Sorma haşat gemi
Bilme nereye gittiğimi
Pervanene alıp bağırtma
Ardında bıraktığın köpük gibi
Bakma öyle salaş
Beşikkayadır köyümüz
Topu topu beş on eviz
Dört beş ay yazımız var
Gerisi hep kar kış
Her bir ev ayrı ayrı tepelerde
Leylaklar eğmiş başını
Saçları süzülür akşam yeline
Hulyalar sardı beni
Götürdü mehtap beline
Efkara dizilmiş im
Yol alırım meçhule
Mavi baygınken yeşil tatlanır
Güneş vurdu mu dağın alnına
Köyümün eteklerinde hayat canlanır
Rüzgar kuşlara şarkı taşır
Lale sümbül onlarla gülüşür
Çayır çimen kokar köyüm
Kızıyorum sana
Dünyayı karartan
senmişsin gibi
Oysa biliyorum
Karanlık edenleri
Bir şey demiyorsun ki
Mor koyun veda etmişti sürüye
Sabah gördüm leşi karlar üstünde
Anam üzülür
karnında kuzusu var diye
merakım arttı kuzuya
Köpekler leş derdinde
Munzur babanın
kaçarken saçtığı sütten
suya dönüşen gözeler
Rivayetidir bu gözelerin
Baktıkça gerçekliğine
inanası gelir insanın
Dağlarına dolansam
Yeşil kadifeden ova
Baharda çiçeğin olam
Burcu,burcu çimen koksam
Yastık döşek istemez
Şerafettine yaslanıp
Günün müjdesi
İyiki doğdun Ezoş
Teyzesinin pembe gülü
Al al gülücükleri
minicik eller
Narin parmaklar
Sensiz gidiyorum
Bir daha seninle
gidemeyeceğim yolu
Adım adım
Seninle yaşayarak
Dün gibi yakın
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!