Yazgımı toprakta ve küllerde aradım
Alev alev yanan bedenimden sıyrılarak
bulut oldum zaman zaman
kahramanca çarpıştım
korkusuz beş yıldırımdım
söndürdüm yangınımı
Kan akıyor
nihayet
ve esir gül
güneşin üzerinde lanet
gidersem üzülecekmiş limanlar
Hiç bu geceki kadar ağlamış mıydın?
Gözlerinin mevsim mevsim
toprağa döküldüğünü
daha önce hiç görmüş müydün?
Rüzgarın sesini bastıran acılar hissetmiş miydin yüreğinde?
Fırtına Ege'yi vurduğunda
Bir dünyadan vazgecmek gibi
uzak olmak sana
geçilmiyor ölümsüz akşamlarından
şekilsiz kaldırımlardan geçilmiyor
ben sana yangın
sen kaçak bana
Uzaklardan bir el sallanıyor boşluğa
Hayalet şehir bırakıyor ardında gecede silinip giden
o küçük, sevimli, masum el
Yaşadığını hissetmeden yaşamak
Hissettiğini kuytu köşeye atılmış bir rengin heyecanında hissetmek
Güneşin doğuşunu seyretmeyi seviyorum
İlk ışıklarla ve dünyanın parlak renkleriyle tanışmayı
Aklıma sen geldiğinde
sevgimi güneşle paylaşmayı
ona seni anlatmayı seviyorum
Gün batımlarını seviyorum
Yanmadan
yaralanmadan
Nabzıma dayanmadan
gözlerim bağlanmadan seveceğim
Birinci ders
Yarım kalan geceyi tamamladım
parmaklarım usta bir manevrayla sardı kurbanını
içime çektim ilkel korkularını
ve korkusuz gözlerle süzerken yırtılan bedenimi
yasakladım ona cehennem kapılarını
Ege'de küçük bir vapur
dışarıda yapayalnız aşıklar
Dalgalar hafif hafif dokunuyor aşıklara
dalgalar sevgiliyi hatırlatıyor
Rüzgar kesiyor yürekleri
Gözler karaya umutla bakıyor
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!