ipeksi bir yağmur sığınıyor düşlere,
düştükçe ellerime, göğe uzanasım geliyor.
ne hacet çıkmaya,
gökler iniyor benim için sokaklara...
güneş gözlerine iner kızılında sabahın
içimde sükutun tıkırtıları
dışımda zamanın tik takları,
içimde renk renk düşler,
dışımda uykusuz uykusuz güneşler...
ölü mü ne,
Çocuk akıllı düşler görmekti
Gözlerimin gecesine sebep..
Kabuslarım beni yalnız bırakmadı
Özlemle beklenen sevgili niyetine.
Lale kokulu karanfil bildim,
Fani bedenim ve ona anlam katan sevdam
Gönlümde yanan, varlığımı hatırlatan sevdam
Sevdamı, sevdamı dağlara anlatsam
Taşırlardı senelerce, güçlerinin yettiğince
Anlatırlardı yeni nesillere kendi dillerince
bir dilek tuttum
denize attım,
dalga dalga uzaklaştı benden.
bir melek tuttum
içime attım,
Follow the blood, cooming from my heart,
And you will find the heart waited for you and died.
Smell the smell of your own in that poor heart,
The poor heart is nothing without your smelling.
Bak yine uçuyor,
Ben küçükken de uçardı,
Üsküdar'ın ortasında o leylek.
Soğukta sanki biraz üşüyor,
Ama soğuğa inat hep geceleri uçuyor,
Sanki gündüz birini bekliyor,
Yüreğimde neler yazılı aç da bir oku
Belki sen çıkarırsın bu zehirli oku
Kalp muskamın içinde gizlidir
Gittikçe sarpa saran, sardıkça dikilen
Dikildikçe yükseğe eren, gönül yokuşu
dua çoşkusu kıpırdarken dudaklarında,
inerken nur parıltısı gözlerine,
bir çift melek izlerken seni omuzlarında,
seccadende ayak izlerin değerken cennete,
kimsesizlik, içinden secde vakti kaybolur,
göğe değen eller üzerinde, Allah'ın elleri durur.
sen,
yarına adanmış visalin
rahminde can tutan,
kaf dağına sürülmüş alevleri ısıtan
vuslat nehrini hüzünle paklayan nur,
sanır mısın bu şehrin sularında
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!