Kalmadığı için
Sevdiğinin yanında
Saklanılacak bir yer
Ebe kalırdı her zaman
Kara saçlı çocuk
Her gelen yeni tren
Değiştirmekteydi garın
Önünde bekleyen insanları
Her esen rüzgârın yerdeki
Sonbahar yapraklarının yerlerini
Tutsak etmekse niyetin
Eğer beni karanlığa
Kirpiklerinin arasındaki
İki göz odaya hapset
Hapset ki senin için bakayım dünyaya
Üç gün önceydi şunun şurasında
Kolum belinde, bedenim bedeninde
Üç gün değildi sanki üç saat önce
Kalbim elinde gözlerim gözlerimde
Yağmur şavkıyor yine yeryüzüne bulutlar
Damlalar süzülüyor yapraklarından çisil çisil
Dalların dört bir yana savruluyor, üşüyorsun
Kıyamıyorum sana
Yalvarıyorum melekere “yavaş bırakın damlaları” diye
Gönlüm Ortadoğu
Ben Amerikanyalıyım
Emperyalizmin ana vatanı
Özgürlük masalının baş kahramanıyım
Asker çıkartırım tüm utangaç gülüşlere
Masum gözlere
Her köşe başında başka bir mevsiminle karşılaşıyorum.
Az önce kıştı misal üşümüştük ikimiz de
Ancak eldiven takmazdık el ele tutuşurken
Soğuk şikayetçiydi bizden
En çok da elerimizden.
Sonraki sokakta bahar gözlüyor yolumu
Gece yorganını örttüğü zaman bu şehrin üstüne
Sokak lambalarının hepsi aynı anda yanar
Aynı anda suratıma kapanır tüm sokaklar
Gönlümün ortasındaki yirmi yıllık incir ağacı
Yapraklarını serpiştirir zihnimin her köşesine
Çiçekleneceği günden ümidimi kesmiş
emperyalist yataklarda sevişelim sevgilim
sömürgeleştirelim keşfedilmemiş topraklarımızı
ben yalanlar söyleyeyim sana durmadan
sen her zaman inan bana
ya da inanıyormuş gibi yap
üzülmeyelim
Her kar yağdığında
Yavaş yavaş gelinliğini giymekteydi
Bin beş yüz yaşındaki gelin İstanbul
Etekleri yerlerdeydi
Yine kir yine çamur içinde
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!