Bir sonbahar yaprağı düştü bu sabah,
kimse görmedi.
Ben baktım, biraz içim eksildi.
Rüzgâr, yaprağın yerine geçti sonra,
yaprak rüzgâr oldu, ben suskun kaldım.
Tenha bir yoldayım şimdi,
Beni bu güzel havalar mahvetti,
Böyle havada istifa ettim
Evkaftaki memuriyetimden.
Tütüne böyle havada alıştım,
Böyle havada aşık oldum.
Eve ekmekle tuz götürmeyi;
Devamını Oku
Böyle havada istifa ettim
Evkaftaki memuriyetimden.
Tütüne böyle havada alıştım,
Böyle havada aşık oldum.
Eve ekmekle tuz götürmeyi;



Üstad değilim henüz..ama biriktiriyorum hazinemde sizler gibi şairlerin eserlerini okudukça gelişiyorum diyelim..
Estağfurullah. Çok teşekkür ederim...
Nehrin kıyısında bir ağaç!
Dalları eğilmiş kendi gölgesine bakarken..
Sordum sudaki aksime!
Ey dalımdan kopan hüznüm nereye?
Yeşilden dönen kızıllığımda yandığını gördüm..
Rüzgar alıp götürse gövdemden seni..
Kopmuş bir hüznün rüzgarla dansı gibi.
Usulca düşşen kıyılarına serin suların.
Bir kayık gibi salınsan..
Güneşi bekleyen evrenin kızıllığına karışıp..
Diner mi gövdemden dökülen bu hüznün..?
Saygı ve sevgilerimle…
Üstadım, yüreğinize sağlık...
Harika...
Üstad değilim henüz..ama biriktiriyorum hazinemde sizler gibi şairlerin eserlerini okudukça gelişiyorum diyelim..
Yüreğinize sağlık üstadım; ne derin, ne muhteşem duygular...
ah üstad;
bu sonbahar resmindeki,
ruhuma dökülen ıslak, sarı, kızıl yapraklar,
örtmüyor sevdalı çınarımın üstünü,
kanadı kırık kollarımı talan ediyor hüzün...,
ah sevgili hocam, sonbaharım...;
kuru yaprakların uçuştuğu göğün harasında,
ak yeleli bir burak koşturur...,
yorgunmuş, gözlerine sis çökmüşmüş,
ne münasebet,
ve yüzümün kan çanağına,
durgun aksin yansıyor…,
pür dikkat ve halka halka gözlerin ve,
harf harf, hece hece, tane tane ama karmaşık
tam üç dilde hatırıma gelen sözlerinle,
aklımın bulanık suyu çekilirken,
kalbimin bypa/ss izleri kıyıya vurur,
buruk bir tebessümün,
umur görmüş omuzlarından kayan;
parka misali…,
susması rahmet,
konuşması zahmet lisanımın;
eflatun bir gülüşün
gözleri yumulu olur,
ve kenarında bir kardelen uyurmuş,
mukaddes sonbaharım...,
solgun bir söğüt,
dallarını yüzüme eğmiş
ve yapraklarının;
yanık bir şiir dizesi gibi,
yürek patikasına düştüğü bu demde,
akıp giden zaman şırıl şırıl,
gözlerimin kenarına,
sensiz çizikler atar…,
ah üstadım,
gözlerinden inciler dökülse,
sağnak sağnak nola kalbimin kuytusuna,
ağlamaklı bir susuş kadar
üşümezdim belki o dem,
son yaprağı da düşen dalın
gün batımı gölgesinde...,
güzel kardeşim,
sevdayı bilir misin…,
var mıdır çekmişliğin…,
o halde ağlamayı da bilirsin...,
hayat, sunulmuş bir armağan mıdır
kullara tamamen acaba,
ve acaba kalbimdeki dönme dolap durdu da,
başladı mı dönmeye atlıkarınca,
bak dostum,
ömrüne vurduğun kilit kadar özgürsün
ve aşkın kadar prangalısın gerçek hayata
unutma, ki tutsaklığınca yudumluyorsun
sevdayı…,
ki üstadım; ciğerimin köşesi,
sana bağlaya bağlaya umutlarımı
tutunuyorum hayata...
/unutma bunu/
parantezli ve hicaplı bir iç ses daha işte,
ah;
Yüreğinize sağlık üstadım; ne derin, ne muhteşem duygular...
Bu şiir ile ilgili 4 tane yorum bulunmakta