nasıl akarsa aksın su,
telvemiz kadar konuşalım diyor
sakalına kırlangıçlar biriken 
bir falcı.
acı kuşatmışken, 
veremli göğsümden ışıldıyor
bir paslı kamçı,
emzirilmiş bir timsah.
gözyaşları içimde; 
acıyor canım,bir güzel yanıyor,
odun gibi köz oluyor
yoksulluğumuzun mangalında.
hasret mi 
evet hasret diyorum,
ununu eledi 
eleğini astı boynuna 
ölüm...
nasıl akarsa aksın su,
şiirimde açan
bir zambak gibi kokardın sen
ahmet erhan.
seni bilirim,
av'cunda tanrının eli
içinde 
yitirdiklerimiz.
bir soruyduk, 
akşamların kadehinde hüzündük,
kendi kendini temizleyen yaralarımızdı
kalbimize tohum diye atılan
bir buğday sarı
saçlarından süzülürdü 
tokası söz'ün.
ne kadar falcı olursak olalım,
su gibi akıyoruz zamana şimdi 
dibinde birikmiş
kahve tanecikleri olan
bir fincanın
kenarından akıp giden bir telve gibi,
akıp gidiyoruz kenarından hayatın.
Kayıt Tarihi : 15.10.2018 11:24:00
 
 
 
 
 Şiiri Değerlendir
Şiiri Değerlendir
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
 
 



Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!