Dumanı yakar gözlerini
O alev topuna dönmüş yüreğindeki
Kor ateşin.
Gücün yetmez!
Çığ gibi düşsen,
Sel olup aksan da.
Seninle ben
Zümrüdü Anka olurum
Küllerimden doğarım.
Avuçlarında uyurum
Bir bebeğin ana kucağı hasreti gibi.
Sonbaharda esen o ince meltemlerde
Yine mi geldin?
Dağları üşüten ayazınla.
Sen geldin, ben kaçamaklardayım.
Kar tanem diye severdim seni
Kucaklar dolusu sevgimle.
Düşüp de erirsin tenimde.
Ömrümü çektim içime
Sigaramın her nefesinde.
Armağanım olsun yokluğum
Senin o bahar gözlerine.
Bileklerime sinmiş o gül kokun.
Defalarca vurmuş kırbaçlarını
Saat gecenin bilmem kaçıncı yarısı
Bölünmüş uykulara teslim oldu bütün sabahlar.
Benden başka herkes duydu sesini,
Belki de en hayran öğrencin ben iken
Bir ömür seni dinlemek isterken
Kırk yıl kölen olmaya bir harf dahi bulamadım.
Beni güzel hatırla.
Okusan da okumasan da
Bütün şiirlerin en iyisi yazılıyor işte şimdi.
Bu ayrılık şiirinde
Beni güzel hatırla.
Dinlediğin türkülerde, gittiğin yollarda
Hatırımda gram kıymetin kalmamış senin
Sahi adın neydi?
Aslı, Gizem ve ya Ayşe mi?
Keyfim yine sana keder olur.
İnsanlar bahseder ya hep
O unutamadıklarından.
En çetin savaştaydık biz seninle.
Sen İstanbul’dun ben Fatih.
Ya ben seni alacaktım ya da sen beni.
Hasımdık birbirimizden geçemeyen,
Tarihe derin kan lekeleriyle kazındık.
Kurutmak isterdik ama bir türlü durduramazdık
Gölgeler düşmüş yoluna
Baba ocağında bir kuru soğan ekmeğe muhtaçken
Benden çok şey isteme.
Aynı büyüdük biz.
Bizim şerefiyle şerefsizleri dize getiren
Babalarımız vardı.
Sustuklarımı söyleyebilmek,
Bir avuç dolusu kum gibi savrulabilmek,
Ve anlık esen o rüzgârda
Gözlerini içime hapsetmek üzere paralarken kendimi
Bir kuytuda zilzurna deli gibi
Sana sarhoş olmak varmış kaderde.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!