Başaktan aldığı sarı saçını rüzgâra bırakıyor Kemal’im
Arı burnu, Conk bayırında köstekliyle korunuyor Kemal’im
Samsun’a ayak basıp canını dişine takıp yola koyuluyor.
Dolaşıyor dört bir yanını topluyor Anadolu’yu Kemal’im
İnci tanelerin dökülür avuçlarına,
Ben yetişemem onları tutmaya,
Gücüm yetmez taşımaya.
Durduramam!
Kokusunu çekersin ya içine o denizin
Anlamazsın!
Hayat kabak tadı verir bazen
Un ufak olan hayallerin ardından
Elinde kalan bir avuç kum.
İnsan içi dolu cam şişeye benzer
Şeffaf olmayı ister sürekli.
Yüzündeki maskeleri atmıştır
Namlunun ağzındayım
Sıra dağlar kadar barut birikmiş ardımda.
Patlamaya hazırım.
Yokluğunun sessizliğinde
Fırtınalar koparmak derdim.
Üzgünüm.
Yıldızları gördüğümde
Gözlerin gelir aklıma.
O masum gözlerin.
Zıpkın misalidir yüreğimi delip geçen.
Herkes ben gibi baksın istemem
Kıskanırım sevgilim mazur gör.
Sustum
Rüzgâr gibi esip giderken yine
Sen acımasız, merhametsiz ve mağrur.
Okyanusunum ben senin yağmur gözlüm.
Senin haberini getiren her fırtınada dalgalanırım.
Coşkularım içimden taşar.
Seversin…
İmkânsızlıklar olur seni sürükleyen
O ay gibi güzele.
Sen onu öyle sevmişsindir, unutamazsın.
Hani sigarayı avuçlarında söndürürcesine
Acı çekerek yaparsın!
Titriyorken geceyeydi isyanım
Ne sevenim var ne sevdiğim.
Hani diyorsun ya “Neden beni sevmedin? ”
Ana gibi yar mı oldun bana?
Merhem olsan razıydım
Ellerinle açtığın yaralarıma.
Beni anlamadınız.
Gece yarılarında
Sessiz haykırışlarımı duymadınız.
Suçluydunuz ve hala suçlusunuz!
Çünkü ben en sevdiklerimi
En çok ihtiyacım olduğu zamanda
Merhabalar olsun sana
Karın koynunda getirdiği ayaz kadar.
Demir attım ve battım
Çünkü beklemekten usandım.
Kendi okyanusumun diplerinde
Ucu bucağı görünmeyen
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!