Hepimiz kendi dışımızdaki koşulların tutsağıyız,
başlamadan bitirilmiş cümlelerin,
kurulmamış hayallerin içindeyiz.
Adımıza yazılmış kaderlerde
bizden başka herkesin imzası var.
Güneşi gördük—ama hep pencereden.
Ne zaman dokunmak istedikse hayata,
parmak uçlarımızı keskin camlar kanattı.
Kendimize bir yol seçtik sanırken,
aslında çoktan çizilmiş patikaya düştük.
Bazen bir öğretmenin sesi,
bazen babanın susuşu
ya da bir ülkedeki yanlış doğum tarihi
yıkar bizi kendi içimizden.
İradesiz değiliz belki,
ama her irade
bir başka zincirin kilidinde paslanıyor.
Koşullar—adı konmamış efendilerimiz
ve biz,
gülümseyerek yaşıyoruz tutsaklığımızı.
Ama yeter!
Bu kafesin duvarlarını yalayıp ölen kuş değilim.
Yakarım kalbimi,
yırtarım suskunluğumu,
kim çizmişse bu kaderi—yüzüne tükürürüm.
Bana biçilen rolü reddediyorum.
Boynuma takılmış her kimlik, her ses,
her “böyle olmalı” dayatması
paramparça şimdi.
Ya ben yazacağım hikâyemi,
ya da hiçbirinizin anlatacak masalı kalmayacak!
Salim Diyap
Kayıt Tarihi : 2.8.2025 21:19:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!