Tuz koktu deyimi dilimize denetim mekanizmasının yozlaşması anlamına gelir. Hukuk sisteminin çifte standart uygulamaları bu tür bir yozlaşma ve çürüme örneğidir.
Yaşanan bir olumsuzluğu gidermesi gereken kamu gücün taraf tutarak objektif ilkelerden uzaklaşarak olumsuzluğa taraf olmasına benzer bir yozlaşma için tuz koktu deyimi kullanılır.
Sonradan düzmece olduğu anlaşılan Ergenekon davası sürecinde bu davanın savcısı benim diyen bir başbakan veya sorumlu temsil bu tür bir suç işlediği halde hukuk önünde hesap vermiyorsa tuz kokmuş yozlaşma çürümeyi başlatmış demektir.
Gezi eylemleri sırasında yedi genç bir çocuğu polise emri ben verdim ve vuruldular diyen bir başbakan hukuk tanımadan bunu yapıyor ve hukuk önünde hesap vermiyor hatta kahraman oluyorsa tuz kokmuş demektir.
2001 yılında kur vurgunu yapan bir bizans sermayesi holdinge (İngilizlere birlikte satıldı) çaldıklarını geri almak yerine ödül alarak özelleştirme adı altında Tüpraş gibi bir kurumu satmak tuz koktu örneğinin bir başka vahim örneğidir. Böyle hırsız bir zihniyetin gücüne güç katmak ihanettir. Bu sadece bir örnektir.
Bütün bu tuz koktu dedirten kanlı soygun süreçleri için 1950'den bugüne karanlık sicili tutarak hırsızları muhtıra vererek ihbar ettiğim halde bunu görmeyen bir yargı ve toplum tuzu kokutan yozlaşmanın kendisidir.
Tuzun kokmasını sağlayan siyasetten çare bekleyen çaresiz esaret toplum bu yozlaşmanın asıl adresidir.
Benim memurum işini bilir dedi bir nakşibendi tarikatı müridi kimse buna itiraz etmedi.
Çalıyorlar ama çalışıyorlar zihniyeti bir güç çalışmayan bir hırsızlık sistemi kuracak dedik kimseye anlatamadık.
Anlatması gereken kalemini çınara satan gazeteci yazar televizyoncular da bunu topluma anlatmadılar.
Siyasete kitap ile muhtıra veren bir yurttaşız görmeyen bir medya düşman medyasıdır.
Yurttaş mecbur kendi başının çaresine olanakları hukuk ve ahlak ilkeleri ölçüsüne uygun direnişini sürdürecek kazanana kadar.
İhalelere fesat karıştırmak balık baştan kokar türünde bir çürümenin tuza gerek bırakmayan bir yozlaşma örneğidir. Kişiye özel ihale yasası yapıldı. Gece ve torba yasalar ile hakkımızı çaldılar.
Suriye'den kaçkınları ithal ederek vatandaş yapıldı mı sorusu hala yanıt bulmuş değil. Demografik yapımız ırkçı ve mezhepçi bölücülük için yapıldı. Tuz koktu dedirtecek sayısızca örnek saymak mümkündür.
Tek yetki faşizm yönetim sisteminde faturayı yurttaş öder.
Ve ödenen bedel tek yetki faşizmi ve bu faşizmi sufle eden bizans sermayesi soygunun umurunda bile değildir.
O zaman umurunda olması gereken kimdir?
Yurttaşların umurunda olması gerekir.
Mafya ile devlet arasında ki farkı hukuk belirler.
Hukukun gücü ele geçirenler yararına sopa gibi işlediği bir ülkede adaletten bahsetmek mümkün değildir.
Yurttaş olmayı başarır ilkeli ve toplumun ortak sözleşmesi ve insan hakları yasalarına uygun bir şekilde direniş gösterirsek hukuk yurttaş yararına işleyeceği bir devrimi doğurur.
Türk ulusunun sorunu ırkçılık ve mezhepçilik üzerinden bölücülük müdür?
Yoksa ekonomik soyguna bir çare bulmak mıdır?
Suriye'de bir terör yapısı emevi camisinde bir hafta içinde namaz kılmak istedikleri gün kuruldu.
Kimse ipe un sermesin.
Dışişleri bakanı bugün şov yapmayı bıraksın sınırın öteki tarafına adamlarımı gönderir bir kaç füze gönderir bahaneyi üretirim dediği gün bugün ki emperyalizmin istediği sonuca bop projesi gereği hizmet ediyordu.
Irak bölünmeden önce kuzey Irak'ın bölünmesi kırmızı çizgimiz diyen ırkçı milliyetçi parti bugün bebek katili teröristin parçasına yine emperyalizmin talebi doğrultusunda yapılmış durumda.
Yurttaş bilincini kimse artık aldatamaz.
Yurttaş olmak gerçek Atatürk askeri olmak, birlik, beraberlik ve dayanışma içinde biz bütünlüğü korumak demektir.
Tek yetki faşizmi otoriter rejimler ülkeyi soyan ve talan eden sermaye mafyası çıkarına iş yapar.
Ve ülkede tüm örgütlü güç ve yapılar buna uygun devletin gücü kullanılarak dizayn edilir.
Bu nedenle tek yetki faşizminin her topluma maliyeti çok yüksektir.
Türkiye Cumhuriyeti kurulmadan önce de tek yetki faşizmi vardı ve kanımızı ortaya koyarak vatanı ve ulusu kurtararak devletimizi devrim yaparak Cumhuriyet ahlakına taşıdık.
Siz yine Osmanlı olun diyen düşmanın oyunlarına alet olan tek yetki faşizmi ve muhalif korosu Türk ulusunu ne yaparsa yapsın aldatamaz.
Nas dedi 2023 seçimlerini hukuksuzluk içinde kazandı. Butlan görev yetki kendisi olduğu halde yargı sopasını kullanarak bu suçu CHP üzerine yıkarak bunun bedeli herkese ödetiliyor.
Kuklacı tarafından sufle edilen işbirlikçi siyaset samimi değildir ve bu nedenle tarih olmuştur.
Çünkü ülkede yargı sopa olduğu gün tuz koktu.
Yozlaşma, toplumsal, ahlaki, kültürel ve siyasi etik değerlerden uzaklaşmak demektir. Bu tür bir yozlaşma her toplumda tuz koktu dedirtir.
▪️Önder Karaçay ▪️
Önder KaraçayKayıt Tarihi : 4.9.2025 13:47:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
▪️♾️▪️▪️TÜRK ▪️▪️♾️▪️
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!