Kaç bin yaşamış oysa bu dağ, taş ve toprak.
Dağlar saklar içinde isyanımı anlar.
Çiğ olup aksam en ulu ağacından
Ağacın gözyaşı anlar düşen yaprağından.
Her canlı özünde yalnızdır.
Ben bu yeryüzünde ağaçlar kadar
dibinde köklü kalabalık, yüzü yalnızca gökyüzüne
kıyam eden bir yalnızlık görmedim.
Herşey gelip geçerken, zaman akarken,
ağaçlar kadar durmadan derin yol alan,
Önce bakmayı görür insan.
Sonra anlar ki görmek ancak henüz görmeden
kendi iç bakışını duyabilmektir.
Aslında görmek, daima bakış açımızdan yaşama beliren iç gözlemdir.
Herhangi birşeyin görünür olması değil,görünenin sizdeki görünürlüğüdür.
Yaşama varolan yazı derin bir yazgıdır.
Allah (c.c) kelamından 'oku' emrine hitaben
bizi bizden okuduğumuz ve sonsuza dek
sürecek olan, yüceler mekanında sesin susacağı,
yüreklerin konuşacağı ana gelene dek sürer.
Allah insana kendi rahmetinden ve merhametinden
Kabul olunmuş bir dua'dan geliyoruz.
İçinde bir rahmet,içinde bir sükunet gizli.
Yaşama el veren duyuşlarımız,
kalbimizin umuduydu önce ilahi aşk'ın dileyişlerinden.
Bilmediğimizi sevdikte bildik sevginin bizi bize bildirişlerini.
Dua'mız,içinde derin umutlarla bir umar olmuştu dokundukça anladığın
Aşk seni tanımaz. Sen aşkı aşkta tanımlarsın.
Aşk'ı tanımladığın andır bir harf arası eksilmek zatından.
Eksildiğin anda sen, batından manaya aşkla tamamlanırsın.
Gerçek düşüncenin varlığı, varlık kavramından üstündür.
Bazen öz düşüncede ki varoluş, yokluktan dahi gercek bir var katabiliyor.
Herhangi birşeyin var olması değil, oluşumun bir çok şey oluşturmasıdır güzel olan.
Allah'tan (c.c) başka yakınlığı olmayanlardan uzaklaşan
nice insanlar vardır.
Ancak bilinen odur ki, uzaklıkları karşısındakine değil, kendilerinedir.
Allah (c.c) dilediği kişiyi kendine yaklaştırmak isterse şayet,
sevdiği kulunun gözü olur, kalbi olur, kulağı olur.
Bir insanın gerçekliği bilmesi ancak Allah'ın (c.c) dilemesiyle olur.
Geçmiş söylenmiş bir sözdür.
Şimdiki an düşüncenin sükunu,
gelecek ise tüm hepsine dahil olandır.
Önemli olan, şimdiki andan itibaren
düşüncemizin geleceğe en güzel şekilde
bir öze dönüşmesidir.
Bir gerçeklikte bir yok oluş.
Yok oluşmuydu gerçeklik?
Gerçeklikmiydi asıl yok olan?
Bir resim tablosundan düşen bir yaprak, resim gerçekte bir donuk zaman.
Düşen yaprak, donuk resimden çıkan bir gerçek.
Yaprak yüreğime düşer,




-
Oktay Aşkın
Tüm Yorumlarhttps://www.instagram.com/p/Cs1Rsphofri/?utm_source=ig_web_button_share_sheet&igshid=MzRlODBiNWFlZA==