Ülfetten perde varmış, çektim onu gözümden,
Bilmedim olanları, çün hayâlât görmüşüm,
Dalıp gitti gözlerim, ayıramam yüzünden,
Fark ettim, kıymetini; hoş cemâlât görmüşüm.
Bu âlem sarayının, nakışları mükemmel,
Belki de kemâlâtı, Nakkaş’dan gelen ekmel,
 
Aşk bu dünyanın ölçüleriyle açıklanamaz sevgili. O ilkel bir acıdır, yaban bir ağrıdır. Gelir  ve içimizdeki o çok eski bir şeye dokunur. Sonra bir perde açılır ve yolculuk başlar. Bu yolculukta artık para, tarifeler, beklentiler, randevular, taksitler, iş, anneler ve korkular yoktur. Aşkın kendi gerçekliği vardır sevgili. İnsan bir başka ışığa teslim olur...  
Aşkta yarın yoktur sevgili. Zaman ileri doğru değil, içeri, yüreklere, derinlere doğru işlemeye başlar, bilgeleşir. Hiç bilmediği sezgileriyle buluşur. Yükü çok ağırdır, kendiyle buluşmuştur. Hem dışındadır dünyanın, hem de ortasında.
Hindistan'da Ganj Nehri'nin kıyısında yakılan yoksul adamın hissettikleri de onunladır, yitirdikleri de... Newyork'ta, bir sokakta, o kartondan kulübesinde yaşayan kadının çıplak yalnızlığı da. Her şey onunladır, ona emanettir sanki, ama o, çıldırtıcı bir yalnızlık içindedir yine de...
Aşkın kültürlü olmakla, bilgili olmakla da ilgisi yoktur sevgili, kanımıza karışan ilkel acı, o yaban ağrıyla hiçbir kitabın yazmadığı hakikatlere daha yakınızdır, inan...
Kim demişti hatırlamıyorum, aşk varlığın değil, yokluğun acısıdır diye. Belki de bu yüzden ilk gençliğimde, o yoğun aşık olduğum yıllarda, gözüme uyku girmez, dudağımda bir ıslıkla bütün gece şehri, o karanlık, o hüzünlü sokakları dolaşır, insanları uykularından uyandırmak isterdim. Uyanıp, içimde derin bir sızıyla uyanan o derin sancının acısına ortak olsunlar diye...
Aşk çok eski bir şeydir sevgili. Onun içinden o çileli çocukluğumuz geçer. Sevdiğimiz insanların çocuklukları da... Oradan üvey anneler, eksik babalar, parasız yatılılar geçer. Ve sonra aşk bütün bunları alır, daha da eskilere gider, hep o ilkel acıya, o yaban ağrıya...
Devamını Oku
Aşkta yarın yoktur sevgili. Zaman ileri doğru değil, içeri, yüreklere, derinlere doğru işlemeye başlar, bilgeleşir. Hiç bilmediği sezgileriyle buluşur. Yükü çok ağırdır, kendiyle buluşmuştur. Hem dışındadır dünyanın, hem de ortasında.
Hindistan'da Ganj Nehri'nin kıyısında yakılan yoksul adamın hissettikleri de onunladır, yitirdikleri de... Newyork'ta, bir sokakta, o kartondan kulübesinde yaşayan kadının çıplak yalnızlığı da. Her şey onunladır, ona emanettir sanki, ama o, çıldırtıcı bir yalnızlık içindedir yine de...
Aşkın kültürlü olmakla, bilgili olmakla da ilgisi yoktur sevgili, kanımıza karışan ilkel acı, o yaban ağrıyla hiçbir kitabın yazmadığı hakikatlere daha yakınızdır, inan...
Kim demişti hatırlamıyorum, aşk varlığın değil, yokluğun acısıdır diye. Belki de bu yüzden ilk gençliğimde, o yoğun aşık olduğum yıllarda, gözüme uyku girmez, dudağımda bir ıslıkla bütün gece şehri, o karanlık, o hüzünlü sokakları dolaşır, insanları uykularından uyandırmak isterdim. Uyanıp, içimde derin bir sızıyla uyanan o derin sancının acısına ortak olsunlar diye...
Aşk çok eski bir şeydir sevgili. Onun içinden o çileli çocukluğumuz geçer. Sevdiğimiz insanların çocuklukları da... Oradan üvey anneler, eksik babalar, parasız yatılılar geçer. Ve sonra aşk bütün bunları alır, daha da eskilere gider, hep o ilkel acıya, o yaban ağrıya...




USTA KALEMİNİZ YAZMIŞ YİNE....SAYGIMLA ÜSTADI KUTLUYORUM..
Hocam ben bu şiire yorum yapma salahiyetinde görmüyorum kendimi. Sadece yukarıdaki numaratörü tıklıyor ve antolojime alıyorum
Saygılar efendim.
Hocam mânâ derinliğinizi sanatınızın güzelliğiyle buluşturup konuşturmuşsunuz. Yürekten tebrikler. Saygılarımla...
ÇOK KIMETLİ ÜSTADIM YİNE HARİKA BİR KONU VE HARİKA BİR ESER SUNMUŞSUNUZ BİZLERE.
yüreğine sağlık bedri amcacım saygılarımla.....
Hocam yüreğine sağlık akıcı bir şiir olmuş her zaman olduğu gibi tebrikler teşekkürler saygılar selamlar
--☼ Ülfet Perdesi ☼ --
Ülfetten perde varmış, çektim onu gözümden,
Bilmedim olanları, çün hayâlât görmüşüm,
Dalıp gitti gözlerim, ayıramam yüzünden,
Fark ettim, kıymetini; hoş cemâlât görmüşüm.
Bu âlem sarayının, nakışları mükemmel,
Belki de kemâlâtı, Nakkaş’dan gelen ekmel,
İlâhi ARŞ’ın ucu, unsurlara bir temel,
Her şey bir şeyden olan, çok cemâdat görmüşüm.
Olanlara bakarken, sohbete başladılar,
Çok sualler sorarak, hem de cevaplaştılar,
Kenetlendi kalpleri, aşkla kucaklaştılar,
Şu kusursuz âlemde, muavenet görmüşüm.
Mânâsını ifade, ediyor yaratılan,
Her biri bir masnû’at, yeryüzüne atılan,
Sânî’i tesbih eder, topluluğa katılan,
Sesli zikri kesmeyen, bir cemâât görmüşüm,
Âhîret’in tarlası, demekki burasıymış,
Maksadı dünya olan, yüzünün karasıymış,
Muhabbet yoksa eğer, onulmaz yarasıymış,
Sevdâsız gönüllerde, ne denâet görmüşüm.
Boşuna yaratılmaz, bu mükemmel âlemler,
Ücreti yüksek olur, çekilse de elemler,
Kulluk ister, Yaratan, gayesizmi gelenler?
Allah’a dönen yüzde çok muhabbet görmüşüm.
30.06.2009
Bedri Tahir Adaklı
bedri bey üstadım ;
aşkı ve aşka giden yolda biz kulların hal ve hareketlerini irdeleyen ve güzeli öğütleyen bu güzel çalışmanızı beğenerek okudum.. kutlarım saygın kaleminizi...tam puan 10..akçaydan selam ve saygılarımla..ibrahim yılmaz
DEĞERLİ ÜSTADIM KUTLARIM YÜREĞİNİZİ HARİKA BİR ESER,KALEMİNİZ TÜKENMESİN.SAYGILARIMLA.APARI
Şiirde ki bakış açısı ,çok geniş ve şümullu.
Kimi deryaya daldırdığı kovanın içindeki suya nazar ederek fikir beyan eder,kimide o kovadan bir damlayı inceleyerek analiz eder.Kimileride sizin gibi o deryayı bütün müştemiletıyla görerek ve hissederek bütüne göre hareket eder.
sizi ve engin yüreğinizi kutlar nice başarılara imza atmabızı dilerim.
selam ve muhabbetlerimle
O perdeyi çekince gözden yaratılmış herşeyde Sani-i Zülcelal'in imzası görünür..
Tefekküre sevkeden, ders alınası muhteşem bir çalışmaydı.
Rabbim razı olsun, kalem nur olsun.
Bu şiir ile ilgili 36 tane yorum bulunmakta