Kapanan kapıları zorlayacak yüreğimizde yeşeren
Attığımız her adıma güven veren umudumuz ile
Dünya insanını kıskandıracak kardeşliğimiz ve onurumuz ile
Işık diyen karanlıklar üzerine kandiller yakan sevdamız ile
Kadıköy merkezli ahlakımız ile
Öyle bir nesiliz ki, imam haipliyiz, öyle bir imam hatipliyiz ki
birgün seversek eğer
bir gün sevmeyiz
seneyi üç yüz altmış beşe böler
her birinde yeniden diriliriz...
aşkı kırmızı gül diye
ışık diye kalp muskamızı takındık göğsümüze
tütsü diye aşkı çektik sinemize,
güneşte lekeler,
güneşte ay mezarı
aciz dünyanın gözünde aşkımın tozu dumanı...
Sen işaret buyurdun
Fatih memuru oldu bu yurdun,
Sen misafir oldun diye,
misafiri her sabah binler Eyyub'un.
Sen Allah de,
zifiri vakitler gökte üşürdü
aşkı yansıtmayan bedrin çehresi
aşkın en sıcak iklimine düştü
hüzne bürünmüş hasretin cemresi
kan kızılıydı
nemrudun harında ateş,
aşk kızılıydı
ibrahim in elinde güneş,
gözlerin ibrahim,
kursağında damla,
bakışları İbrahim'de,
ey güvercin!
alev nemrut dağı mislice,
damla yeter mi İbrahim'i serin kılmaya,
- olsun,
bilmem neden nazlıdır güneş
her yere değer de gözlerime bakmaz,
bana sorma nedenini sonbaharın
yaprakları sarıysa sebebi vardır,
bendedir cevabı baharın
vuslat vakti her yer menekşe kokar
aşk, her can için bir dilek tutar,
kimse bilmez, tuttuğunu yarına saklar,
kocaman bir mapustur dünya semahı durmayan
ve içinde aşksız, gönülsüz,
dileğinden bihaber tutsaklar.
...Aydınlat sönmüş lambanın ışığı,
Kalbimi ıslatan hüzün rengi ırmağı...
Karanlık ve ıslak, aşkı tattığım şehir,
Menekşe kadar sen kokuyor
Adını yazdığım bu şiir.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!