Arap siyah
bahar yeşil
Arap baharı olacakmış!
keşke olsun
illa olsun
olursa neyi eksilir dünyanın
diyordu ki annem
kavilleşen iki yüreğin
yaktığı çoban ateşiydi sevda
cephesinde bağrımız ısınır
sırtımız buyardı gecesinin ayazında
böyle belledik sevdayı
güneş de alıp başını gidende
bir hüzün çöker akşamlara
bir hayalet şehir olur İstanbul
ne evine dönmenin sevinci
ne kendi hayatında
iktidar olmanın gönenci yeter
o
uzaklara
yolculayıp yolculayıp da
geri çağırdığın
buğulu gözlerin
seni anlatıyor
inançlıydık
gözlerimizin mavisine kanıp
deniz olacaktık
sırtımızdakilerin ayak izleri
desen oldu gömleğimize
usumuz
aklımda ölüm değil
sen vardın
bu yüzden dayandım
kaç bahar
bu mevsimde ağarsa da saçlarım
uç veren
an olurdu
yağmurlar geçerdi
gözlerinin siyahından
ben ıslanırdım
an olurdu
güneş
yorgun düşünce ufkun ardına
bulutlar kızılcık rengine kanar
yanar
camlarda deniz kumu
yanar
ellerimizi ayırdılar
kulaklarımızda sese
gözlerimizde bakışlara dek
hepsini
dağlar bir dert
bir yaprak düştü dalından
altındakilerle vedalaştı
öpüştü
sıyrıldı
yeşilin arasından
kendini
Ben emekli Cafer DEMİR, hocam bu gece senden ayrıldıktan sonra sayfanızı bir güzel dolaştım şiirlerin zaman zaman beni uzaklara götürdü bazıları için yorumlarımı yazdım, ama emin olun şiirlerine doyum olmuyor.Gecenin ilerleyen saatlerindeyim ama şiirlerin olan uykumu da aldı götürdü hadi uyuyabilsin ...
hocam iyi günler sizle görüşmem gerek telefononuzu bulamadım adım hasan gençay telefonum 4235808 ararsanız memnun olurum saygılar