Suzinak arasında geçti yağmur sonrası
Kökleri toprak kokan şiirlerdi
Aldanmışlarıma sebep
Ki
Damlalar yürürken bedeninde
Tilaveti sanırdın aşkın
Sevdamın var mıydı yârda ederi
Sevdim yârdan diye onca kederi
İsyanı bastıran bir kanlı el ki
Tutarak yakamdan aşk bitti diyor
Gemiler yanardı
Ben limana koşana kadar
Duvarlarda ki sinema afişlerine
Bakmadan geçerdim
Kirli bir öfke kasıklarımda
Yetişirdim de belki
Bir çırpı da soludum,bin yıllık aşkı,
Tek nefeslikmiş meğer,vuslatın tahtı,
Göz göz açılmış yâra, tuhaf bir sancı,
Naz bilmez gönülün,çiledir bahtı..
Riyakâr dost gibiler sevdiğim,
Göğsümden emzirdiğim göçmen kuşlar.
Soğuğunca nefesim,
Terkedip gittiler bak!
Yalanmış onca eda ,onca naz.
Tüm şarkılar kirlendi.
Yıllar oldu
Kırlangıçlar geçmiyor şehrinizin üstünden,
Yinede bir umut yeşertiyorum
Sızılarımın tam ortasında
Nefes nefes kör ateşe üfler gibi
Maksatsız sevdaların yokuşunda şimdi ,
Nefessiz kaldın şair öyle mi ?
Bakışlarında kör olduğun ,
Yürek yangının,
Kalp çarpıntın ,
Heyecanın hani ?
Düşmemek için birbirine sarılmış bulutlar
Sütten yeni kesilmiş çocuklar gibi
Ölüm korkusundan uzaklar
Dişleri dökülmüş yaşlı ağaçlar
Bir şeyler geveliyor
Çıplak bedenleri birer kaydırak
Bir sevda geçmişte kalmış yarası,
Gelmişsin an/sızım sev diyorsun.
Gülüşüm hüzün,bakışım sızı,
Gelmişsin ar/sızım gül diyorsun.
Unuttun mu diye soruyorsun ya,
İçimde ki yaraya benziyor yüzün
Gözlerini yerden kaldır yabancı
Boğuk bir ses gibi şu acı hüzün
Küllerin arasında kordur yabancı
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!