Paslanmış kağnı arabası gibi
Gıcırt gıcırt edişin niye
Çürük tahtın düşmüş kralı gibi
kaçışın nereye
Gömülmüşsun meçhule
Dönersin divane divane
Dağlardan özgürlüğü
İsyanı sen öğrettin
Nehirlerle çoşarım
Ay ışığı kılavuzum
Denizde çırpınmayı
Girdaplara çalım atmayı
Hiç düştün mü
Kuyunun dibine
Kemirgenler üşüştümü
leşine
Çırpındın mı çorba
kasesinde
Teyzesinin incisi
Edasında gizli
Nazlanışından belli
Yılın en güzeli
Ellemem hiç birini
Beni benden ayırdın
Kendine mahkum ettin
Hoşuna gitti
Gördüm gülüyordun
Zaferi kutladın
Dişine güç geçti
Kuytu sokakların
Dar cenderesinde
Kendimle dönüyorum
Karanlık gitmiyor
Ruhum daralıyor
Sana dolanıyorum
Hep elimdesin
Hiç olmadı kimse
senden daha yakın
Bende çok hakkın
Hüzünlere bulaştırdım
Öfkemi senle kustum
Ne yüreğim
limandan ayrılan bir gemi
Ne de
sen yüreğimde mülteci
Demirlemişken
Bir ömür kal desem
Dert küpüyüm döndüm çağlayana
Daha ne anlatılacaklar var
Anlamaz duranlara
Hepsini kapattım sırlar odasına,
kendimi de aralarına
Açtırıp tuz bastırmam yaralarıma
Annem kar ile ovardı ellerimi
Donmasın diye bedenim
Karı buzu bitmez hiç
Ayazı geçmez coğrafyamın
Gönül sıcaklığımı
Sıkıca tutarım
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!