Hey Hak! Maraz doğar diye/
İyilik yapmayalım mı?
Merak varken iyiliğe/
Zulümle rastlaşalım mı?
Bu ikilem beni yordu/
yalan dünya sevgilisi,
ayrılık ilan...
seni bizden çok methetsin kaygıda bulan!
lal oldu dil,
kanlı hilal,
boş kaldı alan...
Yarım koydun aşkı, yarım, böyle olur mu?
Değme insanlar üstadı, barim ölür mü?
Deli Dumrul’un muradı vefalık idi
Esmerin dünya durağı cefalık idi
Pislik içinde yüzen bir temiz yüz göründü
Temizlik de, pis şeyin çokluğuyla övündü
Batıcı olan şıklık, yanlışlık poz büründü
Mahşer yeri alışık, ne tozları süpürdü! …
Ufuki
Mazi yapar, dağ aşarız, savuştururuz çölü
Gazze’de çocuklarımız; ya yaralı, ya ölü
Davam, duramaz yerinde, haykırır eli, kolu
Hanzade çocuklarımız, Ramazan’da kan gölü
Soyu kırılası millet, soykırımın peşinde
Gök ile yer arası genişletilse bile,
Almaz sevgimi
Bir kalbim alır…
İçimde O’nun heyecanını
Bir zaman hissedemedim mi?
Kalbim daralır…
Size dönüp
Bir gün mezara gireceğiz mi desem
Bir gün mezardan çıkartılacağız mı?
Yoksa, ikisini de mi desem
Şişen akıl bir kalıba oturtulmuyor…
Silsem zamanın kovucu yakınlığını
Ya Rab!
Gönül çözen kasideyi herkes okusun!
Sabah ezanlar sonrası…
Aşkını zirveye diken kuşağa tolga!
Nabi’ye selam olsun!
Tevekkülünde öyle ileri git ki;
Yolun sonu vekilinde bitsin.
Tevekkülünde öyle ileri git ki;
Yolun sonunda derdin bitsin.
Yalanım yok!
Ondaki umut bende olsa
Kumdan somut olurdum.
O ki;
Vurdumduymaz ya nasıl olsa
O yüzden uzağında durdum.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!