Hiç bitmeyen, umut dolu kavgalar içindesin.
Zifiri karanlıkta, parlayan bir ışık gibisin.
Sessizlikleri kadar zalim, umarsız kalabalıklar içinde,
Bataklıktaki özgürlük çiçeği gibisin.
Biliyorum, yarını göze alamayan nefeslerdir, seni yıkan.
Ne olur, öne eğilmesin başın,
kaldır, titret o vicdansız yürekleri!
Mahzun ve bir o kadar Asi yüreğinle diren !
Biliyorum, düşmanın acımasızlığı değil, dostların sessizliğidir seni üzen,
Kalsan da; Bir sen yalnız, Bir sen tutsak, Dolunayla bir sen uykusuz,
Tüm renkler sıyrılsa da gözlerinden; küskün olsa da bedenin ışıklara
Çocukluk düşlerin gibi; her bir yıldızı boncuk yap gerdanına.
Herkes unutsada düşlerini, terketsede umutlarını
Ama sen, zamansız yağmuru bekle tüm benliğinle,
Dipsiz kuyularda da olsa umutların,
Bir şehrin yangınında sönse de alevlerin,
Vurgun yese de tüm caddeler,
düşüncene mim çekse de duvarlar,
Kırık mevsimler dökülse de üstüne.
Korkutmasın benliğini, önündeki dehlizlerin karanlığı !
Bir mum ışığında çiz, geleceğe dair tüm hesaplarını.
Her daim depreşen umarsızlığın yarası, kabuk tutar zamanla
..ve bir gün unutulur geçer, en derin yaralar bile
Avuçlarında sımsıkı tuttuğun özgürlük sevdasını, Salıver enginlere, ne tasa kalsın ne de özlem !
Gecelere sığmayan bin bir sitemlere, hüzün tutkunu sabahlara inat
Açılsın tüm bakışlarda yüreklerin kapısı,
Bıkmadan coşsun ruhun, şelale olsun, özgürlüğe aksın.
Kayıt Tarihi : 19.2.2024 19:31:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Çevremizde bu kadar haksızlık varken
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!