Merhaba diyerek birleşen ellerin elveda diyerek ayrılması acıtır yüreği....!
Dilek/çe....!
Merhaba diyerek birleşen ellerin elveda diyerek ayrılması acıtır yüreği....!
Dilek/çe....!
© Copyright Antoloji.Com 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Antoloji.Com'a aittir. Sitemizde yer alan şiirlerin telif hakları şairlerin kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Şu anda buradasınız:Dilek Karagüzel Pıtırcık Hakkında Yazılanlar Sayfası Antoloji.com
1 Eylül 2025 Pazartesi - 12:42:05
31.08.2025 - 21:08
En eski hikâyedir Kadın;
Saçından iktidar,
makyajından medeniyet devşirilen.
“Erkek” ve “Erken” kelimelerinin arasında nefes
almaya çalışırken Kadın;
Boynunda cinsiyet künyesi,
alnında namus fünyesi,
dünya'nın orta yerinde, ortasından taşır kederi…
Aşık olunası, hatta aşktan öldürülesidir nazarda.
Bu yüzden yaşayan her kadına ölü bir çiçek,
ölen her kadına canlı bir çam ağacı hak görülür
başucuna.
Herkes yaşamı boyunca bir kadını öldürür hattı
zatında.
Kimi doğururken,
kimi doğurduğu tarafından.
Kimi alın terinde boğar,
kimi şehvetine adak tutar.
Bazıları çok severek,
bazıları hiç sevmeyerek öldürür.
Bazen de yok sayarak dizlerinin üzerine düştüğü
caddelerde,
Kim vurduya sarılarak gönüllü linç'in ellerinde
Ahir hakkı töredir, gelenektir, günahtır.
Altından da örse huzuru,
Kuyumcuda bozdurulur gülüşü…
Kendi yuvası açık cezaevi,
sokakta namusu saman alevi…
Yürüse suç,
ağlasa ayıp,
koşsa edepsiz
ve
ölse kadersiz…
Kadın olmak yağmuru doğurup,
Yıldırımda alev almak gibi bir zûl mevsimidir.
Bayrak diken,
zehir biçen,
ırmak ören kadınlar…
Torna yürekli,
keman saçlı,
bağlama kaşlı
köy bakışlı,
kent yorgunu
evlat vurgunu,
koca şehidi kadınlar…
Acısı sendikasız,
sözü pankartsız
düşü yasak,
yolu tutsak.
Kadınsa haykıran,
sesi uzak…
Şimdi bir bulut al kendi payına,
Bir kadının kaderini kuşan hayat namına,
Bir dakika katlanabilirsen onun yerinde
Yerinde; Onsuz huzur olmadığını anlayacaksın..
Herkes bir şeyler söyledi kendine göre;
bir kadın döktüre döktüre susuyordu.
“İnsan esasen ne erkektir ne de dişi.
Cinsiyetin farklı olmasının amacı, cinse özgü biçim farkını oluşturmak olmayıp
yalnızca üremeye yarar…”????????
Marie Le Jars de Gournay;
Kadınlarla Erkeklerin Eşitliği Üzerine.
31.08.2025 - 19:26
Keşke devlet de yürek anayasasıyla yönetilse...
İNSANLIK ETİĞİ ANAYASASI
(Yalnızca yüreğini dinleyenler için geçerlidir.)
1. Madde – Her Can Değerlidir
Hiçbir can, ekonomik katkısı, statüsü, görünüşü, dili, türü ya da inancı nedeniyle değersiz görülemez.
İnsanın, hayvanın, ağacın, toprağın hakkı vardır; sesi olmasa bile.
2. Madde – Hiçbir İnsan Sadece “Araç” Değildir
Kimse yalnızca işe yaradığı sürece değerli sayılmamalıdır.
Her insanın varlığı, kendi başına bir anlam taşır.
İnsanlar kullanılmak için değil, anlaşılmak ve yaşamak için vardır.
3. Madde – İyilik Gösteri Değil, Görevdir
Gerçek iyilik; alkış için değil, içeriden gelen bir görev duygusuyla yapılır.
İyiliğin fotoğrafı değil, izi kalmalıdır.
4. Madde – Adalet, Güçle Değil Vicdanla Ölçülür
Adalet, güçlünün istediği değil, haklı olanın hakkıdır.
Vicdanı olmayan bir yasa, kanun olsa da adil değildir.
5. Madde – Sessizlik Suça Ortaklık Olabilir
Bir zulüm karşısında sessiz kalmak, zalimin yanında durmaktır.
“Ben yapmadım” demek yetmez, “Ben engellemek için ne yaptım?” sorusu gerekir.
6. Madde – Empati, Bir Lüks Değil, Zorunluluktur
Her davranış, önce şu soruyla tartılmalıdır:
“Ben olsaydım, bana nasıl davranılmasını isterdim?”
7. Madde – Bilgi, Sorumluluk Getirir
Bilen kişi, görmezden gelme hakkını kaybeder.
Bir şeyi fark eden insan, onu düzeltmek için çabalamakla yükümlüdür.
8. Madde – Doğaya Zarar, Geleceğe İhanettir
Doğayı yok eden hiçbir karar, hiçbir başarı, gerçek bir kazanım değildir.
Toprağa, suya, göğe zarar veren her şey; insanı da içten içe çürütür.
9. Madde – Yargılamadan Önce Dinle
Hiçbir insanın hikâyesi dışarıdan göründüğü kadar basit değildir.
Anlamadan yargılamak, adalet değil, kibirdir.
10. Madde – Özgürlük, Başkasının Özgürlüğü ile Anlamlıdır
Kendi özgürlüğünü savunmak isteyen, başkasının özgürlüğünü de savunmalıdır.
Aksi halde özgürlük değil, imtiyaz olur.
“Bu anayasa devleti değil, yüreği yönetir.
Yasası yoktur, ama vicdanı olanlar onu tanır.”
?? Etik yolda yürüyenlere ithaf edilmiştir.
31.08.2025 - 17:54
?si=fW4TB0HTq7njR4eI
30.08.2025 - 01:57
"Biliyor musun ?...
Beni herkes aynı sevdi.
Aynı güzel sözleri söyleyip, aynı yalanlara inandırıp, aynı şekilde yok olup gittiler.
Sen beni öyle sevme olur mu?
Sen beni başka sev.
Belki o zaman gözlerimdeki hüznü, kalbimdeki yorgunluğu daha iyi anlarsın.
Bir insan en güzel yorgunken sevilir, bir insan en güzel yaşlanırken.
Onlar bilmiyormuş.
Umarım sen biliyorsundur.."
-Ali Lidar
28.08.2025 - 00:15
Bir kadın, su almak için nehir kıyısına gitti. Orada, acı içinde kıvranan, ıslık çalan yaralı bir yılan gördü. Ona acıdı ve evine götürdü.
Yılan kadına şöyle dedi:
— Sen bana bak, ben de seni koruyacağım.
Kadın kabul etti. Yılana sevgiyle değil, vaad edilen koruma için baktı.
Yılan da onu minnetle değil, kendisine gösterilen ilgi nedeniyle korudu.
Geceleri yılan evin içinde sessizce dolaşır, kadını gözetirdi.
Sabah birlikte kahve içer, ormanda yürüyüşe çıkarlardı.
Dışarıdan her şey uyumlu görünüyordu.
Ta ki... yılan, bir gün aniden kadını ısırıp kaçana kadar.
Ne bir uyarı vardı, ne bir sebep.
Kadın hem acıdan, hem ihanetten, hem de hayal kırıklığından ağladı.
Bir açıklama aradı.
Evin her köşesini aradı ama yılan yoktu.
Zehir kanına karışmıştı artık.
Yılanı bulmak için ormanı, vadileri, çölleri dolaştı.
Nihayet bir mağaranın önünden geçerken onu gördü.
Güçsüzdü. Ama kadın yine de haykırdı:
— Gözlerimin içine bak! Neden yaptın bunu? Seni kurtardım! Sana yuva, sıcaklık verdim!
Yılan ıslık çalarak şöyle dedi:
— Isırmak istemedim. Ama elini üzerime koydun, kaçamıyordum. Tek yolum buydu.
Kadın bağırdı:
— Neden söylemedin? Neden sadece elimi çekmemi istemedin?
Kavga ettiler.
Biri haklı olduğunu kanıtlamaya çalıştı.
Diğeri sorumluluktan kaçtı.
Zaman geçti.
Zehir kadının damarlarında dolaşmaya devam etti.
Bu konuşma ne anlayış getirdi, ne af, ne de iyileşme.
Sadece daha fazla acı...
Sonunda kadın, son gücüyle hastaneye ulaştı.
Kapıda yere yığıldı.
Nefes alamıyordu artık.
Ama yine de bir ses duydu:
— Yazık... Artık çok geç. Anlamaya çalışırken yardım istemeyi unuttu.
İncinmenin en acı yanı, değerli zamanını "Neden?" sorusuyla harcamaktır.
Sana ihanet eden biriyle tartışmak, sadece daha fazla zehir saçar.
Vicdanı olmayan birinden açıklama bekleme.
Adaleti onun karanlığında arama.
Kendini kurtar.
Ruhuna iyi bak.
Kalbine.
Hayatına.
#alıntı
25.08.2025 - 18:30
KADEH BOŞ ,KALP AĞIR
(Şiirin şarkı formu için videoyu izleyebilirsiniz)
Saat üçü geçmiş, perdeye vuran sokak ışığı
İçimde dönüyor senin gidişinin fısıltısı
Bir fincan kahve soğumuş, dudaklarım gibi
Adını hâlâ unutmuyor eski radyo sesi
Ayakta kalmış bir gölgeyim bu odada
Bana kaldı duvarda bıraktığın yarım bakışlar
Gömleğinde unuttuğun yasemin kokusu
Zehir gibi çökerken, içimden geçer anılar
Kadeh boş, kalp ağır,
Bir sigara daha yakar gecenin sabrı
Beni senden alan neydi, kimdi,
Hâlâ soruyorum aynaya, sesim gibi kırık
İstanbul susmuş, tramvay geçmiyor artık
Şarkılar bile seni anarken yarım
Çekmecede duran mektubun bile suskun
Sen gittin, zaman bile kaldı arkamda yorgun
Belki bir gün dönersin eski bir şarkıyla
Plaktan çatlak bir “merhaba”yla
Ama ben çoktan solmuşum gibi,
Sana dair her şey hâlâ canlı bende gizli
Kadeh boş, kalp ağır,
Bir sigara daha yakar gecenin sabrı
Beni senden alan neydi, kimdi,
Hâlâ soruyorum aynaya, sesim gibi kırık
Ve adını,
Bir kadehin kenarına yazıyorum,
Silecek sabah,
Ama ben yine hatırlıyor olacağım...
Turgut BAŞAR
25.08.2025 - 15:35
Boşverdiklerim var benim.
Artık vazgeçtiklerim.
''Olmazsa olmaz'' dediklerimin,
Olmayabileceğinide öğrendiğim.
''Neyse...'' dediklerim var benim.
''Sağlık olsun.'' deyip geçtiklerim.
Hem ben artık,
Eski bende değilim!
Hayallerim yok benim ve
'' Şöyle olsa ne güzel olur!'' dediklerim..
'' Hayırlısı Olsun.'' demeyi öğrendiğim gün
Hayallerimden Vazgeçtim..
RüzgaR
24.08.2025 - 21:17
?si=d-mrvft1NZ3_7pSP
24.08.2025 - 17:41
?si=QVEE6t-acXnngG59
24.08.2025 - 16:26
?si=M7p_r297kJt3LsyQ
23.08.2025 - 01:05
Gelsen
Gelsen…
İçeri bir rüzgâr gibi girsen
Kapanmasa kapı ardından,
Oturup bir şey demesek mesela,
Ben susarım, sen anlarsın — hep öyleydik ya.
Gelsen…
Ben yine o köşedeyim,senin sağa benim sola
Gittigimiz yerdeyim o yol ayrımı çatalında
Sana hep “dönersen beni orada bul” dediğim.
Sırtım duvarda, gözüm yolda,
Bir selamlık mesafe kadar yakınken hasrete,
Yıllardır içimde yürüyorsun sessizce.
Gelsen…
Çiçek falan getirme,
Ellerin yeter.
Ben hep oradayım.
Avuç içi kadar bir yerde,
Kimseye göstermediğim o cümlede saklıyım.
Birlikte sustuğumuz o bank hâlâ yerinde,
Yanı başında geçen yıllar,
Üzerine oturmuş yavaşça.
Söyle, zaman ne zaman geçer?
Sensizken öğrenemedim…
Gelsen…
Bu defa hiçbir şey yarım kalmasa.
Çay soğumasa mesela,
Sen gitmeden içsek.
Ve ben yine ellerine baka baka susarken,
Sen gözlerimden okusan içimdeki yangını.
Ben konuşmaya kalksam,
“Tamam…” desen,
O kelimeyle sustursan beni bir ömür daha.
Gelsen…
Hani şu eski şarkımız vardı ya
Eksik bir şey mi var,
“Dinlemeye korkuyorum artık,”
Dediğim…
Onu açsam usulca,
Sen de “kısmadan dinleyelim” desen,
İçimizde bir şeyler tamir olur belki.
Gelsen…
Bu sefer hikâyemizi yarım bırakmasak.
Giden sen olmasan,
Susup kalan ben olmasam,
Ve en çok da,
Birbirimize geç kalmasak…
Ben çok şey istemedim hiç,
Senin gelişinle sussun yeter bütün yangınlar.
Bir yere gitme artık…
Çünkü ben gidişinle bölündüm,
Ve her parçam başka bir yerde seni bekliyor.
Gelsen…
Ama bu kez hiçbir yalanın ardına saklanmadan.
Geç kalmadan, bahane uydurmadan,
Sadece yüreğini getirsen yeter.
Ben zaten her şeyimi sana bıraktım giderken,
Senin dışında hiçbir şeyi tamamlayamadım.
Biliyor musun?
Birini sevmek, onun suskunluğuna bile anlam yüklemektir.
Ben senin her susuşunda kendimi aradım.
Ama sen…
Sen bana sustun.
Dünyaya değil.
Kalabalıklara değil.
Bana…
Ve o gün anladım,
Bir insanı kaybetmek değil en acısı,
O insanın artık seni duymaması.
O yüzden,
Gelsen bile…
İçimde bir ses hep diyecek:
“Sen bana sustun.”
Hüseyin Erdinç
23.08.2025 - 00:10
Yalanım yok.
rakı kadehime düştüm bu akşam.
dibine dibine vuruyorum her içişte
üstüm başım buram buram yokluğun
sensizliği yaşıyorum
bu akşam da..
Yalanım yok
kafam oldukça iyi
zaten tek iyi olan yerimde orası
gerisini topla çöpe at
o bile kabul etmez
zar zor idare ediyorum işte.
Yalanım yok
içimde yaşlanmış bir ayyaş
iç dostum diyor
onunla,onsuzluğun şerefine
buzum da kalmadı hadi be
oldu mu şimdi böyle.
Yalanım yok
sen bana bakma sevgili
iyi değilim.
çok çirkinim bu akşam
içince güzelleşirim diyordum
tek güzelleşen hep sen oldun içimde
Anla işte
aşığım sana delicesine
Allah'a emanet ettiğim
bir gülümsemene bile
yalanım yok...!!!
Yüksel ŞEKER
22.08.2025 - 23:28
Çocukluğum
"Ve en çok seni özledim ben.
Karşı komşunun sokağa çıkacağı zamanı beklemeni.
Her teyzeyi annen gibi sevmeni.
Sanki ayıpmış gibi kimselere söylememeni.
Ve o bisikleti ilk gördüğünde koşuşunu.
Yağmurlu bir günde annenin elinden yediğin ekmeği.
Islanan sokaklara bakıp duygulanmanı.
Yaz akşamlarında oturduğun kaldırımı.Seni bir kez daha görmek isterdim...
hiç konuşmadan..
kısa pantolonlu siyah beyaz halini..
bir lokma boyunu..
diz çöküp yere sımsıkı...ama çok sıkı
sarılmak sana..
gözyaşlarımı omuzlarına bırakıp gitmek istiyorum şimdi
sana kim olduğumu söylemeden...arkama bakmadan
ağladığımı sana göstermeden
seni çok özledim
ama çok özledim
çocukluğum!!"
*Ceyhun Yılmaz
22.08.2025 - 22:33
arada
rakıya şaraba düşüp
râkımı
düşünmeli yoksa çekilmiyor
hasretin
hem alkol alınan yerde
mikrop
barınmaz ya
madem insanca söyledik
laf anlamıyor
şerefine söyleriz bizde
şerefsizliğinin.....
(öznesi olmayan paylaşım)
18.08.2025 - 22:17
SEVDA
Küfür şimdi en çok bana yakışır
Dönmüşken Tanrı arkasını bana
Ve ben dünyanın tam ortasındayken
İyi ile kötünün birleştiği bir ekvator çizgisindeyim
Sevda düştü başıma şu coğrafi ikilemde
Öyle hoyrat
Öyle yılgın
Baksam erken açar mısralar
Yüzünde bin şiir yeşerir
Benimse göğümde yıldız bitmiş
Aşk’ a ihtimal kalmamış
Zamanı izliyorum
Buğulu bir camın ardından
Her şey aleyhime işliyor
İllegal ve legal olarak
Ama gözlerin bir çift sonbahar
Sabredeceğim sevdiğim
Nar çiceklerinin açılmasını
Ve Güneşin feth edilmesini
Zamanı izliyorum,tarafsız
Akışkanlığını ve mekaniğin yaşamın
Sana tomurcuksuz ve çiçeksiz geliyorum
Bu acınası ve ufacık dünyada
Sen diyorum
Öyle direngen
Ôyle sade
Öfkeye gül sunuyorsun halen
Yüzün ışık saçıyor cömertçe
"Tüm kara parçalarında ,Afrika dahil"
Ellerin mevzilenmiş acıları yontuyor
Neydi bu , bedeninde umut taşan aforizma?
Adı sevda olmalıydı
Ben sabahın eteklerinde ter taneleriyle birleşmiş bir ırgat
Sense Güneş’ e doğru çay saatini bekleyen bir Hanımefendi
Tüfekler yağlanır sabahları kerpiç damlarımda
Savaşın kokusu siner sidik kokularına burada
Açlığımız boğulmasın diye, Güneş’ in memesinden içmeyi öğrendik
Şimdi sana hangi lügatla "sevda ’’diyebilirim
İsyan izleri ,her gün su gibi yüzûmüze çarpmışken
Arıkan Akar
17.08.2025 - 21:44
Biraz Yaşam, Biraz Ritim ve Biraz da Aşk
Hayat, bazen seni öyle hızlı içine çeker ki… Bir bakarsın, koca bir ömrü birkaç nefese sığdırmışsın. Kendine sorarsın: “Ben miyim bütün bunları yaşayan?”
Kahkahaların hâlâ kulağında, gözyaşların hâlâ kalbinde yankılanırken, şaşırırsın o yorgun ruhun hâlâ bu bedende nasıl durduğuna.
Bir süre sonra duygular kabuğuna çekilir, sessizleşir. Mantık tahtına oturur, hayatın pusulası akıl olur. Ama… müzik çalmaya başladığında kalbinin telleri kıpırdar, bir de aşk düşerse gönlüne… işte o zaman tüm dengeler bozulur.
Tam “Bitti” dersin, “Artık hiçbir şey beni değiştiremez” diye kendini kandırırsın. Ama bir bakış, bir tebessüm gelir… İçindeki mantık küreciklerini darmadağın eder. Kalbinle beynin köşe kapmaca oynar. Kaçarsın, yakalanırsın. “Olmaz” dersin, ama çoktan olmuşsundur.
Montaigne’in dediği gibi: “Aşk utanma ve çekinmenin olduğu yerde vardır.” Demek ki aşk, mantığın işlemediği yerde filizlenir. Mantığın hesapladığı denklemlerin ortasında, kalbin hiç sormadan sonucu ilan eder ; Aşk.
Aristo binlerce yıl önce yazmış; “Sevmek acı çekmektir, sevmemek ölmek.” Evet, belki sonuçlar değişir; bazen karşılıksız bir sevdadır eline geçen, bazen de mantıksız ama tarifsiz bir mutluluk. Cesaretin sıfırın üzerindeyse kalbin şarkısını duyarsın, sıfırın altındaysa buhar gibi kaynar, havaya karışır ama yine de vazgeçmez. Çünkü hiçbir duygu, hiçbir his gerçekten bitmez.
Hayat hep mantığın kurallarına göre ilerler sanırsın, ama aşk hiç ummadığın bir anda gelip oyunu bozar. Fonda bazen eski bir şarkı, bazen yeni bir melodi çalar. Ve bilirsin;aşk insanın müzik zevkini değiştirir, müzik zevki değişen insan da artık başkadır.
Her aşk, biraz hayatını, biraz aklını ve çokça kalbini yeniden yazar…
Birisi
17.08.2025 - 20:28
sen boynunu bükersin
İstanbul denize küser
karartır geceleri kirpiklerindeki ağır cümleler
iki yağmur arasında sıkışıp kalır yüzün
gözbebeklerine konu olur yetim bir hüzün
eski fotoğraflardan çıkarıp takmak istersin
eski gülüşlerini
önce ellerin
sonra sesin titrer
sonra yüzlerce soru,
yüzlerce çakıl taşı
kaç öykü eder alnındaki o çizgi
gamzende kanadı kırılmış serçenin izi
Seçil Oğuz
17.08.2025 - 20:06
?si=w20-g0lA63Ut1q6G
17.08.2025 - 16:24
Bir insanın gözyaşıyla dertlenmiyorsan
Bir çocuğun gözlerindeki masumiyeti göremiyorsan
Ve bir hayvanın başını hiç okşamamışsan şefkatle, sevgiyle
Kuraklık senin kalbinde...
17.08.2025 - 11:04
Sus dedin ya bir kere inan olmaz tekrarı
Hayatından sessizce çıkıp da gidiyorum
Üzülme, dile düşmez yaşananın ikrarı
Bükülmemiş boynumu büküp de gidiyorum
Hatta üzülme deyip beklendiğin köşeyi
Kaldırımda gözyaşım öksüz kalan neşeyi
İçimde ukde olan yaşanmamış her şeyi
Yazdığım şiirleri yakıp da gidiyorum
Mademki idamlığım kurulmuş darağacım
Son isteğim şudur ki olmasın kalbi acın
En sevdiğim yıldızı sen diyerek baş tacım
Gözlerinin içine takıp da gidiyorum
Hasretin ki kalbimde olsa da derin mezar
Ne içimden ne dilden sana etmem intizar
Yarınlarda neşeni etmesin diye nazar
Gözlerimi yerinden söküp de gidiyorum
Bir gün sende seversin o da bırakır seni
O zaman üzülürsün anlarsın diye beni
Sana kıyamam diye yaşanan kötü anı
Hatırlama diyerek yıkıp da gidiyorum
Söz vermiştik ya hani bir gün biterse diye
Bütün bu yaşananlar kalanadır hediye
Bu söze sadık kalıp istemeden tediye
Son defa gözlerine bakıp da gidiyorum
Beni ilk tanıdığın sevdiğin kişi gibi
Görmüyorsan sen artık kalbinin eşi gibi
Silik solgun belirsiz kayıp gözyaşı gibi
Düştüm madem gözünden akıp da gidiyorum
İhsan TURHAN
17.08.2025 - 09:35
Birisi Gibi
Birisi, ansızın gelir hayatına, sessiz bir rüzgar gibi.
Birisi, gözlerine bakınca içinde kaybolduğun bir deniz olur.
Birisi, sesiyle yüreğini titreten, bir kelimesiyle seni yerle gök arasında bırakan olur.
Birisi, seninle aynı gökyüzüne baktığında bile seni anladığını hissettiren olur.
Birisi, acılarını sormadan bilir, yaralarını sarmadan iyileştirir.
Birisi, senin en karanlık anında bile yanında durur, kaybolmana izin vermez.
Birisi, geçmişinle barışmanı sağlarken, geleceğe umutla bakmanı sağlar.
Birisi, sessizliğinde bile binlerce kelime saklıdır; bazen bir bakışı, bütün cümlelerden daha anlamlıdır.
Birisi, dokunuşuyla içini ısıtır, gülüşüyle dünyanı aydınlatır.
Birisi, kalbine düşer ve bir daha oradan gitmez.
Ve o birisi, adını bile anmadan, sadece varlığıyla sevgiyi anlatır.
Demiş Birisi
17.08.2025 - 00:02
Kendisini karşısındakinin yerine koyarak olaylara onun bakış açısı ile bakması,onun duygu ve düşüncelerini anlaması,hissetmesi durumuna "insanlık" diyoruz.
16.08.2025 - 00:41
“Kim seni bütünüyle,
koşulsuzca kabul ederse değişmeye başlarsın.
Onun kabulü sana böyle bir cesaret verir.
Olduğun gibi kabul edilmen seni bütünleştirir,
Seni kendine güvenli kılar, seni kendin gibi hissettirir.
O zaman beklentileri yerine getirmene gerek yoktur, sen olabilirsin.
Bu yüzden sevgi bu kadar besleyicidir.
Seni basitçe, sırf sevgi uğruna seven bir erkek ya da kadın bulabildiğinde,
Sevgi dönüştürür.
Ansızın tüm üzüntü kaybolur;
yüreğinde bir dans,
bir şarkı bulursun…”
Osho
15.08.2025 - 00:16
?si=CdkX4i4Dr2UKQ4We
Toplam 1395 mesaj bulundu