Sen diye basarım, taşı bağrıma,
Sensiz bir dünyada, yaşamak ölüm,
Derman olmadın ki, derin ağrıma,
Vuslat çiçekleri, zor açar gülüm.
Dert çekmeyen güller, dili ne bilsin?
Canım dedim yüreğine kuruldum,
Kâr etmiyor kara göze sözlerim,
Peşin sıra geze geze yoruldum,
Bundan sonra ağlayacak gözlerim.
Boş hayale, boş ümide sarıldım,
Yakışır mı insana gerçeklere düşmanlık?
Hayat gelip geçici, saniyelik ve anlık,
Bâde-i İkbal için satılır mı insanlık?
Öldürür insanlığı yalakalık, ispiyon,
Bunlar insan olamaz, ancak olurlar piyon!
Doldu çilem aşkın cenderesinde,
Bütün sevgileri sele bıraktık,
Mazi denen hayal penceresinde,
Unuttum ben seni unuttum artık!
Körden de betermiş candan sevenler,
Yine yüzünde hüzün, niye gözlerin yaşlı?
Yeter artık ağlama, sil gözünün yaşını,
Güzelin dostu olmaz, hasımları yüz başlı,
Yeter arık üzülme, koy dizime başını!
Sarraf paha biçemez, bendeki değerine,
Ey Siyonist İsrail, nedir sizin derdiniz?
Ne zaman son bulacak bencillik savaşınız?
Küçücük bebeklere dünyayı çok gördünüz,
Elbet bir gün sizin de ezilecek başınız.
Sizden utanır oldu ağlama duvarları,
Ey gönlüm mehtabında serinlenen dilârâ,
Seviyor musun beni ne olur söyle, susma!
Yeter bir tebessümün şu nalan dilfigara.
Hakkın yok soldurmaya güllere surat asma.
Söz verdin de tutmadın sözünü, söyle niye?
Yar yine saçlarını sol tarafa taramış,
Efil efil esiyor sevdalar saçlarında,
Aramaz sanıyordum bugün yine aramış,
Galiba bir sözü var dilinin uçlarında.
Karakaş kara gözler, yanakları gamzeli,
Göz göze gelince kuruyor dilim,
Şu garip gönlümü eğleyemedim.
Belli etmesemde titriyor elim,
“Sana sevdiğimi söyleyemedim.”
Anlattım derdimi içimi döktüm,
Bana gönül bahçenden bir bukle sevgi versen,
İçimdeki feverân dalga dalga son bulur.
Yüzündeki küçük ben, ben olurum istersen,
Bu gönlüm sevgin ile her gün gülistan olur.
Sevgiyle coşan gönül dillere destan olur.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!