"Âyinesi iştir kişinin, lâfa bakılmaz."
Kalkıp da seni son gördüğüm yerden,
Bir daha geriye gelmedim Alya.
Hüznümün rotası değişti birden,
Bir daha mâziye dalmadım Alya.
Emrine deryâlar me'mur kıldım da,
Sanma ki bir penâh yok, ölümün ertesinde:
Bir yurt bekliyor bizi, aklın da ötesinde.
Arkası sır kaplı epey cam gördüm,
Daha âdiline denk gelemedim.
Şiirbaz rûhumu çarmıha gerdim,
Çiviyi dilimin üstüne yedim.
Bir şeyler farklı mı, baktığım yerde
Şu koca dağlar üstüme geliyor...
İri kayalar fırlatıyorlar sîneme.
Hâlâ dağdârım
Ve hâlâ noksan...
Bir dönsem
Hîn-i sabâvete,
Bir yiğit vardı vakûr, gönlü bir bağa medfûn.
Güller ona vâbeste; o, papatyaya meftûn.
Ağzı sevdâ bahçesi, seri belâ kokardı.
Gözleri hep kanlıydı, gören ondan korkardı.
Bir oyun ki zâlim ile bir olmuş,
Gönüllere pervâ salmış gidiyor.
Yağmur çamur geze geze kir olmuş,
Toz dumanı siper almış gidiyor.
Hakk râzı gelmedikçe âsumanda nefes mi var?
Rızâya tâlip olmak... Ondan bâkî heves mi var?
Hissetmek ister olsam birkaç melek varlığını,
Bu körpe şehirlerde arayacak kümes mi var?
Özünü kaybetti âdemoğlu...
Saatlere esîr oldu,
Betonarmeler aldı taşın toprağın yerini.
Zühreyle kıbleyle değil de
Pusulayla yön tâyin eder oldu...
Velhâsıl, irfânını kaybetti âdemoğlu;
Biter mi hüzünle yoğrulan muştu,
Hazin sevincimi çalar mı deniz?
Kavrulan gönlüm, bir an soğumuştu
Ve başıma çöktü kordan bir dehliz.
O dehlizde pervâ nedir bilmeden,
Bilmem ki nerdesin, kimlesin, kimsin?
Yalnızca tahmîn-i ismin var bende.
Ya yalnız bir sanrı, ya hayâlimsin:
Ne hâtıran, ne de resmin var bende..
Gönlüm çok aradı bir vakit seni;
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!