Gün bütün ıstırabı hep geceye bırakmış,
Anlamış ki şairler gece için yaşarmış.
Mışlı geçmiş zamanda bir ölümlü yaşarmış.
Otuz beşe gelince sevmeyi de başarmış.
Sahi neredeyim?
Bırakıp gittiğin ve unuttuğun yerdeyim.
Kalbimde ıstıraplı bir telaş.
Hükümsüzlük içinde,
Hükmün peşindeyim.
Saatleri durdurdum.
Giderken,
El salladım ardından
Avuç avuç su döktüm gözlerimde ki yangına
Acıma tuz bastım
Acımı sardım sigara kâğıdına
Ben çıkmaz sokağın on yedilik şairi.
Sen sahip olduğum hüznün bütün sahibi.
Gözlerim takılır kapalı perdelere
Umudum azalır en umulmadık yerde
Çıkmaz sokağın son kapısındaki derde
İçimde dalga dalga bir öfke birikiyor.
Kavgamla kavga ediyorum kendimce.
Gücüm yetmiyor.
Etrafta bir sürü yel değirmeni...
Soruyorum kendime.
Şehir olanca nefaset 'i ile
Geceyi ciğerlerine çekiyor.
Ve gece bütün adaleti
Ve bütün acımasızlığı ile beni içine çekiyor.
Derken gecenin,
Ölülerin dünyası bir tek ölüm mü ölmez.
Başa döndürsen ey yar giden bir daha gelmez.
Siyah hep beyazı anlatır,
Beyaz farkında olmadan hep siyahı...
Eğri, doğruyu işaret eder.
Doğrunun varlığı eğriye mukabil.
Bazen hiç bir sözcük ifade etmez sancını.
Belki de bu yüzden susmaktır en kolay olanı.
Dışarıda hava soğuk.
Ve ölüm buz gibi....
Toprağın üstündekiler üşüyor bak...!
Acaba toprağın altındakiler de üşürler mi?



-
Raziye Sayaslan
Tüm YorumlarBir şiir demledim??