermeden
    seni çok özledim
    ama çok özledim
    çocukluğum!!"

    *Ceyhun Yılmaz

  • Dilek Karagüzel Pıtırcık
    Dilek Karagüzel Pıtırcık

    22.08.2025 - 22:33

    arada
    rakıya şaraba düşüp
    râkımı
    düşünmeli yoksa çekilmiyor
    hasretin
    hem alkol alınan yerde
    mikrop
    barınmaz ya
    madem insanca söyledik
    laf anlamıyor
    şerefine söyleriz bizde
    şerefsizliğinin.....

    (öznesi olmayan paylaşım)

  • Dilek Karagüzel Pıtırcık
    Dilek Karagüzel Pıtırcık

    18.08.2025 - 22:17

    SEVDA

    Küfür şimdi en çok bana yakışır
    Dönmüşken Tanrı arkasını bana
    Ve ben dünyanın tam ortasındayken
    İyi ile kötünün birleştiği bir ekvator çizgisindeyim

    Sevda düştü başıma şu coğrafi ikilemde
    Öyle hoyrat
    Öyle yılgın
    Baksam erken açar mısralar
    Yüzünde bin şiir yeşerir
    Benimse göğümde yıldız bitmiş
    Aşk’ a ihtimal kalmamış
    Zamanı izliyorum
    Buğulu bir camın ardından
    Her şey aleyhime işliyor
    İllegal ve legal olarak
    Ama gözlerin bir çift sonbahar
    Sabredeceğim sevdiğim
    Nar çiceklerinin açılmasını
    Ve Güneşin feth edilmesini

    Zamanı izliyorum,tarafsız
    Akışkanlığını ve mekaniğin yaşamın
    Sana tomurcuksuz ve çiçeksiz geliyorum
    Bu acınası ve ufacık dünyada
    Sen diyorum
    Öyle direngen
    Ôyle sade
    Öfkeye gül sunuyorsun halen
    Yüzün ışık saçıyor cömertçe
    "Tüm kara parçalarında ,Afrika dahil"
    Ellerin mevzilenmiş acıları yontuyor
    Neydi bu , bedeninde umut taşan aforizma?
    Adı sevda olmalıydı

    Ben sabahın eteklerinde ter taneleriyle birleşmiş bir ırgat
    Sense Güneş’ e doğru çay saatini bekleyen bir Hanımefendi
    Tüfekler yağlanır sabahları kerpiç damlarımda
    Savaşın kokusu siner sidik kokularına burada
    Açlığımız boğulmasın diye, Güneş’ in memesinden içmeyi öğrendik
    Şimdi sana hangi lügatla "sevda ’’diyebilirim
    İsyan izleri ,her gün su gibi yüzûmüze çarpmışken

    Arıkan Akar

  • Dilek Karagüzel Pıtırcık
    Dilek Karagüzel Pıtırcık

    17.08.2025 - 21:44

    Biraz Yaşam, Biraz Ritim ve Biraz da Aşk

    Hayat, bazen seni öyle hızlı içine çeker ki… Bir bakarsın, koca bir ömrü birkaç nefese sığdırmışsın. Kendine sorarsın: “Ben miyim bütün bunları yaşayan?”
    Kahkahaların hâlâ kulağında, gözyaşların hâlâ kalbinde yankılanırken, şaşırırsın o yorgun ruhun hâlâ bu bedende nasıl durduğuna.

    Bir süre sonra duygular kabuğuna çekilir, sessizleşir. Mantık tahtına oturur, hayatın pusulası akıl olur. Ama… müzik çalmaya başladığında kalbinin telleri kıpırdar, bir de aşk düşerse gönlüne… işte o zaman tüm dengeler bozulur.

    Tam “Bitti” dersin, “Artık hiçbir şey beni değiştiremez” diye kendini kandırırsın. Ama bir bakış, bir tebessüm gelir… İçindeki mantık küreciklerini darmadağın eder. Kalbinle beynin köşe kapmaca oynar. Kaçarsın, yakalanırsın. “Olmaz” dersin, ama çoktan olmuşsundur.

    Montaigne’in dediği gibi: “Aşk utanma ve çekinmenin olduğu yerde vardır.” Demek ki aşk, mantığın işlemediği yerde filizlenir. Mantığın hesapladığı denklemlerin ortasında, kalbin hiç sormadan sonucu ilan eder ; Aşk.

    Aristo binlerce yıl önce yazmış; “Sevmek acı çekmektir, sevmemek ölmek.” Evet, belki sonuçlar değişir; bazen karşılıksız bir sevdadır eline geçen, bazen de mantıksız ama tarifsiz bir mutluluk. Cesaretin sıfırın üzerindeyse kalbin şarkısını duyarsın, sıfırın altındaysa buhar gibi kaynar, havaya karışır ama yine de vazgeçmez. Çünkü hiçbir duygu, hiçbir his gerçekten bitmez.

    Hayat hep mantığın kurallarına göre ilerler sanırsın, ama aşk hiç ummadığın bir anda gelip oyunu bozar. Fonda bazen eski bir şarkı, bazen yeni bir melodi çalar. Ve bilirsin;aşk insanın müzik zevkini değiştirir, müzik zevki değişen insan da artık başkadır.

    Her aşk, biraz hayatını, biraz aklını ve çokça kalbini yeniden yazar…

    Birisi

  • Dilek Karagüzel Pıtırcık
    Dilek Karagüzel Pıtırcık

    17.08.2025 - 20:28

    sen boynunu bükersin
    İstanbul denize küser
    karartır geceleri kirpiklerindeki ağır cümleler
    iki yağmur arasında sıkışıp kalır yüzün
    gözbebeklerine konu olur yetim bir hüzün
    eski fotoğraflardan çıkarıp takmak istersin
    eski gülüşlerini
    önce ellerin
    sonra sesin titrer
    sonra yüzlerce soru,
    yüzlerce çakıl taşı
    kaç öykü eder alnındaki o çizgi
    gamzende kanadı kırılmış serçenin izi
    Seçil Oğuz

  • Dilek Karagüzel Pıtırcık
    Dilek Karagüzel Pıtırcık

    17.08.2025 - 20:06

    ?si=w20-g0lA63Ut1q6G

  • Dilek Karagüzel Pıtırcık
    Dilek Karagüzel Pıtırcık

    17.08.2025 - 16:24

    Bir insanın gözyaşıyla dertlenmiyorsan
    Bir çocuğun gözlerindeki masumiyeti göremiyorsan
    Ve bir hayvanın başını hiç okşamamışsan şefkatle, sevgiyle
    Kuraklık senin kalbinde...

  • Dilek Karagüzel Pıtırcık
    Dilek Karagüzel Pıtırcık

    17.08.2025 - 11:04

    Sus dedin ya bir kere inan olmaz tekrarı
    Hayatından sessizce çıkıp da gidiyorum
    Üzülme, dile düşmez yaşananın ikrarı
    Bükülmemiş boynumu büküp de gidiyorum

    Hatta üzülme deyip beklendiğin köşeyi
    Kaldırımda gözyaşım öksüz kalan neşeyi
    İçimde ukde olan yaşanmamış her şeyi
    Yazdığım şiirleri yakıp da gidiyorum

    Mademki idamlığım kurulmuş darağacım
    Son isteğim şudur ki olmasın kalbi acın
    En sevdiğim yıldızı sen diyerek baş tacım
    Gözlerinin içine takıp da gidiyorum

    Hasretin ki kalbimde olsa da derin mezar
    Ne içimden ne dilden sana etmem intizar
    Yarınlarda neşeni etmesin diye nazar
    Gözlerimi yerinden söküp de gidiyorum

    Bir gün sende seversin o da bırakır seni
    O zaman üzülürsün anlarsın diye beni
    Sana kıyamam diye yaşanan kötü anı
    Hatırlama diyerek yıkıp da gidiyorum

    Söz vermiştik ya hani bir gün biterse diye
    Bütün bu yaşananlar kalanadır hediye
    Bu söze sadık kalıp istemeden tediye
    Son defa gözlerine bakıp da gidiyorum

    Beni ilk tanıdığın sevdiğin kişi gibi
    Görmüyorsan sen artık kalbinin eşi gibi
    Silik solgun belirsiz kayıp gözyaşı gibi
    Düştüm madem gözünden akıp da gidiyorum

    İhsan TURHAN

  • Dilek Karagüzel Pıtırcık
    Dilek Karagüzel Pıtırcık

    17.08.2025 - 09:35

    Birisi Gibi

    Birisi, ansızın gelir hayatına, sessiz bir rüzgar gibi.

    Birisi, gözlerine bakınca içinde kaybolduğun bir deniz olur.

    Birisi, sesiyle yüreğini titreten, bir kelimesiyle seni yerle gök arasında bırakan olur.

    Birisi, seninle aynı gökyüzüne baktığında bile seni anladığını hissettiren olur.

    Birisi, acılarını sormadan bilir, yaralarını sarmadan iyileştirir.

    Birisi, senin en karanlık anında bile yanında durur, kaybolmana izin vermez.

    Birisi, geçmişinle barışmanı sağlarken, geleceğe umutla bakmanı sağlar.

    Birisi, sessizliğinde bile binlerce kelime saklıdır; bazen bir bakışı, bütün cümlelerden daha anlamlıdır.

    Birisi, dokunuşuyla içini ısıtır, gülüşüyle dünyanı aydınlatır.

    Birisi, kalbine düşer ve bir daha oradan gitmez.

    Ve o birisi, adını bile anmadan, sadece varlığıyla sevgiyi anlatır.

    Demiş Birisi

  • Dilek Karagüzel Pıtırcık
    Dilek Karagüzel Pıtırcık

    17.08.2025 - 00:02

    Kendisini karşısındakinin yerine koyarak olaylara onun bakış açısı ile bakması,onun duygu ve düşüncelerini anlaması,hissetmesi durumuna "insanlık" diyoruz.

  • Dilek Karagüzel Pıtırcık
    Dilek Karagüzel Pıtırcık

    16.08.2025 - 00:41

    “Kim seni bütünüyle,
    koşulsuzca kabul ederse değişmeye başlarsın.
    Onun kabulü sana böyle bir cesaret verir.
    Olduğun gibi kabul edilmen seni bütünleştirir,
    Seni kendine güvenli kılar, seni kendin gibi hissettirir.
    O zaman beklentileri yerine getirmene gerek yoktur, sen olabilirsin.

    Bu yüzden sevgi bu kadar besleyicidir.
    Seni basitçe, sırf sevgi uğruna seven bir erkek ya da kadın bulabildiğinde,
    Sevgi dönüştürür.

    Ansızın tüm üzüntü kaybolur;
    yüreğinde bir dans,
    bir şarkı bulursun…”
    Osho

  • Dilek Karagüzel Pıtırcık
    Dilek Karagüzel Pıtırcık

    15.08.2025 - 00:16

    ?si=CdkX4i4Dr2UKQ4We

Toplam 1395 mesaj bulundu