geçtiğimiz her sınav pişmeye bahanedir.
fehm eden insan için dünya saadethanedir.
Bu pırıl pırıl vitrinler, bu zenginlik..
Anlıyorum, başka bir şehirdeyim..
Bunca mesafeyi boşa mı gittim..!
Ya bu sokaklar dolusu ihtiyarlar ne?
Demek burada da yok ölüme çare...!
yağmurları beklemişim, yağmamış..
bulutlardan bıkmışım.
çiçekleri özlemişim, açmamış..
bahçelerden bıkmışım.
bana gülen bir aşina çehre yok!
aynalardan bıkmışım..
......
Bölük mevcudumuz
Üçyüzotuz,
Tüfek sayısı
Üçyüz!
Demek ki,
Görür gibi olurum, bulutların gittiği,
Rüzgârlarda ağaran kimsesiz ülkeleri..
Göllerinde yosunlu kayalara konarak,
Dinlenir balıkçıllar, bir iki karabatak..
Hârelenince sular,karanlıklarda gri,
Yeşil sarmaşıklarla örtülü olan
kalbindeki pencereler açılsın,
Bir ışık tûfanı girsin oradan,
Mavi ve aydın..
Yayılsın dünyamıza tatlı bir huzur.
Yanlızlık aksimi gördüğüm kuyu,
Çevremde insanlar, mumdan heykeller.!
Sarıl yorganına, yıllarca uyu..
Aklında kalmasın, ne zaman, ne yer.!
Bir ömür tükettin böyle yollarda.
Bahar kıyıları sislidir, bekliyor yazı.
Yeşeren bahçelerde uyanışın hazzı,
Rüzgârda bir okşayış, vadesi vuslatın..
Bir derin sükunete varmış gibi deniz,
İstanbulu böyle bir günde terketmekteyiz.
Dün gördüm onu, nişanlanıvermiş.
Elini gösterdi bana, anladım!
Dün gördüm onu, mahzun, perişan..
Giyinişinde, hallerinde bir boş veriş..
Kulağım tanırdı ayak seslerini.
İşte o günden beri,
Ne zaman Seddülbahir yollarında dolaşsam,
'Bu sisli tepelerin, gölgeli vadilerin,
Birinde İbrahimin kemikleri var' derim.
Orada yatar beraber,
Namsız nişansız erler..
Tuncay Emrem isimli Şairimiz hakkında bilgi almak istiyorum.
Kendisi yaşıyor mu? Eğer yaşıyorsa nasıl iletişim kurabilirim?
Telefonla veya e-posta ile mesaj yazabilirim.
Hakan Börekçi
hocam sizi cok seviyoruz...
bizim için çok değerlisiniz.çok özelsiniz...siz bir efsanesiniz...