Gün yorgun,bezgin
Yürüyor karanlıkta
Su çamur içinde
Bir bahçe var
Sızan ışıklarla aydınlık
Çiçekler, ağaçlar
Hiç düştün mü
Kuyunun dibine
Kemirgenler üşüştümü
leşine
Çırpındın mı çorba
kasesinde
Şimdi tüm masumluğumu
takınıp sana veda edeceğim
Hayattan yediğin şamarlardan
etrafına diktiğin demir korkuluklarla
Kendinden çok sevdiklerini korudun
Aşiretin ailen çocukların
El elde
Dil yelde
Diş döşte
Etek sığmaz cebe
Hem kel hem fodul
Tilki yemedi
Paslanmış kağnı arabası gibi
Gıcırt gıcırt edişin niye
Çürük tahtın düşmüş kralı gibi
kaçışın nereye
Gömülmüşsun meçhule
Dönersin divane divane
Dağlardan özgürlüğü
İsyanı sen öğrettin
Nehirlerle çoşarım
Ay ışığı kılavuzum
Denizde çırpınmayı
Girdaplara çalım atmayı
Teyzesinin incisi
Edasında gizli
Nazlanışından belli
Yılın en güzeli
Ellemem hiç birini
Beni benden ayırdın
Kendine mahkum ettin
Hoşuna gitti
Gördüm gülüyordun
Zaferi kutladın
Dişine güç geçti
Kuytu sokakların
Dar cenderesinde
Kendimle dönüyorum
Karanlık gitmiyor
Ruhum daralıyor
Sana dolanıyorum
İnsan kafasından daha kuru
Akan sudan daha duru
Güdülenlerden daha sürü
Görmemiştir şu yeryüzü
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!