Varlık buzdan bir heykel dirim üç nefes keder.
Yürüyorum boşluğa dünya kaç para eder.
Hazan mevsimi olanca karmaşası ile,
Karmakarışık ruhuma karışıyor...
Huzur denilen elbise,
Üzerime hep bir beden büyük geliyor?
Geçti zannettiğim hiçbir şey aslında bir türlü geçmiyor.
Ben seni hep yanındayken özledim.
Korktum bakarken gözlerine
Gözlerinin rengini hiç bilmedim.
Uzanıverse ellerim ellerine
Aramızda Kaf dağı
İstanbul damla damla birikiyor kederimin üstüne
Hıçkırıklar düğümleniyor gözlerime
Ben susuyorum
İstanbul ağlıyor kaderime
Bir martı resmediyorum buğulu pencereme
Düşman hep içimizde, sen uzakta arama!
Öylece tuz basarlar, şu kapanmaz yarama.
Etrafı çepeçevre sarıyor
Bülbül görünümlü akbabalar.
Ölüm kokuyor...
Ölüm koklanıyor...
Dirim bekliyor...
En güzel elbisemi giydim ve geldim huzuruna.
Biliyorum sen herkes gibi bakmazsın kusuruma.
Bilmeyenler bizi başkasına aşık sanıyorlar.
Bizimkisi vuslat-ı aşk yarama tuz basıyorlar.
On dört asır evvel gönderdiğin mektubu okudum.
Öyle hep mısralarda anlattım ben derdimi,
Kâğıda ve kaleme terk ettim hep kendimi.
Hayatı bazen öyle upuzunca atlarsın,
Basmadığın yerlere zamansızca basarsın.
Giderken sana çok şey söylemek istedim.
Bildiğim hangi sözcüklerle acımı tarif edeyim bilemedim.
Bazen susmak
Belki de en kolay olanı.
Mevsim bahar...



-
Raziye Sayaslan
Tüm YorumlarBir şiir demledim??