Gözyaşı falıma bakardım
Beni her unuttuğunda
Yaşların yanaklarıma bıraktığı
İzleri yorumlayıp
Ne hazindir ki her falda
Gemimdeki filikamsın sen
Çıksa da karşıma bir buz dağı
Ya da başlasa şiddetli fırtına
Bilirim beni senin kurtaracağını
Soğuk ve fırtınalı denizden
Ve her ne kadar kocaman olsan da yüreğin gibi
İçimden yazmak geliyor
Biliyorum kelimeler yetişemeyecek
İçimden bağırmak geliyor
Biliyorum kulaklar duyamayacak
İçimden koşmak geliyor
Senin yanına koşmak
Her köşe başında başka bir mevsiminle karşılaşıyorum.
Az önce kıştı misal üşümüştük ikimiz de
Ancak eldiven takmazdık el ele tutuşurken
Soğuk şikayetçiydi bizden
En çok da elerimizden.
Sonraki sokakta bahar gözlüyor yolumu
Sana akrep diyorlardı ama
Bilmiyorlardı soktuğunda
Damarlarımda dolaşanın
Zehir değil de senin
Aşkın olduğunu
Kolay bulasın diye
Bir karınca gibi yapardım
Yuvamı
Girişi güneye biraz da
Batıya doğru bakan
Bir martı olduğumu söylesem
İnanır mısın bana
Sokak çocukları bibi uçtuğumu söylesem
Boğazda inanır mısın yine de
Aşkını bir kanadım inancını diğer kanadım yaptım
Uçuyordum Marmara’ya desem
Gece yorganını örttüğü zaman bu şehrin üstüne
Sokak lambalarının hepsi aynı anda yanar
Aynı anda suratıma kapanır tüm sokaklar
Gönlümün ortasındaki yirmi yıllık incir ağacı
Yapraklarını serpiştirir zihnimin her köşesine
Çiçekleneceği günden ümidimi kesmiş
Sen orada kaldın ya
Ben burada kimlere kızayım
Rüzgâra kızdım uçurup da seni
Getiremedi diye yanıma
Yollara kızdım kısalıp da
Yürütmüyor seni diye
Ben kalmamışım bende anladım bugün
Aynada seni görüyorum artık
Adımlarım benimkiler değil
İçimde öyle bir sen varsın ki
Ben olan benden üstün



Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!