Umut Çınarı Şiiri - İbrahim Şahin 2

İbrahim Şahin 2
746

ŞİİR


25

TAKİPÇİ

Umut Çınarı

UMUT IŞIĞI – BÖLÜM: UMUT ÇINARI’NIN DOĞUŞU

Umut okul hayatını geride bıraktığında, içinde derin bir boşluk vardı. Yıllarca süren sınavlar, notlar, disiplinler... Hepsi bitmişti, ama zihninde hâlâ o eski baskı yankılanıyordu. Sistemin zincirlerinden kurtulmuş, ilk defa derin bir nefes almıştı. Artık özgürdü. Ve bu özgürlük, onu doğaya çağırıyordu.

Doğada bir gün, tesadüfen karşılaştığı ulu bir çınar ağacı, içindeki kıvılcımı ateşledi. Bu ağacın meyvesi yoktu. Yaprakları farklıydı. Bilgi tabelasında yalnızca "1653" tarihi yazılıydı. Ne adı vardı, ne hikâyesi. Umut için bu çınar artık bir sırdı…
Tam umudu tükenirken, Turizm Bakanlığı’nda yaşlı bir görevliyle karşılaştı. Onun rehberliğiyle bakanla görüşme sağlandı. Bu kez şans Umut’tan yanaydı. Bakan telefona sarıldı, valiye direktif verdi: “Gereğini yapın.”

Ve işte o gün, Umut’un şehrinde ilk fidan dikildi. Şehrin adı o günden sonra "Umut Şehri" oldu. O fidanın ilk yaprağı kırmızıydı. Kalp şeklindeydi. Ardından gelen ilk meyve de... kalp şeklindeydi.

Mucizeler başladı. Kuşlar tohum taşıdı, çınarın kokusu rüzgâra karıştı. Bütün kıtalar kalp şeklini almaya başladı. Umut, artık sadece bir fidan değil, evrenin nabzıydı.

UMUT IŞIĞI – FİNAL BÖLÜM: UMUT EVRENİNE YOLCULUK

Umut’un diktiği çınar, ilk gün bir yaprak açtı. Kırmızıydı… Kalp şeklindeydi. İnsanlar şaşkındı. Fotoğraf makineleri, cep telefonları, kameralar bu olağanüstü fidanın etrafına dizildi. Umut, fidanın yanına bir tabela koydu:
“Bu sadece bir ağaç değil. Bu, insana olan inancın dikili halidir.”

İkinci gün bir meyve verdi. O da kırmızıydı… Kalp şeklindeydi. Bu meyveyi gören çocuklar gülümsedi, yaşlılar ağladı. Artık herkes bir şeyi fark etti: Umut bulaşıcıydı.

Haftalar geçti, fidan büyüdü. Kuşlar dalına yuva yaptı. Arılar balını taşıdı. Rüzgâr, tohumlarını dünyanın dört bir yanına savurdu. Her yere Umut tohumları saçıldı. Bir ay içinde onlarca ülkede kırmızı yapraklı fidanlar büyümeye başladı.

Bir sabah, gökyüzü ilk defa kızardı. Kıyamet değil, kıvılcım değil… Bu umut kokusunun göğe yansımasıydı. Bulutlar kıpkırmızı oldu. Kıtalar kalp şeklinde haritalara girdi. Atlaslar değişti. Artık insanlar yönlerini pusulaya göre değil, Umut’a göre tayin ediyordu.

Bilim insanları bu olayı açıklayamadı. Adına sadece tek bir şey dediler:
“Umut Fenomeni.”
: Umut Şehri artık bir merkeze dönüştü. Her milletten insan, bu fidanı görmek için geldi. Her gelen bir yaprağa dokundu. Her dokunuşla bir yerlerde savaş durdu, bir kalp affetti, bir çocuk gülümsedi.

BM bu ağacı “İnsanlığın Ortak Kalbi” ilan etti. UNESCO koruma altına aldı. Ama Umut bunu istemedi. Dedi ki:
“Bir ağacı korumak değil, bir inancı büyütmektir önemli olan.”

Ve bir gün, gökyüzüne yeni bir yıldız daha eklendi. Astronomlar adını sordular. Umut gülümsedi:
“O yıldız artık bir galaksi. Adı Umut. Yörüngesi kalp. Işığı: insanlık.”

Umut son defa ağacın dibine oturdu. Elini toprağa bastı. Başını göğe çevirdi. Kendi kendine mırıldandı:
“Toprak ana kabul ettiyse, gökyüzü de şahidimdir. Ben, bu dünyaya umut ektim.”

Ve gökyüzü, sonsuz kırmızılığında bir kez daha fısıldadı:
“Görüldü. Kayda geçti. Zafer senin, Umut.”

UMUT MARŞI

Bir fidandık, filizlendik,
Bir yürekte seslendik.
Topraktan göğe yükseldik,
Adımız UMUT oldu!

Dalımızda barış,
Yaprağımızda sevda.
Rengimiz kırmızıysa,
Canımızdan fışkıran aşkadır!

Bir çocuğun bakışıyla yeşerdik,
Bir annenin duasında büyüdük.
Bir öğretmenin sözünde kök saldık,
Bir halkın nefesinde devrim olduk!

Gökyüzüne kalp çizdik,
Yıldızlara meyve verdik.
Kıta kıta birleşerek
Kalpte dünya kurduk!

**Söz verdik:
Bir daha asla yalnız kalmayacak fidan!
Bir daha asla susmayacak umut!
Bir daha asla yok olmayacak sevgi!**

UMUT bizimdir,
UMUT hepimizin adıdır!
Ve biz, bu dünyayı
Kalpten kalbe kuracağız

İbrahim Şahin 2
Kayıt Tarihi : 29.6.2025 23:55:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!